Geleneksel Türk El sanatlarından olan Ebru Sanatı, Bilecik'te Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde 2009 yılından bu yana başarılı şekilde yürütülüyor. HEM’ den yaklaşık 600 kişinin kurs görerek sertifika almaya hak kazandığı Ebru sanatına ise ilgi büyük. Öyle ki evinin alt katını bu sanatı sürdürebilmek için ebru atölyesine çeviren kursiyerler dahi olmuş.

“Kursiyerlerimizde tahammülsüzlüğü gideriyor, sabrı aşılıyoruz” diyen Gülden Kervan, Ebrunun terapi özelliği olduğu için özellikle huzurevi, cezaevi, toplum ruh sağlığı merkezlerinde kurslarımızı açtıklarını da söyledi. Tüm bu konuları içeren bir röportaj gerçekleştirdik.

Bilecik Halk Eğitim Merkezinde Ebru Sanatı kurs hocası  Gülden Kervan Yarın Gazetesi  okuyucuları için örnek bir çalışma yaptı.  


Kıymet Aslan: Sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Gülden Kervan, Bilecik Halk Eğitim Merkezinde 2009 yılından beri Ebru Eğitmeni olarak devam ediyorum. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi El sanatları bölümü mezunuyum. Mezun olduktan sonra ilk olarak Bilecik HEM'de göreve başladım, yaklaşık 4 yıldır çeşitli kurum ve kuruluşlarla iş birliği halinde ebru kurslarını yürütüyorum.

Gülden Hanım, peki siz Ebru sanatıyla nasıl tanıştınız?

Gülden Kervan: Okulda ebruya karşı ilgim vardı. Eğitimimi bu yönde sürdürdüm, ilk olarak kendime ait tekne edindim.  Sürekli ebru yapardım. Kendimi geliştirmek adına bir çok hoca ile tanıştım, araştırdım ve takip ettim.  Ardından Halk Eğitim'de kurs hocalığı olarak göreve başlayınca ebrudan kopamaz hale geldim.

K.A:  Ebru nasıl bir sanattır sizden öğrenelim.

G.K:  Ebru Sanatı Geleneksel Türk El Sanatlarımızdan suyun üzerine resim yapma sanatımızdır. Özbekistan'ın Buhara şehrinden ipek yolu üzerinden Anadolu'ya geldiği bilinir. Osmanlı döneminde Ebru Sanatını çok fazla yapan kişi varmış, fakat Osmanlı'dan sonra bir duraklama dönemine geçilmiş savaşlar, açlık, kıtlık baş gösterince insanlar aş, iş peşine düşmüş. O yüzden Ebru'ya ilgi biraz daha azalmış. Şuanda Ebru Sanatı altın dönemini yaşıyor diyebiliriz. Eskiden Osmanlı Döneminde yine çeksenetler ebru desenlerinin üzerinde yazılırmış. Şu andaki çek ve senetlerin üzerindeki karışık desenlerinde oradan geldiği bilinir. Tahribatı önlemek açısından ebru kağıtların üzerinde çek-senet işlemleri yapılırmış. Ebru tektir, tekrarlanamaz o açıdan kıymetli kağıtlarda da bu sanat işlenirmiş.

Daha sonra Türkiye'de Hat –Hattat atölyelerinin ve ustalarının çoğalmasıyla birlikte ebru sanatında gelişmeler meydana gelmiş. Hattın altındaki kağıt zemin ebrulu ve ebrulu kağıdın üzerine hat çalışmasını yaptıklarından dolayı gittikçe artmış, şuanda da ilgi büyük olduğu için altın dönemini yaşıyor.


Altın dönemini yaşaması bir sanatın sahip çıkmakla da ilişkili  diye düşünüyorum. Peki sahip çıkabiliyor muyuz?

Ebru için, nereye gidilirse gidilsin Türk Sanatı denilir. Ebru da bunu kaptırmamışız, sahip çıkmak isteyenler olmuş ama uygulayarak kendilerine namzettirmeye çalışanlar olmuş ama ödün vermemiş sahip çıkmışız. Dolayısıyla Türk ebrusu olarak da  bilinir.

Bilecik'te HEM sayesinde Ebru sanatını kaç kişi bilir hale geldi?

Ebru Kurslarımız Halk Eğitim Merkezimizde her dönem açılıyor. Eylül ayında kurs kayıtlarımız başlıyor ve Temmuz ayına kadar da kurslarımızda devam ediyor.

Yaklaşık 4 yıldır yaklaşık 600 kişinin Ebru öğrettik. Bilecik için güzel rakam diyebiliriz. Ebru sanatı bir gönül işi esasına dayanıyor, ilk başlayanlar hevesle başlıyor ama devam ettirenlerin sayı başvuranlardan az kalıyor. Sabır işi olduğundan dolayı herkesin yapabileceği bir iş değil. Başladığımız günden bu güne çok fazla sayıda bu işi devam ettirenler oldu. “Ben Cin Ali'yi bile çizemem” diye gelenler dahi, oldukça ümitsiz olan kursiyerlerimiz bu işi başardı.Sabır işi olduğunu defalarca vurguladık. Böylece Bilecik'te atölye açanlar oldu.

