22, 23 ve 24. Dönem AK Parti Bilecik Milletvekili, Tarım Kredi Kooperatifi eski Genel Müdürü Fahrettin Poyraz; Milli Gazete tarafından aleyhine yapılan, farklı ulusal ve yerel medya kanallarında da yayınlanan haberlere ilişkin yayın yasağı aldırdı.

Poyraz, gazetemize yaptığı açıklamada, Tarım Kredi Kooperatifi Genel Müdürlüğü döneminde Milli Gazete ve yazarının aleyhinde yaptığı haberlerin ulusal ve yerel medya kanallarında yayınlandığını, bu haberlerden bazıları hakkında da yayın yasağı kararı aldırdığını ifade etti. 

Poyraz, bu asılsız haberlerin  önceki siyasi kimliğinden dolayı yapıldığını ve gündeme getirildiğini iddia etti.

Aleyhinde çıkan haberleri yayınlayan başta Milli Gazete olmak üzere bu haberleri yayınlayan ulusal ve yerel  basın organları hakkında hukuki işlemlerin başlatıldığını dile getiren Poyraz, “adalet, hukuk yavaş işler ama mutlaka işler. Biz Türk adaletine güveniyoruz.” dedi.


“SİYASİ KİMLİĞİMDEN DOLAYI HEDEF HALİNE GELDİM”

Hakkında çıkan iddialara ve haberlere yanıt veren Poyraz şu açıklamalarda bulundu:

“Bence Türkiye'de şöyle bir sıkıntılı bakış açısı var; Türkiye'de ister bürokrat, ister siyasetçi, ister ticaret erbabı olun, siyasete girdikten sonra tekrar eski işinizi yapma lüksüne maalesef sahip olmuyorsunuz. Siyasete girdikten sonra tekrar bürokrat olmaya kalktığınız zaman da ister istemez siyasetin malzemesi haline geliyorsunuz. Benim de durumum bu aslında. 13 yıllık Milletvekilliğim sonrasında Türkiye Tarım Kredi Kooperatifi gibi Türkiye'nin en yaygın çiftçi kuruluşlarının başında Genel Müdür olunca ister istemez yaptığımız her şey siyasetin malzemesi haline getirildi, getirilmeye çalışıldı. Eski Milletvekili kimliğimizden dolayı da hem siyasetçi kişiler hem de bir kısım basın mensupları da buradan kendileri açısından avantaj sağlama gibi bir yere yöneldiler.

“4 YILLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜM DÖNEMİMDE HAKKIMDA YAKLAŞIK 550 ADET HABER YAPTILAR”

Siyasi parti duruşu olan, bir siyasi parti ile bağlantısı olan gazete olan “Milli Gazete” ve onun yazarı, benim 4 yıllık Genel Müdürlüğüm döneminde yaklaşık 550 adet haber yaptı. Bunların bir kısmı ile ilgili geçmiş dönemlerde de ara ara davalar açtık. İşin ilginç tarafı şudur ki; ben görevden ayrıldıktan yaklaşık 1,5 yıl sonra bile siyasetin malzemesi haline getirilmeye devam edildi.  En son 14 Mayıs seçimlerinin hemen öncesinde 9 Mayıs'ta bir haber daha manşetten girdiler ve orada asla astarı olmayan hususlarla ilgili eleştiriler yaptılar. Arkasından da bir siyasi hedef göstererek 14 Mayıs'taki seçimde seçmenin iradesini etkilemeye yönelik olarak bir amaçla manşete taşıdılar. 
Bu konuyla ilgili olarak haberde ismi geçen arkadaşlardan bir tanesi İstanbul'da mahkemeden yayın yasağı kararı aldırdı. Onu da “Türkiye yüzyılında ilk hukuk skandalı” olarak aynı gazete, aynı tavırla haber yaptı. 
Yerelde de arka bazı arkadaşlar aynen bu iddiaları gazetelerine taşıdılar.

