EBE…

Sanırım çocuklar hâlâ “Ebe’li” oyunları oynuyorlardır.
Çocukluğumdan aklımda kalanları sayayım, gerisini siz sayarsınız.
Saklambaç, Köşe Kapmaca, Yağ Satarım Bal Satarım, Kör Ebe, İstop.
Devam eder gider Ebeli oyunlar. 
Aslında esaslı bir oyun daha var.
Doğumu yaptıran Ebe’nin başlattığı asıl ve en büyük oyun. 
Hayat…
Yaşam, Ebe ile başlar ve yaşamda bir yerlerde küfürü yiyende ne yazık ki sizi doğurtan Ebedir.
Oyunlarda da öyledir. Ebe denilen hem Ebe dir, hem Ebeni …… diye küfür yiyende…
Küfür; kimi zaman ve eğer biz ediyorsak dert değildir. Ebe de yer küfrü, oyuncuda.
Yolsuzluklar, adaletsizlik, birilerinin aç yatması, komşu hakkı ve dahi kul hakkı yemek dert değildir.
Hiçbir zaman da olmamıştır. Denk gelirse ‘ya helallik alırsınız ya da verirsiniz’ nasılsa.
Erzurum fıkrasıdır.  
Dadaş Deli Ese, iyi hoş da, biraz akıldan kısa. 
İşi gücü cenazeleri takip etmek. Kim rahmete gitse orada. 
Yıkamada, cenaze namazında, definde, her yerde var.
Bilirsiniz cenaze namazlarında hoca sorar: 
”nasıl bilirdiniz diye” cemaatte “iyi bilirdik “ diye cevap verir. 
Günlerden bir gün sağlığında hiçte sevilmeyen, içkici, kumarcı, kavgacı olduğu bilinen bizim dadaşında belalısı Kor Sabri öldüğünde namaz için camiye getirilir.
Cenaze namazı sırasında hoca “Merhumu nasıl bilirdiniz” diye sorunca duvarın üstünden ayaklarını sarkıtmış namazı izleyen Deli Esef seslenir.
“ De haydi, Allah'ın bildiğini kuldan ne sahliysınız, desez ya her cün anamıza avradımıza sövirdi, bizi dövirdi diye. Sıkiysa buna da eyi bilirdik desez ya ” 
Bazen, iyi olmak dert değildir, bazen kötü olmak.
İyi ve Kötü kavramı, baktığımız, durduğumuz yere göre değişir. 
Kürt meselesi, Cemaat kaygısı, Yaşam tarzına karışma, Malı götürme, Ahlaksızlık, Adaletsizlik ve daha birçok şey kimine göre dert, kimine göre değildir.
Dert:
Tüm bunları yapanın kim olduğuna göre kendini görevlendirmektir.
Yandaş değilsen: Paraya, güce, iktidara kendisinin sahip olmamasıdır.
Yandaşsan: Çalışmadan, terlemeden, emek harcamadan “sus” diye verileni kabullenmektir.  
Çalışmadan, duayla kazanmaktır.
Üç öğün yemeğin bedava gelmesi, harçlığın cebine çalışmadan konulması, seçim zamanı dağıtılacak erzak poşetlerinin içeriğidir.
Bunun içinde düzenin değişmesi derttir.
Siyaset; getirimin (Rant) kimler tarafından, nasıl yenileceğine karar vermektir.
Ve bence bundandır ki dürüst değildir. Olmaz, olamaz.
Dağıtılacak aş, bedavadan alınacak erzak, cebine konan para. 
Bizde siyaset işte bu hale getirilmiştir.
Kullanacağın adama oynamak, siyasetin birinci doğrusu olmuştur.
Geri kalanın şansı yoktur.
Biz Demokrasiyi çok severiz. 
Dert sadece bizim partinin başta olup olmamasıdır.
Her ülkede yolsuzluk vardır.
Ama uygar ülkelerde yolsuzluk yapan, kırmızı ışıkta geçen, emniyet şeridini kullanan, kopya çeken, vergi kaçıran yakalanırsa EBE lenir.
Bizim coğrafyada ise işler biraz farklıdır.
Çocukluk oyunlarımızla başlar şekillenmemiz.
Kimi zaman ve çoğunlukla Ebe olmak istemeyiz.
Yinede farkında olamasak da Ebe ile başlayan yaşamımızda hep Kör ebeyizdir.
Dedik ya dert ülkeye, geleceğe, çocuklara ne yapılmak istendiği değil, dert ne yapılırsa yapılsın bize yapılmamasıdır.
Ülkemde hemen herkes, İbo’lu, Şiwan’lı, Barzani’li, Tayyip’li, Arınç’lı Kürdistan ilanını, Türk ve PKK bayraklarının yan yana dalgalandırıldığını izledi.
Yok denilse de götürülmek istenildiğimiz yer parçalanmış Türkiye…
Ülkenin de, geleceğinin de cenaze namazı kılınmak üzere.
Yeter ki bizim düzen bozulmasın diye
Ya Erzurumlu gibi “iyi bilirdik desez ya” diyeceğiz
Yâda “Ebeni  ……”. 
Hoşça ve Dostça Kalınız. Saygılarımla.