MHP Milletvekili Bahattin Şeker, hafta sonu memleketi Bilecik’te gerçekleşen il kongresinde yaptığı konuşmada idamın geri gelmesi gerektiğini söyledi.

Mersin Tarsus’ta yaşayan Üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın 12 Şubat tarihinde tecavüz edildikten sonra öldürülmesi ve sonrasında yakılması tüm Türkiye’de büyük tepkiyle karşılandı. Toplumda infiale yol açan olay sonrası kamuoyunda idamın geri getirilmesi gündeme gelirken, konuyla ilgili bir açıklama da Bahattin Şeker’den geldi. Haftasonu gerçekleşen MHP il kongresinde idamın geri getirilmesini kendisinin de istediğini belirten Şeker, “Artık böyle insanlık dışı kişilere Türkiye’de idamın gelmesi lazım” ifadesini kullandı. Şeker konuşmasında şunları söyledi:


 “Türkiye'de bir şeyler oluyor. Son 6 yılda 4 bine yakın bayan katledildi Türkiye'de. Evvelsi gün hepiniz gördünüz. Özgecan diye bir hanımefendiyi, kardeşimizi… Yani bunlara insan demek hakikaten... Hayvan diyorlar ama hayvanın da asaleti var, yani hayvan da denemez. Böyle insanlara açıklama yapıyorlar. Bende katılıyorum. Artık böyle insanlık dışı kişilere Türkiye’de idamın gelmesi lazım. İnsanlar hunharca katledilemez. İnşallah bugünden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görev alan bütün siyasi partiler bu konunun üzerine eğilir. İnsan hakları deniliyor ama ben bunlara insan demediğim için bunların hakkı falan olamaz.”

“Sevgililer günü, hırsızlığa sevap diyenlere kapak olsun”

Kongrede yaptığı konuşmada 7 Haziran seçimleriyle ilgili de görüşlerini belirten Bahattin Şeker, seçimde AKP’nin hüsrana uğrayacağını tahmin ettiğini söyledi. Şeker şöyle konuştu:

Güzel bir kongre yapıyoruz. Kongremize başlarken dün Sevgililer Günü'ydü, herkesin Sevgililer Günü'nü kutluyorum. Tabi sevgi yalnız bir gün olmamalı, sevgi 365 güne yayılmalı. Dün bunu kutlarken bir arkadaşım güzel bir mesaj atmıştı. Mesajında diyor ki, “Nişanlısıyla parkta el ele gezeni görüp de günah diyenler, hırsızlarla, ayakkabı kutularındaki paralarla, kasalardaki paralarla kol kola gezenlere sevap diyenlere bu sevgililer günü kapak olsun.”

İlçe kongrelerimizi yaptık. Bugün de il kongremizi yapıyoruz. Bugüne kadar geçen kongreden beri görev yapan Sayın Mesut Başkanımıza, Hüseyin Başkanımıza, Sabri Başkanımıza ve son olarak Mehmet Başkanımıza teşekkür ediyorum. Yönetimlerde görev alan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum. Tabi il başkanlığı çok güzel kutsal bir görev. Salonda daha önce partinin kuruluşundan beri görev almış arkadaşlarımız var. Onlara da teşekkür ediyorum.


“Rabbena, hep bana” demeyeceksiniz

Zaman su gibi akıp geçiyor. Acısıyla tatlısıyla mücadele ettik. İyi günde beraber olduk, kötü günde beraber olduk. Mücadelemiz sevdiğimiz insanlar için ve bağlandığımız idealler için. Bilecik'te Milliyetçi Hareket Partisi'nin çıtasını hep beraber yükselttik.

Şimdi yeni yönetimler geliyor. Ben kendilerine diyorum ki değerli arkadaşlarım başta işsizlikle, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele edeceksiniz ama AKP'nin yaptığı gibi mücadele etmeyeceksiniz. “Rabbena, hep bana” demeyeceksiniz. Fakir fukaraya sahip çıkacaksınız. Kimsesizlerin kimsesi, çaresizlerin çaresi olacaksınız. Umutsuzların umudu olacaksınız. Hiç kimseyi kimliğiyle ayırt etmeden Laz’ı, Muhacir’i, Manav’ı, Kürt’ü, Gürcü’sü, kim olursa olsun ayırt etmeden hizmet edeceksiniz. Milleti yarınlara taşımak; geleceğe taşımak sizin göreviniz olmalı.