“ŞİKAYET DİLEKÇESİ VERDİM”
Ben Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığına bu gazetenin başlık değiştirerek defaatle benzer haberleri tekrar tekrar haber yapmasından dolayı şikayet dilekçesi verdim.

Genel Müdürlüğün döneminde çok fazla üzerine gitmedim ama sonuçta hepimizin çevresi var, hepimizin çoluk çocuğu var, arkadaş çevresi var… Şimdi öyle bir iddialar da ortaya çıktı ki sanki benim Tarım Kredide Genel Müdürlüğü zamanında yaklaşık 1 milyarlık bir yolsuzluk yapmışım ve bu yolsuzluğu da kendilerince güya belgeli yolsuzluklarmış gibi ortaya koyunca ben de Bilecik Cumhuriyet Başsavcılığına Avukat bir arkadaşımla 18 sayfalık bir şikayet dilekçesi verdik. 

“HAKLIYSAM DA HAKSIZSAM DA ADALET YERİNİ BULSUN”

Başsavcılığımızdan özetle şunu talep ettik; bu arkadaşımızın tekrar tekrar haber konusu yaptığı 5 konu var. Burada da herhangi bir konuda hukuka aykırılık herhangi bir kamuya zararı yoktur. Benim bu söylediklerimin aksine bir durum varsa o zaman siz savcılık makamı olarak benim hakkımda soruşturma açın ama benim dediklerim doğruysa da o zaman bu haberi yapan, iftira atan kişi ile ilgili olarak da lütfen gereğini yapın dedim. Bir vatandaş olarak ben bundan daha fazla ne yapabilirim… Ben bir  yandan da kendimi ifade etmiş oldum. Benimle ilgili olarak bir kanuna aykırılık, bir kamu zarar varsa buyurun gereğini yapın diyoruz ama yoksa da benim hakkımı, hukukumu lütfen koruyun diyorum.


“TÜRKİYE'DE HUKUK SİSTEMİ, ADALET SİSTEMİ İŞLİYOR AMA MAALESEF BİRAZ YAVAŞ İŞLİYOR”

İşin acı tarafı şurada da; Türkiye'de hukuk sistemi, adalet sistemi işliyor ama maalesef biraz yavaş işliyor. Diğer yandan teknolojinin hızla yaygınlaştığı, cep telefonlarından herkesin anında birbirine ulaşıp haberdar olduğu bir ortamda iftira niteliğindeki bir haber, bir internet sitesinde veya bir ulusal gazetede haber yapılır yapılmaz, arkasından peşi sıra bir bakıyorsanız 300 -500 internet sitesi ona tekrarlamaya başlıyor ve sanki bu algı gerçekmiş gibi oluyor.
Biz sabırlı davranıyoruz. Bana daha önce 11 maaş aldığım yönünde iftira attılar. Böyle bir şey yoktu. 

“MİLYONLUK YATIRIMLARDA BENİM İMZAM VAR”


Söğüt'te şimdiye kadar 80 Milyon Doların üzerinde yatırım yapıldı ve oradaki yatırımların pek çoğunda benim şahsi olarak da imzam var. Söğüt Maden A.Ş’den şu an benim şahsıma ödenmiş olan bir şey yok. Diğer şirketlerden herhangi bir şey ödenmemiş. Bizim şirketlerimiz kooperatif şirketleri olduğu için de kooperatif şirketlerin yöneticilerinin attığı imzalardan dolayı bir zarar oluşursa kendi şahsi mal varlıklarıyla o zararı tazmin ile yükümlüdür. Yani ben Türkiye'de buna benzeyen çok az bir yapı gördüm.  Ama burası özellikli bir kurumdu ve biz burada riskleri göze aldık.
Ben sigorta şirketi kurdum, bir kuruş para almadım. Türkiye'de en hızlı büyüyen Sigorta şirketiydi Bereket Sigorta. Maden şirketini kurduk. O zaman da açıkladım; şu anda 3,5 milyon onsluk yaklaşık bugünkü rakamlarla 7 Milyar Dolarlık altın varlığını biz Tarım Kredi Gübretaş sayesinde Türk ekonomisine kazandıracağı adımları attık. Bunun dışında yem fabrikalarımızdaki kapasite 700 bin ton iken 2.000 tona çıkarttık. İlaç fabrikasındaki kapasiteyi 3 kat arttırdık. Yeni Et Entegre Tesisleri kurduk Tuzla'da, pek çok işler yaptık. Bunların hiçbir tanesi gündeme gelmedi. Biz açıkçası işimize baktık, işimizi yaptık. 

