Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir takım ziyaret, toplantı ve toplu açılışlar için Bilecik'e geldi.

Kılıçdaroğlu, ilk olarak Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu’nu  makamında ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nu burada, CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün, Bilecik Belediye Başkanı Semih Şahin ve partililer karşıladı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, Bozüyük Belediye Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu'ndan Belediye hizmetleri ve Çarşı Projesi hakkında bilgi aldı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Belediye ziyareti sonrası Bozüyük Grand Çalı Otel’de kanaat önderleri, Muhtarlar, STK temsilcileriyle buluştu. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada ülkenin sorunlarına değinirken, “Türkiye’yi birlikte aydınlığa çıkaracağız” dedi.

Kılıçdaroğlu, hükümete seslenerek şu ifadelere yer verdi:

“DOLAR ÜZERİNDEN BORÇLANIYORUZ

“Şunu düşünebiliyor musunuz?  Bizim bir Merkez Bankası kanunumuz var ve bizim resmi paramızın adı Türk Lirası. Bir hükümet kendi vatandaşından borçlanabilir. Türk lirası üzerinden borçlanabilir eyvallah. Dersin ‘borç para ver ben sana  faiziyle beraber bir süre içinde ödeyeceğim’ bunu anlarım. Amerikalı böyle borçlanır, Fransızı böyle borçlanır, Güney Koresi böyle borçlanır, Japonu böyle borçlanır. Biz nasıl borçlanıyoruz kendi vatandaşımızdan? Dolar üzerinden borçlanıyoruz. ‘Bana dolar üzerinden borç ver bende sana  hem faizini hem dolarını  geri ödeyeceğim’ e ne oldu bizim Türk Lirasına? Son iki haftada görüyorsunuz TL değer kaybediyor. Dolarda , Euro’da ciddi bir yükseliş var son iki haftanın bilançosunda. Bakınız bankalarda  dövizi olan vatandaşlar 261 Milyar Dolar tutuyor. Şu anda bizin vatandaşımız Türk Lirasına güvenmiyor büyük ölçüde, bankada dolar olarak, döviz olarak tutuyor parasını. 261 Milyar Dolar vatandaşlara ait para var bankalarda.  2 haftada bankada dolarları olanları 151 Milyar Lira kazanıyorlar oturdukları yerden. Çay içtiler sohbet ettiler, para orada duruyor, dolar yükseldi. 151 milyar lira para kazandılar. Bunu kim ödüyor? Muhtarı ödüyor, ev kadını ödüyor, çalışan kadın ödüyor, işçiler ödüyor, hepimiz beraber iki haftada 151 milyar lira para ödeyeceğiz. Hiç aklınıza gelir miydi Türk  lirasının bu kadar değersiz, bu kadar güvensiz olduğu hiç aklınıza gelir miydi?

