KIYMET TUNCA/RÖPORTA 3

Bilecik'in Gölpazarı ilçesi Kurşunlu Köyünde S.s Gölflanoz Kadın Girişimi Koopeatifi girişimi sayesinde, köyde yaşamın ve üretimin ne denli emek gücüyle sürdürüldüğü ve kadınların aldığı bu aktif rol sayesinde başarının nasıl geldiğine bu röportaj ile şahit olacağız. Başkan Rahime Yıldırım ile yapmış olduğumuz röportajda dikkat çeken başlıklar yer alıyor.

Agro turizm sayesinde, ziyaretçilerine çocukluktaki yaşantısını sunduklarını, çocuklara ise doğa ile günümüz yaşantısında, köy hayatını hissettirmeye çalıştıklarını ifadelerinde yer verdi. Köydeki  anne, teyze, abinin hayatına misafirleride ortak ederek, şehirden gelen insanlara, "köyde nasıl yaşanıyor bilinci aşılıyoruz" dedi. Hayata geçirdikleri çok önemli projeler bulunuyor. Sizde bu projeleri merak ediyorsanız, Röportajın soru cevap kısmından okuyabilirsiniz.

 Merhaba, Rahime Hanım öncelikle kendinizden biraz bahsedermisiniz?

Merhaba, ben Rahime Yıldırım. Bilecik'in Gölpazarı Kurşunlu köyünde ikamet ediyorum. S.s Gölflanoz Kadın Girişimi Koopeatifi başkanı olarak 5 yıldır görevi sürdürüyorum. 3 çocuk annesiyim. Ev hanımıyım, girişimci, çiftçi bir kadınım.

Kooperatif yolculuğunuz nasıl başladı? Bu süreçteki hedefleriniz, amaçlarınız nelerdi?

2017 yılında Ankara Üniversitesinden gelen hocalalarımızla kooperatifimizin kuruluş hikayesi başladı. Ankara Ünivesitesi Kalkınma Çalışmaları Uygula ve araştırma merkezi (AKÇAM)'dan Hocalar karabuğday projesi ile bize geldiler. Toplatılar eşliğinde bilgi alışverişi başladı. Bunun neticesinde 25 çiftçi aile ile Karabuğday projesi başladı. Bu proje kapsamında çeşitli dallarda eğitim alarak belge sahibi olduk. Karabuğday ekildi, hasat şenliği yapıldı. Bu proje kapsamında kooperatif kurulması gerekiyordu ve Haziran 2017 yılında kuruluşumuzu yaptık. Gölflonoz kooperatifimiz, Çölyak hastalarının beslenmesinde kullanılan karabuğday üretiminin Bilecik'te yaygınlaştırılması ve daha uygun maliyetli ürünlerin çölyak hastaları için bir umut olmak için, kadın çiftçilerin gelir düzeyinin artırılması amacıyla kurulmuştur.

 Kooperatifin kuruluşta kaç ortak ile başladınız? Şuan ki süreçte ortak sayınızda artış oldu mu?

 7 girişimci kadın üye ile başladığımız kuruluşta, 16 üyeye kadar ulaştık. Ancak istifalar oldu ve biz şuanda 8 üye ile devam ediyoruz. Yeni üyemiz yok herkes gönüllülük esası ile çalışıyor.

 Kooperatif bünyesindeki ürünleriniz nelerdir?

Tarhana, erişte, salça, mevsimine göre reçel çeşitleri, turşu, ıhlamur, bulgur, köy ekmeği yapıyoruz. Kooperatif bünyesinde seramız var burada atalık tohumlardan pembe domatesi serada yetiştiriyoruz.Ayrıca biber, çilek, turşuluk fasulye, kabak gibi her türlü ürünün içinde kullanıyoruz.

Sera hakkında bilgi veren Rahime hanım şöyle söyledi. "Bilecik Tarım İl Müdürlüğü tarafınca Kadın çiftçilerin güçlendirilmesi, kadınları desteklenmesi amaçlı yapılmıştır. 500 m2 alana sahiptir. Burada tarımını yaptığımız bitkiler ile ürünlerimizin hammadde ihtiyacını karşılıyoruz.

Hangi Projeleri hayata geçirdiniz?

