BİLECİK

TESCİLLİ HAZİNELERİMİZİN HİKAYELERİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Marmara Bolgesi'nin güneydoğusunda, Karadeniz, Marmara, İç Anadolu ve Ege Bölgelerinin kesiştiği noktada yer alır Bilecik...

Bilinen ilk adı Belekoma'dır. Burada yönünüzü çevirdiğiniz her yer kültürel hazinelerin bolluğundan muhakkak nasibini almıştır. Bilecik'in tarihinde uygarlıklar adeta geçit töreni yaparlar. Hititlerden Lidya'ya, Friglerden Roma İmparatorluğu'na kadar birçok medeniyetin cevheri bu topraklara saçılmıştır.

İşte Bilecik'in coğrafi tescil almış dünyaca ünlü eşsiz ürünleri ve hikayesi

MERCİMEKLİ MANTI

Bozüyük coğrafyasına has bir üründür. Zamanla Kütahya sınırındaki bazı köylerde ve Eskişehir’e yakın köylerde yaygınlaşmıştır. Mercimekli mantı yapımında her çeşit mercimekten en iyi sonuç alınamamaktadır. Özellikle Kayı-91 olarak tescili yapılan; Bozüyük'te denemeleri yapılmış ve iyi sonuç alınmış; yörede yetişen  mercimek çeşitleri  mantıda iyi sonuçlar vermektedir. Yine diğer mantı çeşitlerinde fırınlama işlemi genellikle yapılmamaktadır. Mercimekli mantıda kuru halde fırınlama işlemi mantının son pişirme işlemi öncesinde yapılır. Mantı hamuru yapılırken ekmeklik un ile özel amaçlı un (45/55) kullanılır. Her iki un çeşidi ile en uygun karışım sağlanarak mercimekli mantı hamuru istenilen kıvama getirilir. Kullanılan unlar genellikle yine ilimizde yetişen un çeşitleridir.

ÇUKURÖREN BİBERİ

Bilecik Merkez'e bağlı Çukurören köyüne özgü acı biberin üretimi yaklaşık 100 yıldır genetiği değiştirilmeden  yapılmaktadır. Yetiştiriciler biberleri hasattan sonra dizileme ve kurutma işlemine almak suretiyle pazara hazırlarlar. Dizileme yönteminde, doğal ortamda güneş ışığından yararlanarak kurutulur. Toprak seviyesinin üzerinde kurutma işlemi uygulandığından, ürünlerde kesinlikle aflatoksin gibi problemler yaşanmaz. Kurutulan biberler herhangi bir koruyucu madde konmadan değirmenden geçirilerek parçalanır ve pul biber formatına sokulur. Çukurören biberinin acılığı orta derecede olup, lezzetli acı olarak tanımlanabilecek özelliktedir.

KESTANE KABAĞI

Kestane Kabağı (Cucurbita maxima) kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasindan bir kabak türüdür. Meyvesi küremsidir ya da basık küremsidir. Üzeri dilimli, pürtüklü veya düz, grimsi renklidir. Etli kısmı sarı-turuncu renkte olup, genellikle tatlı yapılarak tüketilir. ARICAN-97 Sakarya Mısır Araştırma Enstitüsü tarafından Islah çalışmaları sonucunda 1999 tarihinden beri Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde kullanılmaktadır. Bu çeşit, kullanılmaya başlandığı yıldan itibaren Kızıldamlar köyünde de yetiştirilmektedir. Toprak ve iklim koşulları bu tur için 90k iyi bir uyum saglamıştır. Kestane kabağı tatlı olarak tüketime uygun, lifli olmayan, pişme sırasında meyve eti dağılmayan özelliktedir. ARICAN-97 kestane kabağının en üstün özellikleri Kızıldamlar köyü yöresindeki yapılan üretimlerde gerçekleşmektedir.

KÜRE BİLECİK İRİKARA ÜZÜMÜ

Küre, yüzyıllardır üzüm üretiminin yapıldığı bir yerleşim yeridir. Küre köyünde Beylerce, Razakı, iri Siyah, iri Kara, Çavuş ve Yapıncak gibi çok çeşitli üzüm türleri yetişebilmektedir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu' ya da bulaşan filoksera zararlısı bağcılığı bitirme noktasına getirmiştir. 1926 yılında kurulan Amerikan Asma Fidanlığı ile bağcılığın canlandırılması çalışmaları yapılmaya başlamıştır. 1972 de 8295 hektar alanda 340.000 ton üzüm üretimi yapıldığı bildirilmektedir. Küre köyünün killi, kireçli toprak yapısı üzüm yetiştiriciliğine imkan sağladığı gibi üzümün uzun süre dayanıklı olarak kalmasına yardımcı olmaktadır.