“7 Haziran seçimi, Türkiye'de rejimin değişip değişmeyeceğinin seçimi olacak”

Bir şeyi öne çıkarmak lazım. Değerli arkadaşlarım 7 Haziran seçimi Türkiye'de çok önemli bir seçim. 7 Haziran seçimi, Türkiye'de rejimin değişip değişmeyeceğinin seçimi olacak. Türkiye'de padişahlık isteyen birinin rejime kendisini uydurmaya çalıştığı, kendisine göre bir rejim olmasını istediği bir başkanlık sistemini tartışacağız ve buna göre oy vereceğiz. Bugün memlekette “ben anayasa tanımıyorum, baba yasa tanımıyorum benim dediğim olur” diyen birinin “ben başkanlık istiyorum, saraylarda oturuyorum, bu memleketi ben idare edeceğim” diyenin bir seçim olayına hep beraber şahit olacağız. “Atatürk ve inkılaplarına bağlı kalacağıma Cumhurbaşkanı olarak tarafsız olacağıma namus ve şerefim üzerine ant içerim” diyerek bu milletin önünde yemin eden birinin tarafsız olup olmadığını şu an bile hep beraber seyrediyorsunuz.

“Başkanlık sistemi olan ülkelerin %99’u diktatörlük”

Başkanlık sistemi dünyada var. Başkanlık sistemi demokrasilerde hukukun en üstün olduğu yerde adaletin olduğu yerde insan haklarının olduğu yerde kişilik haklarının olduğu yerde var. Dünyada başkanlık sisteminin en tuttuğu yer Amerika ve bunun yanında yarı başkanlık sistemiyle Fransa. Bunun haricinde 40'a yakın ülkede başkanlık sistemi var ve bunların %99'u diktatörlük. Evet bunların istediği de bu.

Şimdi yeni Türkiye diye bir şey uyduruyorlar. Bu yeni Türkiye nedir? Padişahlık sistemi midir? Zaten Genelkurmay başkanı sensin, MİT başkanı sensin, milli eğitim bakanı sensin, Başbakan sensin, maliye bakanı sensin, merkez bankası başkanı sensin, BDDK'nın başkanı sensin. Senin olmadığın bir başkanlık sistemi var mı? Yargıtay başkanı benden olsun, anayasa mahkemesi benden olsun. Böyle bir sistem olabilir mi arkadaşlar?


“Bank Asya'ya haksız şekilde el koyuluyor”

Bugün Bank Asya'ya yapılanları seyrediyorsunuz. Daha 2 ay önceden bu banka kapanacak denen bir yerde haksız bir şekilde Bank Asya'ya el konuluyor. Korku imparatorluğu var Türkiye'de. En büyük işadamından en küçük yere kadar kıpırdadığınızda her türlü devletin üst kademesindekiler üstünüze geliyor. Evet değerli arkadaşlarım çok merak ediyorum. Sayın Başbakan dolaşıyor. Seçimde ne diyecek? “Ben bunu başaramadım, başbakanlık bu Türkiye'ye olmuyor. Benim bakanlarım da idare edemiyor. Şu millet meclisini bir kenara koyalım. Biz başbakanlıkta yapmayalım.” Sayın cumhurbaşkanı başkanlık sistemine mi geçelim diyecek. Sırf Tayyip beyin ihtiyacı var diye mi bunu yapacak? Bende bunu çok merak ediyorum.

“7 Haziran’da Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hüsrana uğrayacağını tahmin ediyorum”

Ama ben bu 7 Haziran seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin hüsrana uğrayacağını tahmin ediyorum. Ve oradaki bu partiye oy vermiş arkadaşlarımız, büyüklerimiz, kardeşlerimizde ne diye oy verecekler. 12 sene yetmemiş krallığını ilan edecek, padişahlığım ilan edecek. Türkiye'de zaten Atatürk ilke ve inkılaplarına birçok şeyin bozulduğu bu Türkiye'de acaba rejim de mi bozulacak? Bunların kararını sizler vereceksiniz değerli arkadaşlarım. Her sabah dünya da değişiyor. Biz uğraşıyoruz, çabalıyoruz. Yarınlara ümitle bakmak hepimizin gayesi. Allah yaratandır, her şeyi mutlak hakim olan Allah'tır. Rahman ve rahim Allah’a sığınırız. Bizler için hayat sadece bir imtihan. Bizler yalnız bu dünya hayatı için diğer yüce rabbimizin huzuruna çıkacağımız günler için çabalıyoruz. Hepimiz çalışıyoruz, çabalıyoruz. Siyaset bir hizmet işi. Siyaset milletvekili için, bakan için, başbakan için muhtar için ve dışarıda görev alan sivil toplum kuruluşlarının başkanları içinde bu hizmet için yola çıkıyorlar. Hepiniz biliyorsunuz ki baki kalan gök kubbede hoş bir seda. Mesele dünyada az veya çok yaşamak değil. Mesele bu dünyada o yöreye, o ülkeye iz bırakabilmek.

Bugüne kadar görev almış arkadaşlara yeniden teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar var olsunlar. Partiyi yüksek bir yere hep birlikte getirdik. Ben bundan sonra da başta başkanım olmak üzere bütün görevli arkadaşların Bilecik'te partimizi çok yüksek yerlere getireceklerine inanıyor ve bütün buradaki arkadaşlarımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Sağ olun var olun.”

Editör: TE Bilişim