Hasan Güner

Mutlu Filizler Akademisi Yetkilisi Mutlu Selen, 11 ve 12’inci sınıf öğrencilerinin farklı bakış açıları kazanmasına yönelik olarak bir çalışma yapacaklarını ve bu kapsamda Türkiye’deki tüm üniversiteleri Bilecik’e davet edeceklerini açıkladı.
Mutlu Filizler Akademisi Yetkilisi Mutlu Selen, bu haftanın YGS haftası olduğunu belirterek, 15 Mart Pazar sabahı gerçekleşecek olan sınav ile ilgili öğrenci ve velilere tavsiyelerde bulundu.
Selen, açıklamasında şu detayları aktardı:
“Öncelikle ben tüm ilimizi bir parça dahi olsa duyarlılığa davet ediyorum. Yani tüm anne babalar, sınava girecek öğrencisi olsun olmasın tüm aileler bir parça daha duyarlı olursa, sessiz bir il zaten ama sessizlik kısmını öğrencilerimiz adına önemsiyorum. Çünkü öyle öğrencilerimiz var ki sesten etkilenebiliyorlar. Bir parça duyarlı olursak, dikkat edersek, basacağımız kornadan vazgeçer o sabah basmazsak ya da gürültü konusunda biraz daha hassasiyet gösterirsek sanırım hepimiz için daha iyi olur.
Milli Eğitim Müdürlüğü’yle birlikte yaptığımız bu proje hepimiz adına çok büyük bir şans. Bu anlamda ben Milli Eğitim Müdürümüze bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Biz 1 Mart günü zaten YGS provasını yaptık. Yaklaşık 700 tane öğrencimiz aynı YGS ortamında bu sınava girdi. Dolayısıyla bu hafta o öğrencilerin bir adım önde bu işe başlayacaklarına inanıyorum.
Sınav yerlerini mutlaka bu hafta içerisinde öğrenmelerini; orayı biliyor olsalar ve şuradaki okulmuş deseler bile bir gidip görmelerini, nasıl bir ortam olduklarını solumalarını, bir bakmalarını mutlaka istiyoruz. Ve sınav sabahı da sınav yerine ne geç ne de çok erken gitsinler. Erken gittiklerinde doğal olarak orada bekleyen insanlardan biraz daha fazla telaşa kapılabiliyorlar. Biraz panik olacak gibi geç gittiklerinde de, bu sefer sınava başladıklarında soluk soluğa hali bir süre daha koruyorlar. Onun için olağanüstü hal ilan etmeyelim istiyoruz ama önemseyelim. Yani 15 Mart günü, fiziksel olarak daha iyi olmamız gerekebilir. Bu hafta çocuklarımız kendilerine bir parça daha iyi baksınlar. Daha iyi beslensinler. Kendilerini yoracak bilgisayar oyunlarından, filmlerden, aktivitelerden uzak dursunlar. Ama bunu yaparken de ailelere de en önemli tavsiyemiz çok abartmamaları. Olağanüstü hal haline getirmemek çok önemli. Çünkü her olağanüstü hal haline getirdiğimizde o sınav kaygısını tetiklemiş oluyoruz.
Beslenmenin dışında uyku bu hafta birazcık sıkıntıya girebilir. Diğer haftalar nasıl uyuyorsa öğrencimiz, diğer haftalardaki yatışı kalkışı nasılsa onu yapmasında fayda var ama biyolojik olarak şu 4-5 günü bile sınav yapılıyormuş gibi bir modda olmaları gerekiyor.
Ailelere düşen en önemli görev burada çok fazla hassasiyet gösterip, ben sana güveniyorum, ben sana inanıyorum, ucunda ölüm yok gibi konuşmalar bile yapmaya gerek yok. Çünkü her yaptığımız konuşma karşısında çocuğa şu duyguyu yaşatıyoruz; annem babam bana bu kadar emek verdi. Mümkün mertebe doğal hali korumak gerekiyor.
Çok aşırı açık havada kalmamalarını istiyoruz çocuklarımızın. YGS’de çok olmuyor ama LYS öncesinde çok oluyor, pikniklere gitmeler, açık havalara gitmeler. Hiç gerek yok. Özellikle de bu hafta dışarıdan herhangi bir şey yememeleri konusunda ciddi anlamda uyarıyoruz. Geçmiş yıllarda çok öğrencimiz olmuştur öyle gezelim, hava değişikliği olsun ya da canım şunu istedi diyen. Dokunabiliyor, rahatsız edebiliyor, hiç gerek yok. Evde diğer haftalarda nasıl besleniyorlarsa, bir parça daha C vitaminlerini, cevizlerini yumurtalarını, sütlerini almalarında, biraz daha protein ağırlıklı beslenmeye dikkat etmelerinde fayda var.

