1 Nisan 2018 tarihinde gazetemize sarı bir zarf içerisinde ismime hitaben gönderilmiş bir dosya ulaştı. Dosyada çeşitli evraklar ve kısa bir not yer alıyordu. Notta, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Programı’nda yapılan öğretim görevlisi sınavıyla ilgili çok ciddi ve skandal iddialar yer aldı. Ayrıca notta, ilk sınavın hangi gerekçeyle iptal edildiğinin araştırılması isteniyordu.

İddialara göre, 15 Ocak 2018 tarihinde yapılan sınav iptal edilmiş; 15 gün sonra yeniden yapılmış ve sınav 1 Şubat 2018’de tekrar gerçekleştirilmişti. Belgelerde; İlk sınavda ALES puanı 75,64 olan ve 10. sırada yer alan dönemin AK Partili Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı’nın kızı Hatice Ecem Gezer, ikinci sınavda 76,79 puanla 1. sıraya yükselmiş ve öğretim görevlisi kadrosuna atanmıştı. İlk sınavda 91,7 alarak 1. Olan ve Öğretim Görevlisi olmaya hak kazanan Sema Ü., ikinci sınavda ise 75,76 alarak 2’nci sırada yedek duruma düştüğü görülüyordu.

1-209

BELGELERLE ÜNİVERSİTEYE GİTTİM

Belgelerle birlikte dönemin Rektörü Prof. Dr. İbrahim Taş ve Genel Sekreter Cihan Darcan ile görüştüm. Rektör Taş, sınavlarda bir sorun olmadığını ifade etti. Ancak 1. Sınavın iptal gerekçesini sorduğumda; sınav esnasında Sağlık Hizmetleri MYO Çocuk Gelişimi Bölümü uzmanının bulunma şartı olduğunu, BŞEÜ’de bu alanda bir uzman bulunmadığı için sınav komitesinde yer alan Yrd. Doç. Dr. Özlem İbrahimoğlu’nun görev alanının, ilan edilen kadro unvanıyla doğrudan ilgili olmadığını; bu nedenle Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serap Erdoğan’ın jüri üyesi olarak görevlendirildiğini, ancak sınav günü rahatsızlandığı için rapor sunduğunu, uzman kişi olmadan sınav yapılmasının doğru olmadığına karar verildiğini ve bu nedenle sınavın iptal edildiğini söyledi. Sınavdan 1 gün sonra alınan rapor geçerli olamaz…

2-196

“AA FARKINDA DEĞİLİZ!”

Raporu görmek istediğimde sınav dosyasından çıkarıp gösterdiler. Ancak dikkat çeken bir durum vardı: 15 Ocak 2018 günü yapılan sınav için hazırlanan sağlık raporunun tarihi 16 Ocak 2018 idi. Yani rapor, sınavdan bir gün sonra düzenlenmişti ve bu sınav iptal gerekçesi olarak dosyaya konulmuştu. Bu detayı söylediğimde Rektör ve Genel Sekreter şaşkınlıklarını gizleyemeyerek “Aa farkında bile değiliz” dediler.

İlgili raporu hocaların izinleri ile fotoğrafını çekerek üniversiteden ayrıldım. Daha hastane önündeyken, tanıdığım bir sanayici ağabeyim arayarak Rektör Taş’ın kendisini aradığını ve konunun üzerine gidilmemesi yönünde ricada bulunduğunu iletti. Ertesi gün ise dönemin AK Partili Belediye Başkanı Selim Yağcı, beni arayarak bu kez bir belediye başkanı olarak değil, bir baba olarak konuştuğunu, kızının bu iddialardan rahatsız olduğunu ayrıca sağlık sorunlarının da olduğunu ve üzgün olduğunu belirterek yarım saat telefonda bana dil döktü ve konuyu kapatmamı istedi.

Bu süreçte, ilk sınavda birinci olan Sema Ü. hakkında intihar girişimi iddiaları Bilecik kamuoyunda konuşuldu. Ancak bu konuda ne Sema Ü.’ye ne de yakınlarına ulaşabildik.

3-151

İPTAL GEREKÇESİNDE BÜYÜK SKANDAL! USULSÜZLÜK DEĞİL DE NEDİR?

Olay ulusal basına da yansıdı. Basına konuşan dönemin AK Partili Belediye Başkanı Selim Yağcı, kendisinin ve kızının normal vatandaş olarak haklarını kullandığını, 3 akademisyenin ve üniversite yönetiminin haksız yere töhmet altında bırakıldığını, kimsenin işi ve ekmeğiyle oynayacak bir durumun yaşanmadığını savundu. Yağcı, kızının sınavında bir sıkıntı olmadığını söylese de, 15 gün önce yapılan ilk sınavın iptal gerekçesine hiç değinmedi.

Oysa ki durum açıktı: Sınav 15 Ocak 2018’de yapılmış, rapor ise 16 Ocak 2018’de düzenlenmişti. Buna rağmen bu rapor iptal gerekçesi olarak dosyaya konulmuştu. Bu çelişki usulsüzlük değilse nedir?

NEDEN 7 YIL BEKLEDİM?

Elbette soranlar olacaktır: “Bu belgeleri neden 7 yıl sonra yayınlıyorsun?”
Hepimiz biliyoruz ki söz konusu sağlık ve çocuklarımız olduğunda hassasiyet gösteririz. Ben de sağlık sorunları yaşamış biriyim ve aynı zamanda bir babayım. Ancak yaptığım doğru haberin yalan ve mesnetsiz olduğu, şahsımın “kuyruk acısının” bulunduğu iddiası Selim Yağcı tarafından dile getirildi. Kuyruk acımız yok ama ekmeğimizin derdinde olduğumuz doğrudur!

Yağcı’nın aktif siyaset hayatında hem şahsımı hem de ailemin ekmeği ile oynayacak derecede zarar vermesine rağmen sustum ve yutkundum. Fakat son yaptığı açıklamalar, hem suçlu hem güçlü bir tavırla bizi suçlaması, bardağı taşıran son damla oldu.

YÖK VE SAVCILIK HAREKETE GEÇECEK Mİ?

Ayrıca ülke gündemini sarsan sahte diploma skandallarının ardından ben de Bilecik'te usulsüz rapor iddalarını gündeme taşıyarak belgelerini kamuoyuna sunmak istedim. Diğer yandan; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve bazı profesörlerin usulsüzlük iddiaları ile 35 yıl önceki diplomaları iptal edilirken; 7 yıl önce iptal edilen ve sonrasında usulsüz raporu ortaya çıkan gelişme sonrası öğretim görevlisi hakkının iptal edilip edilmeyeceği ve bu konuda Savcılığın ve YÖK'ün harekete geçip geçmeyeceği merak ediliyor.

Bilecik kamuoyundan ve okuyucularımızdan, 7 yıl önce vicdanıma yenik düştüğüm için özür diliyorum. Bu belgeler ve iddiaları; YÖK’ün, Bilecik’teki yetkililerin ve kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Saygılarımla.

Kaynak: CAFER ELMAS