CHP İl Başkanlığı seçimi öncesinde konuşan son aday Ali Özdemir oldu. Özdemir de dier adaylar gibi İl Yönetim Kurulu Üye adaylarıyla birlikte sahneye çıktı. Yönetiminde en çok kadının olduğu aday olduğunu belirtti.

Parti içerisinde düzeltilmesi gereken sorunlara ve çözüm önerilerine dikkat çeken Özdemir, şöyle konuştu:

“Biz bu yola çıkarken üç şey ilke edindik. Bunlardan birincisi örgüt, diğeri tüzük bir diğeri de Cumhuriyet Halk partisi idi.

Her şeyin üzerinde örgüt var örgütün üzerinde hiçbir kuvvet hiçbir güç olmamalıdır. Az önce yaşadığımız olayda örgüt üzerindeki baskının ne olduğuna örnektir.

Örgütlü toplumlar her zaman başarıyı elde etmişlerdir. Örgütlü toplumlar ortak akılla karar verirler. Örgütlü toplumlar özgürlük haklarını elde ederler. Biz yıllardan beri örgüt diyoruz ama örgütümüz her geçen gün kan kaybediyor, delege sayımız her geçen gün azalıyor.

Yörük Yaşar abim oğullarına örgüt sahip çıkamadığı için Yaşar abim partiden istifa etti. Gezer ailesi yıllardan beri bu partiye amasız fakatsız dededen Atadan bir nefer olarak partide çalıştılar. Bunların çocukları bizim mitingimize katıldılar. Mitingde bu çocukların fotoğrafları çekildi. Cumhurbaşkanı bu çocuklara dava açtı. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bilecik'te birçok avukatı olmasına rağmen kimse bu çocukların davasına bakmadı. Bu çocukların davasına Atatürkçü Düşünce Derneği baktı. Onların avukatları davaya girdi. Bu çocuklar okullarından mezun oldu mezun olduktan sonra fabrikalarda işe girdiler. İki fabrikadan bu çocuklar çıkarıldı.

Meral Açık kardeşim slogan attığı için emniyete alındı. O dönem il başkanımız avukattı. İl başkanımız avukat olmasına rağmen arkadaşıma sorguya gittiğinde yanında kimse yoktu. Orada 20 tane Cumhuriyet Halk partili olsaydı o kız kendini yalnız hissetmeyecekti.

Biz bu örgüte sahip çıkamıyoruz, mutlu bir kesim var. Geri kalan örgüt perişan halde.

İnhisar ilçe binasına gittim. Buraya gittiğimde utandım. Bizim iki tane pırıl pırıl belediye başkanımız vardı. Muhtemelen onlardan talep edilmiş olsaydı oralar pırıl pırıl olurdu. Onlar da misafirlerini ona göre kabul ederlerdi.

Belediye başkanlarımızdan rica etmiş olsaydık onları mutlaka bunları yaparlardı. Buradan kendilerine teşekkür ediyorum. Geçirdiğimiz seçim süreci boyunca 2 belediye başkanımızda tarafsız kaldılar. Onlara buradan teşekkür ediyorum.

Örgütlerden isim istedim. Ben il yönetimi oluşturuyorum dedim. Buradan bana üyeler verin dedim. Ben bu üyelerle birlikte çalışayım dedim. Örgütler bana isim vermekte çekindiler. Örgütler bana isim vermediler ama Cumhuriyet Halk partisi'nin neferleri bana sahip çıktı. Örgütün de delegelerin de bana sahip çıkacağına inanıyorum. Buna inancım tamdır. Örgütteki arkadaşlar bize üye vermekten kaçındılar. Yahu arkadaş biz Cumhuriyet Halk Partili değil miyiz? Biz başka bir partinin mensubu muyuz? Biz neredeyiz kiminle mücadele ediyoruz? Parti içerisinde bu tip şeylere gerek var mı?

Çok fazla demoralize edildim, çok fazla üzüldüm ve kırıldım. Bütün bunlara rağmen her şeyi unutup yepyeni bir sayfa açacağım.

