Yapılan nüfus sayımları kırsal bölgelerden ilçe ve il merkezlerine göçün boyutlarını gözler önüne seriyor. Son 50 yılda Bilecik’in kırsal nüfus oranı
  %75’ten %25’e geriledi. Köyler boşaldı, Bozüyük ve Osmaneli dışında ilçelerin merkezlerinde nüfus adeta eridi. Bu durumdan en çok etkilenen ilçelerin başındaysa Gölpazarı geliyor. 2013 rakamlarına göre ilçenin merkez nüfusu 5958. İlçenin köylerle birlikte toplam nüfusu ise 10.095. 

Küçük birkaç fabrika dışında sanayi alanında gerekli yatırımların olmaması sebebiyle, Gölpazarı halkı son yıllarda Bilecik başta olmak üzere; İstanbul, İzmit, Eskişehir, Bursa ve Adapazarı şehirlerine hızlı bir şekilde göç ediyor.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, 1985 yılında 22.296 olan Gölpazarı nüfusu, aradan geçen 30 yıllık süreçte 4 kat azaldı. Son rakamlarına göre (2013) Gölpazarı merkez nüfusu 5958 kişiye, toplam nüfusu ise 10.095 kişiye geriledi.

Son 5 yıllık nüfus bilgilerine göre ilçe nüfusu; 2007 yılında 11.860, 2008 yılında 11.809, 2009 yılında 12.403, 2010 yılında 16.016,  2011 yılında 11.504, 2012 yılında 10.995 ve 2013 yılında 10.095 olarak sayıldı. Göçün aynı hızla devam etmesi durumunda ilçe nüfusunun 10 binin altına inmesi söz konusu.

İlçenin merkez nüfusu ise; 2000 yılında 13.617, 2007 yılında 6948, 2008 yılında 6955, 2009 yılında 7697, 2010 yılında 11.424, 2011 yılında 7098, 2012 yılında 6750 ve son olarak da 2013 yılında 5958 olarak sayıldı. 

Son yıllarda hizmetler ve sanayi sektöründe yatırımların yetersiz olması, ilçe merkezi ve kırsal kesimden göçler yoluyla hızlı bir şekilde nüfus azalmasına neden oluyor. Bu durum ise ilçe merkezinin gelişmesini engelliyor. İlçeden dışarıya göçlerin azalmasına katkı sağlamak, tarımsal ürün potansiyelini değerlendirmek ve mevcut üretimi artırmak amacıyla kasabada tarıma dayalı sanayi kuruluşlarının sayısının artırılması gerekiyor.

Kasabanın gelişmesine katkıda bulunan kaynaklardan biri olan 5. Jandarma Er Eğitim Tabur Komutanlığı 2001 yılında kuruldu. 2013 yılının Haziran ayında kapanan tabur, açık kaldığı süre boyunca ticari faaliyetlerde canlılık sağladı. Hafta sonu iznine çıkan yaklaşık 1500-2000 asker sayesinde; büfe, pastane, kafe, internet kafe, lokanta ve askerî malzeme satan ticarethanelerin sayısında artış sağladı, Türkiye’nin dört bir tarafından asker ziyaretine gelen ailelerin barınma, yeme-içme ihtiyaçları da özellikle ev pansiyonculuğunu teşvik etti. Taburun kapanması, zaten sınırlı gelir kaynağına sahip olan ilçe ekonomisine darbe vurdu. Önümüzdeki dönemde ilçeye yapılması düşünülen açık cezaevi, ticari hayata canlılık getirebileceği gibi, yöre halkının bir bölümü güvenlik gerekçesi ile cezaevine karşı çıkıyor.

‘Gölpazarı’nın Kuruluşu, Gelişmesi ve Fonksiyonel Özellikleri’ başlıklı tezinde ilçenin değerlendirmesini yapan Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Zafer Başkaya, ilçenin gelişmesi ve göçün önlenmesi için yapılması gerekenleri şöyle özetliyor: “İlçe merkezi ve çevresindeki kırsal yerleşmelerde yoğun olarak üretilen meyve ve sebze üretimini artırmak, desteklemek ve pazarlanmasına katkıda bulunmak amacıyla üreticilerin bir araya gelip, devlet kurumlarının da desteğini alarak, tarımsal kalkınma kooperatifi kurmaları gerekir. Ayrıca kasaba ve çevresinden dışarıya göçü engellemek, istihdam sağlamak ve ilçedeki meyve-sebze üretim potansiyelini değerlendirmek için kasabada meyve suyu ve konserve fabrikalarının kurulması gerekmektedir.”

Nüfusu giderek azalan Gölpazarı’nın gelişmesi ve göçün önüne geçilebilmesi için yeni istihdam alanları oluşturulması bir zorunluluk. İlçenin geleceğini açık cezaevine bağlamak yerine, kalıcı çözüm için ilçede doğru tarım politikalarının oluşturulması ve yatırımcıyı bölgeye çekecek projelerin hazırlanması gerekiyor. Bu konuda en büyük görev ise yine siyasilere ve yerel yöneticilere düşüyor. 

Editör: TE Bilişim