Yeminli Mali Müşavir Münür Şahin, son dönemde Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik artan eleştiriler ve Başkanlığın bu eleştiriler karşısındaki sessizliğine ilişkin dikkat çeken bir açıklamada bulundu. Şahin, İslam dinine ve değerlerine yönelik saldırıların karşısında, Diyanet’in daha aktif ve topluma yön veren bir yapıda olması gerektiğini ifade etti.

Münür Şahin açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle, 3 Mart 1924 tarihinde 429 sayılı kanunla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı; İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esaslarıyla ilgili işleri yürütmek, toplumu bu alanda aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek gibi kutsal görevlerle yükümlü bir kurumdur.”

Açıklamasında, 1975 yılında kurulan Türkiye Diyanet Vakfı’nın da bugün ülke genelinde 1.003 şubesiyle ve dünya genelinde 149 ülkedeki faaliyetleriyle önemli bir dini sivil toplum kuruluşu haline geldiğine dikkat çeken Şahin, bu büyük yapının etkisizleştirilmek istendiğini vurguladı.

“Ne yazık ki bugün, bazı çevreler Diyanet’i hedef tahtasına koymuş durumda. Sosyal medyada ve siyaset sahnesinde, kurumun bütçesinden kadrolarına kadar birçok konuda yalan ve çarpıtma içeren açıklamalar yapılıyor. Dini önemsemeyen ya da İslam’a mesafeli olan bu gruplar, din eğitimine dahi karşı çıkıyor ve bu çabalarıyla halk arasında ciddi bir algı oluşturuyor.”

Münür Şahin açıklamasında, toplumun temeli olan aile yapısını tehdit eden akımların, özellikle LGBT propagandası ve uyuşturucu kullanımının yaygınlaştırılması gibi konulara karşı Diyanet’in yeterince sahada olmadığını ifade ederek, bu sessizliğin kabul edilemez olduğunu belirtti.

“Camilerde, doğumdan ölüme kadar halkın her anında yer alan Diyanet kadrolarının böylesi bir dönemde suskun kalması düşündürücüdür. Oysa İslamiyet’in temel değerlerini anlatmak ve toplumu ahlaki yozlaşmadan korumak için bu kadroların daha etkin çalışması şarttır.”

Şahin ayrıca, devletin özellikle Cumhurbaşkanlığı nezdinde Diyanet’e gereken her türlü desteği sağladığını, buna rağmen kurumun ve özellikle il müftülüklerinin, sahadan uzak ve “durumu idare eden” bir yaklaşım içinde olmasının ciddi bir sorun teşkil ettiğini söyledi.

“Gençler arasında ‘Ben Müslümanım’ diyenlerin oranı her yıl azalırken, Diyanet neden sessiz kalıyor? Bu süreçte sapkın düşünceler aile yapımızı, çocuklarımızı ve geleceğimizi tehdit ederken, Diyanet’in yol gösterici, inançlı ve örnek insanlar yetiştirme noktasında çok daha gayretli olması gerekir.”

Şahin açıklamasının sonunda, toplumun ahlaki olarak hızla bozulduğunu, fitne ve yalanın gerçeğin önüne geçtiğini belirterek şu ifadelerle çağrısını yineledi:

“Kendilerini her alanda destekleyen Cumhurbaşkanımızın verdiği mücadele ortadayken, Diyanet bu kadar rahat ve sahadan uzak olmamalıdır. Allah korusun, bu gidişle hep birlikte alkışlarla uğurlanacak bir gafletin içine düşebiliriz. Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ve tüm kadrolarını, sahada daha aktif olmaya davet ediyorum.”

Kaynak: EYÜP KELEBEK