Tüzük, Cumhuriyet Halk Partisi'nin anayasasıdır. Bu tüzükle yönetildiğimiz vakit biz hiçbir şeye ihtiyaç duymayız ama maalesef tüzükle yönetilmiyoruz. Tüzükte diyor ki, 3 ayda bir danışma kurulu toplantısı yapılır diyor. 10-15 yıldır danışma kurulu yapılıp yapılmadığını bilen var mı? Bir sefer merkez ilçe yaptı onun dışında il Danışma kurulu toplantısı yapılmadı. İl danışma kurulu toplantısı niye yapılır? Parti içerisindeki sorunlar, genel merkezin politikaları ve bunlarla beraber ildeki politikalar sentez edilir, halka dokunulur. Halka dokunmak için yapılacak kararlar alınır ve ortak kararlar çıkar. Biz il danışma kurulu toplantısı yapmadık, sorunlarımızı sıkıntılarımızı kahve köşelerinde konuştuk. Eteğimizdeki taşları dökemedik. Bunu dökemeyince de birbirimizden koptuk.

Lütfen artık birleşelim, bütünleşelim, kucaklaşalım. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyeti kuran aklın partisidir.  Yüzüncü yılına gelmiş bir partidir. Yüzüncü yılına gelmiş bir partinin kuralları ve gelenekleri var. Bu gelenekler güzel şeylerdir. Bilecik'te diğer partiler Cumhuriyet Halk Partisi’ne gıpta ile bakarlardı ve imrenirlerdi. Bugün yine imreniyorlar en azından demokratik bir seçim yapıyoruz. Atama işi ile bir şey yapmıyoruz. Keşke müdahalelerde olmasaydı da daha şeffaf daha güzel bir şey yapsaydık.

Cumhuriyet Halk Partisi bizim geleceğimiz, ailemiz, çocuklarımızın geleceği, atalarımızın geçmişi. Dönem Cumhuriyet Halk Partisi’ne sahip çıkma dönemi.

Bu dönem çok hassas bir dönem. 2000'li yıllara kadar bu ülkede ideolojik siyaset yapılıyordu. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit mücadele ederlerdi ama birbirlerine karşı naiftiler bir o kadar da güzellerdi. 2002 yılında AKP geldi, uzun bir süre iktidarda kalabilmek için siyasi partilerin altını boşalttı.

İlk müdahaleyi milli görüşe yaptı. Milli görüşün altını boşalttı, onların hepsi akgörüşçü oldu. Ülkü ocaklarının altını boşalttı, bozkurtların yerlerine de akkurtlar geldi. Şimdi tek parti kaldı, o da Cumhuriyet Halk partisi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin temelleri ile oynanıyor şimdi. Cumhuriyet Halk Partisi’ne daha fazla görev düşüyor. Cumhuriyet Halk Partisi, Cumhuriyetin sigortasıdır.

Bugün çok önemli bir karar vereceksiniz. Bundan sonra bütün kararlar danışma kurulunun tavsiyesine göre alınacak. Artık dönüşüm zamanı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilkelerine, amaçlarına, 6 okun gerekliliğine dönme zamanıdır. Bundan sonra bu şekilde bir duruş sergilemek zorundayız.

Bu görevi bana layık görürseniz eğer çok başka bir Cumhuriyet Halk partisi göreceksiniz. Birleştirmiş, bütünleştirilmiş, herkesi kucaklamış, fevkalade bir Cumhuriyet Halk Partisi göreceksiniz. Bu Cumhuriyet Halk Partisi ortak karar alabilen, ortak kararla hareket eden bir Cumhuriyet Halk Partisi olacak. Bunun için sizleri söz veriyorum, örgütler birbiriyle kenetlenecek.

Elimizde o kadar çok argüman var ki, bugün Toprak mahsulleri ofisi Bilecik'te buğday alımı yaparken çok seçici oldu. Çoğu üretici arkadaşım buğdayını almadı, bu buğdayları almadığı vakit niye alınmıyor diye bizden kimseden ses çıkmadı. Neden orada kimse çiftçiye dokunmadı? Bunlara dokunmazsak biz nasıl kazanacağız?

