Cehaletin yaygın olduğu toplumlarda en geçerli ticaret din ticaretidir. ( İbn-i Rüşt)

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak  istifa ettiğinde şöyle demişti: “At izinin it izine karıştığı, hak ve batılı ayırt etmenin zorlaştığı böyle çetin zaman, Cenab-ı  Allah sonumuzu hayreylesin.”

Sayın Albayrak, bu istifasını verdiğinde tarihler 8 Kasım 2020’yi gösteriyordu ve Dolar 8.00 TL, Euro 9.50 TL civarındaydı. Yani sayın bakan daha o günlerde işimizin Allah’a kaldığının (!)  işaretlerini bizlere veriyordu.

 İş Allah’a kalınca (!) sorunlara  bilimsel yöntemlerle bakmak yerine beceriksizliğe gerekçe göstermek adına Allah’ı nasıl yanımıza alırız da sorumluluğu ona yükleyip bizde işin işinden çıkarız anlayışı ön plana çıkmıştı.

Tabii damat beyin istifasından sonra kur artmaya devam etmiş, suça Allah’ı ortak etmek adına hergün ayetler, hadisler havada uçuşmaya başlamıştı. Bir taraftan nass’lar, porsiyonların küçültülmesi, bir taraftan Diyanet İşleri Başkanı tarafından ucuz olur gerekçesiyle akşam üstü pazara çıkılması vs. çözüm önerileri arasındaydı. Öyle ya bu dünya sonuçta imtahan yeriydi ve gerektiğinde açlıkla, yoksullukla  imtahan edilecektik ve imtahanı kazanmak içinde sabretmek, itaat etmek kısaca kaderimize razı olmak  gerekiyordu.

Peki siz böyle düşünürken Allah (c.c) kitabında ve Peygamberi Hz. Muhammed aracılığı ile bizlere ne söylüyordu acaba? Gerçekte kulundan istediği neydi?

Bu soruların cevabını iki değerli hocamızından anlamaya çalışalım:

Yönetimde liyakati esas alan tutumun en güzel örneklerinden biri şu olaydır:

Tarihsel olarak Kabe’ye hizmet etmek, korumasını sağlamak ve gelen hacıların su ihtiyacını karşılamak, anlamında kullanılan hicabe ve sikaye önemli görevlerdi ve bunları üstlenen aileye büyük prestij sağlamaktaydı.

Mekke fethedildiğinde Hz.Peygamber’in amcası Abbas bu görevin kendisine verilmesini talep etti. Hz.Peygamber de bu görevleri elinde bulunduran ve Müslüman olmayan Şeybe ailesinden alıp Abbas’a teslim etti. Ardından “Allah işleri (emanetleri) layık olana vermenizi emreder.(Nisa 4/58)” ayeti nazil olunca, anahtarları tekrar Abbas’tan aldı ve Şeybe ailesine teslim etti.

Bu örnek görevin müşrik olmasına rağmen bu işi en iyi şekilde yapabilecek olan Şeybe ailesine verdiğinin tarihsel bir örneğidir. (1)

Meseleyi daha net kavramamız açısından tarihsel bir örnek daha verelim:

Hz. Pergamber, Veda Haccı’ndan dönünce, Ürdün’e sefere çıkmak üzere, Usame İbn Zeyd komutasında bir ordunun kurulmasını emretti.

Bu durum, “bir delikanlının Muhacir ve Ensar’ın ileri gelenlerinin başına komutan” olduğu gerekçesiyle, sahabe arasında itirazlara ve söylemlere yol açtı. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Ey insanlar, daha önce babasının komutanlığı hakkında da konuşmuştunuz. Babası gibi, Usame de komutanlık için yaratılmıştır” buyurdu.

İslam nizamı liyakata çok önem vererek, her çeşit sınıf, zümre ve kişi zorbalığını kaldırmıştır. Çünkü Allah, Müslümanlara “emaneti ehline teslim etmeyi” (4Nisa/58) emretmişti. Söz konusu ayetin nüzül sebebi bile, konunun önemini ortaya koymaya yetmektedir.(2)

Yüce kitabı Kur’an-ı Kerim’de 275 yerde kuluna “akletmezmisiniz? ” diye soran, 670 yerde ilmin teşvik edilmesini isteyen (2) Allah’ın (c.c) bu hükmü ortadayken beceremediklerinize Allah’ı ortak etmek insanları  din ile aldat(ıl)manın en ucuz yöntemidir.

Bu toplumda birazda olsa var olmaya devam eden dine ve dindara krediyi lütfen daha fazla beceriksizliklerinizle bitirmeyin ne olur…                                                   

  Sezai Balta

Demokrat Parti İl Başkanı

(2):Prof. Dr. Ahmet Akbulut sahabe Dönemi İktidar Kavgası

(1):Prof.Dr. Şaban Ali Düzgün İmamet / Politik Teoloji