Bilindiği gibi tarım bitkisel ve hayvansal ürünlerin üretilmesi, muhafazası ve değerlendirilmesiyle ilgili faaliyetlerin tümünü kapsayan ve ülke ekonomisinin temelini oluşturan bir sektördür. İnsanlık tarihinin başlangıcından bugüne en önemli geçim kaynağı olarak da yerini korumaktadır. Tarım ve hayvancılık ayrılmaz bir bütündür. Hayvancılık faaliyetleri olarak ilk akla gelen büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğidir. Bunun yanında kümes hayvancılığı, ipekböcekçiliği ve balıkçılık hayvancılık faaliyetleri içinde yer alır.

Bu makalemde, büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin ülke ekonomisindeki öneminden bahsedeceğim. Bunları önem sırasına göre değerlendirdiğimizde ilk sırada beslenme yer alır. Bunu tarımsal sanayi başta olmak üzere ilaç, kozmetik ve tekstil sektörlerine hammadde temini, istihdam yaratması ve bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının azaltılması takip eder.

BESLENME:

Büyükbaş ve küçükbaş hayvan işletmelerinin iki temel ürününden biri süt, diğeri yavrudur. Doğacak dişi hayvanlar damızlık, erkek hayvanlar ise besi materyali olarak kullanılır. Dişi hayvanlardan elde edilen süt, bütün besin öğelerini (protein, yağ, vitamin, mineral madde) içinde bulundurduğundan çok değerli bir gıdadır. Bu hayvanların kesiminden sonra elde edilen et ve sakatat yüksek biyolojik değerde içerdiği proteinler açısından beslenmemizde ön sırada yer alan bir besinlerdir.

TARIMSAL SANAYİ:

Yem Sanayi; kombina ve mezbahada kesilen hayvanların kemikleri kemik unu ve yenmeyen aksamı ise rendering tesislerinde et ve kemik unu, kan ise kan unu haline getirilerek yem fabrikalarında karma yem imalinde kullanılmaktadır.

Gıda Sanayi; büyükbaş hayvanların kesiminden sonra elde edilen böbrek ve kavram yağları sucuk ve köfte gibi ürünlerin üretiminde, bağırsak ise işlem görerek doğal sucuk kılıfı ve kokoreç imalinde kullanılmaktadır. Süt, fabrikalarda işlenerek peynir, yoğurt, vb. ürün olarak, et de kombinalarda işlenerek sucuk, köfte, döner vb. olarak tüketiciye sunulur. Süt ve etten imal edilen ürünler de yeterli ve dengeli beslenmemizde büyük öneme haizdir.

Süt Sanayi; buzağıların şirdeninden (kursağından) peynir mayası elde edilmekte ve sütleri mayalanmak suretiyle peynir üretilmektedir.

Deri Sanayi; kombina ve mezbahada kesilen hayvanlardan elde edilen deriler işlenerek giyim, ayakkabı, çanta, kemer vb. olarak imal edilmektedir.

Tekstil Sanayi; küçükbaş hayvanlardan elde edilen yün ve tiftikler iplik haline getirilerek kumaş, kazak vb. olarak istifadeye sunulmaktadır.

Sağlık Sanayi; koyun ince bağırsağından yapılan katgüt adı verilen ameliyat ipliği cerrahi ameliyatlarda kullanılır. İnek akciğerinden elde edilen heparin ameliyatlarda kanın pıhtılaşmasını önlemek amacıyla kullanılmaktadır. Kıkırdak sinir gibi mezbaha atıklarından elde edilen kolajen estetik cerrahide kırışıklık önleyici enjeksiyonlarda kullanılır. Yaşlı

sığırların safra kesesinden elde edilen safra tuzları sarılık tedavisinde kullanılır. Sakatatçılarca bu tuzlar haraza olarak isimlendirilir.

