Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şükrü Beydemir, Sadık Gültekin’in sunuculuğu ile NTV ekranlarında yayınlanan “Doğru Tercih” programına katıldı. Rektör Beydemir,  canlı olarak ekrana gelen programda üniversiteyi, hedeflerini ve çalışmaları kamuoyu ile paylaştı.

Üniversitenin eğitim ve sosyal imkanları, akademik kadro, yabancı uyruklu misafir öğrenciler, yeni açılan ve açılacak olan bölümleri gibi konular hakkında detaylı bilgiler veren Rektör Beydemir, şöyle konuştu:

“Şeyh Edebali Hazretleri, Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu olarak geçer.  Benimle küçük bir bağlantısı da var aslında Şeyh Edebali’nin kaldığı köy benim köyümdür. Bu çok güzel bir bağlantı oldu. Burasının rektörü olmaktan da büyük mutluluk duyuyorum.

ULAŞIMDA BÜYÜK AVANTAJI VAR

Bilecik, Marmara’nın ortasında çok da adı duyulmayan bir şehir. Sakin bir şehir. Bu bence en güzel özelliğimiz. Bunun yanı sıra büyük şehirlere çok yakın. Tam Marmara’nın ortasında diyebilirsiniz. Hızlı tren var. Özellikle öğrencilerimiz açısından baktığımızda ciddi avantajlarımız var. Bilecik küçük, sakin ve güzel bir şehir. Teknoloji çok güzel bir şey ama oluşturduğu birtakım sıkıntılar da var.

Ormanların içerisinde göletlerin içerisindeki bir kentten ve üniversiteden bahsediyoruz. Bununla birlikte 20 bine yakın öğrencisiyle, sosyal alanlarıyla 11 fakültesi, 7 meslek yüksekokulu, 1 tane yabancı diller yüksekokulu ve bir de Lisansüstü Eğitim Enstitüsüyle birlikte güzel bir alanda kurulmuş, güzel geniş bir kampüs.

 “ÖĞRENCİLERİMİZ TECRÜBE KAZANIP MEZUN OLUYORLAR”

Bilecik butik bir il olmakla birlikte sanayisi çok güçlü bir il. 8 tane organize sanayisi olan bir ilden bahsediyoruz. 50+işçi çalıştırabilen çok fazla fabrikası var. Bu da bizim için uygulama avantajı demektir. Biz 7+1, 3+1 uygulamasını destekleyen bir üniversiteyiz. Dolaysıyla öğrencilerimiz bizim üniversitemizden mezun olurken bir yönüyle de tecrübe kazanarak mezun oluyorlar.

Bizde özellikle Mühendislik bölümleri revaçta olan ve tercih edilen alanlar. Bunun yanı sıra İnsan ve Toplum Bilimlerinden tutun, İslami İlimler Fakültesine kadar farklı bölümlerimiz de ilgi görüyor. Çok hızlı bir şekilde yürürlüğe giren, bizim de hızlı bir şekilde laboratuvarlarını yaptığımız Tıp Fakültemiz var. Tıp Fakültemiz, 2020 yılında kuruldu ve biz 1 sene içerisinde eğitime başladık. Tabi burada laboratuvar ve dersliklerimizin kurulmasında sanayicimizin de desteği çok iyiydi.

“ÖĞRENCİLER ÜNİVERSİTEMİZİ ARAŞTIRARAK, BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE GELİYOR”

15-20 sene önce insanlar tercihlerini biraz daha bilinçsizce yapabiliyorlardı. Ama şimdi artık sosyal medya, televizyonlarımız, olanaklar çok fazla. Öğrenciler gittikleri üniversitelere bilinçli olarak ve araştırarak geliyorlar. Hoca kapasitesini, sosyal alanlarını, sportif alanlarını araştırıyorlar. Yüksek lisasn ve doktorada da bu böyledir. Biz Avrupa’ya gittiğimizde yüksek lisans doktora yaptığımız hocaları CV’lerinden belirlerdik. Türkiye’de de şu anda aynısı yapılıyor ve çok doğru bir yöntem.

