Cafer Elmas

        Yenipazar ilçesine bağlı Harmanköy sakinleri köylerinin ve Harmankaya Kanyonu Tabiat Parkı'nın tepesindeki mermer ocaklarından şikayetçi olduklarını belirterek mermer ocakları yolunda ve kanyon önünde eylem yaptılar. 

Köylülere İstanbul ve Eskişehir’den gelen çevrecilerde destek verdi. Geçtiğimiz Pazar günü saat 09:30 sularında Harmanköy’de toplanan sayıları yaklaşık 50’yi bulan köylü ve çevreci buradan araçlar ile Yenipazar ilçesine geldiler. İlçe meydanında ellerinde ‘Dayan Harmankaya’, ‘Taş Ocaklarına Hayır’, ‘Miras almadık miras bırakmayacağız’, ‘Biz Harmankaya’yı böyle sevdik’, ‘Harmankayamıza, suyumuza dokunma’, ‘Harmankaya Milli Park olsun’ yazılı parkartlar ile yürüyen özellikle bayan köylülerin başı çektiği gözlenen eylemcilere Yenipazar meydanındaki kahvehanede oturan vatandaşlar ile esnaf ta alkışlarla destek oldular.

Buradaki yürüyüşün ardından minibüse binerek mermer ocaklarına doğru yönelen eylemciler mermer ocakları yolu üzerinde eylem yaparak basın açıklamasında bulundular.

Köylerinin yakınında bulunan mermer ocaklarının sık sık dinamit patlattıklarını ve korku içinde olduklarını belirten Harmanköylüler, tarlarındaki mahsullerin ocaktan gelen tozlar yüzünden görünmez olduğunu, çürüdüğünü  ve ürünlerini hem yiyemediklerini, hem de satamadıklarını belirttiler.

Taş ocaklarından havanında kirlendiğini, sularının da pislendiğini iddia eden köy sakinleri doğalarının katledildiğini belirterek yetkililere seslenerek çözüm bulunmasını istediler.

Taş ocaklarının kapanmasını isteyen köy sakinleri  eylemlerinin her zaman devam edeceğini söylediler. Köy sakinlerinden Kevser Altınbaş, demokratik haklarını kullandıklarını, tarladaki ürünlerinin telef olduğunu mermer ocağı sahiplerinin ve yetkililerin gelip yaşadıklarını görmelerini istedi. Doğa harikası kanyonun hiçbir yerde görülemeyeceğini ve sahip çıkılması gerektiğini belirten Altınbaş, önlem alınmasa eylemlerine ocak önünde çadır kurarak devam edeceklerini belirtti.

Altınbaş, "meyvalarımız çürüdü. Kirazlarımız yok oldu ağaçlarda. Ben 66 yaşındayım temiz hava istiyorum. Taş ocaklarını çalıştıranlar duysun bunu. Biz bu sularda çamaşır yıkardık, su içerdik. Dalından koparıp meyva yemek istiyoruz, temiz temiz doğada yetişen meyvamızı dalından koparıp yemek istiyoruz. Ne meyvamızı yiyebildik, ne satabildik, yazık günah değilmi. Biz bu yaştan sonra kanser olmak istemiyoruz. Bunları duysun yetkililer. Benim torunlarım var gelip Harmanköy'de rahat rahat yaşasın, temiz hava alsınlar istiyorum. Ben camımı açıp oturamadıktan sonra niye yaşıyayım. Çoluklarını, çocuklarını getirsinler kirli ortamda yaşatsınlar bakalım. Taş ocakları kalkana kadar bu eylemlerimiz devam edecek. Gümbür gümbür top gibi atıyorlar gece ben uykumdan uyanıyorum korkuma. Atıldığı zaman o tozlar meyvaların üzerine konuyor, yenmiyor meyvalar. Bizim sağlığımızla oynamaya kimsenin hakkı yoktur. Biz akan sudan içmek istiyoruz, doğal meyva yemek istiyoruz, biz rahat yaşamak istiyoruz. 3 kuruş parayla insan hayatı değişilirmi. Hiç mi vicdanınız yok. Getirsinler çoluklarını, çocuklarını zehirli sudan içirsinler bakalım, meyvalarını yedirsinler, yedirirlermi köşe bucak kaçırırlar zenginler çocuklarını. Ne oluyorsa gariban köylü halkına oluyor. Bundan sonra biz sahip çıkacağız. Ben ölümüne kadar buradayım. Gerekirse çadır kurar burada yaşarım. Buna bir son diyelim. Dinleyin bizi, vicdanlarınızı dinleyin Allahınızın aşkına. Dağ tepe yıkılırmı, ormanlık yıkılırmı, doğaya zarar bu, köylülere zarar bu, dünyaya zarar. Bu doğa harikasını taş ocakları mahvediyor. Biz demokratik hakkımızı kullanıyoruz, biz kötü bir şey yapmıyoruz, hakkımızı arıyoruz. Bunu yapanlara da sesleniyoruz, ne hakla geliyorlar bizim buradaki doğamızı bozuyorlar. Bu güzelliği nerede buluruz. Bizi uyarıyorlar taş düşecek gitmeyin bağınıza diye. Köyde minareden sürekli anons yapıyorlar, sabah 9'da gitmeyin, akşam 5'te gitmeyin diye. Esirmiyiz biz" dedi.

