Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Treni'nin açılış programı kapsamında Bilecik’e geldi.
Erdoğan'ı, Bilecik YHT Garı'nda Bilecik Valisi Ahmet Hamdi Nayir, Belediye Başkanı Selim Yağcı, İl Jandarma Komutanı Albay Alper Sır, AK Parti İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş, Merkez İlçe Başkanı Fikret Karabıyık, İl Emniyet Müdürü Eyüp Özüdoğru ve vatandaşlar karşıladı.



Başbakan Erdoğan, Eskişehir’den hızlı tren ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, AK Parti Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’la Bilecik’e gelerek YHT Garı’nda Bilecikli vatandaşlara hitap etti.
Ertuğrulgazi'den, Osmangazi'den, Orhangazi'den bu günlere ulaşan, dava sancağını gururla, onurla, şerefle taşıdıklarını belirten Recep Tayyip Erdoğan, “bugün işte bu kadim tarih içinde, bu kadim medeniyet yolculuğunda, çok önemli bir anı, muhteşem bir töreni, sizlerle birlikte yaşıyoruz” dedi.



Erdoğan konuşmasında şu görüşlere yer verdi: “Onca zorluğa rağmen işte bugün buradayız. Dimdik ayaktayız, ve o büyük insanların hatıralarını, en güçlü şekilde yaşıyoruz. Onların emanetine sımsıkı sahip çıkıyoruz. Onların yolundan izinden gidiyor, onların tavsiyeleriyle bu yolda yürüyoruz. Onlar hep büyük düşündü, bizler de büyük düşünüyor, büyük adımlar atıyoruz. Ertuğrulgazi’den, Osmangazi’den, Orhangazi’den bu günlere ulaşan, dava sancağını gururla, onurla, şerefle taşıyoruz. Bugün işte bu kadim tarih içinde, bu kadim medeniyet yolculuğunda, çok önemli bir anı, muhteşem bir töreni, sizlerle birlikte yaşıyoruz. Bakın 2009 yılında cumhuriyrtimizin başkanti Ankara’yı, Türk dünyasının başkenti Eskişehir’le hızlı tren aracılığıyla kucaklaştırdık. Ankara’lı Hacı Bayram Veli’yi, Eskişehir’de Yunus Emre’yi buluşturduk. Ardından 2011 yılında bu hatta Anadolu Selçuklu Devleti’nin kadim başkenti Hazreti Mevlana’yı , Hazreti Mevlana’nın şehri Konya’yı da yine Ankara’yla kucaklaştırdık. Şimdi bugün, bu kadim başkentlerin buğulu insanları Bilecik’te Ertuğrulgazi’nin, Şeyh Edebali’nin Dursun Fakıh’ın şehriyle kucaklaştırıyoruz. Adeta Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet yolculuğunu, hızlı tren hatlarıyla çok anlamlı bir şekilde farklı bir boyuta taşıyoruz. Kardeşlerim Eskişehir’de az önce açılış yaptık.



Bilecik’te şu an açılışı yapıyoruz. Buradan İstanbul’a geçiyoruz. Orada açılışı tamamlıyoruz. Bugün bu yaptığımız açılışta Ankara’yla Bilecik bir saat kırkyedi dakikaya düşüyor. Nasıl? İyi mi? Size de bu yakışır. Bu millete bu yakışır. Ankara’dan inşallah binlerce yolcu, hızlı trene binecek, Bilecik’i, Ertuğrulgazi’yi, Şeyh Edebali’yi, Dursun Fakih’i ziyaret edecekler, Bilecik’li kardeşlerim hızlı trene binecek, 1 saat 47 dakikada Ankara’ya ulaşacaklar. Bitmedi. Konya’nın tarihi ve manevi havası ile Bilecik’in tarihi ve manevi havası bu açtığımız hatla 2 saat 11 dakikaya düşecek. Eskişehir artık 32 dakika, İstanbul bu hat sayesinde 1 saat 48 dakika. Rabbime hamd olsun, dağları deldik. Toplam 41 km uzunluğunda 31 tünel yaptık. 15 km uzunluğunda 27 viyadük yaptık. Bilecik’i bugün itibariyle sapha bir şehir, ulaşılması güç bir şehir olmaktan çıkardık. İnşallah hem Türkiye’nin, hem dünyanın şehirlerine yakınlaştırdık. Bilecik’e yalnız bir ayrıcalık yaptım, hızlı trenin her şehirde, bir istasyonu var, ama Bilecik’te merkez ve Bozüyük olmak üzere iki istasyon var.



