Cafer Elmas-Emine Türksoy

İlimizin önde gelen Bilecikli sanayici, 2013 yılı kurumlar vergisi rekortmeni Turgut Özen ile iş hayatı, ticari başarıları, gelecek planları ve güncel siyasi konulara ilişkin söyleşi gerçekleştirdik. Özen, yeni büyük yatırımı ilk kez gazetemize  açıklarken, açacakları hammadde tesisi ile Türkiye’nin Almanya’sı olacaklarını söyledi.

Şirketin gelecekteki hedefini açıklayan Turgut Özen,  Bilecik-Yenişehir arasında hammadde sahası açacaklarını burasını Türkiye’nin en iyi hammadde üretim tesisi yapacaklarını  belirterek, hammadde ocağı olarak Türkiye’nin Almanya’sı olacaklarını ifade etti. Eksikliklerin tamamlandığını ve Temmuz ayında hizmete sokarak satışa başlayacaklarını vurgulayan Turgut Özen, hammadde tesisinde üretimiyle, işçisiyle, hizmetiyle en iyi olmayı hedeflediklerini söyledi.


“Biz kazandıkça Devletimiz kazanıyor”

Son 6 yıldır vergi rekortmenleri listesine giren ve 6 yılda 2 kez birinci olma başarısı gösteren Turgut Özen, bu başarıyı her şeyi planlı programlı olarak yapmalarına bağlıyor. 2008 yılında birinci, 2009’da ikinci, 2010’da dördüncü, 2011’de üçüncü, 2012’de dördüncü ve 2013 yılında ise birinci olan istikrarlı Bilecik’li sanayicimiz, başarı için hedef koymanın önemine vurgu yapıyor.

Kendilerine belirledikleri hedefler doğrultusunda hareket ettiklerini ve başardıklarını söyleyen Özen, bu başarıyla birlikte Devlete de ciddi oranda vergi ödediklerini ifade etti.

 Özen;“Biz her şeyimizi planlı, programlı yaptığımız için hedeflerimize ulaşıyoruz ve kazanıyoruz. Biz kazandıkça devletimiz de kazanıyor. Biz kaybedersek devlet de kaybedecek. Biz vergilerimizi ödemek için çok çalışıyoruz” dedi.

2013 yılı için kişisel olarak 1.4 trilyon lira gelir vergisi ödediğini, şirketinin ise 2.6 trilyonluk bir vergi ödemesi gerçekleştirdiğini belirten Turgut Özen, “İşletme olarak kârı dağıtmazsanız şirket şişer bu da pek iyi olmaz. Kurumsal bir firma kârını dağıtmak zorundadır. Şirketimiz ayrı bir kurum ben kişi olarak ayrıyım”dedi.  


“En kaliteli Bilecik Beji bizim ocağımızda çıkıyor”

Yıllık cirosu 26 trilyon olan Turgut Özen Mermer, iki ayrı ocak ve iki fabrikada toplam 130 kişiye istihdam sağlıyor. Dünyanın hemen hemen tüm ülkelerine işlenmiş mermer ihracatı yapan firma, bu ülkeler arasında en çok Rusya’yla çalışıyor. Biz mermeri blok olarak değil, işlenmiş olarak satıyoruz.” diyen Özen, şöyle devam ediyor: “Ürünlerimizi tamamen işledikten sonra ihraç ediyoruz. Bilecik’te 15-20 çeşit bej mermer çıkıyor. Bunların içerisinde en homojeni, en çok devamlılığı olan bizim ocağımızda çıkan mermerdir.  Fabrikamızda son teknolojiyi kullanarak mermeri iyi bir şekilde işliyoruz.”

İşlenen mermer istihdam sağlar

Çin’in Türkiye’den ve Bilecik’ten mermer alıp işleyip tekrar Türkiye’ye satıldığını hatırlatmamız üzerine Turgut Özen, “Evet bu durumların hepsi doğrudur. Blok satmak bu sektörde en kolay iştir. Ancak ürünü işleyip satmak çok zordur. Bugün ben blok satış yapmıyorum. Bu taşı işleyip satsalar Türkiye’de işsizlik yüzde 10 azalır. Bilecik’te çıkan hammadde burada işlensin Dünyaya satılsın o zaman Bilecik’te işsizlik olmaz. Bunun sonucu olarak da ücretler hemen artar ve rekabet başlar” dedi.


