Geçmişten günümüze toplumlar ve içerisindeki yapılar birbiriyle etkileşim halinde olarak büyümekte ve gelişmektedir. İnsanlık var olduğundan beri farklı sistemler doğar, büyür, gelişir ve son bulur. En küçük canlı yapısından en büyük organizasyon ya da organizmaya kadar bunu görebiliriz.

Sistem en yalın anlamıyla; bir amaç için bir araya gelen öğeler ve bu öğelerin ilişki içinde olmasıdır. Örneğin; eğitim sistemi, parlamenter sistem, hukuk sistemi vb. gibi örneklerle yaşamımızdaki sistemlerin sayısını arttırabiliriz. İnsan bedeni de bir sistem olup içerisinde alt sistemleri barındırmaktadır. Yani nihai bir sistemden söz etmek çok zordur. İnsan bir sistem iken kalp, beyin, göz kendi içerisinde farklı sistemleri barındırmaktadır. Okullarımızı düşünelim! Okul bir sistemdir. Fakat üzerinde bir odaklanma gerçekleştirirsek. Ortaokul sistemi, rehberlik sistemi, ilköğretim sistemi gibi farklı alt sistemleri görebiliriz. Sistemler birbirinden ayrıldıklarında fonksiyonelliğini yitirirler. Örneğin kalp sisteminin bedenden alınması, ilköğretim sisteminin okullardan çıkartılması gibi. Bu gibi durumlarda bedenin var olması ya da okulun eğitim kurumu olması imkânsızdır.

Sistemler açık, kapalı, yarı açık olarak farklı türlere sahiptirler. Bunları daha de detaylandıralım. Açık sistemler; dışarıdan bilgi, veri, kaynak ve insan gücü ile gelişen büyüyen sistemlerdir. Kapalı sistemler; dışarıdan herhangi bir kaynak girişi olmayan var olan imkânlar ile var olmayı sürdürmeye çalışan sistemlerdir. Yarı açık sistemler ise; belirli aralıklarla ya da koşullar ile sistemin büyümesini gelişmesinin kurgulandığı sistemlerdir.

Açık sistemler denilince; acıktığımızda yemek yiyerek bedenimizin yeterli olan enerji kaynağını almasını örnek gösterebiliriz. Bunun yanı sıra okullarda öğrenci ve öğretmenler sistemlere dâhil edilerek büyür ve gelişirler. Yemek yemeden yaşayan bir insan olamayacağı gibi öğrencisi olmayan bir okulda düşünülemez. Yani açık sistemlerin devamlılığı için dışarıdaki çevreden kaynak girişi oldukça önemlidir.

Kapalı sistemlere örnek olarak Kuzey Kore örneği verilebilir. Kuzey Kore hiçbir şekilde dışarıdan kaynak veya insan gücü dahil etmeden var olan imkanları ile sistemlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Açık sistemler dışarıdan aldıkları kaynak ve insan gücü ile önemli enerji kaynakları elde ettikleri için kapalı sistemlere göre daha uzun süre var olmayı sürdürebilmektedirler.

Sistemler girdi, işlem, çıktı ve dönüt gibi temellere sahiptirler.

Girdi: Sistemin amacının gerçekleşmesi için dışarıdan alınan ve gerekli olan her türlü malzeme, insan gücü ve bilgi olarak ifade edilebilir. Örneğin; öğrencilerin okullara kayıt olması.

İşlem: Sistemin girdilerinin sistemin amaçları doğrultusunda istendik duruma getirilmesidir. Örneğin; Öğrencinin iyi bir mühendis olarak mezun olabilmesi için 4 yıllık eğitim programı ile istenilen duruma getirilmesi.

Çıktı: İşlemler sonucunda ortaya çıkan ve çevreye sunulan ürünlerdir. Örneğin; mezun olan öğrencinin farklı bir şehirdeki yazılım firmasında mühendis olarak işe başlıyor olması.

Dönüt: Sistemin amacının gerçekleştirilmesine bakılarak sistemin işleyip/işlemediğinin belirlenmesidir. Örneğin; Mezun olarak öğrencilerin mühendislik alanında istihdam edilme durumları bir dönüt olarak nitelendirilebilir.