Bilecik Belediye Başkanımız Melek Mızrak Subaşı da burada, her gün iktidar partisi il başkanı çöpler alınmıyor, sular patlak, halk şöyle perişan böyle perişan diyor. Bu görev Melek Mızrak Subaşı'nın olduğu kadar sizin de göreviniz. Melek Mızrak Subaşı, Belediyeler Birliğine para ödemiyor mu? O parayı ödemedi mi? Neden bunu kimse konuşmuyor, neden susuyoruz? Bizim neyimiz eksik? Bizim milletvekilimiz mi yok, bizim il başkanımız mı yok? Bizim başımız dik, biz kimseden korkmuyoruz.

Geçen İl Özel İdaresinde bir olay oldu. İl Özel idaresi genel sekreteri bypass edildi. Üstüne vali yardımcısı atandı. Bu vali yardımcısı neden atandı? İhalelerde gördükleri bir takım yanlışlıklardan dolayı Vali, İl Özel İdaresi genel sekreterine itimatını yitirdi. Bu itimadını yitirdiği için oraya bir kayyum gibi vali yardımcısı atadı.

Şimdi şu soruyu sormak gerekmiyor mu? Oradaki görevli suçsuzsa niye başına vali yardımcısı atadınız? Eğer suçluysa neden görevden almadınız? Bunu neden konuşmuyoruz, örgütün sesi, örgütün dili, örgütün hareketi olmak için buradayım. Çiftçiye, köylüye, esnafa, ticarete aklınıza gelen her alana dokunmak için buradayım. Buna dokunmak için örgütlerle çalışmak istedim, örgütlerle beraber hareket etmek istedim.

Yerelde ve genelde başarılı olmuş 2 tane ilçemiz var. Bu ilçelerimiz çağrılıp ödüllendirildi mi? Bu ilçelerimize teşekkür ederiz arkadaşlar, sizin bilgi ve birikiminizden faydalanarak bizimle bunu paylaşın, hep birlikte yapalım demek için. Bozüyük ilçe başkanımıza günlerdir yalvarıyorum, ne olursunuz bana 3 isim verin diye günlerdir yalvarıyorum. 3 isim yönetime alayım, bir ismi kurultay delegesi verin dedim. Maalesef ilçe başkanları bana isim vermekte çok zorlandılar ve bu isimleri vermediler.

Vermedilerden çok veremediler. Burada kimseyi suçlamak istemiyorum. Başarılı iki örgütü ödüllendirirsek başarısız olan arkadaşlarımız da nerede hata yaptık desek bütün sorunlarımız bitecekti. Biz ne başarılıyı ödüllendirdik ne de başarısız da neden böyle oldu diye sormadık. Mutlu 15-20 kişilik kesim var, geri kalan ne olursa olsun sonuç bu.

Bu görevi bana tevdi ederseniz bunların hepsini son verilecektir. Öyle bir Cumhuriyet Halk Partisi sergileyeceğim ki bütün farkı göreceksiniz. Belediyelerle koordineli ve işbirliği içinde fevkalade güzel şeyler yapacağız.

Sayım vekilim ile ben 7-8 yıl beraber çalıştım. Bu yıllar içerisinde haftada bir kürsüye çıkıyorduk. Şimdi kürsüye çıkmıyorsunuz. Ben gelirsem her hafta size kürsü sözü veriyorum. Her hafta size malzeme vereceğim.

Bütün bu bilgileri toplayarak sizi donanım sahibi yapacağım. Çalışmaya söz veriyorumç Herkesle koordineli herkesle iç içe birlik ve bütünlük içerisinde olacağız.

Bütün ilçelerin sorunlarını tek tek biliyorum, hepsinin de farkındayım. Ekonomik zorlukları bütün zorlukları biliyorum. Genel merkezden gelen paylar orantılı bir şekilde ilçelere dağıtılacak, banka dekontları ile beraber tüm ilçe başkanlarına tek tek gönderilecek. Tüm ilçe örgütleri bizim saymanımızı denetleyecek." 

Kaynak: NEVZAT KAPTAN