İlimizin en eski yerleşim yerlerinden birisi olan Osmaneli’nin eski isminin Lefke olduğu bilinmektedir.

Şöyle bir tarihsel araştırma yaptığımızda Lefke’den Osmaneli ismine dönüşün hikayesi derin bir tarihsel yolculuk içinde ilerliyor.

Yazılı kaynaklara göre; Eski bir yerleşim merkezi olan Osmaneli’nin adı, 1914 yılına kadar Melagina, Leukae, Lefke ve Pefka olarak geçmektedir. Lefke ve Pefka adlarının Rumca’da “kavaklık güzel yer”, “kavaklık ve çamlık güzel yer ve “bağlık, bahçelik ve kavaklık güzel yer” anlamlarını taşıdığını belirten üç farklı ifade vardır.

Osmaneli (Lefke)’nde ilk hüküm süren topluluk olan Bithynia mıntıkası, Mısır firavunlarından II. Amozis zamanında bir süre Mısır’ın egemenliğinde kaldı. Hititlerin ihtişamlı devrinde Bithynia bölgesi, Hitit hâkimiyetine girdi.6 Uzun yıllar Hitit idaresinde kalan Bithynia’da M.Ö. 1190’lı yıllarda Hititlerin tarih sahnesinden çekilmesiyle birlikte büyük bir kargaşa ortamı doğdu. Trakya ve Balkanlardan göç eden Frigler, bu otorite boşluğunu değerlendirerek bölgeye hakim oldular.

Lefke (Osmaneli), Osmanlı döneminde önemli bir geçit yeri oldu, ticari sefer ve hac yolu üzerinde bir menzil noktası olarak önemini her daim korudu.

Osmanlı Devleti döneminde, 17. yüzyılda yaşamış olan ünlü seyyah Evliya Çelebi, seyahatleri sırasında 1648’de Pamukova (Akhisar)-Geyve-Osmaneli (Lefke) yolundan geçme imkânı bulmuştur. Osmaneli’nde gördüklerini de seyahatnamesinde şöyle dile getirmiştir:

“Köy halkı Lefke derler. Bursa toprağında ve eski Bursa krallarının yapısıdır. Sonra Osmanlıların ilk beyi olan Osman Gazi, burayı Rumlardan almıştır. Kalesi dört köşe (kare biçimli), kayadan (taş yapılı), küçük, harab (iyice yıkılmış) bir viranedir. Kendisi, 150 akçelik bir kazadır. Yetmiş kadar köyü vardır. Kadısına senede üç kese altın verilir. Ayrıca hâkimi vardır. Sakarya kenarında olup bağlı, bahçeli, altı yüz eve sahip, beş camili, dört hanlı, hamamlı, mektepli, küçük çarşılı şirin bir kasabadır.”

12 Nisan 1914’de yüzyıllardır Lefke ismini taşıyan kentin adı, padişah iradesiyle Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazi’ye atfen “Osmanili” olarak değiştirilmiştir.33 Bu tarihten itibaren ilçenin ismi “Osmaneli” olarak kullanılmıştır.

Birde Osmaneli’nde 1874 yılında meydana gelen talihsiz bir yangında, konakların bir kısmı zarar görmüştür. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgede, kasabada mevcut olan Rüştiye Mektebi’nin de bu yangında tamamen yandığı anlaşılmaktadır. Yangının büyük çaplı olmasının ana nedeni; konaklarda karkas yapıyı oluşturan en az 20 cm çaplı kiriş ve kolonların birbirine tutturulmasında kullanılan dövme metal çivilerin (en kısası 25 cm uzunluğunda), ısının yardımıyla genleşerek bulunduğu yerden fırlamak suretiyle bir başka konutta yangına sebep olmasıdır. Osmaneli’nde, halk arasında bu olaya “Hatıl Atma” denilmektedir. Bu yangın sebebiyle, Osmaneli’nde maddi ve manevi zarar meydana geldiğinden bu olay, türkülere bile konu olmuştur.

Talihsiz yangın sonrası Lefke’ye(Osmaneli) şu türkü yakılmıştır:

Şu Lefke'nin (Aman Aman) Üstünü Duman Bürüdü
Zaptiyeler Kol Kol Oldu (Aman) Yürüdü
Herkes (De) Sevdiğini (Aman) Aldı Aldı Yürüdü

Yandı Da Lefke Cayır Cayır (Aman) Evleri
Bize De Mesken Oldu Çadır (Aman) Evleri

Şu Lefke'nin (Aman Aman) Alt Yanında Bahçalar
Emine Hanım Bohçasını (Aman) Bohçalar
Senin (De) İçin (Aman Aman) Kazanılmış Akçalar

Yandı Da Lefke Cayır Cayır (Aman) Evleri
Bize De Mesken Oldu Çadır (Aman) Evleri