HANİ YERLİ VE MİLLİYDİNİZ

Geçiyorum başka bir şeye. İkinci konu,  yol yapıyorsun, köprü yapıyorsun, metro yapıyorsun, güzel, ne yapıyorsan yap.  Devleti dolar üzerinden borçlandırıyorsun. Geçiş dolarla, ister köprüden  geç, ister tünelden geç, ister yoldan geç dolarla, pek çok şey dolarla. Hava alanı, uçak dolarla. Kim ödüyor bunları? Sizler ödüyorsunuz. Hep beraber ödüyoruz. Dolarla bu işi yaptıranlar veya yapanlar hiç şikayet ederler mi asla şikayet etmezler. Türk lirası karşısında doların değeri yükseldikçe bunların işi işler hiçbir zararı olmaz. 100 alırken 150 alırlar, 200 alırken 250 alacaklar bunların da tuzu kuru. Devletin bütün ihalelerini vermişsin, ya o müteahhit, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yatırımın yapıldığı yer Türkiye Cumhuriyeti toprakları, taşeronlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, onların işçileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları. Peki sen işi niye dolarla veriyorsun, niye Euro ile veriyorsun, hani sen yerli ve milliydin, nasıl oldu da bu iş oldu. Kanaat önderleri olarak size şikayet ediyorum, yanlış  yapıyorlar ve ülkeyi bu hale getirdiler. O nedenle beraber düşünmemiz lazım, devletin borcu ölü halde, gittiler dövizle borçlandılar. Son iki haftadır Türkiye Cumhuriyeti devleti 151 Milyar Lira  dışında 82 Milyar lira devletin borcu var. Nereden ödeyecek bu parayı siz ödeyeceksiniz, kim ödeyecek başka devletin borcunu herhalde Fransızlar ödemeyecek, Amerikalılar, Almanlar,  ödemeyecek, biz ödeyeceğiz, beraber ödeyeceğiz.  Dolarla maaş alanlarda bir sorun yok, ihaleyi alanlarda bir sorun yok, sorun nedir gelirini Türk Lirasıyla alan, aylığı Türk Lirasıyla alan, alışverişini Türk Lirasıyla yapan insanlar geçinemiyorlar, sorun burada geçinemiyorlar. Özel sektör yatırım yapıyor, biz özel sektörü savunuruz güçlü yatırım yapsın, Bozüyük’te işte seramik fabrikaları, diğer fabrikaları yapsın, son derece mutlu oluyoruz, daha iyi yatırım yapsınlar, daha çok istihdam alanı ayırsınlar, biz teşvik edelim özel sektörümüzü onlarında borcu var. 151 Milyar Lira son iki haftada onlarında borcu arttı 101 Milyar. Son iki haftada Türkiye Cumhuriyeti devletine gelen mali yük toplam 151 Milyar Lira bir 82 Milyar Lira bir, 101 Milyar Lira bir ve döviz kredi kullanımı var içinde 11 Milyar Lira bir. Son iki haftada ek maliyet hepimizin ödeyeceği rakam bu. Buna razı mıyız değil miyiz, siz razı olsanız da olmasanız da bu paraları ödeyeceksiniz, beraber ödeyeceğiz, birlikte ödeyeceğiz, yüklendiğimiz maliyet işte bu.

KİM YAPTI BU ZAMLARI, BU ZAMLARI YAPAN BAY KEMAL Mİ?

‘Geçinemiyorum’ diyor geçinemeyecek tabi bu parayı ödemek için birilerinden bir şey almak  azım, kimden alacaksın vatandaştan alacaksın, zam yapacaksın efendim gübreye zam geldi güzel, mazota zam geldi güzel, ilaca zam geldi evet güzel, otoyollara zam geldi dolar arttıkça, Euro arttıkça onlara da zam geldi, her şeye zam geldi şimdi Allah aşkına bir düşünün, bu zamları yapan bay Kemal mi? Kim yaptı bu zamları? Yoksa dış güçler mi bu zamları yapan? Şimdi vatandaşa diyoruz ki ‘neden pahalı satıyorsun sen?’ efendim işte gönderdim  denetim elemanlarını, Belediye Zabıta ekiplerini, polisleri gönderdim fiyatları denetleyecekler iyi de kardeşim mazota sen zam yaptın, otoyollardan geçerken Euro üzerinden fiyat ödüyor. Otoyoldan geçmeyeyim diyor, oradan geçeceksin, mecburen geçeceksin, bu parayı da ödeyeceksin diyor. İlaca zam, gübreye zam, gübreye yaptıkları zammın farkında mı bunlar. Bu gübre fiyatları nerede, nereye gitti, kim yaptı bu zammı? Fatura kime çıkıyor, vatandaşa çıkıyor. Niye pahalı satıyorsun? E kardeşim ucuza ver ucuza satayım. Pahalıya veriyorsun, esnaf şunu söylüyor, ‘Malı alıyorum satıyorum ama gidiyorum yeniden aynı malı aynı miktarda alamıyorum çünkü zam geldi.’ Haftada bir etiketler değişiyor. Kabahat kimde onlara göre kabahat vatandaşta kendisinin hiçbir kabahati yok. Sanki o yapmadı zammı başkaları yaptı. Hepimizin düşünmesi lazım birlikte düşünmemiz lazım.