PAZARYERİ BOZASI

Boza, darı irmiği, su ve şekerden üretilen bir kış içeceğidir. Bilinen en eski Türk içeceklerinden biridir. Günümüzde eski Osmanlı coğrafyası ile Orta Asya coğrafyasının bazı kısımlarında yapılıp tüketilmektedir. Türkiye 'de genellikle darıdan yapılan boza, başka ülkelerde yapıldığı yerin başlıca ürününe göre mısır, arpa, çavdar, yulaf, buğday, kara buğday, Arnavut darısı, gernik gibi tahılların unu, bazen de pirinç ve ekmek, nadir olarak da kenevir unu ve karamuk mayalandırılarak yapılır. İçerisindeki vitaminler nedeni ile daha çok sporcular tarafından tercih edilen boza enerji veren bir içecek türüdür. Anne sütünü arttırıcı özelliği ile bilinen boza grip, nezle ve soğuk algınlığı gibi hastalıkların ardından vücudun kendisini toparlamasına yardımcı olur ve vücut direncini arttırır. Bazı gıda maddelerinin üretilmesi sırasında, nem oranı ile beraber üretimin yapıldığı yerin denizden yüksekliği ile bazı coğrafi özelliklerindeki üstünlükler, gıdaların muhafazası ve üretim koşullarına olumlu etkilerde bulunmaktadır. Bu özellikler yanında dededen gelen ustalık marifetiyle birleştirilen bilgi birikimi bozada mükemmel bir lezzet oluşturmaktadır.

PAZARYERİ HELVASI

Pazaryeri Helvası, Türkiye'de üretilen susamların özel taş değirmenlerde ezilmesiyle hazırlanan tahin ve beyaz şekerin karıştırılması ile yapılan yöresel bir lezzettir. Susam yağından üretilmiş tahin ile şekerden yapılan Pazaryeri helvasına hiçbir katkı veya gıda bileşeni katılmaz. Pazaryeri helvası insanlar için mükemmel bir lezzet olmasının yanında, önemli bir enerji kaynağı niteliğindedir. Ayrıca sindirim sistemini çalıştırma özelliğine sahiptir. Bu geleneksel ürünümüzün yapısı ve lezzetinin oluşumunda ustalığın önemi çok büyüktür. Helvanın orijinal karışımının oluşturulması, kaynatma sıcaklığının ve süresinin takip edilerek karışma zamanında müdahale edilip şeker eklenmesi ve kaynatma işleminin kontrollü bir şekilde yapılması ürünün geleneksel ve spesifik özelliklerinin oluşumunda önemli ölçüde rol oynamaktadır. Pazaryeri helvası, Bilecik'te Pazaryeri ilçesinde dört kuşaktır devam eden ustaların eseri olarak sahip olduğumuz bir ürün olmasının yanında kültürümüzün bir parçası özelliğine sahiptir.

PAZARYERİ ŞERBETÇİOTU

Şerbetçi Otu (Humulus lupulus) kendirgiller (Cannabaceae) familyasından Temmuz-Eylül aylan arasında yeşilimsi-beyaz renkli çiçekler açan, 2-5 metre yüksekliğinde, sarılıcı gövdeli, iki evcikli otsu bir bitki türüdür. Dünyada şerbetçi otu, kuzey yarım kürenin ılıman bölgelerinde doğal olarak yetişir ve kültürü yapılan şerbetçi otu kuzey ve guney yarımkürede 30° ve 50° enlemleri arasında yetiştirilir. Bolu, Zonguldak, Adapazarı, Bilecik, Edirne, Kırklareli ve İstanbul'da şerbetçi otu bitkisinin yabanilerine rastlamak mümkündür. Ancak ekonomik değere sahip olan çeşitleri sadece Pazaryeri (Bilecik)'te ön plana çıkmaktadır. İçeriğindeki etkin maddelerden ötürü bitkinin terletici, iştah açıcı, ateş düşürücü, yatıştırıcı özellikleriyle birlikte safrakesesi hastalıkları ve kalp ritmi bozukluklarında da etkili olduğu bilinmektedir.

