Tarih boyunca hiçbir din Yahudilik ve hiçbir topluluk Yahudiler kadar tartışılmamıştır. Bunun başlıca nedenlerinden birisi, Yahudilik’te din ile etnisitenin şaşırtıcı ölçüde iç içe geçmiş olmasıdır. Çağımızda Yahudiler, özellikle siyonist düşünceyle bağlantılı olmak üzere dünya siyasetinin önemli aktörlerinden biri olarak hala yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı Yahudiliği anlamak, insanlık tarihinin anlaşılmasında da önemli bir yere sahip olmaktadır. (1)
Yahudi kimliğinin iki temel ayağı vardır; bunlardan birincisi “ seçilmiş bir kavim ” olmak, ikincisi “ vaad edilen toprakların ” sahibi olmaktır. Yahudilik, vaad edilmiş bu toprakları ele geçirmenin ve ebedi sahibi olma ülküsünün ideolojisidir.
Bir halkın bir toprağı sahiplenmesi, kendini oraya ait hissetmesi anlaşılır bir haldir. Yahudi kimliği açısından fark, Yahudilerin sahiplik iddaasında bulundukları toprağı, Tanrı ile aralarındaki ahde bağlamış olmalarıdır. Bir başka ifadeyle , Tanrı yeryüzünün bir bölgesini, Kenan diyarını (Filistin), aralarındaki anlaşma uyarınca bir başka halka değil sadece ve sadece Yahudi halkına tahsis etmiştir.(2)
İsrailoğulları: Hz. Yakup’un oniki oğlundan çoğalan insanlara İsrailoğulları denir. Hz. Yakup, Hz. İshak’ın oğlu ve Hz. İbrahim peygamberin torunudur. Hz. Yakup’un sevgili oğlu Yusuf kardeşleri tarafından kuyuya atılmış, daha sonra İsmaililer kervanı tarafından kurtarılıp Mısır’da Firevun’un muhafızı Potifor’a köle olarak satılmıştır(Tekvin). Sarayda yetişen Yusuf’a peygamberlik verilmiş, Mısır’ın maliye bakanı olmuş ve ailesini (Hz. Yakup eşleri ve oğulları) Mısır’a getirmiştir. Yahudilerin Mısır’a yerleşmeleri M.Ö. 1700 yıllarına denk gelmektedir. Bu dönemde Yahudiler, Mısır’da rahat bir hayat yaşamışlar, daha sonra Hz. Yusuf’un ölmesi (110 yaşında/ Tekvin) sonrasında yeni Firevun döneminde, İsrailoğulları Mısır’da 400 sene tam bir köle hayatı yaşamışlardır. Gelecekte Yahudiler’in tüm Mısır’a hakim olacağından korkan Firavun, yeni doğan tüm İbrani (Yahudi) çocuklarının öldürülüp Nil nehrine atılmalarını emreder. Bu aradaki zamanda Yahudiler’in en büyük önderi, İsrailoğulları’nı Mısır zulmünden kurtaracak olan Musa doğar. Yahudiler’i Firevun’un zulmünden Hz. Musa kurtarmıştır. Üç ay boyunca yürüyerek Sina çölüne varırlar. Burada Rabb Musa’yı Sina dağına huzuruna çağırır. Musa burada kırk gün kırk gece kalır ve Rabb kendisine antlaşma koşulları olan iki taş levhayı (10 emir) verir.(5)
Yahudilik, yaklaşık M.Ö. 1200 yıllarında Hz. Musa ile başlamıştır. O, İsrailoğulları’nı Mısır’dan, Firevun’un esaretinden kurtararak bir “millet” haline getirmiş; ama kendisi “Arz-ı Mev’ud”a (Vaad edilen topraklar) ulaşamadan vefat etmiştir. Yerine geçen Yeşu ( Yoşua) önderliğinde Filistin’e (Kenan Ülkesi) gelmişler ve bu toprakları ele geçirmişlerdir.
Davut ve Süleyman Peygamberler Dönemi: İkisi de Yahudi’ler tarafından peygamber olarak değil, kral olarak kabul edilir. İslam dininde ise bu ikisi peygamber olarak kabul edilir. Davut peygamberin saltanatında (M.Ö.1004-965) Kudüs (Yaruşalim)’ü fetheder ve başkent yapar. (M.Ö.1000) Bundan sonra Kudüs “Davut kenti” olarak anılır. Davut peygamber ahid sandığı için bir “Mabed” yapılması için hazırlıklara başlasa da bu onun sağlığında gerçekleşmemiştir.
Davut peygamberden sonra oğlu Süleyman peygamber kral olur.(M.Ö.970-930) Babasının yapamadığı “Beyh-ha Mikdaş” mabedini Siyon dağı üzerine inşa eder.(4)
Siyonizm Nedir?: “ Siyonizmi en geniş anlamı ile, Arz’ı Mev’ud yani Filistin dışındaki bütün Yahudileri yine orada toplamak ve sonra da Süleyman Mabedi’ni Siyon dağı üzerinde yeniden inşa etmek idealidir.”(3)Böylece Siyonizmin en büyük hedeflerinden biri gerçekleşmiş olacaktır. Süleyman peygamber krallığında İsrail en parlak dönemini yaşamıştır.
Süleyman Peygamberin ölümü ile memleket ikiye ayrılmış; güneyde YEHUDA, kuzeyde İSRAİL krallıkları kurulmuştur. M.Ö 719 yılında İsrail’in Asur, M.Ö.586 yılında da Yehuda’nında Babil krallıkları tarafından işgali ve “Mabed” in tahribi ile bağımsızlıkları son bulmuştur.(4)
İsrailoğlları için yeniden zor yıllar başlayacaktır. Bu zorluğun adı “Babil Sürgünü”dür.
Bir sonraki yazımızda devam edeceğiz.
Sezai Balta
(1): Prof.Dr. Salime Leyla Gürkan / Yahudilik
(2): Garaudy /İlahi Mesajlar Toprağı Filistin S.66
(3): Doç.Dr. Yaşar Kutluay/ Siyonizm ve Türkiye
(4): Prof.Dr. Ethem Ruhi Fığlalı
(5): Sinan Toksoy/N.E.Ü. Yük.Lisans Öğr.