Gölpazarlı vatandaşlar ilçeye kurulacak olan Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB)'ye karşı "bizler OSB'ye değil, yerine karşıyız" sloganı ile eylem yaptılar.

Ülkemizin dört bir yanında ormanlar yanarken bir de tarıma engel olunduğunu ifade eden vatandaşlar kurulması planlanan OSB'nin yerinin ilçenin en verimli toprakları olduğunu belirttiler.

Gölpazarı ilçesi Beşevler Köyü sınırları içinde kurulması planlanan Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi için belirlenen alanın ilçenin en verimli topraklarına sahip olduğunu belirten ilçe sakinleri eylem yaptı.

DARBUKALI, KEMANLI EYLEM

Gölpazarı ilçesinde kurulması planlanan OSB başta üreticiler olmak üzere ilçe sakinlerinin tepkilerine neden oluyor. İlçenin Beşevler Köyü sınırları içerisinde yaklaşık 700 dönümlük alana kurulması planlanan Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nin yerinin yanlış olduğunu vurgulayan vatandaşlar, verimli topraklara sanayi bölgesi yapılmasına izin vermeyeceklerini belirttiler.

Sanayi Bölgesi’nin kurulacağı bölgede toplanan ilçe sakinleri 'milli ekonominin temeli tarımdır', 'tarım alanlarına organize sanayi istemiyoruz' yazılı pankartlar açarak, keman ve darbuka eşliğinde şarkılar okudular.

“OSB'YE KARŞI DEĞİLİZ”

Tarımsal alanların yok olacağını ve bu yüzden eylem yaptıklarını aktaran vatandaşlar, “bizler ilçemizin en verimli topraklarının bulunduğu Beşevler mevkiine sanayi bölgesi yapılmasını istemiyoruz. OSB'ye karşı değiliz, yerine karşıyız. Zaten yangınlar nedeniyle ormanlarımız yok oluyor bir de verimli topraklara sanayi tesisi yaparak tarımı bitirmeyin. Bu yanlıştan biran önce dönülmesini istiyoruz. OSB için daha kıraç, verimsiz toprakların bulunduğu alanlar seçilebilir ama biz bir başka yerde tarımı yapamayız" dediler.

“TOPRAKLARIMIZI KORUMAK İÇİN BURADAYIZ”

Gölpazarı’nın kalkınabilmesi için sanayi bölgesine ihtiyaç olduğunu ancak yerinin yanlış olduğunu ifade eden eylemciler, “bizler havanın en sıcak olduğu bugünlerde topraklarımızı korumak için buradayız. Buradaki 660 bin metrekarelik alan bizlere atalarımızdan kaldı. Biz buraları yeniden tertemiz olarak evlatlarımıza bırakmak istiyoruz. Bu araziye organize sanayi yapılmak isteniyor. Ayrıca bu topraklarda tarihi İpekyolu'na bağlanan Bağdatyolu bulunmakta. Aynı zamanda kültür, tarih ve turizm açısından da buraların değeri çok yüksektir. Bu alan, bir sulama sistemi döşemeden, bir çapa yapmadan, nadasa bırakmadan bize yıllık ortalama 300 ton ayçiçek, 300 tona yakın tahıl ve diğer tarım ürünlerini veriyor. Ülkemizde İsrail toprak kiralıyor. Tohum üreterek dünyaya satıyor, para kazanıyor. Ülkemizin büyük bölümü kuraklık ve yangınlarla mücadele veriyor. İş bu haldeyken bizler verimli topraklarımızı bırakarak kaderine terk etmek istemiyoruz. Biz sanayiye karşı değiliz. İlçemizin gelişmesi için bir sanayi mutlaka olmalı fakat biz verimli topraklara, verimli topraklarımıza sanayi kurulmasını istemiyoruz. Planlandığı gibi sanayi yapılırsa ülkemizin verimli topraklarına kibrit çakıp yakmakla eş değer olur. Geçimini tarımdan sağlayan aileler için de bir yıkım olur" şeklinde konuştular.

BAŞKAN SUER, GAZETEMİZE KONUŞTU

Gölpazarı Belediye Başkanı Hayri Suer, yapılan eyleme ve Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’ne ilişkin gazetemize açıklamada bulunurken, kurulacak olan OSB’nin tarımı bitirmeyeceğini aksine daha da artıracağını söyledi.

“Bakın buraya ağır bir sanayi gelmeyecek, buraya dökümcüler, plastikçiler, metalciler gelmeyecek. Burası Gıda ve Tarım Sanayi olduğuna neden değinmiyoruz. Bakın buraya gelen Gıda ve Tarım Organizedir. Tam tersine bundan sonra çiftçimizin daha fazla üreteceği, emeğinin karşılığını çok daha fazla alacağı ve tarımı çok daha severek icra edeceğimiz bir durum çıkacak ortaya çünkü artık alıcı ayağının dibine gelmiş olacak” vurgusunu yapan Başkan Suer, açıklamalarının devamında şunları söyledi:

“Çok daha fazla tarımdan gelir elde edeceğiz”

Bu Organize Sanayi konusu ilçenin uzun yıllardır beklediği, çözemediği ve sonuca vardıramadığı bir konu.Gölpazarı bir zamanlar Bilecik’in en büyük ilçesiyken, şuan günün sonunda maalesef göç vere vere, nüfusunu kaybede kaybede en küçük ilçelerinden biri olmuş.

Buradaki en büyük sebep ise sanayileşmenin olmamış olması. Bilecik’te, Vezirhan’da Osmaneli’de, Bozüyük’te, İstanbul’da, Eskişehir’de, Bursa’da çok fazla hemşerimiz maalesef burada iş imkanı olmadığı için gurbete çıkmış durumda, bu dediğim malumun ilanıdır!

