Bilecik’te yaşayan Ayten Yıldırım(56) isimli vatandaş dedesinden ve ninesinden kalma birçok antikayı ve tarihi eseri Yaşayan Şehir Müzesi’ne teslim etti.

Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi’ne gelerek   Turizm Koordinatörü Mesut Üner ile Arkeolog Ebru Akgül’e bazıları Roma dönemine ait olan birçok tarihi eseri tutanak altında müzeye emanet eden Ayten Yıldırım’ın davranışı örnek olarak nitelendirildi.

“ÇOCUKLUĞUMDAN BERİ SAKLIYORDUM”

Elinde dedesinden kalma bir kılıcın yanı sıra Roma kandili, ve Osmanlı Devleti zamanından kalma antika dikiş kutusu, çatal-kaşık ile topraktan yapılmış birçok tarihi eseri müze yetkililerine teslim eden Ayten Yıldırım,“Burada bir kısmı dedemin, bir kısmı ise ninemin olan tarihi şeyler var. Çocukluğumdan beri o gündür bu gündür saklıyordum ve adeta bunlar benim hayatımın bir parçası oldular. Bunları buradaki müzeye bağışlayacağım. İçinde antika olan şeyler var. Birde tarihi eserler var onları da arkeoloji müzesine emanet edeceğim. Çocukluğumdan beri taşlar ilgimi çekerdi,herhangi bir obje ya da şekilli bir şey bulduğum zaman incelerdim ve alır bir köşeye koyardım. Yıllar sonra bu elimdekileri buraya getirip vermem gerektiğini düşündüm.” dedi.

Dedesinden kalma bir kılcı da gösteren Ayten Yıldırım, “Mesela dedemin burada bir kılıcı var, bu kılıç hakkında bir bilgim yok sadece bunun dedemden kaldığını biliyorum.” dedi.

“GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASI İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”

Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi Turizm Koordinatörü Mesut Üner ise Ayten Yıdırım’a yapmış olduğu davranış için teşekkür ederken, antika ve tarihi eser niteliğinde olan objelerin gelecek kuşaklara aktarılmasının önemli olduğuna dikkat çekti.

Üner, tutanak altında müzeye bağışlanan antika ve tarihi eserlere ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Öncelikle teşekkür ederiz Ayten ablamıza bu ince davranışından dolayı.Bence tüm vatandaşlarımıza da örnek olması gereken bir durum.Bazen çok iyi niyetli bir şekilde sakladığımız şeyler çok değerli olabilir ve bu değerlerin gelecek kuşaklara aktarılması engellenmiş olabilir.Ama sizin gibi böyle ince düşünceli insanlar sayesinde gerekirse etnografya yani bizim gibi yaşayan şehir müzelerinde gerekirse eğer arkeolojik bir değeri varsa,gerçekten antik bir eserse arkeoloji müzelerinde gelecek kuşaklara aktarılması  için çok önemli.

Bizim Yaşayan Şehir Müzesi olarak felsefemiz, bu eserleri alıp depolarda saklamak değil, bunları sizin adınızla, sizin atalarınızın adıyla gerekirse isimleriyle gelecek kuşaklara bu değerli kişilerin eserleri ile beraber aktarılmasıdır.

İnşallah bütün Bilecik halkına veya dışarıdan Bilecikli olup kendi kültürünü, adını yaşatmak isteyen insanlar için bu bir başlangıç olur. Dediğimiz gibi; profesyonel bir ekip tarafından Arkeologların, Sanat Tarihçilerinin olduğu bir ekibin incelemesi sonrası bunların arkeoloji müzesinde sergilenmesi gerekenler orada,antik bir değeri olmayanlar ise etnografya müzemizde sizin belirlediğiniz bir isimle gelecek kuşaklara aktarılacak.

Bakanlığa bağlı bir müze olduğumuz için sizin de denetlemeniz için bunları bir tutanak ile teslim alıyoruz. Bunların bir nüshası sizde kalıyor, bundan belki de 50 yıl sonra çocuklarınıza, torunlarınıza bu belgeyi verdiğinizde, ‘Ben bu tarihi eserleri bağışlamıştım,nerede?’ diyebileceğiniz bir sitem bu.”

Editör: TE Bilişim