Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in katılımıyla Aralık ayı AK Parti Bilecik İl Başkanlığınca Genişletilmiş İl Danışma Meclisi gerçekleşti. İl Danışma Meclisi toplasına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, Türkiye’nin Otomobili Girişimci Grubu (TOGG) tarafından üretilen yerli otomobil, TANAP ve TÜRKAKIM doğalgaz hattı, Yavuz Sondaj Gemisi ve Kanal İstanbul projesi hakkında konuştu.
AK Parti Bilecik İl Başkanlığınca Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen Genişletilmiş İl Danışma Meclisi toplantısına Ak Parti Milletvekili Selim Yağcı, İl Genel Meclisi Başkanı Osman Yılmaz, önceki dönem Bilecik Belediye Başkanları, Ak Parti Bilecik İl Başkanı Fikret Karabıyık, Gölpazarı Belediye Başkanı Hayri Suer, Bayırköy Belediye Başkanı MustafaYaman, Dodurga Belediye Bakanı Selim Tuna, Ak Parti İlçe Başkanları, Belediye Meclisi üyeleri ve vatandaşlar katılım sağladı.
Ak Parti İl Danışma Meclisi toplantısı Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlarken, divanın arz edilmesi ve İl Başkanı Fikret Karabıyık’ın konuşması ile devam etti. Açılış konuşması yapan Fikret Karabıyık, Ak Parti olarak daha çok hizmet için daha çok çalışacaklarını ifade etti.
Diğer yandan Ak Partili Gölpazarı Belediye Başkanı Hayri Suer, “İlçemizde ak bir sayfa açmanın gururu içerisindeyiz” dedi. Genişletilmiş İl Danışma Meclisinde konuşan milletvekili Selim Yağcı ise, Ak Parti’nin bir dava adı olduğunu dile getirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Genişletilmiş İl Danışma Meclisininde, “Tarihden gelen istişare kültürümüzü güçlü şekilde yaşatıyoruz” diyerek asırlık bir hayal olan yerli otomobil ve Kanal İstanbul projesi hakkında konuştu.
Bakan Dönmez’in Genişletilmiş İl Meclisi’nde yaptığı konuşması şu şekilde;
“AK Parti’nin ruhu, Söğüt’ten doğan barış medeniyetinin ruhuyla eştir”
“Bizim için AK Parti, sıradan bir siyasi partinin ötesinde tarihi bir hareketin adıdır. Türkiye’nin yeniden şahlanışını başlatan bir hikâyenin kahramanıdır. Ertuğrul Gazi ile başlayan, Fatih Sultan Mehmet ile çağ kapatıp çağ açan, Yavuz ile denizleri göle çeviren tarihin son halkasıdır.
AK Parti’nin ruhu, Söğüt’ten doğan barış medeniyetinin ruhuyla eştir, kardeştir. AK Partili dava arkadaşlarımız da dün Ertuğrul ve Osman Gazi’ye yarenlik eden “Alplerin” neslidir.
Bugünkü Genişletilmiş İl Danışma Meclisimiz, tarihimizden gelen istişare kültürümüzü güçlü şekilde yaşatıyor. Bizim için AK Parti’ye gönül vermiş tüm kardeşlerimiz; mesleği, ekonomik durumu ya da yaşı fark etmeksizin; yol ve dava arkadaşımızdır. Sizlerin her sözünüz bizim için çok kıymetli ve dikkate değerdir.
“Bizi Akdeniz’de oyun dışı bırakmaya çalışıyorlar”
2019’u geride bıraktığımız bu günlerde birlik ve bütünlüğe çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Doğu Akdeniz’de arama ve sondaj çalışmalarımız sürerken faklı odaklardan da anlamsız itirazlar duyuyoruz. Bu itiraz ve oldu-bittilerle bizi Akdeniz’de oyun dışı bırakmaya çalışıyorlar.