Çok da modern, çok da estetik, mimari tasarlamaları çok farklı. Yakında Bursa’yı da Bilecik’te bu hatta bağlıyoruz. Ardından Edirne’den Kars’a kadar, Kayseri’den Şanlıurfa’ya, Denizli’den Antalya’ya kadar bu ağı genişleteceğiz. Kardeşlerim biz Türkiye için, ülkemiz ve milletimiz için hayal kurduk. İşte bugün o büyük hayali gerçeğe dönüştürüyoruz. Unutmayın Osmanlı cihan devletinin büyük yolculuğu Şeyh Edebali’nin bir rüyasında tecelli etmiştir. İşte biz bu rüyaların bu hayallerin, peşine düştük. Ve Türkiye’yi bugünlere taşıdık. Allah’a hamdolsun, gelişmiş ülkelerde ne varsa, Türkiye de çok hızlı şekilde o imkanlarla buluşuyor. Türkiye’nin 81 vilayeti modern okullarla, hastanelerle, baraj, bölünmüş yollarla, hızlı tren hatlarıyla buluşuyor.



Şurada bölünmüş yolları görüyorsunuz, değil mi? Nasıl, Ah ah, şu Bilecik’ten Sakarya’ya doğru geçerken, o tüneller nasıl? Oralar çile yoluydu çile, oralar ölüm virajıydı, ama şimdi bunların hiç birisi kalmadı. Türkiye çok hızlı değişiyor. Koalisyon hükümetleri artık geride kaldı. Kaos dönemleri, kriz dönemleri, artık geride kaldı. İstikrarsızlık, gerilim, çatışma dönemleri geride kaldı. İçine kapanık, pasif, gündemi belirlenen Türkiye dönemleri geride kaldı. Şimdi istikrar ver, güven var, şimdi önünü görebilen öncü bir Türkiye var. Şimdi gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen bir Türkiye var. Allah’a hamdolsun yeniden Alparslan’ın Ertuğrulgazi’nin, Osmangazi’nin, Fatih’in izinden yürüyen bir Türkiye var. Kardeşlerim Türkiye’nin bu kutlu yolculuğu inşallah kesintisiz devam edecek. O iki yılda çok büyük işler yaptık. İnşallah çok daha fazlasını yapacağız. Biz muhalefet gibi değiliz, onların vizyonu yok, bizim vizyonumuz var. Bunlar 1938’e kadar, Gazi Mustafa Kemal’in yapmış olduğu raylı sistemlerde kaldılar. Ondan sonra gelen İnönü Hükümetleri falan hikaye.



CHP hükümetleri hikaye. Biz geldik, ele aldık ve Türkiye’nin dört bir yanını şimdi biz, demir ağlarla örüyoruz. Onlarda ufuk yok, bizde ufuk var. Onlarda tarih bilinci, ecdada hürmet, dava şuuru yok, bizde bunlar var. Onlar iktidarda bulunduğu dönemlerde Türkiye’yi küçülttüler, daralttılar, Türkiye’nin itibarını zedelediler. Biz ise ülkemizi büyüttük. Bayrağımızın, vatanımızın, milletimizin itibarına, daha da itibar kattık. Onlar kutuplaştırıyor, biz kucaklaştırıyoruz. Onlar ayrımcılık yapıyor, biz kardeşliği savunuyoruz. Onlar eski Türkiye diyor, biz yeni Türkiye’nin mücadelesini veriyoruz. Bakın kardeşlerim. Göreve geldik 2002 sonu, Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolar. Bugün 820 milyar dolar. Zaten CHP’nin yavrusu DSP, kardeşlerim, IMF’ye borçlandılar, 23 buçuk milyar dolar borçla bize devrettiler. Ödedik, ödedik, geçen 14 Mayıs’ta sıfırladık, attık. Artık IMF’te Türkiye’nin borcu yok. Şimdi onlar bizden borç istiyor. Beş milyar dolar verebiliriz dedik. Veren el, alan elden üztündür.



