Dört yıldır Bilecik’te Vali Yardımcılığı görevini yürüten Hasan Kayhan, 20 Temmuz’da Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Vali Yardımcısı ve Kaymakamlarla İlgili Kararname’ ile Nevşehir Vali Yardımcılığı görevine atandı. Görev yaptığı süre boyunca halkla iç içe olan Kayhan, güler yüzü ve sıcakkanlı yapısıyla şehrimizin sevilen idarecilerinden biri oldu. İçişleri Bakanlığındaki görevine 74. Dönem Niğde Kaymakamı Adayı olarak başlayan Kayhan, daha sonra sırasıyla; Bartın-Kurucaşile ve Erzurum-Pazaryolu Kaymakamlığı, Van, Kilis, Ordu, Yozgat, Denizli ve Rize Vali Yardımcılığı görevlerini yürüttü. Son olarak ilimizde görev yapan Kayhan’ın yazıları gazetemizde cumartesi günleri ‘Cumartesi Sohbetleri’ başlığıyla yayınlandı. Ramazan bayramından sonra yeni görev yeri olan Nevşehir’e taşınacak olan Hasan Kayhan’la görev süresi boyunca ilimizle ilgili edindiği izlenimler üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.

Hasan Bey, geçtiğimiz hafta sonu yayımlanan kararname ile Nevşehir Vali Yardımcılığı’na atandınız. 4 senenizi geçirdiğiniz Bilecik’le ilgili izlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?

Bilecik’e Ağustos 2009’da geldim. O zamandan bu zamana yaklaşık 4 yıllık bir zaman geçti. İlk geldiğim yıl çevre yolu, duble yol yapılıyordu, hızlı tren inşaatı başlamıştı. Şehri tanıma maksadıyla gezdiğimizde, mahallelerde çok sayıda eski, metruk evler görmüştüm. Sanki bir hüzün vardı şehirde. Öyle beklemekteydi. Daha sonra hızlı bir yapılaşma başladı. Bunun belediyenin altyapı hizmetleriyle de paralel gitmesi şehrin çehresini biraz değiştirdi. Şehir daha modern bir görünüm kazandı. Tabi bu durum bizi idareciler olarak heyecanlandırıyor. Görev yaptığımız bütün yerlerin gelişmesini, kalkınmasını, halkımızın huzur ve refahını ön plana alıyoruz ve çalışmalarımızı bu şekilde yapıyoruz. Biz insan odaklı çalışıyoruz. İnsanımız mutlu olduğu zaman, yüzleri güldüğü zaman, biz de kendimizi görevimizi yapmış addediyoruz. Bir yazımda da değindiğim gibi, “Bilecik geçmişten demir aldı artık denizlere yolcu” diye. İnşallah, yeni yapılacak 3’üncü organize bölgesiyle birlikte, diğer devam eden kamu yatırımlarıyla ve üniversitedeki gelişmelerle birlikte, 100 bin nüfusa ulaşır. Çünkü burası göç alan bir bölge, göç veren bir il değiliz biz. Fabrikaların işçi ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Dolayısıyla Bilecik’in hızlı biçimde göç almasının devam etmesi gerekiyor. Bu göç, her yönden ilin hareketliliğini arttırıyor. Konut ihtiyacı ortaya çıkıyor, işyeri ihtiyacı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla ilimiz bu şekilde kalkınmasını sürdürecek diye düşünüyorum. Biz bunu artık diğer görev yaptığımız yerlerden gururla izleyeceğiz.

Karadeniz’de, Doğu Anadolu’da, Güneydoğu’da, İç Anadolu’da, Türkiye’nin dört bir tarafında görev yaptınız. Ülkemizin insanını tanıyorsunuz. Bilecik insanı sizce nasıl?