SİYASETE GİRİPTE BİR ADAM ZENGİNLEŞİYORSA KESİN MALI GÖTÜRÜYORDUR BU İŞİN ORTASI YOK

Türkiye’yi birlikte aydınlığa çıkaracağız. Bu eleştirileri yapıyorum ama sakın umutsuzluğa kapılmayın Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün mesele şudur, siyasetin temiz ve ahlaklı olması lazım, siyasetin dürüst olması lazım. Siyasete girdiğim gün kendi mal varlığımı kendi internet siteme koydum, karımın yüzüğü dahil. Hepsi benim alın teriyle kazandığım para, imkan, evimi, dairemi bunları yazdım internet siteme koydum  hala Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel merkezinde internet sitesinde benim mal varlığım var ve şunu gördüm 2002’den beri siyasetin içindeyim, siyasete giripte bir adam zenginleşiyorsa kesin malı götürüyordur bu işin ortası yok. Siyasette zenginleşmek mümkün değil nasıl zenginleşeceksin, nasıl köşeyi döneceksin aldığımız maaş iyidir onu da söyleyeyim elaleme muhtaç olmuyoruz ama öyle kişiler var ki bir yerden değil iki yerden, üç yerden, dört yerden, beş yerden maaş alıyorlar oların keyfi yerinde orada bir sorun yok. Asgari ücretli, işsiz bunlarda büyük sorun var. Merkez Bankası’nın  rezervi -140 Milyar Dolar, sorduk 128 Milyar Doları kime sattınız, kim aldı, hangi kurum üzerinden aldı? Bunun cevabı hala yok. ‘Efendim para var Merkez Bankasında’ doğru var ama Merkez Bankası’nın değil, gidiyorsunuz arkadaşınızdan borç para alıyorsunuz, cebinize koyuyorsunuz, kahveye oturuyorsunuz, diyorsunuz ki ‘param var’ çıkarıyorsunuz masaya koyuyorsunuz. İyi de o para senin değil ki kardeşim, borç para hala bunu satmaya çalışıyorlar, paramız var diye, biz sanki  bilmiyor muyuz? Bütün dünya duydu bunları. Bütün dünya, bilançolarını analiz ederler, bu rakamları bulurlar bunların hepsi var.

19 YILDA YURT SORUNUNU NİYE ÇÖZMEDİNİZ?

Son günlerde en çok tartışılan konu yurt sorunu, üniversiteye giden öğrencilerin yurt sorunu ben söylemiyorum KYK bir kamu kurumudur. KYK’nın rakamlarını veriyorum KYK Türkiye genelinde 773 yurdumuz var, 773 yurdun  kapasitesi 695 bin 834 yani 695 bin 834 öğrencimiz bu yurtlarda kalabilir peki örgün eğitim kapsamındaki üniversiteli öğrenci sayısı kaç, 3 milyon 801 bin 294. 3 milyon 801 bin 294 öğrenciye 695 bin 834 yatak düşüyor. Soru şu 19 yılda yurt sorununu niye çözmediniz, bu öğrenciler bu sene değil ki yıllardır bu sorunu yaşıyor. Milletvekilleri girdi araya bizim çocuğumuza yurt bulabilir misiniz diye, niye yapmadılar, hangi gerekçeyle yapmadılar, evlatlarımız üniversiteyi  kazandığında sevinmiyor muyuz, evlatlarımız üniversiteyi bitirdiğinde sevinmiyor muyuz, güvenlik içinde bir yurtta kalsınlar diye arzu etmiyor muyuz, niçin yapmadılar, yurt binası yapmak çok mu pahalı, hayır çok mu komplike bir yurt binası, o da hayır. İkişer üçer kişilik odalar  olacak, sıcak suyu, soğuk suyu olacak, interneti olacak, aşağı da çalışma odası, salonu olacak. Yemekhanesi olacak, girişte de bir görevli olacak gireni çıkanı denetleyecek. Oturma odası, misafir odası vs. bunlar yok. Bir yılda çözülür, en geç bir yılda çözülür.

