Toprağımızı kendimiz yapalım

Merhaba, başlık dikkatinizi çekti mi?

Sizde hangi düşünceler, çağrışımlar uyandırdı?

Her "ÇÖP", çöp değildir! Çöp zannettiklerimizi de değerlendirebilir, işe yarar hale getirebiliriz! Yeterki yapmak, üretmek isteyelim. Gelin başlığımızı biraz açalım. Malumunuz basın-yayın iş hayatımın yanı sıra "girişimci" bir ruh taşımaktayım. Çevremde olan olaylara karşı gerek basının halka aktarma, bilinçlendirme ayağındaki görevim gereğince, gerekse girişimcilik faaliyetlerim dolayısıyla algılarım hep açıktır. Her fırsatı, imkanı çevremiz için geliştirmeyi, yaşadığımız topluma önderlik etme, liderlik etme yarışına imkanlarım nispetince hep kendimi sokmaya çalışmışımdır. Yine doğanın sesini duyduğum bu yıllarda, biz insanoğluna verdiği ikazlarını dikkate alarak bir şeyler yapmamız gerektiği çağrısına kafa yorunca "çöpünüzü bana getirin" projesi aklımda şekilleniverdi. Ortada bir proje yok.

Sadece ismi var! Şimdilik!

Bilecik'in büyüklerine, önderlerine, devlet erkanına, özel sektör temsilcilerimize, çevre ile ilgili duyarlı herkese sesleniyorum.

(TOPRAĞIMIZI KENDİMİZ YAPALIM)

Başlıkta olduğu gibi, ne kadar da kulağa hoş geliyor. Çöpünüzü bana getirin! toprağımızı kendimiz yapalım, diye buradan seslenerek geri dönüşüme katkı sağlamak, evsel atıklarınızı talep etmek isterdim. İnşaallah bir gün bana nasip olur, ümitsiz değilim. Böylece her türlü tohum, fidelerde kullanabileceğimiz, organik maddece zengin toprak üretimi yapmış olmanın huzurunu, mutluluğunu yaşayabilirdim. Ama dediğim gibi imkanlar! Kaynakları kuvvetli bir iş insanı değilim, yeni filiz bir kadın girişimciyim! Ama hayallerim de yok değil!

KABUKLAR!

Sizin evlerinizdede patlıcan kabukları, patates kabukları, çekirdek kabukları, çay posaları, soğan kabukları, muz kabukları, karton ambalajlar, yumurta kabukları...vs. çıkıyor mu? Ya da Pazartesi günü kurulan pazarımızda, market reyonlarında bulunan çürümek üzere olan sebze-meyve atıkları çıkıyor mu? Bakan- gören-duyan oldu mu? Onlara ne oluyor!? Gözümüzü, kulağımızı kapatır, bir şeyler yapmak için gayret içinde olmazsak; tüm bunlar işte o zaman birer "ÇÖP" olacak!İşe yaramaz, koku ve zehir haline gelecek birer ÇÖP! Tüm yukarıda değindiğim noktalar, BİLECİK için bu önerdiğim projeye birer donedir!  Bu atıklar herkesin evinden, sokağından çıkıyor. Gelin bunlara artık sahip çıkalım bir proje oluşturalım. Bilecik'in toplumsal projesi olsun. Çünkü bu atıklar çöp değil, birer işlenmesi gereken mataryelller, kaynaklardır. "Kompost" diye bir olgu var. Bu atıklar biriktirilerek, fermente süresi sonrası "toprak" elde etmek mümkün. Kompost yapımını bir sonraki köşe yazımda ele alabileceğim başlıklar arasında dursun, kompostu sonra ele alırız. Şimdi proje geliştirme zamanı... Ne yazık ki, kağıt, şişe, plastik, piller gibi doğamıza ve toprağımıza, suyumuza yani kaynaklarımıza zarar veren bu atıkların değerlendirilmesi gibi geri dönüşüm projelerini bazı iller başarılı sürdürüyor, bazı iller ise uygulamada zayıf kalıyor. Bilecik bu geri dönüşüm noktasında, kendini nerede görüyor? Bunun cevabını kim verecek? Göreceğiz!

GENÇLERE İŞTE FIRSAT!

Mesela ortaya ismini koyduğum projenin bir ortağıda "Miili Eğitim" olsun. Dinamik, yaşam sevinci olan gençler, çocuklar var. Geleceklerine en çokta onlar sahip çıkmak isteyebilir. Bu vesile ile gençlere fırsat tanınabilir? Gençler, sınavlar sebebiyle "yarışmaktan projeye bakabilirmiyiz?" dediğinizi duyar gibi oldum.  Haklısınız, burada bir haksızlık mı oluyor acaba? diyerek biraz kapıyı aralık bırakıp geçiyorum konumuza!

Eğitiminizi alırken, aynı zamanda sosyal sorumluluklarınızı geliştirmek için büyük bir fırsat olabilir diye düşünsemde! Ne yazıkki bu gibi doğamızı, toprağımızı ilgilendiren projelere kimler açık?,  kimler sahip çıkıp hayata geçmesi için ilk adımı "atan olma?"   merak konusu olacaktır!

Bu işe en çokta anne-babalar sevineceğini düşünüyorum. Sürekli çocukların ağzında "canım sıkılıyor" söylemlerinin önüne geçmekte mümkün! İnsan boş durdukça canı sıkılır, bu sebeple daha aktif, faydalı olma iç güdüsünü ortaya çıkaracak sorumluluklar gençlere vermeliyiz, onları yönlendirme çabaları biz yetişkinlerin sorumluluğu altında nacizane! Bu sorumluluk gençlere ve ailelerine iyi geleceğine inanıyorum.

Söz sırası sizde! Hoşçakalınız!