Siyasette dün dündür bugün bugündür deyimini çok duyduk. Siyasiler her nedense daha önceleri yaptıkları veyahut söylediklerini unuturlar ve ardından onları hiç yapmamış, söylememiş gibi konuşurlar, demeç verirler biz bunu bu iktidar döneminde de çok yaşadık. Bir örneğini de Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’da yaşıyoruz. Başkan Yağcı, 14 yıl önce Belediye Başkanı seçildiği zaman 12 Belediye çalışanının işine son vererek Belediye tarihinde bir ilke imza attığını unutmuş olacak ki, “bugüne kadar kimsenin aşıyla, işiyle ekmeği ile oynamamız söz konusu olmamıştır” diyor. Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı, ulusal basında kızının üniversitede öğretim görevlisi olarak atanmasına ilişkin değişik iddiaların yeraldığı haberlere ilişkin basın açıklaması yaptı. Haksız eleştirildiğini ve kimsenin hakkını yemediklerini iddia eden Başkan Yağcı, birde öğle bir gafta bulundu ki, 15 yıldır Belediye Başkanlığı yaptığını çocuklarının ve kendisinin devlet imkanlarını kullanarak haksız iş yapmadıklarını ve bugüne kadar kimsenin ekmeği ile, işi ile oynamadıklarını söyledi. El insaf be Başkan bunu bari benim bulunduğum ortamda söyleme. Sen değil misin Belediye Başkanı seçildiğin ilk ay bende dahil olmak üzere sorgusuz, sualsiz, günahsız 12 kişinin işine son veren, ekmeği ile oynayan, ailelerinin düzenini bozan, siyasi ayak oyunlarına uyan, Belediye tarihinde bir ilke imza atan. Hatta işten çıkarılmalar siyasi olarak devam etti. Bu köylülerinize ve yeğenlerinize yer açmak için mi? O zaman işten çıkarılan kişilerin ailelerini hiç düşündünüz mü, düzenleri bozuldu, evlerinde huzur kalmadı, neye uğradıklarını şaşırdılar. Hatta bir arkadaşımızın okul birincisi olan kızı babasına sordu, “baba seni Selim Yağcı neden işten çıkardı. Sen yanlış, yüz kızartıcı birşey mi yaptın?” diye o zaman o arkadaşımız kızına cevap bile veremedi, çıktı dışarı da ağladı, o çocukların veballeri sizin üzerinizde Başkan. Şimdi neymiş siz ve kızınız hakkında çıkan haberlerden dolayı üzülmüş, o zamanlarda 12 kişinin aileleri, çocukları üzülmediler mi sayın Yağcı. Neymiş efendim işten çıkarılan 12 kişi vasıfsızmış, vasıflı elemanlar alınacakmış ardından vasıflı diye yeğenlerinizi, köylülerinizi, Cumalı köylülerini Belediye’ye yerleştirdiniz Başkan, hatta şu anda FETÖ’den cezaevinde bulunan bir gazetecinin eşini de vasıflı diye bizi işten çıkardıktan bir hafta sonra işe başlatmadınız mı? İşe başlattığınız elemanlar oldukça da vasıflı, zaman içerisinde tanıkta olduk, diğerlerine girmeyeyim isterseniz. İsterseniz bir sayalım Başkan, Belediye’de şuanda kaç tane yeğeninizi ve köylünüzü işe aldınız, kaç tanesini Müdür yaptınız, Düzce Belediyesi’ni geçtiniz vallahi. İnsanları işlerinden, dükkanlarından ettiklerinize girmiyorum bile onlara kılıf buldunuz, su paralarına bulduğunuz gibi. (Sayıştay denetçileri) Biz ulusalda çıkan bu kadar önemli iddialar içeren habere ne gazetemizde, ne de sitemizde yer vermedik hassas davrandık, incelik yaptık, basın toplantısına gerek bile olmadığını dile getirdik, basın toplantısında soru bile sormadık yoksa ulusal basının bile değinmediği 1. sınavın neden iptal edildiğini soramazmıydık. Elimde tüm belgeler mevcut. Biz bu iddialar ve belgeleri aylar öncesinden bilmemize rağmen haber yapmadık. Şimdi de çıkmışsınız 15 yıllık Belediye Başkanlık hayatımda kimsenin ekmeği ile işi ile oynamadım deme fütursuzluğunu gösteriyorsunuz yazıktır, günahtır. Basın toplantısında bunu kendisine hatırlattığım Başkan Yağcı, 14 yıl önceki şartlar içinde oynamaları gerektiğini o kişilerin işten çıkarılması gerekiyordu ve çıkardık açıklamasında bulundu. Yani kişilerin ekmeği ile işi ile oynadığını itiraf etti. Daha önce sizin günü kurtarmak için attım dediğiniz imzalara da tanık olmuştuk. Siyasetçi ahlaklı olmalı, sözünde durmalı, yaptığı şeyleri, hataları inkar etmemeli, tribünlere oynamamalı, günü kurtarmak adına geçmişteki hatalarını unutmamalı, neymiş 14 yıl önce yediğiniz hurmalar bugün gelir sizi tırmalarmış. Bu arada ulusal basında kızına ilişkin çıkan haberler yanlış ve eksik, detaylar ve belgeler bende mevcut, zamanı gelince onları da kamuoyu ile paylaşacağım.