MUHTARLIK KURUMUNA KİŞİLİK KAZANDIRMAMIZ LAZIM

Bir şey daha ifade edeyim, bu da önemli bana göre, Muhtarlık kurumunu güçlendirirseniz demokrasi de güçlenmiş olur. Muhtarlık kurumuna kişilik kazandırmamız lazım.Yasal güvencelerinin olması lazım. Oturabileceği bir alanı, bir yeri olması lazım. Muhtar kardeşlerime ödenek veriyor, maaş vermiyorlar, niye ödenek veriyorlar? Milletvekiline ödenek mi veriyorlar, hayır, maaş veriyorlar. Bakanlara ödenek mi veriyorlar, hayır maaş veriyorlar. Cumhurbaşkanı ödenek mi alıyor, hayır o da maaş alıyor. E peki onları seçen millet sizi seçmiyor mu, sizi de seçiyor peki niye size maaş vermiyorlar çünkü maaş verseler Sosyal Güvenlik priminizi de yatırmak mecburiyetindeler. Ödenek olunca ne oluyor, izin alamıyorsunuz, izin aldığınızda ödeneğiniz azalır peki Belediye Başkanı, Milletvekili, Bakanlar, Cumhurbaşkanı, bunlar izin aldıklarında aylıkları düşüyor mu, kesiliyor mu, hayır hiçbir şey olmuyor. Demek ki maaş alınması lazım, görevde olduğunuz, seçildiğiniz andan itibaren belli, standart bir maaşınızın olması lazım ve sosyal güvenlik primlerinizin eğer emekliliği hak etmemişseniz devlet tarafından yatırılması lazım. Sizde birleşik oy pusulası yok, niye yok, girersiniz seçim kabinine oyunuzu kullanmak için beğenmediğiniz bir aday varsa onun oy pusulasını alır cebinize koyar çıkarsınız. Gelen arayacak ya, oy vereceği Muhtar nerede, yok orada niye birleşik oy pusulası yapmıyorlar, yapılması lazım. Muhtarlık kurumuna değer vermedikleri için, değer vermeleri lazım. Anayasımızda der ki angarya yasaktır, gayet güzel, bedava iş yapmak yasaktır yani, Türkçesi o angarya bedava iş yaptırmak demektir. Size icra dairelerinden bir sürü tebligatlar geliyor değil mi, bunları tebliğ edin diye. Bir bedel ödeniyor mu Muhtarlık kurumuna ödenmiyor. Aynısını PTT memuru yaptığı zaman maaş alıyor ama siz almıyorsunuz, size vermiyorlar. Bu ne demektir aynı zamanda Muhtarlık kurumunun makul bir bütçesi olması demektir. Bir bütçenizin olması lazım bir fakir fukara gelecek, yardım yapmanız lazım ve sosyal yardımların da muhtarlar aracılığıyla dağıtılması lazım. Niçin muhtar bir politik kimlikler ortaya çıkmaz, muhtar der ki ben ahalinin muhtarıyım, köyün muhtarıyım, kendi adıyla çıkar, seçimi kazanır ve gelir yerine oturur o mahallede kim nasıl yaşıyor, en iyi muhtar bilir. Bir de mahalle bakkalının ikisi bilirler. Muhtarlık bir kamu kurumu değil, şaşıracak muhtar arkadaşlar, evet, kanuna göre muhtarlık bir kamu kurumu değil. Kamu kurumu olmadığı için muhtarlar belediyelerle işbirliği halinde proje yapamazlar çünkü kamu kurumu sayılmıyorlar. Sayılması lazım, sizi millet seçti, bir kişi seçmedi ki. Belediye kamu kurumu, Meclis kamu kurumu, seçimle gelen her yer kamu kurumu ama siz kamu kurumu olarak sayılmıyorsunuz. Önümüzdeki süreçte şöyle bir şey getirecekler, duyarlı olmanız için söylüyorum biz itiraz ediyoruz Muhtarlık seçimiyle Belediye Başkanı seçimi ayrı ayrı tarihlerde yapılsın. Bu olursa siz Muhtar olarak sandığa seçmen getiremezsiniz. Sizin bütçeniz yok ki gidip propaganda yapacaksınız, gelin diyeceksiniz sizin imkanınız da yok. Belediyenin, siyasi partiler geliyorlar, Türkiye genelinde geziyorlar, vatandaşı sandığa getiriyorlar, gelirken aynı zamanda muhtarları da seçmiş oluyorlar. Bu konuda muhtar kardeşlerimin dikkatli olması lazım. Değerli arkadaşlarım daha anlatacak pek çok şey var.

