Bilecik Kent Konseyi Bilecik tarihine ışık tutmaya devam ediyor.
Dönemin Basiret gazetesinde yer alan haberlere ve resmi arşiv kayıtlarına dayanan büyük Lefke yangını kent belleğinde yayınlandı.
Son günlerde Osmaneli ve Gölpazarı’nı etkisi altına alan yangınların ardından, Bilecik tarihinin en büyük felaketlerinden biri olan 1875 Osmaneli (Lefke) Yangını yeniden gündeme geldi. 149 yıl önce yaşanan bu trajik olay, kasaba tarihinde derin izler bırakmıştı.
Bir Şehrin Küllerinden Doğuşu
11 Temmuz 1875’te meydana gelen ve dönemin gazetelerine de yansıyan büyük yangında, Lefke (günümüz Osmaneli) kasabasının yaklaşık 330 evi ve tüm çarşısı yanarak kül oldu. Yangının büyüklüğü, 13 Temmuz 1875 tarihli Basiret gazetesinde “Bilecik kazası dahilinde Lefke nahiyesinde dünkü gün harik vuku bulup dört yüz hane ve kâffe-i çarşısı muhterik olmuştur” ifadeleriyle yer aldı.
Yangının, Sığırlık Mahallesi’nde bir evde afyon başlarının tutuşturulmasıyla başladığı ve rüzgârın da etkisiyle kısa sürede yayıldığı belirtiliyor. Kasabanın hemen her evinde bulunan afyon başları ve dut yapraklarının yangını adeta cephanelik gibi büyüttüğü ifade ediliyor.
Büyük Yıkım, Geciken Yardım
Yaklaşık 10 saat süren yangın sonunda Lefke, adeta harabeye döndü. Yüzlerce insan evsiz kalırken, Hükümet Konağı ve telgrafhane gibi kamu binaları da yangında zarar gördü. Kaymakam Zühtü Efendi’nin yangından hemen sonra yardım talebinde bulunduğu, ancak çadır ve temel ihtiyaçların gönderilmesinde ciddi gecikmeler yaşandığı belgelerle ortaya kondu. Yardım için gönderilmesi planlanan çadırlara dahi yerel bir kol ağasının el koyduğu bildirildi.
Yaraların Sarılması Yıllar Aldı
Yangının ardından bölgeye gönderilecek kerestelerin gümrük vergisinden muaf tutulması gibi tedbirler alınsa da, yeniden inşa süreci oldukça yavaş ilerledi. Özellikle eğitim kurumları ağır darbe aldı; Rüştiye mektebi tamamen yanarken, geçici olarak bir medrese dershanesine taşındı. Ancak buradaki eğitim ortamı yetersiz bulundu ve inşaat süreci uzadı.
Felaketin Sanata ve Kültüre Yansıması
Yangının ardından Lefke’nin yeniden inşa edilen yüzü, dönemin ressamlarından Ahmed Şekür Efendi tarafından tuvale aktarıldı. Sanatçının yaptığı yağlı boya tablo bugün İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde bulunuyor. Ayrıca Lefke yangını halk hafızasında da iz bıraktı. O günlerin acısını yansıtan ve hâlâ söylenen “Şu Lefke’nin üstünü duman bürüdü” dizeleriyle başlayan türkü, yangının kültürel mirasa da yansıdığını gösteriyor.
Tarihsel ve Mimari İzler
1875 yangınının ardından Osmaneli'nin mimarisi de değişim geçirdi. Bazı iddialara göre, yangından sonra kasabanın yeniden planlanması için Macar asıllı bir mühendis getirilerek modern şehircilik anlayışıyla ızgara plan uygulanmaya çalışıldı. Ancak bu iddialar henüz teyit edilebilmiş değil. Yine de, yangının ardından inşa edilen bazı konakların mimari açıdan geleneksel dokudan uzaklaştığı gözlemleniyor.
Bugüne Yansıyan Tarih
Bugün aradan yaklaşık bir buçuk asır geçmiş olsa da, Osmaneli halkının hafızasında 1875 yangını hâlâ canlılığını koruyor. Başta Başmuallim Talat Bey ve öğretmen Osman Tuncer gibi isimlerin yazdıklarıyla belgelediği bu büyük felaket, bölgenin kültürel, sosyal ve mimari hafızasında derin izler bırakmaya devam ediyor.