Bilecik’te biz 4 yılda herkesle akraba gibi olduk. Ben halkla ilişkileri seven, sıcakkanlı bir insanım. Sosyal yönüm var. Zaten öyle olmasa yaşayamam herhalde. Ben insan ilişkilerine, arkadaşlığa, dostluğa çok önem veren birisiyim. Ve bunun da belli fedakarlıklarla elde edileceğini düşünüyorum. Emek vermek gerekiyor dostluklar elde edebilmek için. Güler yüzlü olmak gerekiyor. Ben sokağa çıkıp yürüdüğüm zaman, yüzlerce insanla selamlaşıp, hal hatır soruyorum. Bilecik o yönden çok farklı. Diğer illerde de tabii ki bizi tanıyanlar selam vermiştir ama, bu kadar içten, samimi olmamıştım. Burada herkesle samimiyim. Bu benim için çok büyük bir mutluluktu.

Bilecik’te görev yapmanın zorlukları neler?

Bilecik konum itibariyle ulaşılabilirliği çok kolay bir il. Ve her yere, Bursa’ya, Eskişehir’e, İstanbul’a yakın. Şimdi hızlı trenli birlikte bu mesafeler daha da kısalacak, ulaşılabilirliği daha da artacak. Bilecik’in eksikliği, çok modern alışveriş merkezlerinin olmaması, bazı ihtiyaçlarımızı aynı gün karşılayamamamız. Daha doğrusu hizmet sektörü, diğer gelişmiş illere göre, büyük şehirlere göre daha geride. İnşallah gelişmeyle birlikte kısa zamanda hizmet sektöründe de iyileşmeler bu açığı kapatacaktır.

Geçtiğimiz aylarda eşiniz Sıla Kültür Kitap ve Sanat Evi’ni açmıştı. Gidişinizle birlikte kitapevi kapanacak mı?

Eşim işletme fakültesi mezunu, girişimci bir özelliği var. O da, insanlara yararlı olmayı, fikir alışverişinde bulunmayı düşünen birisi. Sıla Kültür Kitap ve Sanat Evi’ni açmasının sebebi bu paylaşımdı. Kendi bilgilerini insanlarla paylaşmaktı. Bir kültür hizmeti yapmayı amaç edinmişti. Bence de amacına ulaştı. Bir çok insanla tanışma, kültür alışverişinde bulunma fırsatını buldu. Tabi daha uzun süre kalabilseydi daha iyiydi ama, şu aşamada yapılabilecek başka bir şey yok. Ben amacına ulaştığını düşünüyorum.

Son olarak Bilecik halkına söylemek istedikleriniz neler?

Yeni başlangıçlara yer açabilmek, yeni yolculuklara çıkabilmek, yeni yerler, yeni yolcular tanıyabilmek, sadece kendimize değil, başkalarına da bu imkanı verebilmek için, veda zamanını hüzünle ve aynı zamanda da sevinçle de yaşayabilme cesaretini gösterebilmeliyiz diyorum. Bugün benim için bir veda zamanı. Ben değerli Bileciklilere ‘dostluğumuz hep sürecek’ diyorum. Biz burada bir yolculuk yaptık. Hiç unutmayacağımız bir yolculuk oldu bu. Kendileriyle hep birlikte olduk. Birlikte güçlü olduk. Ortak günlerimiz oldu, çeşitli törenlerde, kutlamalarda, hıdrellezlerde bir araya geldik. Sevinçlerimizi paylaştık. Bu günden sonra artık Bilecik’e yeni gelecek arkadaşlarımız hizmet edecekler. Ama ben her zaman Bilecik’in ve Bileciklilerin başarılarını büyük bir gururla izliyor olacağım. Ben bu vesileyle emeği geçen tüm yöneticilerime, desteklerini ve sevgilerini esirgemeyen çalışma arkadaşlarıma ve değerli Bileciklilere gönülden teşekkür ediyorum. Bana her zaman gösterdikleri sevgi ve yakınlık için hepsine şükranlarımı sunuyorum. Her birini sevgiyle kucaklıyorum. Umarım her şey gönüllerince olur. Hepsine sağlık mutluluk ve başarılı günler diliyorum. Haklarını helal etmelerini istiyorum. Ben kendi haklarımı helal ediyorum. 

Editör: TE Bilişim