Bilecik BARO’su Yüksek Seçim Kurulu’nun oy çokluğu ile vermiş olduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptaline ilişkin sert bir açıklama gerçekleştirdi. Bilecik Barosu Yönetim Kurulu Adına BARO Başkanı Av. Halime Aynur ;“İstanbul seçimlerinin iptaline ve yenilenmesine ilişkin kararı hukuka ve kamu vicdanına sığmamıştır.”ifadelerine yer verdiği açıklamasında şunları ifade etti: “Yüksek Seçim Kurulu’nun 06.05.2019 tarihinde oy çokluğu ile verdiği İstanbul seçimlerinin iptaline ve yenilenmesine ilişkin kararı hukuka ve kamu vicdanına sığmamıştır. Barolar ve Avukatlar, Avukatlık Yasası’nın verdiği talimat gereği; Hukukun üstünlüğünü ve İnsan Haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak zorundadırlar. Bilecik Barosu kuruluşundan bu yana, demokratik değerlerin, hukukun üstünlüğünün, insan hak ve özgürlüklerinin, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletin yanında taraf olmuştur. Bugün yönetim kurulu olarak toplanmamıza ve kamuoyuyla düşüncelerimizi paylaşmamıza sebep olan YSK kararı hukuk mantığını zorlayan bir karardır. Anayasa, 7062 ve 298 sayılı yasalar gereğince ‘resen’ ya da yapılacak ‘itiraz’ üzerine ‘seçim sonuçlarını ve seçmen iradesini etkileyen açık hali inceleme’ yetki ve sorumluluğu bulunan Yüksek Seçim Kurulu’nun gerekçeli olmayan kararında aynı zarf içerisinde bulunan İlçe Belediye Başkanlıkları, Belediye Meclis Üyelikleri ve Muhtarlık seçimlerinin geçerli sayıp sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptal etmesi, kuruluş ve çalışma tarzı bakımından ‘yargı organı’ olan Yüksek Seçim Kuruluna ve dolayısı ile yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığına güveni ortadan kaldıran bir haldir. Yüksek Seçim Kurulu’nun itiraz üzerine 20.04.2019 tarihinde Bursa, Mustafa Kemal Paşa İlçesi seçimleri ile ilgili ‘ Sandık Kurullarının teşkiline ilişkin itirazların Yüksek Seçim Kurulunun 13/12/2018 tarih ve 2018/1105 sayılı kararı ile kabul edilen Seçim Takvimine göre 02.03.2019 tarihinde karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.’ Şeklindeki emsal nitelikteki kararına rağmen ve çok kısa bir süre sonra usulden ret etmesi gereken bir itirazı kabul ederek İstanbul Büyükşehir Başkanlığı seçimlerinin iptaline kararı vermesi, kararın hukuki olmaktan çok siyasi bir karar olduğu yönünde algıya sebebiyet vermektedir. YSK kurulduğu 1950 yılından beri bu kadar talihsiz ve vahim bir karara imza atmamıştır. Çeşitli şikayetler ve aksaklıklarla da olsa işleyen seçim sistemimiz, seçimin güvenirliliğini sağlamakla görevli olan ve üyeleri yüksek hakimlerden olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından ağır şekilde yaralanmıştır. YSK kararının oy birliği ile verilmemiş olması, karşı oyların bulunması kurulun kendi içinde de kamu vicdanında oluşan derin yaranın oluştuğunun ispatıdır. Verilen karar yargıya sığınanların, ondan umut bekleyenlerin ve kamu vicdanının tecelli etmesinin kararı değildir. Biliyoruz ki yargı İstanbul kararında çok kötü bir sınav vermiş ve can çekişen yargımızın beline ciddi bir darbe indirilmiştir. Yargının bağımsızlığına, tarafsızlığına darbe indiren, seçim mevzuatına açıkça aykırı ve seçmen iradesine yargı darbesi oluşturan YSK kararı: özgür, adil ve şeffaf seçimlerin demokrasinin vazgeçilmezi olduğu gerçeğine de bir darbedir. Seçim İstanbul’da tekrarlanacak ama tüm ülke sathında yaşanacaktır. Bu sebeple tüm siyasi partilerin, adayların ve vatandaşlarımızın hiçbir gerginliğe yer vermeden bu zor süreci büyük bir olgunlukla yürütmesi gereklidir. Milli mücadelenin 100.yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’’ Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır’’ sözünü hatırlayalım ve demokrasiye sahip çıkalım. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti kavramları ile bağdaşmayan aynı zamanda demokrasiye vurulan darbe niteliğindeki bu karar karşısında halkımızı 23.06.2019 tarihli seçimlerde demokratik haklarına sahip çıkmaya, oy kullanmaya davet ediyoruz saygılarımızla.”