Bunun için uzun yıllardır bir sanayi tesisinin kurulması, Gölpazarı’nda bir organizenin kurulması hep gündeme gelmiş fakat yapılamamış, şuanda ilçemizde böyle bir durum var. Tabi Gıda ve İhtisas OSB olması bizi birazcık daha bu anlamda sevindiriyor çünkü tarımdan bahsediyoruz, tarımın korunması, yaşatılması ve Gölpazarı’nda daha fazla tarım ve zirai faaliyetlerin yapılmasından bahsediyoruz. İşte tam da bu noktada bizim OSB’miz Gıda ve Tarım OSB olması nedeniyle esas biz sonra çok daha fazla tarımdan gelir elde edeceğiz. Tarımda ürün çeşitliliğimizi artıracağız, daha farklı alanlarda üretim yapacağız. Bir anlamda da hammadde, mamul ve ara mamul ihtiyacını da bizim ilçemizin verimli topraklarında sağlamış olacağız.

“Bu OSB tersine göç başlatacak”

Bu OSB söylenenin aksine ilçede tarımı kuvvetlendirecek, tarımı ayağa kaldıracak ve göçü durdurup tekrar tersine göç başlatacak bir proje. Ben oradaki köylülerimizle de konuşuyorum maalesef üzülerek söylüyorum Gölpazarı’nda artık tarımda ölüyor çünkü tarımda istihdam edeceğimiz genç insanımız artık kalmadı. Biz eğer ‘tarımı koruyalım, tarımı yaşatalım’ diye bu OSB’ye karşı gelirsek o tarlaları sürecek, ekip-biçecek, hasadını yapacak insanımızda kalmayacak, bununla da yüzleşmek lazım, bu tespiti de yapmak lazım.

“Ben de bir çiftçi çocuğuyum, bende çiftçilik yapıyorum”

Benimde gönlüm isterdi ki daha iyi bir alternatif yerimiz olsaydı ama Gölpazarı şartlarında bu yok. Beşevler’de ki hemşerilerimizin o serzenişini de anlıyorum. Ben de bir çiftçi çocuğuyum, ben de çiftçilik yapıyorum, onlara da bu anlamda hak veriyorum fakat başka bir alternatifimiz olmadığı için bunu bir anlamda kabul etmek durumundayız. Gerçekten tarım yapmak istiyorsak, gerçekten bu ilçede insanlar yaşasın, bu ilçe sönmesin istiyorsak buraya sanayinin gelmesi şart.

“Benim babam da 14-15 yaşında İstanbul’a gitmiş”

Bakın gerçekten bu nesil Gölpazarı’nda çiftçilik yapacak son nesil tabi benim babamda 14-15 yaşında İstanbul’a gitmiş, gurbet ellerde hayata tutunmaya çalışmış. Neden, burada iş imkanı olmadığı için, çoğumuzun hikayesi bu.

“Bakın o bölge bir de mutlak tarım arazisi”

Burası birinci veya ikinci sınıf tarım arazisi de değil. Burada şu anlaşılmasın arazimizi küçümsüyorum anlamında söylemiyorum, elbette Gölpazarı’nın her yeri verimlidir ama birinci sınıf tarım arazisinin standartları ve tanımı o değil, eğer teknik bir tabir kullanacaksak orası birinci sınıf tarım arazisi değildir.

Tabi burada ayçiçeği yapılabilen bir sulama imkanı olmayan yerdir. Tabi ki bunlar işin bahanesi olarak ta algılanmasın dediğim gibi başka bir alternatifin olmamış olmasıdır.

“Sanayi olmadığı zaman çok kolay olmuyor”

Bakın Osmaneli’de ki OSB, Bozüyük’te kurulan OSB, Sakarya’da kurulan fabrikalar hep tarım arazisine kuruldu. Bakın tarımı sanayileşmeye dökmediğiniz takdirde tarımı da sürdüremiyorsunuz. Bakın bunun en güzel örneği Gölpazarı’dır. Bizim dedelerimiz yıllardır buralarda çiftçilik yapıyorlar, hayvancılık yapıyorlar ama ilçenin de ekonomisi ortada. Sanayi olmadığı zaman bunu sürdürebilmemiz çok kolay olmuyor.

“Yeni bir model ortaya koyuyoruz”

Eğer burada sanayi tesisleri olursa, iş ve istihdam imkanı olursa bu gençlerimiz hem normal mesai saatlerinde fabrikasında çalışır izninde, hafta tatilinde cevizini toplar, kirasını işler, ayçiçeğini sürer, buğday hasadını yapar ortaya koyduğumuz yeni model budur aslında.

“Buraya ağır bir sanayi gelmeyecek”

Buraya dökümcüler, plastikçiler, metalciler gelmeyecek. Burasının Gıda ve Tarım Sanayi olduğuna neden değinmiyoruz. Bakın buraya gelen Gıda ve Tarım Organizedir. Tam tersine bundan sonra çiftçimizin daha fazla üreteceği, emeğinin karşılığını çok daha fazla alacağı ve tarımı çok daha severek icra edeceğimiz bir durum çıkacak ortaya çünkü artık alıcı ayağının dibine gelmiş olacak.

“Protesto etme haklarıdır, buna saygı duyuyorum”

Ben o protesto eden hemşerilerim ile çarşıda, pazarda görüşüyorum. Beni arıyorlar, sohbet ediyoruz, aramızda herhangi bir dargınlıkta yok, onların protesto etme haklarıdır, buna saygı duyuyorum. Kesinle bundan dolayı da sitem etmiyorum, tabi onlarla da uzlaşıp, onlarında razı olduğu bir çözüm ile inşallah bu yola devam ederiz diye ümit ediyorum.”

Editör: TE Bilişim