“Kıbrıs Türklerinin de hakkının savunucusu olacağız”
Bu hayallerin peşinde koşanlar iyi bilsin ki, Akdeniz’de, bizi hiç kimse oyun dışında bırakamaz. Sadece ülkemizin değil, Kıbrıs Türklerinin de hakkının sonuna kadar savunucusu olmaya devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın da açıkça belirttiği gibi “Ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşayan kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak için gereken her şeyi yapmakta kararlıyız.”
“Varsa, mutlaka bulacağız”
Yine bu kapsamda Libya ile bir anlaşma yaptık. Böylece bölgedeki istikrar ve barışa da önemli bir katkı sağlayacağız. Türkiye olarak ne kimsenin hakkını yiyeceğiz ne de kendi hakkımızdan vazgeçeceğiz. Bu amaçla Fatih ve Yavuz sondaj gemilerimiz matkabı aralıksız döndürüyor. Akdeniz’i adeta delik deşik ediyor. Hedefimiz belli yılmayacağız ve “Varsa, mutlaka bulacağız.”
“Gelecekte de Türkiye’siz hiçbir proje olmayacak”
Türkiye’yi enerjinin merkezi yapmak adına da birçok önemli adım atıyoruz. Bugün bölgemizde Türkiye’nin dışında kaldığı hiçbir uluslararası proje yok. Gelecekte de Türkiye’siz hiçbir proje olmayacak.
Daha bir ay önce TANAP’ı tamamladık ve Avrupa’ya bağladık. Dile kolay Türkiye’mizi tam 1850 km doğal gaz boru hattıyla doğusundan batısına kat ettik. TANAP’ın ilk imzaları atıldığında, bu proje “hayal” demişlerdi. Türkiye’nin ve bu milletin gücüne, potansiyeline küçümseyerek bakmışlardı. Biz TANAP’ı rekorlar kırarak tamamladık. Lakin TAP’ın yapımı devam ediyor. Biz de Avrupa’ya gaz vermek için onları bekliyoruz.
“TürkAkım’ı 8 Ocak’ta açıyoruz”
TANAP’tan sonra şimdi bir başka dev projeyi daha bitiriyoruz. TürkAkım’ı 8 Ocak’ta açıyoruz. Böylece hem doğudan hem de kuzeyden gelen doğal gaz boru hatlarıyla uluslararası piyasalarda vazgeçilmez olacağız. TürkAkım ve TANAP, milletimizin sorunsuzşekilde doğal gaz kullanmasını sağlarken Avrupa’nın doğal gaz arz güvenliğini sağlamada da anahtar bir rol alacağız.
Bu projeler bir kez daha gösterdi ki onlar konuşur, AK Parti yapar.
“Her alanda kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz”
Gelecekte, sözü geçen ve güçlü bir Türkiye istiyorsak yerli ve yenilenebilir enerji kararlılığımızdan vazgeçemeyiz. Kendi enerjimizi kendimiz üreteceğiz. Böylece her alanda kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. İşte bu nedenle yerli ve yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yapıyoruz. 2019’da elektriğimizin %62’sini yerli ve yenilenebilir kaynaklardan ürettik. Hatta Mayıs’ta %75’leri dahi aştık. Ancak bu oranlarla asla yetinmeyeceğiz. Daha çok yerli daha çok yenilenebilir diyerek 2020’ye daha güçlü gireceğiz.
Sizlerin de bağımsız enerji için daha aktif olmanızı istiyoruz. Bu sebeple çatı ve cephelerden güneş üretimi için her türlü kolaylığı, düzenlemeyi yaptık. Her bir kardeşimizin çatı cephe uygulamalarıyla kendi elektriğini üretebileceği bir sistem getirdik.
Düzenlemenin hayata geçtiği 10 Mayıs tarihinden itibaren sanayi tesislerimizden toplam 610 MW’lık üretim için 775, mesken abone grubundan toplam 12 MW üretim için 1.188 başvuru aldık. Bu sayının daha da artacağından da eminiz.