O kursiyerimiz daha sonra bir atölye kurdu, çocuklara ebru gösterisi yapıyor. Aynı zamanda boş vakitlerini de orada değerlendiriyor. Bir başlayan bir defada bırakamıyor. 2-3 dönem kursa gelmek isteyen vatandaşlarımız oluyor, ebru böyle ilgi gördüğü için bizler memnun oluyoruz. Kurs süresince güzel arkadaşlıklar kuruluyor, sohbetlerimiz oluştu, ebrunun insanlara diyalog kurma gibi katkılarını da görüyoruz. Bilecik'te rehabilite merkezleri, ceza evi gibi çeşitli kurum ve kuruluşlarımızdan kurs verilmesi yönünde Halk Eğitim Merkezimize başvuru yapanlar oluyor. Böylece ebru sanatıyla ilgilenen kişi sayısında artış sağlanıyor. Müdürümüz Ali Kutlu, sağ olsun desteğini hiçbir zaman esirgemiyor,  atölyemizin kuruluşunda çok fazla emeği var. Buradan kendisine teşekkür etmek isterim, onun sayesinde Ebru'yu epey tanıttığımıza inanıyorum.

-Gülden Hanımcığım, dediniz ya kurumlardan da bu sanata karşı talep var. Ebrunun nasıl bir etkisi var ki  cezaevi, ruh sağlığı gibi kurumlarda kalan insanlarımıza olumlu etkisi oluyor. Kısaca ebru bize sabrı öğretiyor, el becerilerimizi geliştirdiğini biliyoruz ama bunların dışında hangi duyguları yüklüyor?



EBRU'NUNTERAPİ ÖZELLİĞİ VAR”

“Ebrunun terapi özelliği çok fazla olduğu için özellikle huzurevi, cezaevi, toplum ruh sağlığı merkezlerinde kurslarımızı açıyoruz. HEM bünyesinde zaten kurslarımız var. Kurumlar tarafından da istekler geliyor.

İşe başladığımızda herkesçe sabretmenin önemini bilerek başlarız. Biz kursiyerlerimizde tahammülsüzlüğü gideriyor, sabrı aşılıyoruz. Olumsuzlukları o teknenin başına geçtiğinde o düşünceleri yok ederek uyguluyor. Bilimsel olarak ta açıklanmış bir şey, suya iyi şeyler söyleyince suyun kimyası birden pozitif değişiyor. Kötü şeyler söylendiğinde de kimyasında negatiflik artıyor. Dolayısıyla suyun başında siz ne kadar olumlu geçerseniz tekne de o şekilde size eserinize olumlu cevap verir. Oluşturulan güzel eser karşısında da kafada bulunan olumsuzlukları atmak mümkün oluyor, bir terapi özelliği katıyor. Bu sanatın başlı başına taşıdığı bir özelliktir. Mikro alemde göremeyeceğimiz değişimler suyun üzerinde dikkatli bakıldığında bir sürü değişiklikler sunuyor size. O yüzden Yaradan'ımızın lütfuyla da ilgisi büyük. Manevi açıdan bambaşka yere götüren bir sanat. Başladığınız andan itibaren herşeyden uzaklaşmış, tamamen kendinizi iyi hissettirmeye götürüyor. Düşünsel açıdan bu özellikleri olmasından dolayı tercih ediliyor.”

Barut Ebrusu, Klasik Ebru diye nitelendirilen teknikler duydum, Siz bu tekniklerden özellikle kullandığınız var mı? Ne kadar sürede kursiyer ebru sanatını ve teknikleriyle öğrenebiliyor?

Barut Ebrusu çok ünlü bir sanatçı Hikmet Barutçugil var, dünyaca da ünlüdür kendisi, bu hocamızın kendi oluşturduğu bir tekniğidir, adıda oradan gelmektedir.  Tabi yeniliklerde katarak ta ilerliyoruz aynı zamanda ama Ebru dalında Geleneksel ilerliyoruz. Kursa başladığımızda ilk battal ebrusuyla başlıyoruz ki ebrunun ana çeşididir. O olmadan, bilinmeden mümkün değil diğer ebruları yapamazsınız. Battal Ebruyla başlıyoruz, gel-git ebrusu, şal ebrusu, karartma ebru, akasya ebrusu, çiçek ebru derken en son kumaş üzerine ebru yapımını gösteriyoruz. Kursumuzu böylece bitiriyoruz. Yaklaşık 160 saatlik bir kurs. Yaklaşık haftada 3 gün olan bir kursumuz. 2.5-3 ay içinde de kursumuz bitiyor.

Ebru eserleriyle bir takım yarışmalara katılarak Bilecik'i temsil ve tanıtma gibi bir girişimleriniz var mı? Bu yönde bir adım atmayı düşünüyor musunuz?