Türkiye Dağcılık Federasyonu hakemlerinden Milli Dağcı Sönmez Erkaya ise eyleme destek vermek için İstanbul’dan katıldıklarını belirterek, Harmankaya kanyonunun İstanbul’a 3- 4 saatlik yakın bir mesafede doğa harikası bir yer olduğunu belirtti. Erkaya, “yaklaşık bölgeye 3-4 yıldır İstanbul’dan geliyoruz. Burası bizim için enfes bir bölge. Doğa sporları açısından kaya tırmanışı, kanyon geçişi, yamaç paraşütü gibi, trekking hatta kampçılık alanında bir çok alanı kapsamakta. İstanbul’a bu kadar yakın hepsini kapsayan maalesef başka bir belde yok. Burası bizim için neredeyse bir altın değerinde. Fakat bu altın değeri mecazi anlamda düşünüyoruz, doğayı sevdiğimiz için çünkü biz doğayı çocuklarımızdan miras aldık ve onlara en iyi şekilde bırakmakla mükellefiz. Fakat altın diye adlandırdığımız bu bölgeye maalesef maden ocakları, taş ocakları, mermer ocakları adı altında insanlar, kuruluşlar gelip buraları talan etmekte, doğaya acımasız şekilde yaklaşmaktalar. Harmankaya’nın tam tepesinde en görsel anlamda can alıcı bölgesine neredeyse Harmankaya’nın kalbine bir taş ocağı, bir mermer ocağı yerleşmiş. Pisliklerini doğaya bırakıyor, atıyor, aşağıda yaşayan köylülerin tarlaları, bahçelerinin sularına karışıyor bu pislikler, ciddi şekilde de insanların sağlığını etkiliyor. Köylerde neredeyse kanser düzeyinde insanlar hayatlarını kaybetmeye başladılar. Bölge sit alanı, milli parklar adı altında olmasına rağmen halen bu taş ocakları çalışıyor. Kanyonun en büyük bölgesini bir 10 yıl daha çalışmaya devam ederlerse dümdüz yapacaklar. Biz doğaseverler olarak, koruyanlar olarak bunun peşini bırakmayacağız ve sonuna kadar da arkasındayız. Doğa bizim, çocuklarımızın geleceğidir, bunları asla ve asla soldurmak istemiyoruz. Hepimiz aynı dünyada yaşıyoruz, başkada dünya yok, o yüzden burayı köy halkı ile birlikte ve doğaseverlerle birlikte sonuna kadar koruyacağız. Sit alanı olan bu bölge Roma döneminden, Bizans döneminden, Osmanlı döneminden tarihi kalıntılara da sahip. Ve bunlar maalesef arkeolojik çalışmalar yapılmadan darmadağın ediliyor, telef ediliyor lütfen bu talana bir son diyelim” dedi.   

Harmanköy ve Çevresi Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Doç. Dr. Sezgin Sarıkaya ise yaptığı konuşmada, “Bizim buradaki en büyük sıkıntılarımızdan birisi de geçen Kasım gibi ruhsatı biten fakat sonrasında bir şekilde 10 yıl daha ruhsat alan taş ocaklarıdır. Ruhsat verilmeyeceği söylenmesine rağmen yine ruhsat aldılar. Köylülerimizle, İstanbul’dan gelen dağcı arkadaşlarımızla beraber sonuna kadar Harmankaya’yı savunacağız. Ölümüne savunacağız bunun başka çaresi yok” dedi.

Editör: TE Bilişim