Şimdi ise elektriğini yenilenebilir kaynaklı olarak kullanmak isteyen tüketicilerimiz için yeni bir tarife sunacağız.
“2020 yerli ve yenilenebilir enerjinin yılı olacak”
Böylece, ben elektriğimi tamamen yenilenebilir kaynaklı olarak kullanmak istiyorum diyen birey ve şirketler elektriğini yenilenebilir kaynaklardan kullanabilecek. İnşallah bu tarifemizi de 2020’de başlatacağız. 2020 yerli ve yenilenebilir enerjinin yılı olacak.
“Yerli ve milli akıl batı aklını geride bıraktı”
Bugün, tarihimizde asla unutulmayacak özel bir gün. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız yerli otomobilimizi bugün tanıttı.
Yerli otomobil, tasarımı, teknik özellikleri ve marka değeriyle gururumuz olacak. Milletimizin kabiliyetini tüm dünyaya gösterecek.
Yıllar önce Devrim arabaları yapıldığında “Batı kafasıyla araba yaptık ama doğu kafasıyla benzin koymayı unuttuk.” diyerek proje bitirildi. Şimdi ise bu hikâyede yeni bir sayfa açıyoruz. Bu kez yerli otomobilimizi Türk aklıyla, Türk mühendisliğiyle ve milletin desteğiyle yaptık. Ama yine benzin koymadık. Çünkü aracımız tamamen elektrikli. Kısacası yerli ve milli akıl batı aklını geride bıraktı.
Biraz önce bahsettiğim yerli ve yenilenebilir enerji üretimi bu nedenle geleceğimiz için hayati önem taşıyor. Çalışmalarımızla yerli otomobilin elektriği de yerli olacak. Hedefimiz, amacımız budur. Bu hedefe de ulaşacağımızdan eminiz.
2030 itibariyle elektrikli araç sayısının dünyada 130 ila 250 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor. Türkiye’de de 2030’da 1 ila 2,5 milyon elektrikli araç trafikte olacak. 2,5 milyon elektrikli araç, 25 bin adeti 50 kW ve üzeri hızlı şarj olmak üzere, evde, işyerinde ve halka açık alanlarda uygulanabilecek beş farklı şarj seçeneği ile 1 milyon adet şarj noktasının dağıtım şebekesine etkisini de değerlendiriyoruz.
“Elektrikli araçlar için kollarımızı sıvadık”
Elektrikli araçlar için kollarımızı sıvadık, hazırlıklarımızı yapıyoruz. Bu öngörüyle gerçekleştirdiğimiz şebeke yatırımlarımız çerçevesinde piyasaya çıkacak elektrikli araçların şarjı noktasında altyapı sıkıntımız da bulunmuyor.
Türkiye’de bu gelişmeler, projeler gerçekleşirken; milletimiz heyecan ve umutla projelerimizi beklerken; birileri de yerli projeleri istemediğini açık açık söylüyor. Önce baraj ve yollara, sonra Marmaray’a, Avrasya Tüneli’ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne ve İstanbul Havalimanına karşı çıktılar.Şimdi ise Kanal İstanbul karşı çıkıyor, yerli otomobile bahaneler buluyorlar.
“Kanal İstanbul, İstanbul’u kurtarma projesidir.”
Kanal İstanbul, dünyanın en güzel yerlerinden birisi olan İstanbul Boğazını korumak ve yeni nesillere miras bırakmak için ortaya çıktı. Projenin amaçlarından birisi de bu tarihi şehri, kültürel ve doğal mirası korumak, bu mirasa sahip çıkmaktır.
Boğaz trafiğine sayılarla baktığımızda ise, İstanbul Boğazı’ndan son on yılda 89 bini petrol ve ürünleri başta olmak üzere tehlike madde taşıyan tankerler olmak üzere toplamda 462 bin gemi geçtiğini görüyoruz.
