Ramazan Bayramı öncesi Bilecik’te kıyma fiyatı 22 liradan 24 liraya, kuşbaşı et fiyatı ise 24 liradan 26 liraya çıktı. Tüm yurtta et fiyatlarında yaşanan 2-3 liralık artışın ardından, fiyatların suni şekilde arttırıldığına yönelik açıklamalar gelmeye başladı. Üreticinin Kurban Bayramı öncesi ‘malımı pahalıya satarım’ düşüncesiyle piyasaya az hayvan sürdüğü, bu sebeple fiyatların arttığı iddia ediliyor. Geçtiğimiz gün, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, son yıllarda büyük ve küçükbaş hayvan sayısında artış yaşandığını, iç piyasanın et ihtiyacının rahatlıkla karşılanacak seviyeye olduğu ve mevcut duruma göre et fiyatlarında artış yaşanmasını gerektirecek herhangi bir durum olmadığını açıkladı. Konuyla ilgili görüştüğümüz Türkiye Kasaplar Besiciler Et ve Et Ürünleri Esnaf ve Sanatkârlar Federasyonu Başkanı Fazlı Yalçındağ, gazetemize yaşanan fiyat artışlarının sebebiyle ilgili açıklamalarda bulundu.

Talebin artmasıyla birlikte fiyatlarda yaşanan artışın kaçınılmaz olduğunu söyleyen Yalçındağ, bu konudan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Ramazan ayı ve yılbaşı gibi et talebinin fazla olduğu dönemlerde fiyatlarda artış yaşanmasının hem kendilerini hem de vatandaşı mağdur ettiğini belirten Yalçındağ şu açıklamalarda bulundu:

Kasap isyan noktasında

“Bu konuyu bakanlığa taşıdık. Bakanlıkta 29 Temmuz’da konunun bütün taraflarıyla birlikte 4 saatlik bir toplantı yapıldı. Herkes kendi penceresinden görüşlerini aktardı. Biz de konudan duyduğumuz rahatsızlığı ve endişelerimizi dile getirdik. Bakanlık da Türkiye’deki hayvan sayılarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Ancak fiyatların neden arttığının cevabını alamadık açıkçası. Hal böyleyse zammın adı ne? Satışlar her hızlandığında bizim aldığımız mala zam gelecekse bu bize sıkıntı yaratıyor. Ramazanda iş hacmimiz %25-30 artıyor, buna karşılık olarak da Kurban Bayramı sonrası 3 ay %10-20 kapasitelerle çalışıyoruz. Böyle bir mağduriyet de söz konusu. Esnafın birkaç kuruşluk iş yapacağı zaman, alım fiyatlarına zam geliyor. Bu zammı anında etiketlerinize yansıtamıyorsunuz. Bizim bu konuyla ilgili çağrımız olmuştu. Zaten milletin alım gücü ortada. Esnafın büyük kesimi bu zammı uzunca bir süre sineye çekti. Ben de kasaplıktan geçinen bir insanım. Artık isyan noktasına geldik. 3 kuruşluk iş yapacağımız dönemde alış fiyatlarımız artıyor. Kasaplar ve halk fırsatçıların eline düşüyor.” 

 - Bakanlığın açıklamasına göre zam ihtiyacı yok, çünkü hayvan sayısı ve et üretiminde geçen yıla göre atış var.

“O zaman ben size şöyle bir hikaye anlatayım. İki boksör ringe çıkmış, biri sürekli hırpalanıyor. Hırpalanan boksörün antrenörü boksörüne ‘çok iyi gidiyorsun, devam et, maçı sen alacaksın’ diyip motive ediyor. Maçın sonlarına doğru boksör yere seriliyor, biçare vaziyette gözünü açıyor ve diyor ki, tamam ben rakibimi hırpalıyorum da, beni kim dövüyor? Et ve süt kurumu başkanı açıklamalarda bulundu biliyorsunuz, alım fiyatlarını açıkladılar. Biz bu açıklanan fiyatlardan mal almaya bin defa razıyız. Hangi kasaba sorsanız bu fiyatlara razıyız diyor. Bu fiyatlar taban alım fiyatı olarak açıklandı. Bir de tavan fiyatları açıklasınlar da tavan fiyatını bir görelim. Türkiye’de hayvancılığın konuşulmaması için çok şeyin yapılması lazım. Biz etin sofrada konuşulmasını istiyoruz. Bakanlık şu an hayvan sayısını 14 milyon olarak söylüyor. Hayvan sayısı 14 milyonsa bizim bunları hiç konuşmamamız lazım. Hayvan sayısı bu noktalardayken hala fiyat artışı yaşanıyorsa devletin bu işi yapanın yakasına yapışması lazım. Burada insanları tuzağa düşürmeye çalışanlar var.”

Süt hayvanlarını kesiyoruz

“Türkiye’de hayvan yetiştiriciliği fason üreticilik şeklinde yapılıyor. Adam her şeyi dışarıdan alıyor. Üretici kaba yemini üretir pozisyona geçmedikçe bundan bir verim elde edemeyeceği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Yurtdışındaki üreticileri gidip gördüğümüzde, bakıyoruz ki adamlar hiçbir şeyi dışarıdan almıyorlar. Yemini kendi üretiyor. Hayvan kendi arazisinde otluyor. Hayvanlar bir bölgede otlamaya başlıyor, araziyi otlayarak dönüp başa geldiğinde oradaki otlar yeniden çıkmış oluyor. Hayvanları da kombine ırk. Türkiye’de yaygın cins hoştayn. Biz Allah’ın süt için yarattığı hoştayn cinsi hayvanları kesiyoruz. Hoştayna 1 birim yem yedirdiğinizde üzerine 1 kilo ağırlık alırken kombine ırklar 1 buçuk kilo alıyor. Bakanlığın ırklarla ilgili bir çalışması var bunu da takdirle karşılıyoruz.

Devlet fiyat artışının hesabını sormalı

Kasaplardaki fiyat artışları piyasanın getirdiği bir şey. Kasaplar et alım fiyatları yükselmeden neden zam yapsın. Ama siz bir malı pahalıya alıyorsanız alışınıza göre durumunuzu ayarlamak zorundasınız. Kasabı zamla nitelendirmek yanlış. Zammı kim yapıyorsa hesabını ondan sormak lazım. Biz zammın neden olduğunu bulamadık. Üretici bir oyunun içerisine sokulmaya çalışılıyor. Birileri“bekle, bir lira daha pahalıya satarsın malını” diyor. E sonucu ne olacak? Devlet 75 milyon vatandaşı da düşünmek zorunda. Et fiyatı istenmeyen noktalara gelirse, devlet açar ithalatın kapısını, yine zararı görecek olanlar üreticiler. Biz üreticinin tuzağa düşürülmek istendiğini düşünüyoruz. Buna alet olmamalarını istiyoruz. Şu an oturmuş bir piyasa var. Etin fiyatının yükselmesi kimsenin işine gelmez. İthalat bizim karşı olduğumuz bir şey ama, verimi yüksek ırklara dönüşene kadar, besi materyali dediğimiz hayvanla (küçük erkek dana) ülkemizin takviye edilmesinde fayda görüyoruz. Ülkemizin hayvan profili istenen şekle gelene kadar. Hayvan ırkları hoştayndan montbeliye gibi karma türlere dönüştüğünde aynı hayvan sayısıyla biz en az %20 fazla et üretimi gerçekleştiririz.”

Editör: TE Bilişim