Turgut Özen Mermer marka oldu”

Bilecik’ten başka herhangi bir yerde fabrika kurmayı hiçbir zaman düşünmediğini söyleyen Turgut Özen; “Buna gerek duymadım çünkü kendi memleketime hizmet etmek ve burada istihdam alanı yaratmak daha önemli, başka mermerlere de ihtiyaç duymadık. Biz tek çeşit mermerde markalaştık. Başarımızın sırrı aslında bu diyebilirim. Bu fabrikaya başka ocaklardan ürün girseydi biz marka olamazdık. Kendi ürünümüzü ön plana çıkararak onu markalaştırdık. Bunu yaparak aslında çok büyük bir risk aldık. Dünya pazarında bize gelen projelerde başka ocakların taşı olduğunda biz o projeye girmedik. Kendi taşımızda ısrarcı olduk. Eğer Bilecik Beji kullanılacaksa projeyi kabul ederiz dedik. Bilecik Bejini en iyi biz işleriz ve projeyi en iyi biz yerine getiririz dedik. En kaliteli ürün bizde var dedik ve müşteri bize inandı, güvendi ve test ederek gördü. Biz dünyada Bilecik Bejini ön plana çıkarmamızın tek nedeni yerinde ve saatinde ürünü imal edip müşteriye hizmet etmemizdir. Yabancı müşteriye güven duygusunu aşılayan tek firma biziz. Turgut Özen Mermer ise zamanında ve kaliteli ürün üretir imajını yarattık” diyerek markalaşmanın önemine vurgu yaptı.


Mermerin Bilecik ekonomisine katkısı çok büyük”

Mermerin Bilecik ekonomisine büyük katkısı olduğunu ancak ilimizin mermerin kullanımı konusunda eksikleri bulunduğunu söyleyen Turgut Özen, özellikle Belediye’nin şehrin yapılaşmasında mermer kullanımını teşvik etmesi gerektiğini söyledi.

“Bilecik Belediyesi imarda Bilecik mermerini ön plana çıkarıp apartmanlarda, merdivenlerde, süpürgelikler, mutfak tezgâhında Bilecik mermerini kullandırmaya özendirmelidir” diyen Özen, diğer ülkelerde buna benzer uygulamaların yapıldığını ifade etti. Eskiden Bilecik’te mermer atölyeleri ve hediyelik eşyaya yönelik bir sektörün olduğunu hatırlatmamız üzerine Özen, “O sektörde üretim ve insanlar monotonlaştı. Önceden evlerde abajur, şamdan, kül tabağı vardı bunların hepsi de mermerden yapılırdı. Bundan 15 sene önceki kültür şu anda kalmadı. Gelenek ve göreneklerimizi değişerek bir erozyona uğradı” dedi.

Mermer Fuarını Bilecik kaldırmaz”

Uzun süredir konuşulan Bilecik Mermer Fuarı fikriyle ilgili görüşünü sorduğumuz Turgut Özen, Bilecik şartlarının uluslararası bir mermer fuarı yapmak için yeterli olmadığını söyledi. Özen, “Bilecik böyle bir fuarı kaldırmaz. Fuarın dünyaya açılması için katılımcıların gelmesi gerekir. Bunun içinde Bilecik’teki otellerin konaklaması yetmez. Ulaşım ve sosyal yaşam şartları yeterli değil.” diyerek ilimizin birtakım eksikliklerine dikkat çekti.


“Halk beni bir yerde görmek istiyorsa ben orada olurum”

İlimizin önde gelen isimlerinden biri olarak her seçim döneminde siyasette adı geçen Turgut Özen, siyasete girmeyi düşünüyor mu? sorumuzu şöyle cevapladı:

 Her haberde Bilecik Yarın Gazetesi’nin ismi ön plana çıkıyorsa, Bilecik’te bir haber varsa bu Yarın Gazetesi’nde çıkmıyorsa doğru değildir deniliyor. Buna benzer olarak eğer seçim dönemi varsa Turgut Özen’in ismi ön plana çıkmıyorsa bu seçim olmaz. Olay bu kadar basit aslında. Şu anda ise siyasete girmeyi düşünmüyorum, iş hayatına devam edeceğim. Burada siyasette, bu memleketin çocuğu olarak bana bir görev düşüyorsa o görevden de kaçmam. Ancak durup dururken de ben aday olacağım deme şansım hiç yok. Bir görev düşerse sadece kaçmam bu Belediye Başkanlığı seçimleri olsun, Milletvekili seçimleri olsun fark etmez. Halk beni bir yerde görmek istiyorsa ben orada olurum. Halkın isteği olmadıktan sonra böyle bir şeye gerek yok. Biz zaten ülke ekonomisine en iyi katkıyı yapmaya çalışıyoruz.”