Kozmetik Sanayi; sığırların boyun bağları ve aortları gibi bağ dokusu zengin bölgelerinden ve mezbaha atıklarından elde edilen elastin kozmetikte yumuşatıcı ve cilt düzenleyici işlevi görmektedir. Kolajenden kırışıklıklara karşı aktif nemlendirici ürünler yapılmaktadır. Kozmetik hammadde olarak hayvansal yağlar ve yağlı maddeler kullanılmaktadır. Lanolin (yün mumu) koyunların yağ bezi salgılarıdır. Bu madde de kozmetik amaçlı kullanılmaktadır.

Organik Gübre; hayvanın kanı ise son yıllarda organik gübre yapımında kullanılmaktadır. Ahır ve ağıllarda oluşan dışkılar gübre olarak değerlendirilmektedir. Ahır gübresi işlem görmek suretiyle solucan gübresi haline getirilmektedir. Gübreler bitkisel üretimde kullanılmakta olup verim artışında önemli yer tutmaktadır.

Biyogaz Üretimi; hayvancılık işletmelerinde ahır gübresi gerekli düzenek kurularak işlem görmekte ve oluşan biyogaz, çiftçinin evine alınarak mutfakta yemek pişirme gibi faaliyetlerde bulunulmaktadır.

Mezbaha ve kombinalarda kesilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanların boynuzlarından bıçak, düğme ve süs eşyası yapılmaktadır.

İSTİHDAM YARATMASI:

Kırsal kesimde hayvancılık yapan işletmeler, ailede mevcut bütün bireylerin işgücünü değerlendirir, bunun yanında yukarıda isimlerini belirttiğim sektörlere hammadde temin etmesiyle de bu sektörlerde de dolaylı olarak istihdam sağlamaktadır. Hayvancılık yapan tarımsal işletmeler, bitkisel üretim yapan işletmelerden farklı olarak yıl boyu süt üretimi ve dönemsel yapağı satışı, erkek hayvanların besiye alınıp ve satılması gibi faaliyetlerden dolayı üretim olduğundan işletmeye yıl içinde sürekli para girer.

10.Kasım.2014 tarihli, TMMOB ZMO Hayvancılık Komisyon Raporuna göre; tarımdan sağlanan gelirde hayvancılığın payı yaklaşık %35’dir. Hayvansal üretim değerindeki payı %60’a yakın olan sığır yetiştiriciliği ve buna dayalı tarımsal sanayi ise toplam tarımsal gelirin yaklaşık %20’sini sağlar. Gerek toplam tarımsal gelire gerekse hayvansal protein üretimine katkı bakımından ilk sırayı sığırcılık alır. Komisyon raporunun düzenlenmesi on yıla yakın bir süre geçmiş olmasına rağmen tarımdan sağlanan gelirde hayvancılığın payının hiçbir zaman %35’in altına düşmeyeceği kanaatindeyim.

Büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, bölgeler arası gelişmişlik farklılıkların azaltılmasında da etkili olur. Ülkemizin az gelişmiş bölgelerine teşvik verildiğinde gelişmiş düzeyinin yükseleceği aşikardır.

16.Ocak.2024 günü Nasıl Bir Ekonomi Gazetesinde yayımlanan Ali Ekber Yıldırım’ın makalesinde; “2024’te 600 Bin Baş Besilik Sığır ithalatı planlanıyor. Türkiye 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak canlı hayvan, kırmızı et ithalatını sürdürüyor. Bugüne kadar 11 Milyar Doların ithalata gittiği hesaplanıyor. İthalata verilen döviz, üretime, üreticiye verilse, hayvan ıslahı yapılsa Türkiye bugün canlı hayvan ithalatçısı değil, ihracatçısı olurdu” diye fikrini belirtmişti.

Gazeteci Ali Ekber Yıldırım’ın “Türkiye bugün canlı hayvan ithalatçısı değil, ihracatçısı olurdu” görüşüne aynen katılıyorum. Onun bu makalesine karşı ben de “Hayvancılık Ülke Ekonomisinde Neden Önemli?” konulu yazımı kamuoyuyla paylaşıyorum.

Editör: BETÜL KESİK