11 Mayıs 2013'te Reyhanlı ve Suruç … 52 insanımız ölmüştü.
9 Ekim 2015 Ankara Tren Garı önünde... 95 insanımız ölmüştü.
17 Şubat 2016 Ankara, Merasim Sokak’ta.. 29 insanımız ölmüştü.
Dün, Ankara Güven park. Bombalı saldırı... 37 insanımız öldü.
Ağır yaralılar da var. İnşallah yaşamları devam eder.
Tüm olaylarda yapılan ilk iş yayın yasağı getirmek.
Doğrudur, yanlıştır tartışılır.
Ama ölmekten bıktık.
Birazda ölüm yasağı gelsin ülkeme.
Gazeteciymiş. Akşam TV’de yorum yapıyor:
“Bir süre terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor”
54 yaşındayım 54 senenin neredeyse 40 senesi terörle geçti zaten.
Geriye ne kaldı ki alışkanlık yapsın.
Milletçe terörü lanetliyoruz mesajları başladı.
Millet olarak huzura yapılan alçakça saldırıyı kınamak başladı.
Basından.
MİT polise saldırı olabileceği bilgisini vermiş.
Amerikan konsolosluğu vatandaşlarına “Dikkat saldırı olacak” demiş.
Hükümet zaaf içinde değildir,
Teröre karşı tek vücut olmalıyız.
Yeni kanunlar çıkarmalıyız.
Kısaca söylenecek ve açıklanacak ne varsa söylendi ve açıklandı bile.
Kamera görüntüleri, araç, patlama anı her şey.
Açıklanmayan tek şey sorumluluk.
Kimse delikanlı gibi çıkıp da bu işte benim ihmalim var sorumluluğum var demedi, diyemedi veya dedirtilmedi.
Neden? Nedeni, Metin Akpınar güzel açıklamış:
“Pişkinlik, Açıklama var. İstifa yok. Çünkü Haysiyet yok. Onur yok”
Televizyonda haber kanallarını izliyorum.
Hâlâ her şeyi hükümete yüklüyorsunuz” diyor. İktidar yanlısı herhalde.
Fikir özgürlüğü var ya fikrini söylüyor.
Ve kimse sormuyor
“La oğlum ülkeyi yöneten kim? Söyleyin ona yükleyelim” diye…
Bekleyin, sırada olay yerine Karanfil bırakmak eylemi var.
Sonra, milletçe bir sonraki patlamayı bekleyeceğiz.
Yayın yasağını, açıklamaları ve lanet dileklerini.
Kimse yayın yasağını engelleyeceğine bombaları niye engellemiyorsunuz diye sormuyor.
Yoksa soruyu ben mi duymuyorum, bilmem gari.
Korkunç ölümler yaşatılıyor ülkem insanlarına.
Sevdiklerimiz, tanıdıklarımız, akrabalarımız, tanımadıklarımız ölüyor.
Tanıdık veya tanımadıklarımız öldürülmeye devam edecek gibi görünüyor çünkü biri “ Alışcanız gari ” dedi.
Bir sonraki saldırı yanı başımızda yapılıp, bomba patlayana dek, şans eseri yaşamaya devam edeceğiz.
Sonra yine açıklamalar gelecek ve sorumlular yine İstifa etmeyecek.
Ne yapsak dostlar.
Millet olarak biz mi topluca istifa etsek acep.
Veya farklımı baksak yaşananlara.
Başka yerlerde mi arasak beceriksizliği.
Şer güçler, dış güçler derken, sordum kendime:
Yoksa kabahatli kameralar mı?
Nereden çıktı demeyin.
Kafanızı kaldırın etrafınıza iyi bakın.
Gördüğünüz görmediğiniz her yerde kamera var.
Uydu kameralarını filanda saymıyom gari.
Elimizde gezdirdiklerimizle zaten k.çımızdaki kıl sayısına kadar kayıtlıyız.
Eee kimse bu kameralardan hesap sormayacak mı?
Kimse, “ bakıyonuz niye haber vermiyonuz” demeyecek mi?
Kimse, “ görüntüler neye yarar, sen niye haber vermedin” diye kameraları sorgulamayacak mı?
Kimse “eyyy kamera” demeyecek mi?
Bence şer ve dış güçlerin kontrolündeki kameralar bize haber vermiyor.
Vermemek ve görevlerini yapmamak suçlamasıyla karşı karşıya bırakılmalıdırlar.
Kendilerini aklayana kadar bile olsa. Kameralar İSTİFA etmeli…
Etmezlerse de boş verin. Nasıl olsa yollarımız güzel …
Ve son olsun başımız sağolsun. Ölenlere Allahtan rahmet diliyorum.
Hoşça ve Dostça Kalınız.Saygılarımla