“Türkiye’nin Almanya’sı olacağız”

Şirket ve kendisinin gelecekteki hedeflerini sorduğumuz Turgut Özen, bu zamana kadar şirketini hedeflerine ulaştırdığını belirterek, Bilecik- Yenişehir- bölgesinde yeni hammadde sahası açacaklarını söyledi. Burayı Türkiye’nin en iyi hammadde üretim tesisi yapacaklarını iddia eden Özen, şunları vurguladı: “Farklı bir sektöre girmeden hammaddeye ağırlık vereceğiz yeni bölgemizde. Türkiye’nin hammadde ihtiyacını bu yeni açacağımız ocakta gidermeye çalışacağız. Yurtiçindeki piyasaya hammadde satışı yapacağız. Hammadde ocağı olarak Türkiye’nin Almanya’sı olacağız. Üretimiyle, işçisiyle, hizmetiyle yani her şeyiyle en iyi olmak hedefimiz. Şu anda yeni  ocağımızın tüm eksiklerini tamamladık Temmuz ayından itibaren hammadde satışımıza başlayacağız.


Turgut Özen’in rakibi yoktur”

Turgut Özen söyleşiyi şu sözleriyle noktaladı: “Benim rakibim ben kendimim. Turgut Özen’in rakibi yoktur. Yarın Gazetesi’nin de rakibi yoktur. Eğer rakibim diye çıkıyorsa o aldanıyordur. 30 yıllık sanayiciyim daha ayağıma deniz suyu değmedi. Başarı kolay gelmiyor bazı fedakârlıklar istiyor. Başarının sırrı olarak devamlılık esastır diyorum. Biz vergi rekortmeni olarak bir yıl birinci diğer yıllar sonuncu oluyorsak bunun hiçbir anlamı yoktur.  Ben hayatta olduğum sürece bu firma her zaman vergi rekortmenler listesine girecektir. Ama bir olur, ama üç olabilir ama on olmaz.”

Hayatta var olduğum sürece eğitime destek vereceğim”

Turgut Özen Mermer’in kurum olarak eğitime en çok destek veren işletmelerden olduğunu hatırlattığımız Özen, “hayatta var olduğum sürece eğitime bu desteklerimiz her zaman sürecek. Bu zamana kadar başımıza ne geldi ise eğitimsizlikten geldi” dedi.

Türkiye sağlam ekonomiye sahip”

Şuan Türkiye ekonomisinin çok güçlü dinamikleri olduğunu ve sağlam bir ekonomiye sahip olduğunu ifade eden Turgut Özen, üretim alanında Almaya, İtalya, Belçika gibi ülkelerde bulunan firmalarla rekabet edebilecek firmalarımız olduğunu söyledi.

Bu firmaların ön plana çıkamadıklarını belirten Özen, şöyle konuştu: “Umarım önümüzdeki dönemlerde ön plana çıkacaktır. Dünyada ve ülkemizde şu anda ekonomik anlamda genel bir sıkıntı var. Dünyanın sıkıntısı ise Ortadoğu’da yaşanan olaylardan kaynaklanıyor. Ondan dolayı herkes bir tereddüt içerisinde bulunuyor. Örneğin Libya’da başlayan iç savaş Marmara bölgemizdeki hammadde ocaklarımızı zarara uğrattı. Çin ekonomisi zayıflamakta ve Burdur, Antalya gibi hammaddelere yansıyacaktır. Bu yaşanan krizlerin ise geçici olduğunu düşünüyorum. Bu yılın ikinci 6 ayında çözülebilir ama ilk 6 ayın son dönemi ciddi bir sıkıntı vardı. Biz riski bu konuda azalttık. Çünkü birden çok ülkeye ihracat yapıyoruz. Libya’da olan sıkıntıyı başka bir ülkeyle halledebilecek durumdayız. Bu ülkelerin siyasi durumundan çok ekonomik durumu bizi ilgilendiriyor. Dünya ekonomisini belirli bir lobi yönetiyor. Biz Türkiye olarak buradan payımıza düşen payı almak zorundayız. Şu anda ise yatırımcı ülkemize geliyor, sıcak para girişi oluyor ülkemize bu da iyiye işarettir.”


Biz birbirimizle kavga edecek kadar aptal bir millet değiliz”

Son dönemde Ortadoğu’da yaşanan şiddet olayları ve siyasi istikrarsızlıkların Türkiye içerisinde de çıkarılmak istendiği iddialarına ilişkin olarak sorumuza açıklama yapan Özen, “Biz birbirimizle kavga edecek kadar aptal bir millet değiliz” dedi.

Özen, konuşmasına şöyle devam etti: “Türk Milleti örf ve adetlerine bağlıdır. Barbar değiliz, yıllardan beri bu ülke içerisinde kardeşçe yaşıyoruz. Türkiye böyle basit işlere bakmaz bir savaşa girmez. Irak’taki 7 bin kişilik bir orduya 700 bin kişi ile cevap verirsek ayıp olur. Biz Türk ordusuyuz cevap verirsek Osmanlı Devleti gibi her yeri almamız lazım. Bizim Irak’taki konsolosluğumuzun güvenliğini Irak hükümeti sağlamalıydı. Biz onların iç işlerine müdahil olamayız. Bürokratik yollardan bunlar çözülecektir.” 

Editör: TE Bilişim