Kadınçiftçiler ve aileleri ile ülke tarım ekonomisine katkı sağlayacak bir çalışmayı beraber yürüterek Türkiye için karabuğdayı yetiştirmeleri, kooperatif çatısı altında yönetilmesi, sürecini Rahime Yıldırım şöyle anlatıyor:

"Tarım ve Orman Bakanlığı Bilecik İl Tarımve Orman Müdürlüğü, Karabuğday Yetişiricileri ve Sağlıklı Yaşam Derneği (KARSADER) ile birlikte "Kadın ve Aileleri ile Güvenli Beslenme "projesi kapsmında bölgede 300 dekar arazide başlandı. Üretim bazı çiftçilerimizce sürdürülüyor. Kooperatif olarak ise, Agro turizm yapıyoruz. Agro turizm içinde gelişen bir proje olan "kampa gidelim mi baba" ile çocukları doğa ile tanışmasını sağlıyoruz.  

"Toplum Destekli Keçi projesi" Sağlıklı keçi peynirine ulaşmak isteyen tüketici bir üretici’ ye dönüşerek kendisinin gıda sorumluluğunu almakla hem güvenilir peynir tüketmiş olacak. Hem de üretici kendi imkanları ile alamayacağı miktarda bir keçi ile üretim yapacak. Çıkan peyniri pazarlama derdi ile uğraşmayacaktır. 2 yılın sonunda da bir keçi sürüsü sahibi olarak ve üretmeye devam ettiğimiz bir projedir. Kooperatifte proje ilk sene 50 kişi ile başlandı. 2 yılda 30 kilo şeklinde ödendi. 3 senedir 50, 25, 50 kişi olarak proje sürdü. Bu yıl peynir fiyatları ve keçi fiyatlarının yüksekliği sebebiyle henüz açılmadı. Amaç, köyümüzden tam güvenilir sağlıklı ürünler çıkarmak ve köydeki yaşam ve üretim şartlarını iyileştirmek. Bu ürünleri de yüz yüze tanıştığımız Tarım Turizmi misafirlerine tüketmeleri için sunmaktır. Bu sebeple Permakamp Kooperatifi ve Gölflanoz Kooperatifi iş birliği ile “Toplum Destekli Keçi Peyniri Projesi” ni başlatmaya karar verdik.

Agroturizm nedir?

Köyümüze gruplar halinde ziyaretçiler alıyoruz. Yöresel olarak ürünlerimizi, köy kültürünü yaşatarak buradaki dokuya uygun olarak sunuyoruz. Konaklamadan, yeme-içmeye, üretimden-ticarete, eğitim, kültür ve sanatsal faaliyetler olarak yürüttüğümüz çalışmaların tümüdür. Şu anki en büyük projemiz agro turizmi  köyümüzde daha ileriye taşımak, geliştirmek ve yılın her dönemine uygun hale getirmenin gayreti içindeyiz.

Türkiye çapında insanlar size nasıl ulaşabilirler?

Bizlere Gölflanozkadın kooperatifi resmi sayfamız ve sosyal medya hesaplarımızdan iletişime geçebilirler. Etkinliklerimize randevu alarak katılabilirler. 30 Kişiye kadar kahvaltı servisimiz bulunmaktadır.  "Kampa Gidelim mi Baba" projesi nedir?

2013 yılında ilk kez Kurşunlu Köyünde, Ekoturizm projesi başlatma niyeti ile gelen grubumuz, Ekolojik Çocuk kamplarını başlatmasıyla hayata geçti.  Köyün hem modern bilgiler aracılığı ile ekolojik gıda üretmesini desteklemek hem de bu ürünleri aracısız olarak son tüketiciye ulaştırılması amaçlanmıştır. AVM ler dışında seçeneği olmayan ama böyle bir alternatif arayan ailelere de klavuzluk eden gruplara kooperatif olarak hizmet sektöründe çalışmalar yürütüyoruz. Böylelikle çocuklarımıza doğanın değerini daha iyi anlayabiliyorlar. Doğayı korumayı bu gibi projelerle çocuklara öğretilmesinde bizlerde katkısı olan insanlara kooperatif olarak katkı sağlamaya çalışıyoruz. "Kampa Gidelimmi Baba" projesi sayesinde toplumda pek bilinmeyen kampcılık sporunun hangi yaş olursa olsun çocuklarımızla da yapılabileceğini kanıtlayan toplumsal bir projedir. Bu kampların sonucunda çocuklar böcek korkularını yenmesi, çevreyi gözlemleme, kendini ve yanındakini gözetme, kamp kuralları ve etiği, hayatta kalma, doğaya saygılı içinde bulunma, çevreyle ilişkiler, doğa ile yarışmak veya savaşmak gerekmediği, doğa ile uyum ve onu anlayarak sınırılarını belirleyebilme gibi konularda geniş yelpazede altyapı oluşturduğu bilgisi, proje sahipleri tarafından açıklanıyor.

