AKP’nin siyasi malzeme yaptığı yılan hikâyesine dönen yeni hastaneye ilişkin.

Ankara’dan üzücü haber var. Yeni hastane yapılacak iller arasında Bilecik yine yer almadı diye…

Kıymet’ in haberi vardı, habere göre:

Bilecik İli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliğimizin kuruluş yıldönümünde Genel Sekreter Mustafa Yılmaz:

“Şu anki hastane yatak sayımız yeterli değil. Hastane Projesinin bitti, ihalesine yılbaşında çıkılacağı yönünde duyum aldık. Yılmaz, “Hangi kararı vereceklerse versinler, bizim çok acil hastaneye ihtiyacımız var. Yatak sayımız yetmiyor, odalarımızda banyo tuvalet yok. Bina teknik olarak yetersiz.

Biz daha sağlıklı, kaliteli bir hizmet sunmak adına çok ivedi bu il’e bir hastane ihtiyacı var” demişti.

Cafer sonra tekrar yazdı:

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 14 ilde kamu-özel işbirliğiyle gerçekleştirilecek 15 şehir hastanesi ve Türkiye Halk Sağlığı Kurumu binasının imza töreninin İstanbul'da yapılacağı açıklanırken, ilimizin adı yapılacak hastanelerin arasında yine yok.

Sonra bütün yerel basınımız yazdı ki:

Sağlık Bakanlığı eski hastanenin bulunduğu yere 150 yataklı yeni hastane projesi hazırlatmış ama bizim yetkililer Üniversite ve BİEN Seramik arasındaki alanı yeni hastane yeri olarak belirlemiş ve kamulaştırma çalışmalarını başlatmış.

 Ramazan abi (Kurtulmuş) dedi ki:

“Hastane yapımında eski yere geri dönüldü. Yeni Hastane Eskinin yerine yapılacak.  Yılsonuna kadar eski yerdeki, yeni hastanenin ihalesi yapılacak.”

Valimiz Sayın Halil İbrahim Akpınar da konuya değindi.

“Sağlık Bakanlığı’nın vereceği kararı bekliyoruz. Şu ana kadar bize intikal eden bir şey yok. BİEN Seramikle Üniversite’nin arasındaki yerde kamulaştırma çalışmasının bitmek üzere bizde gelişmelerin dışındayız. Karar Sağlık Bakanlığı’nın…”

Sonra bi ara demişim ki:

“Şu hastane işi ne olacak, nasıl olacak, nereye olacak, kafamız karıştı…”

Belediye Başkanımız Sayın Selim Yağcı bi ara bi gazteye değerlendirmiş:

Bien Seramik ile Üniversite arasındaki alana yapılması görüşünü savunup, mevcut yere yapılma fikirlerini “Kasaba kafalılık” diye.

Milletvekili Sayın Fahrettin Poyraz ise yeni hastanenin mevcut yerine yapılacağını söylemişti.

“Bana mı diyon” demişti sayın başkana…

Bi ara; dönemin Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ’ın ilgili birimlere talimat verdiğini okumuştuk.

“Mevcut hastane Bilecik halkının büyük çoğunluğu yürüyerek ulaşabildiği bir yer. Hastanedeki yetişkin ağaçlar korunarak Yeni hastane, eski hastanenin olduğu yere yapılacak”.

Bilecik’teki yetkililer ve siyasiler halen yer bulma ve kamulaştırma tartışmalarına devam ederken Sağlık Bakanlığı’ndan ilimizi üzecek açıklama yapılmıştı.

Ahmet’le, Sinan bi ara sormuşlardı. Hastane meselesi?

Cevaplara göre 200 yataklı bir Devlet Hastanesi yapılacağı planlanmıştı.

Hala Sağlık Bakanlığından onay bekleniyordu.

Vatandaş Bilecik kamuoyunda konuşuyordu:

Yeni yapılacak hastane ileride Üniversite iş birliği ile Tıp Fakültesine dönüşecek diye.

Bi ara Mücahit yazmıştı:

Hastane meselesi diye… Mücahit’in haberine göre:

Kent ormanı, Pelitözü, Mevcut yer, Ağız Diş Sağlığı Merkezi konuşulmuştu.

Ramazan abi de:

“Bilecik’te yapılmayan bir şey varsa burada en başta siyasetçi olarak ben sorumluyum” demişti.

Vatandaşlara sormuşlardı. Bilecik sizce en önemli sorunu ne diye…

Vatandaş ön plana Sağlık Sorunlarını çıkarmıştı.

Bi ara yetkililer yine dediler ki:” yeni hastanenin ihalesi yılbaşına kadar yapılacak.”

Yer? Yer aynı, eski yer…

Cafer yine yazdı. Mücahit yine…

Ahmet yine haberini yaptı. Kıymet yazdı, Ziya bi ara resimledi.