“ÜNİVERSİTELER, ÖĞRENCİLERİNİ HEM İŞ HAYATINA HEM DE SOSYAL HAYATA HAZIRLAMALI”

Üniversiteyi iki kategoriye ayırmak lazım. Birincisi eğitim-öğretim tarafı. Üniversitelerin ana görevi budur. Bir taraftan da hem iş hayatına hem de sosyal hayata hazırlama görevi var. Daha öncelerinden bahsettiğimizde ülkemizde bir öğrencimiz bir bölümü bitirdikten sonra o bölüme göre hayatını devam ettirir. Şimdi o artık bitti. Herhangi bir bölümden mezun olan öğrencimiz, bunu en iş bulunabilir bölümden de mezun olsa farklı bir alanda hareket edebiliyor. Dolayısıyla üniversitenin asli görevlerinden biri bu oldu şimdi. Biz aslında gençlerimizi biraz da buna hazırlıyoruz.

İllerimizde AFAD’da, Kızılay’da, Yeşilay’da çok ciddi anlamda görev yapan gençlerimiz var. Bu bütün illerimizdeki öğrenciler için de geçerlidir. Zaten kulüplerimizle de  öğrencilerimizi bu yöne çekiyoruz.

KAMPÜS YAŞAMI

Hem sportif hem sosyal alanlarımız var. Sportif açısında hemen hemen bütün alanlarda takımlarımız mevcut. Hatta futbol takımımız bu sen play off ta ilk 30 üniversite arasına girdi. Bunun yanı sıra okçuluk, kapalı, açık basketbol voleybol futbol alanlarımız, fitness salonlarımız mevcut.  Bunlar bizde olmazsa olmaz duruma geldi. Gençlerimizin kampüs içerisinde de o sosyalleşmeyi yakalaması gerekiyor.

Şehirdeki sosyalliğiniz başka. Şehirde de  Gençlik Spor Bakanlığımızın buna benzer tesisleri artık çok yaygınlaştı. Bizim bir farkımız da şudur; öğrencilerimiz tarihi bir yapıyı merak ediyorlarsa, ya da farklı bir alanı hemen hızlı bir şekilde büyük şehirlere ulaşabiliyor.

“BİLECİK’TE ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUNU YOK”

Bilecik’te öğrencilerimi barınma sorunu şu ana kadar hiç yoktu. Şimdi de yaklaşık 3 bin kişilik bir KYK yurdumuz yapılıyor. Zannediyorum 1 sene içerisinde de devreye girecek.

“58 ÜLKEDEN 2500 CİVARINDA YABANCI ÖĞRENCİMİZ VAR

Biz Mevlana ve Erasmus’u çok etkili bir şekilde kullanıyoruz. Dışarıdaki çok sayıdaki üniversiteyle anlaşmalarımız mevcut. Bu sadece öğrenci olarak değil hoca geliş gidişleriyle de alakalı. Bunun yanı sıra TÖMER Merkezimiz  var. Orada Bilecik’in de güzel bir yanı olarak tarihimizi de öğretiyoruz. Öğrenciler de bundan  çok memnun kalıyorlar. Şu anda bizim Üniversitemizde 58 ülkeden  2500 civarında yabancı öğrencimiz var.  

“YABANCI ÖĞRENCİLERİN TÜRKİYE’YE KARŞI SEVGİLERİ VAR”

Yabancı öğrencilerin Türkiye’ye karşı sevgileri ve muhabbetleri var. Özellikle Afrika ülkelerine veya Türki Cumhuriyetlerindeki yerlere baktığımızda bu görülüyor.

Azarbeycan’da bir toplantıya katılmıştım. Veliler ve öğrenciler de katılmıştı. Üniversiteyi tanıttım, üniversiteyle ilgili fotoğraflar gösterdim. Çok da beğendiler. “Ben size güzel bir üniversite, güzel bir şehir de vaat etmiyorum; ben size Türkiye’nin eğitimini vaat ediyorum. Oraya gidip doktor olacaksanız, iyi bir doktor olarak ülkenize gelmeniz lazım. Sadece diploma almamanız lazım.”dedim.” 

Kaynak: KORKMAZ KESİK