 İnsanlar Kurşunlu köyüne geldiğinde onları ne bekliyor?

Köyün güzelliklerinden yeşilliği, kayalık olması ve dolayısıyla dağ yürüyüşü,  zirve yapmak isteyenlerin adrenalin gibi duygular içine girecektir. Havası temiz, evleri çiçekli, insanların samimi Kurşunlu köyüne geldiklerinde doğallığı bulabilecekler. Evler kerpiç ev, nefes alabilen ev olduğu için burada edinecekleri deneyim bekliyor. "Köyü değiştirmek değil, köy hayatına ortak etmek"

 Ülke genelindeki ve il genelindeki diğer kooperatiflerden sizin farkınız ve  iddianız nedir? Böyle bir iddianız var mı?

Gölflanoz Kadın Kooperatifi olarak agroturizm yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda ilerlemek istiyoruz. Diğer kooperatiflerden farkımızın bu olduğunu söyleyebilirim. Buraya gelen insan samimiyet arıyor, karşılamanın güler yüzünü, soba sıcaklığını  arıyor. Bu sebeple kooperatifimizde Agro turizm yaparken misafirlerimize eskiyi yani çocukluktaki yaşantısını veriyoruz. İnsanlar "Çocukluğumu yaşıyorum" duygusuyla, köyde keyifli bir gün geçiriyorlar. Yani çocukluğundaki hayalini yaşatmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımızdaki bizim amacımız, köyü değiştirmek değil, köydeki anne, teyze, abinin hayatına misafirlerimizi de ortak etmektir.  Agro turizm sayesinde şehirden gelen misafirlerimiz, köyde nasıl yaşanıyor bilinci aşılıyoruz. Aslında köy işlerimize ortak oluyorlar. Seramıza gelip, domates nasıl köklenir? gibi yardım ediyor. Sobalı, kerpiç evlerde uyumak, dinlenmek değerini veriyoruz. Doğada nasıl yuruyüş yapılır?, Doğada nasıl canlılar vardır?, dalından meyve ve sebze toplanır? gibi sorulara cevap bulmalarını sağlıyoruz. Çocuklara köy hayatını yaşatıyorlar

"Çocuklara elimizden geldiğince köy hayatını yaşatabilmektir."diyen Yıldırım;  Kooperatifçiliğin kadınlara kattığı en büyük öğreti ise şöyle açıkladı: "Kooperatifteki üyelerin birbirine olan güven duygusunun gelişmesi, ekip olmamızın yanı sıra, Karabuğdayın köyümüzde yetişmesi, bunun desteklenerek üretiminin artmasını çok önemli buluyoruz. Bu yöndeki gösterilen gayretler, mücadeleler bizler için  öğretidir.  Kadın Kooperatifimizde köy usulü fırında, tam buğday unu ile köy ekmeği yapıyoruz. Eriştesi yani makarnasını karabuğday unu ile ekşi mayayla yaptığımız için sağlıklı ekmeklerimiz var. Annemden öğrendiğim usulle ekmek yaptıkça sürdürdüğüm koruduğum bu maya sayesinde ekmeğe olan talep artacağına inanıyorum. Fakat karabuğday projesi yeteri düzeye ulaşmaması halinde kooperatifimizdeki bu imkanlar kısıtlanabilir. Şuan elimizdeki karabuğday unumuz sadece kooperatifimizin ihtiyacını sağlıyor. Bu noktada ekmek yada unlu mamüllerimize talep olursa karabuğday yetiştiriciliğinin de sayısı artacağına inanıyorum."  Emek ve bilek gücüne dayalı üretimde kadınların başaramayacağı iş olmadığına inanıyorum. Fakat kooperatiflerin karşılaştığı temel zorlukları sizde yaşıyormusunuz?