Engin yazdı, Yanlışsam düzeltin, Şadi abi’de bi ara Hastane dedi.

Mücahit dedi ki:

       “Gündeme getirdiğimiz yeni hastane yeri meslektaşlarımızı bile harekete geçirdi ama              

        Muhalefeti bir türlü harekete geçiremedi.”

         Sonra Valimiz: "YENİ BİR GELİŞME YOK" diye açıklama yaptı.

         Durmuş yazdı defalarca ve haberini yaptı.

                Bir zamanlar Devlet Hastanesi diye mevcut hastanemizin eski fotoğraflarını yayınladı.

                Haber şöyle başlıyordu:

                1930 yılında Memleket Hastanesi olarak kurulan ve o gün bu gündür birçok değişim geçirerek                                   

 Halkımıza hizmet eden Bilecik Devlet Hastanesi, ilimizin en eski kurumlarından birisi olma özelliğini koruyor.

Bilecik, 6 aydır yeni Devlet Hastanesi’nin nereye yapılacağını tartışıyor. Belediye Başkanı Selim Yağcı, hastanenin Pelitözü Köyüne yapılmasını istemiş, Pelitözü'nün Bilecik'e bağlanması için yapılan referandumda konuyu dile getirmişti. Bazı çevreler de, Kent Ormanı ve Söğüt Kavşağını gündeme getirmişti. Bu tartışmalara son noktayı ise Vali Halil İbrahim Akpınar koydu. Akpınar, hastanenin mevcut hastanenin yanına yapılacağını söylerken, ne zaman başlanacağı nasıl yapılacağı gibi konularda da detaylı bilgiler verdi.

Tıklayın açıklamaları görün…

       Tıkladık…

Sonra Durmuş yine Haber yaptı.

VATANDAŞ, YENİ HASTANE YERİNİ BEĞENMEDİ! Diye…

  Habere göre yine Bien Seramik ile Üniversite arası vatandaşa göre cılk’tı.                                                                   

Gelen yorumların tamamı; “yer yanlış” şeklindeydi.

Kimileride yeni yerler önerdi.

-Kent ormanda yer varsa daha uygun.

-Kent ormanı olmaz lakin Yediler halı sahasının hemen üst kısmı ormanın içinde boşluk var ağaç olmayan yer orası münasiptir.

-Başka bir yer olmalı.

-Pelitözü göletinin kuzeybatısı bence çok uygun hem havadar hem de sanırım hazineye aittir.

-En güzel yer Abbaslık yolu

-Tugay kalkarsa orası mükemmel olur

-Polis okulunun arka tarafı da çok güzel

-Eski bursa yolu eski yem fabrikasının olduğu yer en uygun bahçeli evler merkeze yürüme mesafesindedir.

-Edebali Konutlarının Yanındaki Arazi Hala Boş Hastane İçinde Uygun Bence.

Kimide

-Eğer hastane yapılacaksa mutlaka şehir merkezi olması lazım bunun yaşlısı var engellisi var demişti.

Hatta teknik öneri sunmuşlardı:

 -Aynı yere yenisini yapılsın yapılırken de Zemin kat perde beton olsun diye.

-Kimi tarih bile vermişti. Kaba inşaat Nisan ayı ile Ekim ayı arasında bitsin…

Bi ara Cafer yine:

Doktorlardan biri gürültüden hasta muayenesi yapamıyom diye koridordakilere “biraz sessiz lütfen” demiş diye haber yaptı.

Arada ne oldu biliyorsunuz değil mi?

Bakan geldi Toplu açılış yaptı bilmem kaç yerin topunu birden açtı.

Gündüz vakti Hastane semalarından Toplu Havai Fişek gösterisi izlenmeye çalışıldı.

İstanbul’da Denizin dibinden giden tren yolu açıldı.

Bozguncular acil kollarını çeke çeke treni bozdu.

Hızlı Tren Projesinde hızla sona yaklaşıyor Martta tamamdır denildi.

Ağız Diş Sağlığı Merkezinin Yüz metre altında koca bir b..k havuzu oluşturuldu.

Dünyada eşi benzeri olmayan bi bat çık yaptık battık çıkamadık. İlk yağmurda su doldu.

Dört mahallemizin birbiriyle yol bağlantısı kesildi.

Bizim başkan Yılın başkanı seçildi.

Cumhuriyet Bayramı kutlandı. Yıllardan sonra ilk defa halk elinde meşalelerle yürüyüş yaptı.

Fevzi abi akşam vakti Hastane semalarından da izlenen Havai Fişek gösterisi yaptı.

Bakan gelince açılışta Fişek atanlara bi şey oldu mu? Bilmemde Fevzi abi yüzseksenikiliralık kabahat işledi.

