Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hakan Uçar, ''Enerji içeceklerinin içinde başta kafein, karbonhidrat, şeker ve taurin olmak üzere birçok madde var. Burada önemli olan kafein ve şeker oranın yüksek olmasıdır. Bu da enerji içeceklerinin toplum sağlığı açısından problem oluşturan yönünü ortaya çıkarıyor. Hastalıklarda en önemli gurubu kalp hastalıkları oluşturuyor'' dedi.

Enerji içeceklerinin neden olduğu sağlık sorunlarına vurgu yapan Prof. Dr. Hakan Uçar, ''Enerji içeceklerinin içinde başta kafein, karbonhidrat, şeker ve taurin olmak üzere birçok madde var. Burada önemli olan kafein ve şeker oranın yüksek olmasıdır. Bu da enerji içeceklerinin toplum sağlığı açısından problem oluşturan yönünü ortaya çıkarıyor. Hastalıklarda en önemli gurubu kalp hastalıkları oluşturuyor. İkinci olarak da diyabet dediğimiz şeker hastalıklarına neden oluyor. İçerdiği taurin ve yüksek doz kafeinden dolayı psikolojik problemlere yol açabiliyor. Genel olarak bizim en çok korktuğumuz kalp hastalıkları. İçindeki kafein sempatik sinir sistemini aktive ettiği için tansiyon yükselmelerine, ritim bozukluklarına, damar kasılmalarına bağlı kalp krizlerine yol açabiliyor. Bu yönde birçok çalışma var. Özellikle gençlerde ani kalp krizlerinin önemli sebebi olduğunu biliyoruz. Enerji içeceklerin içindeki maddeler bağımlılık yapıyor. Belli bir oranda tüketildiği zaman bu risk durumu oluyor. Bu kişiden kişiye değişebiliyor. Herkesin metabolizması farklı. Genel olarak yaklaşım; günlük 300 mg kafein tüketimi bu riskleri oluşturabiliyor. Kafein, bu içeceklerde fazla olduğu için enerji içecekleri fazla tüketildiğinde risklerle kaşı karşıya kalabiliyoruz'' şeklinde konuştu.

''İftardan sonra tüketim diyabet riskini artırıyor''
Enerji içeceklerinin Ramazan ayında iftardan sonra tüketilmesinin nelere yol açacağı konusunda bilgi veren Prof. Dr. Uçar, ''Ramazan ayında kişilerin, özellikle kaybettiği zindelik durumunu veya enerji yoksunluk durumunu yerine koyabilmek için iftardan sonra içtiğini duyuyoruz. Tam tersi olarak bir yeri düzeltelim derken başka sistemleri bozabiliyoruz. Kaş yapalım derken göz çıkabiliyoruz. Anlık olarak kişi, kendini zinde hissedebilir ama diğer sistemleri olumsuz yönde etkileyebiliyor. İftardan sonra tüketim uyku bozukluğuna yol açabilir. Bu da ertesi gün yorgunluk ve halsizliğe neden olabilir. Yani kişiyi kısır bir döngüye sokabilir. İftarda yoğun karbonhidrat gıdalar tüketiliyor, üzerine bir de enerji içeceği tüketildiği zaman diyabet riski artıyor. Özellikle iftardan sonra enerji içeceği tüketimini çok önemiyoruz. Enerji içeceklerin verdiği zindelik geçici bir durum. Çünkü içindeki kafein ve taurin sempatik sinir sistemini aktive ediyor. Kişi, kendini o an zinde ve güçlü hissedebiliyor. Bir süre sonra olumlu etkileri yerini olumsuz etkilere bırakabiliyor. Enerji içeceklerinin içindeki maddelerin bağımlılık yapıcı etkisi var, düzenli kullanan biri oruçluyken bunları canı çekecek. Oruç tutarken sıkıntı yaşayacak. Gün içinde kendini halsiz ve yorgun hissedecek. Uykusu bozulacak. Gün içinde enerji içeceği içemeyeceği için kafein ihtiyacı oluşacak.

Prof. Dr. Uçar, sözlerini şöyle tamamladı: ''Enerji içecekleri daha çok gençler tarafından tüketiliyor. Gençler zindelik ve kaybettiği enerjiyi korumak için tükettiğini görüyoruz. Spor sonrası tükettiklerini biliyoruz. Yaş grubu düşmeye başladı, hiçbir yaş grubuna önermiyoruz.İHA

Editör: BETÜL KESİK