Bu temel zorluklar sizce nelerdir?

Bu konudaki görüşlerinizi gerekli yerlere ulaştırmak için buradayım.   (mesela finansman, uzmanlık, bilgi eksikliği, zorunlu harcamalar) gibi Temel zorluklar olarak şunları söyleyebilirim. Finansman, uzmanlık, bilgi eksikliği, zorunlu harcamalar Gölflanoz kooperatifininde sıkça karşılaştığı mesele. Bunun için Bebka tarafından düzenlene eğitim sürecinden geçtik. Onun dışında ise emek ve iş gücü ağırlıklı bir yerde, köyde yaşıyoruz. Resmi prosedürlerin uzun sürmesi enerji ve zaman kaybına yol açıyor. Bu işi kolaylaştıracak bir sistem kurulsa çok memnun oluruz. Mesela İnternet üzerinden evrak hazırlama işlemi gibi konularda da, köy ortamında internet kullanım pratiğimizin olmaması dolayısıyla yine bizi zorlayan işlemler arasına giriyor. Yetkililere presedürler konusunda pratik bir çözüm bulmaları bizi sevindirir. Ticaret Bakanlığımıza bağlı proje ile prosedürlerde zorlanıyoruz. Kooperatifler projeler sayesinde ayakta kalabiliyor fakat bizimde köy ortamında prosedürleri hazırlamakta kabiliyet ve imkansızlığımız sayesinde zorlanıyoruz. Küçük kooperatif olduğum için devletimizin verdiği hibelerden dahi faydalanabileceğim imkanım olmuyor ve daha farklı projeye dahil olamadığımız zamanlarla karşılaşabiliyoruz. Kadın Kooperatifleri arasında bir uyum ve etkileşim olması ilimize ve Gölpazarına gibi fayda getirir?

Kadının gücünü herkese kanıtlamak için "birliktelik" bize fazlaca katkı sağlayacaktır. Reklam, tanıtım gibi

"Bilecik bizi tanımıyor"

Başkan Yıldırım Bilecik halkının ilçesindeki kooperatifin yeterince tanınmadığına dikkat çekerek, Bileciklilerin köy kahvaltısını kendi ortamında sağlayabildiğini söyledi. Yıldırım'ın konuya ilişkin cevabı söyle;

Sizce Kadın kooperatiflerin gelişmesi için ne gibi destek ve çalışmalara ihtiyaç var? Böyle bir şey tespit ettiniz mi?

Resmi işlemlerin kolaylaştırılması ve daha fazla pazar alanı oluşturabileceğimiz imkanların verilmesi gibi desteklerle gelişimin önü açılabilir. Çevre illerde ismimiz duyuldu. Şehir dışından İstanbul, Ankara'dan çok gelen ziyaretçilerimiz var.  Ama Bilecikli vatandaşa, Gölflanoz Kadın Kooperatifini biliyor musunuz? diye sorduğumuzda bilmediğini görüyoruz. O halde Bilecik bizi tanımıyor diyoruz. Tabi bunun sebebi birazda hizmet alanımız kapsamında, Bilecik halkına bildiği birşeyi verdiğimiz için merak, ilginin uyanmamasıdır. Bilecikli vatandaşlarımız köy kahvaltısını kendi ortamında da yapıyor zaten. Köy hayatını bilmeyenlerin talep edeceği bir şey bizim hizmet alanımız. O yüzden kooperatifimizin dışarıya açılması çok önemli. Ama Bilecik merkezden de talep olması halinde kooperatifimizde ağırlamak hizmet alanımızdan faydalandırmak isteriz. Bu noktaya çeşitli kurum ve kuruluşlarımızın desteği sayesinde ulaştık. Bize çalışmalarımızda yardımcı olan tüm kurum ve kuruluşlarımıza, önderlerimize ve halkımıza teşekkür ediyorum.

 

Editör: BETÜL KESİK