Kayı Boyu’nun köklü tarihine adını cesaretiyle yazdıran Savcı Bey, Osmanlı’nın kuruluş destanında sessiz fakat derin bir iz bıraktı. Miras… Çünkü o, hem Ertuğrul Gazi’nin bir evladı olarak aldığı terbiyenin hem de Türk yurdunun geleceğini şekillendiren bir dava bilincinin mirasını taşıdı. Onun hikâyesi; sadakatin, yiğitliğin ve vatan aşkının hiç solmayan bir hatırasıdır.
Ertuğrul Gazi’nin üç oğlundan en büyüğü olan Savcı Bey; küçüklüğünden itibaren babasının yanında yetişti, gazilerin arasında yoğruldu. Silah talimlerini, cenk meydanlarının tozunu, otağın ağır sorumluluklarını daha çocukken tanıdı. Moğol baskısına ve Bizans akınlarına karşı defalarca saf tuttu; özellikle Karacahisar’ın fethinde gösterdiği kahramanlıkla adını beyler meclisine duyurdu. Savaş meydanlarında edindiği tecrübe, liderlik vasfını daha da güçlendirdi.
1287 yılında Ertuğrul Gazi'nin vefatıyla Kayı Boyu’nun idaresi kardeşleri Osman Bey ve Gündüz Alp’e geçti. Savcı Bey ise buna itiraz etmeyerek töreye bağlılığını gösterdi; çünkü onun için makamdan önce birlik, mevkiden önce Kayı’nın bekası vardı. Ancak kader onu, Bizans ve Osmanlı arasında yaşanan İkizce Savaşı’nda şehitlik makamına yükseltecekti. Yiğitçe çarpışarak can veren Savcı Bey, tarihe hem bir savaşçı hem de bir dava adamı olarak geçti.
Bugün, Bozüyük’ün Kandilli Köyü’nde mütevazı bir tepenin üzerinde sakinliğini koruyan Savcı Bey Türbesi; tarihle duyguyu, kahramanlıkla huzuru bir araya getiriyor. Bursa–Eskişehir yolu üzerinden Yediler Mahallesi ve Kovalıca istikametine döndüğünüzde, yalnızca birkaç metre sonra onun huzur dolu istirahatgâhına ulaşırsınız. Kumral Abdal Türbesi’ne 9 kilometre uzaklıkta bulunan bu kutsal mekân, ziyaretçilerine asırlardır sessiz bir tarih dersi verir.
Türbenin çevresinde esen rüzgârda, sanki Kayı savaşçılarının nefesi dolaşır. Gökyüzüne doğru yükselen dua sesleri, Savcı Bey’in hatırasına bir saygı nişanesi gibidir. Onu ziyaret eden herkes, tarihi yalnızca okuyarak değil; hissederek, yaşayarak ve derinden anlayarak döner.
Savcı Bey’in mirası; bir obanın kaderine yön veren cesaretin, kardeşliğin ve sadakatin simgesidir. Bugün bile Kayı Boyu’nun onurlu yürüyüşünde onun ayak izleri silinmemiştir. Çünkü bazı kahramanlar unutulmaz… Onlar tarihin değil, milletin kalbine yazılır.