SANAYİMİZİ TEŞVİK ETMEZSEK, YÜKSEK ÜRÜN ÜRETEN ÜLKELERİN TÜKETİCİSİ KONUMUNA DÖNERİZ

Sanayicilerle ilgili de bir iki şey söyleyeyim. İnsanoğlu tekerleği bir milyon yılda keşfetti şimdi her saniyede birden fazla buluş var eğer Türkiye olarak biz katma değeri yüksek ürün üretemezsek, sanayimizi bu yönde teşvik etmezsek, biz sadece ve sadece katma değeri yüksek ürün üreten ülkelerin tüketicisi konumuna döneriz. Sorun çok, bu söylediğim sorun temel sorundur, temel sorunun çözülmesi lazım, ekonominin planlanması lazım, tarımın planlanması lazım. Planlama şudur değerli arkadaşlar, bir kaynağınız var yüz, beş yüz, bin lira buna bütçe diyoruz. Bir kısmı vergiler, bir kısmı borçlar, bizim bütçemiz sınırlı bir kaynak ama ihtiyaçlarımız sınırsız. Önceliklerimiz ne bunu planlamaları lazım öncelikleri belirler ondan sonra diğer ihtiyaçları yapalım der, köyümüze, ilimize ya da ilçemize önce bir çoğunluk olmalı yani ailede düşünelim, karnımız aç, sinemaya mı gidelim yoksa yemek mi yiyelim, öncelik belirlememiz lazım yaşamak için ondan sonra imkanımız olursa sinemaya gideriz ama siz kaynağı sinemaya harcayıp da aç kalırsanız bu sağlıklı bir düşünce tarzı değil. Planlamanın elli yıllık, yüz yıllık yapılması lazım artık üç yıllık beş yıllık planlarla bu iş çözülmüyor Türkiye sanayisi biliyorsunuz Osmanlı Sanayi devrimi ilk açılmıştı şimdi teknoloji devrimi.

ADAM VAR ÇOK VAR DA KENDİ KAFALARINA UYGUN BİRİSİNİ BULAMADILAR HERHALDE

Sordum arkadaşlara niye bu kadar sık Vali değişiyor diye diyorlar hemen değişiyor, niye değişiyor, kaç aydır Valisi yok sanki Türkiye’de Valilik yapacak hiç adam bulamadılar. Adam var çok var da kendi kafalarına uygun birisini bulamadılar herhalde.

Şehit kanlarıyla sulanan bir devletiz sadece milli kurtuluş savaşında değil, Osmanlı’nın kuruluşunda da burası çok önemli bir merkezdi. Bu merkez hepimizin göz bebeğidir, merkezin korunması, büyütülmesi, tanıtılması gerekiyor. Merkezi tanıtmak da Belediye Başkanına, Milletvekillerine ve siyasi iktidarın tüm Bakanlarına özellikle burada büyük görevler düşer. Sorular soracaksanız bana iki şey istiyorum sizden. Birincisi acaba şu soruyu Genel Başkana sorsam Genel Başkan üzülür mü, üzülmem istediğiniz soruyu sorun, rahatlıkla sorun. İkincisi de acaba bu soru Genel Başkana sorulur mu, niye sorulmasın, soracaksınız. Bizim bir helalleşme süreci başlatmamız lazım, bizi tanımanız lazım ki bizim ne söylediğimizi dinlemeniz lazım. İyiye gitmeyen bir süreç var, buradan Türkiye’yi çekip çıkarmamız lazım isteğim bu ama şunu da bilmenizi isterim, sorduğunuz her soruya samimi cevap vereceğim, içimden gelen cevabı vereceğim acaba nasıl soruyu atlatırım yuvarlarım gibi bişey yok, çok açık, çok net, sorduğunuz her soruya, inandığım şekilde cevap vereceğim.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NE SEVKEDECEĞİMİZ İLK KANUN SİYASİ AHLAK KANUNU OLACAK

Şundan da emin olmanızı isterim, inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevkedeceğimiz ilk kanun siyasi ahlak kanunu olacak. Siyaseti kirlilikten arındıracağız. Temiz siyaset, ahlaklı siyaset, milletine hesap veren siyaset. En tipik örneğini Bozüyük’te görebilirsiniz, bakın Belediye Başkanımız geldi, varolan bütün borçları ödedi, gelir aynı gelir bütün borçlar ödendi. Demek ki ödenebiliyormuş, Türkiye zengin bir ülke, bütçesi de çok iyi ama parayı nereye ve kaça harcayacağımız önemlidir. Bardağı alıyorsunuz fiyatı bir lira, siz bardağı alıyorsunuz 25 liradan, 24 lira nereye gidiyor birilerinin cebine o nedenle Türkiye zengin bir ülke, kaynakları olan bir ülke. Türkiye işsizlik sorununu aşabilir, can ve mal güvenliği sağlanabilir, siz eğer gerçekten teşvik ettiğinizde ve gerçekten istikrarı sağladığınızda bütün bunların tamamını hayata geçirebiliriz.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplantının ardından Bozüyük’te esnaf ziyareti de gerçekleştirdi.

Kılıçdaroğlu, Bozüyük ziyareti sonrasında Bilecik merkezine gelerek Belediye’yi ziyaret etti. Kentte esnaf ziyareti de yapan Kılıçdaroğlu, Atatürk Parkı ve Belediye’nin yatırımlarının toplu açılışını da yaptıktan sonra Bilecik’te halka seslenecek.

Editör: TE Bilişim