Bitmedi, milli bankamız bizim, Merkez Bankası değil mi? Hani bunlar milliyetçiydi, Merkez Bankası’nın içini boşalttılar. Bize nasıl devrettiler biliyor musunuz bu MHP? 27 buçuk milyar dolarla. Şu anda Merkez Bankamızın döviz rezervi ne biliyor musunuz? 134 milyar dolar. Kardeşlerim %63 faizle devlet borçlanıyordu, şimdi tek haneli rakamla. Aradaki fark kimin cebinde kaldı? Sizin. Ben şu andaki faizi bile yüksek görüyorum onu söyleyeyim, daha da düşmesi lazım. Kardeşlerim bakınız enflasyon %30’du. Şimdi o da tek haneli rakamda. Ama bunu da yüksek görüyorum. Daha da aşağılara bunu düşüreceğiz inşallah. Kardeşlerim bütün bunlarla beraber, bu yolda beraber yürüyeceğiz, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz. Bu kardeşiniz Cumhurbaşkanı da olsa, şu anda size ne konuşuyorsa, yarın da onları konuşacak. Bütün bu aşamaları yine takip edeceğiz.



Hiçbir yatırımı yarıda bırakmayacağız. Aynen kovalayacağız. Niye? Çünkü Cumhurbaşkanı bir vazo değildir. Bir saksı değldir, aynen o da çalışmaya devam edecek. Kardeşlerim şimdi karşımda Filistin bayrakları görüyorum. 2002’de İsrail bugün yaptığı gibi Filistin’de Celil Kenti’ne girdi. 1500 Filistinliyi barbarca katletti. O günlerde Başbakan merhum Ecevit çıktı, bu soykırıma soykırım dedi. Merhum Ecevit’i adeta linç ettiler. Merhum Ecevit’e 15 günde 4 kez, bu soykırım ifedesinden dolayı, özür dilettiler. Ama şu anda özür dileyen değil, özür dileten bir Türkiye var. Ana muhalefet Partisi CHP’nin genel müdürünü görüyorsunuz. Gazze meselesinde Mısır arabulucu olsun diyor. Niye? Çünkü CHP demek bağaz partisi zihniyeti demektir. Kendisini Türkiye Cumhuriyeti’nin bir siyasi partisi gibi değil, Mısır’ın darbecisi gibi, Irak’ın, Suriye’nin bağaz partisi zihniyetinin temsilcisi gibi görüyor. Günlerdir, İsrail zulmünün üzerini örtmek için, sabah akşam hükümete iftira atıyor. Seni işte Salı günü milletime gösterdim.



SSK’nn Genel Müdürüyken, Sosyal Sigorta Hastaneri’nin durmunu izlettim. Bilmiyorum izlediniz mi, aman Yarabbim o hastanelerin hali neydi. O tuvaletlerin hali neydi, oraya sağlam girseniz, hasta çıkarsınız. Hastane hijyen olmak durumundadır. Kılıçdaroğlu kendisi hijyen değil ki hastaneler hijyen olsun. Hayatı yalan, iftira, pakiye, bunlarla dolu. Şimdi Türkmen kardeşlerimizi iftiralarına malzeme yapıyor. Kardeşlerim biz büyük bir ülke olarak, nerede mazlum varsa oraya el uzatıyoruz. Elbette Türkmen kardeşlerimizin, Türk ve akraba toplulukları özellikle gözetiyoruz. Şu 12 yıl içinde hiçbir hükümetin yapmadığını biz yaptık. Dünyanın neresinde Müslüman, Türk, mazlum varsa biz oralıyız. Onlara el uzattık. Balkanlarda bizi görürsünüz. Orta Asya’da bizi görürsünüz. Ortadoğu’da bizi görürsünüz. Nerde mazlum varsa biz ordayız. Çünkü ta Hint Yarımadası’na, orda zulüm var diye biliyorsunuz, donanma gönderen Osmanlı’nın torunlarıyız biz.