Tanıtma noktasında HEM olarak sürekli sergilerimiz oluyor. Geçtiğimiz sene Eylül ayında Bilecik'i temsilen İstanbul Altıneller Kültür ve Turizm bakanlığının düzenlemiş olduğu '7. Altın Eller Geleneksel El Sanatları Günleri”nde 61 ilden Ebru sanatçısı olarak Bilecik'i temsilen gittim. Yapmış olduğumuz eserleri sergileyerek 15 gün boyunca Bilecik'i tanıttık. Aynı zamanda geçtiğimiz Mayıs ayında yine Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı iş birliği içerisinde Başbakanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan'ın davetlisi olarak Dokuma Kursu ve Ebru Sanatı ile birlikte 81 ilden Bilecik'i temsilen  8-11 Mayıs 2013 tarihleri arasında Ankara Congresium ATO uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen “81 İl Kadın El Emeği Sergisi” etkinliklerinde katıldık. Bilecik'e çok yoğun bir ilgi vardı, milletvekilimiz ve eşi Nurten Poyraz sergide standımızı ziyaret etti.


Peki Ankara'daki bu sergiden Bilecik'e geri dönüşü olmadı mı?

Evet oldu. Dokuma ve Ebru kursu olarak gitmiştik, bir çok sipariş talebi geldi. Güzel satışlar yaptık. Telefonlarımız alındı, tanıştığımız kişilerle Ebru ve dokuma konusunda da görüşmelerimiz devam ediyor. Bizler Bilecik'in ismi el sanatlarındaki marifetleriyle duyulsun isteriz.

Bilecik olarak bu etkinliklerden yararlanmaya çalıştık. Bu sergilere katılarak ebrunun muhteşem gösterisini, zarafeti görsünler istedik. Diğer taraftan 23 Nisan etkinliklerinde çocuklara da gösterdik. Kütüphane haftasında 3 gün boyunca sergimiz oldu. Çalışmalarımıza gösterilen ilgiden bizler çok memnun oluyoruz.

Bileciklilerin açtığınız sergiye ilgisi nasıl?

Bizim yıl sonu kurslarımız var, sergilerimiz var. Tüm kursların ortaklaşa açtığı bir sergi. Kurum ve kuruluşlarımızda açtığımız sergilerimiz oluyor. İlgi gayet güzel, meraklı insanlarımız geliyor, 2009 yılından önce hiç ebru kursu açılmamış HEM ile birlikte bu kursların var olması insanlarında görmediklerinden rastlamadıklarından dolayı ilgilerini çekiyor. Hobi olmanın yanında kazançta sağlayabiliyor.

K.A: Gülden hocam, öncelikle  sanata kattığınız değer için, sanatçı eller yetiştirdiğiniz için, sonrada bu bilgileri gazetemizle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Son olarak gazetemiz aracılığı ile ne söylemek istersiniz?

Kursa başvurmak isteyenler Halk Eğitim Merkezine gelip kurs başvuru formu bırakmaları gerekiyor. Kurs başlamadan önce teker teker isimleri arıyoruz. Burada çok önemli bir noktaya temas etmek isterim.

Atölyemizde grup halinde çalıştırmıyoruz, herkesin kendisine ait özel bir teknesi var. Bunun için kursiyer sayımız fazla olmuyor. Ebru da birebir ilgi olması gerektiğinden dolayı sınırlı sayıda kişi başvurusu alabiliyoruz. Bu yüzden bir hevesle kursa başvuru yapan vatandaşlarımızdan duyarlılık bekliyorum. Bir hevesle başvurulduğu takdirde gerçekten istekli olan, ileriye taşımak isteyen kursiyerlerimizin önüne geçilmiş olunuyor. Günü birlik gelme niyetinde olan kişiler başvurduğu anda biz onun kaydını almış oluyoruz, asıl istekli olan, kişiyi ise kabul etmemiş oluyoruz. Burada istekli kursiyerlerimizin haklarını koruyalım çağrısında bulunmak isterim. Gerçekten istekli olan, ebruya gönül verenler başvursun. Teşekkür Ederim.

*****

Not: Ebru Sanatı Bilecik'te ve Türkiye'de hak ettiği yerde mi ne gibi destekler bekliyor? Bilecik’te sanatın ve sanatçının çoğalması için kimlere görev düşüyor bu konulara ilişkin Ebru sanatının hocası Gülden Kervan ile yaptığımız röportajda değinmiştik. Konunun önemine binaen özellikle ilimizdeki yerel yöneticilerimizin de bu konudaki görüşlerine daha geniş yer verebilmek için “Çeşitli Sanat dallarının yaygınlaştırılması  ve ilimizde sanatçıların yetiştirilmesi” konusu bayram sonrasına bırakılmıştır. Tüm İslâm aleminin Ramazan bayramını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim. Kıymet Aslan / Muhabir

Editör: TE Bilişim