“Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının velirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.”

Dereboyu köyümüz sınırları  içinde iki tane sulama amaçlı göletlerimiz bulunmakta. Bunlardan bir tanesinin adı Kızıldamlar Göleti. Fakat gölet köyümüz mücavir alanı içinde bulunmaktadır. Durum böyle halde köy halk, olarak sulama alanında faydalanamıyoruz Yaklaşık 1000.m2 alana ve 499.000 m3 gövde hacmine sahip bu baraj gölünden yeterince yararlanılamamaktadır. 2009 yılında DSİ Eskişehir 3.Bölge müdürlüğünden aldığımız bilgiye göre yıllık en az 3.500 kg Balık rezervi olduğunu öğrendik. Hiç olmazsa bu balık rezervini değerlendirelim diyerek Su Ürünleri Kooperatifi kurmak için girişimde bulunduk. İstedik ki köyümüze gelir kaynağı yaratalım. Bir kaç aile köyden göç etmesin. Köyümüzün sosyal ve kültürel açıdan gelişmesine yardımcı olsun. Peki, ne gibi sorunlarla karşılaştık;

Resmi kurum ve kuruluşlardan en azından halkı bilinçlendirmek ve teşvik etmek amaçlı destek istedim ama alamadım. Bırakın desteği bu işin ne kadar külfetli ve zor bir iş olduğu bu işle uğraşılmaya değmeyeceği anlatılarak vazgeçirilmeye çalışıldı.

Kooperatifi kurmak için resmi işlemlere başladığımızda kooperatif için gerekli olan sadece defterlerin onaylatılması için Noterlik Masrafı o gün yani 09.07.2009 tarihi itibarıyla 3500 TL’nin üstünde masrafı tutuyordu.

Üretime yönelik kurulacak olan kooperatiflere destek verilirse kırsaldan göçlerin azalması gündeme gelecektir. Bu konuda köy halkının bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Bu gün hala baraj gölü çevresinde herhangi bir denetleme ve koruma tedbirleri alınmadığından; çadır kurarak günlerce orada avlanan amatör balıkçılar tarafından çevrede bulunan meşe ağaçları kesilip yakılmaktadır. Baraj içi ve çevresi yine balıkçılar tarafından bırakılan atıklar yüzünden kirletilmektedir. Bunlarla ilgili hiçbir denelim ve yaptırım uygulanmamaktadır.

Baraj gölünü besleyen Söğüt deresi üzerine bırakılan evsel atıklar, kanalizasyon ve sanayii kuruluşları, fabrikaların atıkları baraj gölünü kirletmektedir. Ayrıca burada yaşayan su ürünlerinin yaşamını direk etkilemektedir. Dolaylı olarak bu sudan sulanan sebzelerinde etkileneceği için insan sağlığını açısından da tehlike yaratmaktadır. Bu gölete atıklarını bırakan sanayi kuruluşların anıma tesislerinin çalışıp çalışmadığının sıklıkla denetlenmesi gerekmekledir.

Eğer baraj göllerimizin üzerinde Sulama ve su ürünleri konusunda kooperatifleşmeye gidilirse yukarıda belirttiğim sorunların üzerine daha fazla gidileceği ve oto kontrolünün

sağlanacağı düşüncesindeyim.