Sadece bu yılın ilk 9 ayında ise 30 bin 352 gemi İstanbul Boğazı’ndan geçiş yaptı. Bunun 6 bin 713’ü ise yine petrol ve ürünleri başta olmak üzere tehlikeli madde taşıyan tankerler. Bu tankerler doğa ve çevre katliamına sebep olabilecek kimyasal maddeler taşıyor. Boğazda her an büyük bir kaza olabilir.
Bir sabah uyandığımızda masmavi denizin simsiyah olduğunu ya da tarihi yapıların harabe olduğunu görebiliriz. Bu riski hiçkimse göze alamaz. İstanbul’u kaybetmeyi hiçbir millet kabul edemez. Biz de edemeyiz. Bunun yanında Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin petrol üretimleri ve ihracatları da artıyor ve İstanbul Boğazı’ndan geçiyor. Üretim ve geçiş sayısı arttıkça risk de katlanıyor.
Yaşları yetenler bilir. Libya’dan 95 bin ton ham petrolü Romanya’ya götüren Independenta adlı tanker 1979’da İstanbul Boğazı’nda Yunan bandıralı “Evriyali” adlı kuru yük gemisiyle çarpışmıştı. Bakırköy’den Pendik’e kadar hissedilen büyük bir patlama sonucu alev alan tanker, 27 gün boyunca söndürülememişti. Hem İstanbulluların hem de deniz canlılarının hayatını olumsuz etkilenmişti. Daha bugün boğazda başka bir kaza daha gerçekleşti. Ve bu kaza da son olacak gibi durmuyor.
Biz bu kazaları engellemek ve riski ortadan tamamen kaldırmak istiyoruz. Bu nedenlerle Kanal İstanbul’u inşa edeceğiz. Kanal İstanbul, İstanbul’u kurtarma projesidir. Boğazı koruma çabasıdır. Tarihe ve geleceğe sahip çıkma azmidir. Biz “boğazımızın düğümlenmesine” asla izin veremeyiz.
“Beraber ıslanacak çok yağmurlarımız var”
Ayrıca, bu projelerin tamamı üretim demek, istihdam demek, iş imkânı demek. Türkiye’nin yatırımcı çekmesi demek. Ancak, bunların böyle bir derdi yok. Tek dertleri içine kapanmış ve kendi kontrollerinde olan, karanlık bir Türkiye.
Bizim ise Türkiye’ye ve dünyaya söyleyecek sözümüz, daha nice şarkılarımız var. Beraber ıslanacak çok yağmurlarımız var. Bizim bir Türkiye idealimiz, hayalimiz var.
Biz, Ertuğrul’un, Fatih’in nesliyiz. Sizlerin desteği ve çalışmasıyla Cumhurbaşkanımızın da söylediği gibi “Bu şarkı burada bitmez.” daha yeni başlıyoruz.
Gerçekleştirdiğimiz tüm ulusal ve uluslararası projeler sizin buradaki çabalarınız ve desteğinizle anlam kazanıyor. Siz burada güçlü oldukça biz de dünyada daha güçlüyüz.
“Yerli ve milli bir çizgide yolumuza devam edeceğiz”
Yerel seçimlerde yaşanan sonuçtan ders çıkarmalıyız. AK Parti, halkın ve milletin partisidir. Bu çizgiden asla sapmamalı ve bireysel olarak kendimizi muhasebeye almalıyız. Biz her zaman yenilenebilen ve yeni söz söyleyebilen bir siyasi düşünceye sahibiz. Geçmişi ve ezberleri bir kenara bırakarak gerçek anlamıyla yerli ve milli bir çizgide yolumuza devam edeceğiz. Daha çok el sıkarak, daha çok gönüle girerek ve daha çok sahaya inerek milletimize kendimizi anlatacağız. Biz bu milletin öz evlatlarıyız. Bu millet için siyaset yapıyor, bu millet için ellerimizi semaya açıyoruz. Bu gerçeği herkese tek tek gönül diliyle aktarmalıyız. Bundan sonra da yolumuz açık, milletimiz arkamızda olacak. Yeter ki biz, niyetimizi halis tutalım.”