Borumu bu elbet değil. Cumhuriyete Fişek atmak sıkar biraz. Kabahat kardeşim.

Cafer yazdı haberi:

Bakan Çelik Türbeye gitti Cuma namazını kıldı, Şeyh Edebalı’yı ziyarete çıkmadı diye…

Pelitözü göletinde anfitiyatro yapıldı

Mücahit bi ara haber yaptı.

Atatürk Bulvarı üzerindeki asfaltlama makinelerinin resmini koyup yeni adıyla Abdülhamithan caddesinde asfalt işi tamam diye yazdı.

Bi ara hastalar hastane koridorunda konuşuyorlardı:

“Hııı” dediler “yetkililer düzelttirmediğine göre kırk yıllık Atatürk oldu sana Abdülhamit”

Sonradan anlaşıldı. Köprüye kadar Atatürk, köprüden sonrası Abdülhamit’miş.

Üyüklü şaban, Sonlarını bildiğinden önceden ilahi destek iyidir diye düşündü;

Önce CHP’lilere, sonra Cumhuriyetçilere, en sonda diren (iş) çilere ilahi destek verdi.

8. Ulusal Bilecik Tiyatro etkinliği yapıldı.

Başkan “10. cudan itibaren Ulusal yapcaz” dedi.

Resmi bayramlar yapıldı. Dini bayramlar tamamlandı. Anmalar bitirildi.

Diyarbakır da Düetler yapıldı. Barzani geldi, gitti. Yetkililer yetkili oldukları açıklamaları yaptı.

Anadolu aslanının avcılar tarafından vuruldu.

Ülkemizin k..çına cip takılmış ilk teknolojik kurdu Asena vuruldu.

TV’de Sağlık Bakanı konuşuyordu(Eskisi değil yenisi, bizim hastane bakan eskitmişti):

Bilmem kaç yerde bilmem kaç katlı Hastaneler yapıyoz diyordu. İçlerinde bizim hastane yoktu.

Göçmen kuşlar göçtü.

Osman Bey Kütahya’dan aday adayı oldu başkanlığa.

İlhami abi İnternette Kütahya TV sine “En büyük Osman bizim Osman” açıklaması yaptı.

İktidarın Kütahya milletvekili “Dik durcam” dedi. Buralarda ‘dikilme’ diye adamı disipline gönderdiler.

Seçimler yaklaştı. Aday işlemleri neredeyse bitti.

Aşağıda Karasu kenarında Kapalı Salon bitti bitecek.

Kaldırımlar bazı yerlerde üçüncüye söküldü yapıldı.

Bazen Parke taşın, bazen stabilizenin üstüne tonlarla asfalt döküldü.

Aşureler pişirilip dağıtıldı.

Yeşer hocam üst üste basketbol de galibiyete koşuyor. En son Yalova Fatihi oldu.

Kültür Merkezimiz, Üst geçitlerimiz, Buz paten sahamız her bi yerimiz tamamlandı.

Gerçi üst geçitlerin asansör kartı verildi, verilmedi muhabbeti oldu da. Tatlıya bağlandı gitti.

Mehmet abi hem Buz pistinin hem Hamsu Vadisi projesinin içini dışını kameraya çekip:

“ başkanım ne iş dedi.”

Sinan’ı Bozüyük kaptı.

Aday adaylarından Yılmam “hı” dedi Ramazan abi ile Sayın vekil Yılmam’a: “Hıııı…

AKP de CHP de Bilecik merkez için daha adayımız budur demedi.

Yav ne diyoduk?

Haaa, hatırladım. Hastane meselesi.

Talimat verildi.

Yerler belirlendi.

Yatak sayısı tamam.

Siyasi sorumluluk alındı.

İhale yılbaşında okey(!).

Vatandaş küçücük koridorlarda, havasız ve yetersiz ortamda sağlık hizmeti almaya çalışıyormuş.

Yetersizlikler içinde Doktorlar ve Sağlık çalışanları hizmet vermeye devam ediyormuş.

İhale tamam(!), yer(!?) tamam, istek(!) tamam, yetkililer(!) tamammış.

Acil hastane yapılmalıymış.

Şu yerel basının yaptığına bakın dostlar.

Hastane meselesiymiş. Ne yazıp duruyorsunuz.

BİZİM ÇOK ACİL HASTANEYE İHTİYACIMIZ VARMIŞ. YENİ BİR GELİŞME YOK muş.

Aceleniz ne kardeşim. Bi ara o işi de hallederiz inşallah…

“Sen niye yazıyon o zaman” derseniz.

Benim yazdığım sayılmaz benimkisi çorbadan…

Hoşça ve Dostça Kalınız. Saygılarımla…