OSMANELİ ALACA KARPUZU

Karpuz üretimi Bilecik ili Osmaneli ilçesi sınırları içerisinde yapılır. Üretim miktarı bakımından ülke üretiminde çok önemli paya sahip olmasa da yüksek kalitesi ve beğenilen tadı nedeniyle Osmaneli karpuzu aranan karpuz türlerinden biri konumundadır. Osmaneli karpuzu üretiminde Crimson Sweet tohumu kullanılır. İklim yapısı, toprak özellikleri, denizden yüksekliği ve üreticinin uyguladığı işlemler doğrultusunda yöreye özel bir lezzet ve yapı kazanmıştır. İlçenin asıI orijinal karpuz tohumu Crimson Sweet'e çok yakındır. Bu yüzden son 20 yıldır her iki tohumdan da üretim yapılmaktadır. Osmaneli karpuzu diğer illerde yetişen karpuz çeşitlerine göre aroması daha gelişmiş olup, şeker oranı yüksektir. Kabuk kısmı çok ince olup, düşük ısılarda kolayca çatlayabilme özelliğine sahiptir.

OSMANELİ AYVA LOKUMU

Ayva ve pek çok tarımsal ürün bu bölgede verimli topraklarda Sakarya Havzası, boyunca bol miktarda yetiştirilmektedir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde Osmaneli'de (Lefke) ayva ve ürünlerinin  üretildiği belirtilmektedir. Ayva meyvesi ve ayva mamullerinin çok eski dönemlerden beri üretilip, tüketilmesi ilçenin kültürünün bir parçası, haline gelmiştir. Osmaneli ilçesinin, en zengin tarımsal ürünü olan ayvanın yılın dört mevsiminde tüketilmesini sağlamak amacıyla farklı çeşitlerde ürün üretilmek arayışı içinde "Ayva Lokumu" geliştirilmiştir. Kendine has aromasıyla doğal halde, içine katkı maddesi karıştırılmadan üretilen ve tescili yapılan ayva lokumu ilçenin ekonomisine ve tanıtımına katkı sağlamaktadır.

OSMANELİ NAR LOKUMU

Çukurova ve Antalya Bölgesi gibi sıcak yerlerde yetişmesi uygun görülen nar meyvesi, lokal düzeyde küçük Akdeniz olarak tabir edilen inhisar-Çaltı-Osmaneli bölgesinde Sakarya Nehri çevresindeki havzada çok geniş bir üretim alanına sahiptir. Osmaneli'de, nar lokumunda kullanılabilecek türdeki nar yetiştiriciliği günümüzde oldukça azalmıştır. İnhisar ve Çaltı yörelerinde ise üretim artmaya devam etmektedir. Mikroklima ile beraber toprak yapısı itibariyle nar yetiştiriciliği ilimizin iddialı olduğu ürün durumundadır. Nar lokumunda, lokum hamuruna narçiçeği özü eklenmesi ile yapılır. Narçiçeği başka bir kap içerisinde kaynatılarak soğutulur. Soğutulduktan sonra lokum karışımının içerisine dökülür. Kullanılan narçiçekleri bölgede yetişen nar ağaçlarından özenle seçilir. Bitkinin çiçeklerinden meyve oluşumuna yakın bir zamanda toplanan narçiçekleri püsküllerinden ayrılarak kaynatılır. Kaynatılırken az miktarda şeker ve tarçın ile lezzeti dengelenir. Nar aromasının kendine özgü rahiyası özel bir şekilde elde edilerek lokum hamuruna ilave edilir. Bu teknik lokuma özel bir lezzet ve aroma vermektedir ve bu özelliği başka bir şekilde yakalamak mümkün değildir.

Coğrafi İşaret Nedir?

Bir ürünü, benzerlerinden ayıran en temel özelliği üretildiği yöre ise, bu ürün için ‘yöresel’ ifadesi kullanılır. Yöresel ürünler, bulundukları ya da üretildikleri bölge ile özdeşleşir ve orası ile anılır. Bu tip ürünlerin yöreselliğini yasal olarak ifade eden işaretlere de coğrafi işaret denir. Ülkemizde coğrafi işareti almış ürünlere örnek olarak; Antakya künefesi, Kayseri pastırması, Kars kaşarı, Amasya elması, Malatya kayısısı, Antep baklavası gösterilebilir.
Bir ürünün coğrafi işareti alabilmesi için şu özellikleri taşıması gerekir:
 Coğrafi sınırları belirli bir alan içinde yer alması,bu alana ait özellikler neticesinde meydana gelmiş bir ürün olması
Bir karakteristik özellik taşıması ve bu karakteristik özelliğin bulunduğu bölge ile ilişkilendirilmiş olması,

Coğrafi işaret başvurusu, menşe ve mahreç olmak üzere iki şekilde yapılabilir:
Menşe başvurusu, ilgili ürünün tüm niteliklerinin söz konusu bölge ile bire bir bağı olduğunu ifade eder. Bu açıdan bakıldığında diğer bölgelerde yetiştirilen ya da üretilen aynı cins ürünlerin, coğrafi işaret almaya hak kazanmış ürün ile aynı olmadığı tescil edilmiş olur.