“BİRTAKIM SİYASİ PARTİLER 11 MAAŞ ALDIĞIM İDDİASINI MECLİSE TAŞIDILAR”

Maalesef bir yayın kuruluşunun geçmişteki siyasi kimliğimizi de dikkate alarak onun arkasındaki birtakım siyasi partiler ile birlikte Saadet Partisi milletvekilleri ile Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile mecliste gündem oluşturarak 11 maaş iddiasını öyle bir noktaya getirdiler ki… Geçen seçimlerde Avustralya’ya seçim çalışmaları için gittiğimde bile orada bir kişi bana 11 maaş alıp almadığımı sordu. Türkiye neresi Avustralya neresi işte medya böyle bir şey.

“YOLSUZLUK İDDİALARI İLE İLGİLİ HABERLER İÇİN YAYIN YASAĞI ALINDI”


Bizim hakkımızı hukukumuzu koruma anlamında da, hele ki görevden ayrıldıktan sonra imkanlarımız çok daha sınırlı. Dediğim gibi, Cumhuriyet Savcılığına bu yapılan haberlerle ilgili bizzat kendim suç duyurusunda bulundum. 
Yolsuzluk iddiaları ile ilgili haberleri için yayın yasağı alındı.


“YAYIN YASAĞI, HEM O GAZETE HEM DE HABERİ YAYINLAYAN YEREL GAZETELER İÇİN ALINDI”


Haberci arkadaşımız benim Genel Müdür Yardımcısı arkadaşımı da işin içine dahil ederek bir haber daha yaptı. O haberle ilgili de yayın yasağı alındı. Bu yayın yasağı hem ulusal gazete, hem onun dijital ortamı hem de yereldeki bu haberleri tekrardan kaynak göstererek haberleştiren yereldeki gazete için de geçerli.”

Poyraz, Ayvalık'taki zeytinyağı fabrikası ile ilgili iddia ve haberlere yönelik ise “Benim arkadaşlarımın ticaret yapıyor olmasının, benim onları tanıyor olmamın ne zararı var… 2007 yılından beri  ticaret yapan bir insanım. 2007 yılından itibaren arkadaşlarımızla kurduğumuz şirketle Ankara'da ciddi inşaat işleri yaptık. Devletten herhangi bir ihale almadık, kredi kullanmadık, kendi imkanlarımızla kat karşılığı yap sat işleri yaptık,  farklı işler yaptık. Bugüne kadar da Bilecik'te bunlar hiç gündeme gelmedi. O zaman dedim ki ben Bilecik'te iş yapacaksam sadece bu şartlarla yapacağım. 
KİT Komisyon Başkanlığı yaptım, Başkan vekilliği yaptım. Ziraat Bankası, Halk Bankası, Kalkınma Bankası gibi bankaların hepsi bizim denetimimizde olan kuruluşlardı. Ben 13 yıl buralarda görev yaptığım halde buralardan bir liralık kredi kullanmadık. Bizim bütün bu geçmişimiz şu anda inkar ediliyor.”dedi.

Poyraz, açıklamasının devamında ise şu sözleri kaydetti:

Benim özetle söyleyeceğim şu; hukuk adalet yavaş işler ama mutlaka işler. Biz Türk adaletine güveniyoruz. Sonuçta bizim hakkımızın, hukukumuzun korunması adına ne yapılması gerekiyorsa biz savcılarımızın, hakimlerimizin bu konuda gerekli titizliği göstererek koruyacağına korunacağına inancımız tam.” BETÜL KESİK