“BU İŞİN ASIL FORMÜLÜ DOĞRU TERCİH”

Özellikle başarılar telefonlarından uzak tutulmasını istiyoruz biz çocukların. Aileler arasında, özellikle Bilecik küçük bir yer bu önemseniyor. Hani başarılar diliyorum, bol şans diliyorum gibi bunların hiçbirine gerek yok. Sınav bittikten sonra geçmiş olsun denilebilir ya da nasıl geçti diye sorulabilir ama sınav öncesinde bir çocuğun 5 tane başarılar telefonu ile karşı karşıya kalması ciddi bir stres kaynağı. Bu kadar insan bana güveniyor ben ne yapacağım dürtüsünü yaşatır. Gerek yok, ayıp olmaz, yanlış da değil.
Sınavdan çıktıktan sonra çocuklarımızın kimisi iyi geçtiği halde kendini çok kötü hissederek çıkacak. Hiç önemli değil, bu iş asıl YGS sonrasında başlıyor. YGS bittikten sonra 2-3 gün dinlenebilirler ama 2-3 günden sonra tüm öğrencilerimiz için asıl olan LYS ve beraberinde doğru tercih. Bu işin asıl formülü doğru tercih.
Bununla ilgili zaten Milli Eğitim Müdürlüğü’yle yapmış olduğumuz projenin çok önemli bir ayağı var. Türkiye’deki üniversiteleri buraya davet edeceğiz. Bu 11. ve 12. sınıf öğrencilerimiz için bulunmaz bir fırsat olacak. Neden bir fırsat olacak? Belki hiç göremeyecekleri bir üniversiteyle ilgili bile fikir sahibi olacaklar. İzmir’de Ekonomi Üniversitesi ya da İstanbul’da Bilgi Üniversitesi gibi merak ettikleri üniversiteleri görecekler. Bunun çalışmaları şu anda Milli Eğitim’de başlatıldı. Önümüzdeki günlerde kimler gelecek, kimleri misafir edeceğimiz konusunda da net bilgileri vereceğiz. Bu çocuklarımız için müthiş bir fırsat. Hem öğrenmeleri, hem tanımaları, hem düşünmeleri, hem değerlendirmeleri ve en önemlisi de motivasyon açısından önemli. Bu projenin özü buradan oluşuyor. Yani çocuklarımız, gençlerimiz doğru hedef koysunlar, hedeflerine ulaşırken motivasyon kaynaklarını biz onlara sunalım diyerek hareket ettik. Şu anda da gayet iyi gidiyor. Devamında da belki o günlerde kültürel etkinlik, şenlik olabilir gençlerimize yönelik. Ama ben açıkçası bu projeden müthiş gurur duyuyorum. Türkiye’de örnek olacak proje diye düşünüyorum. İlerleyen zamanda ülkemizdeki birçok ile örnek olacağız Milli Eğitim camiası ile birlikte.
Bu, Milli Eğitim Müdürlüğümüz ile birlikte yaptığımız ücretsiz ve gönüllü, bizim kendi içimizde yaptığımız sosyal sorumluluk projemiz. Milli Eğitim Müdürlüğümüz de zaten ilde seve seve bize tüm kapıları açtı diyebilirim. O kapılar açılınca da işimiz çok kolaylaştı. Her ne yapıyorsak, kesinlikle düşüncede de, eylemde de ortak hareket ediyoruz. Tek hedefimiz öğrenci ve velilere hizmet etmek.”

Editör: TE Bilişim