Biz olaya böyle bakıyoruz. Bu çalışmaları daha etkili daha koordineli yapabilmek için Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nı kurduk. TİKA’yı etkin hale getirdik. Sivil Toplum Kuruluşlarına ciddi destek verdik. Gittiğimiz birçok ülkede Türk kardeşlerimiz geldiler, ilk defa bir Başbakan bizi ziyaret edşiyor dediler. Şu Söğüt’teki türbelere, anıtlara ihtiram gösteren biz olduk. Söğüt’e ihtiram gösterdiğimiz kadar gittik Moğolistan’daki ilk Türk anıtlarını ihya ettik. Yollarını yaptık. Etiyopya’da, Harar Türkleri’ni bulduk. Gittik Sibirya’daki soydaşlarımıza el uzattık. Bütün anıtlarımızı elden geçirdik. Bütün Türk topluluklarını buluyor, onlara el uzatıyoruz. Bunu muhalefet de, CHP de MHP de çok iyi görüyor, görmüyorlarsa şimdi tekrar hatırlatıyorum. Kardeşlerim onlar istismar siyasetiyle İsrail’in işini kolaylaştırmaya çalışyor.



Dünyada Gazze için sesi en gür, en samimi çıkan ülke Türkiye, ve bizim yanımızda Katar. İçerdeki muhalefet bu sesi kısmaya çalışıyor. Biz Ertuğrulgazi’nin, Osmangazi’nin yorunlarıyız. Biz tavsiyesini Şeyh Edebali’den almış bir iktidarız. Onlar Söğüt’ten yola çıktılar, Fransay’ya, Polonya’ya, Afrika’ya, Sumatra’ya kadar yardım ellerini uzattılar. Onların torunları olarak göreve geldiğimizde, yardım elimizin toplam yardım miktarı neydi biliyor musunuz? 45 milyon dolarcık. Şimdi 3,5 milyar dolar. Nedir fark, bire doksan. Biz buyuz. Onların torunu olmak kolay değil, onların izinden gitmek kolay değil. İnşallah biz de dünyaya ulaşacağız. Ecdadımızın at sırtında gittiği her yere gidip, mazlumların elinden tutacağız. Bundan rahatsız olanlar tarihini, ecdadını, kadim medeniyetini tanımayanlardır. Kardeşlerim 10 Ağustos’ta ne var? Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bu çok önemli bir gün. İlk defa halk başkanını seçecek. Bunlar halkın Cumhurbaşkanı seçmesini istemediler. Ne CHP, ne MHP, ne HDP istemediler. Biz getirdik, bu yasal düzenlemeyi biz getirdik. Şimdi ben halkıma sesleniyorum, Ey halkım, hangi partiye gönül verirsen ver, şimdi sen sana inanan, sana güvenen, senin iradene güç katmak isteyen, başkanını seçeceksin. Sana efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya gelen başkanını seçeceksin. Önünde iki tercih var, ya eski Türkiye, ya yeni Türkiye. Ne diyoruz? Yeni Türkiye. Kardeşlerim eski Türkiye’nin o kutuplaştırıcı aktörlerine değil, yeni Türkiye’nin kucaklayıcı adayına destek vereceğini biliyorum. İnşallah 10 Ağustos’ta Bilecik’ten farklı bir ses çıkacağına inanıyorum. Sandıkların patlayacağına inanıyorum. Buna hazır mıyız?



Ben sizi Allah için seviyorum. Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, ne varsa, yaradılanı yaradandan ötürü seviyorum. İnşallah Bilecik, bankerlere, sermayesi yalan olanlara, gereken dersi 10 Ağustos’ta verecek. Hazır mıyız? İşte bugün muhteşem bir eser. Dağları tıpkı Ferhat gibi deldik, Şirin’e ulaştık. Ferhat Şirin’le buluştu. İnşallah yakın zamanda Bilecik İstesyonu da bitiyor. İnşallah en geç 1 ay içerisinde onu da bitiriyoruz.
Fazla günümüz kalmadı, kapı kapı dolaşmaya var mıyız. Hele de üç gün bayram. Bir kenara koyun iki gün var. Bayram sohbetlerinizin gündemi belli. Öyleyse tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bununla yürüyeceğiz. Bizi bölemeyecekler. Biriz, diriyiz, kardeşiz, hep birlikte Türkiye’yiz. Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda, şimdi dinlediğim tüm şarkılarda bana herşey Bilecik’i hatırlatıyor. Bana herşey Türkiye’yi hatırlatıyor. Açılışımız hayırlı olsun, Ramazan ayımız mübarek olsun, Ramazan Bayramı İslam dünyası için tüm insanlık için barışa vesile olsun. Allah yar ve yardımcınız olsun. Sizleri Allah’a emanet ediyorum. Allahaısmarladık.


Editör: TE Bilişim