Bilindiği üzere Maliye Bakanlığı’nın “e-defter ve e-fatura” uygulama ayrıntılarını belirlemek üzere kanuni yetkisi öteden beri bulunuyordu. Dolayısıyla Maliye Bakanlığı bu yetkisine dayanarak “397 ve 421 numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği” ve “1 sıra numaralı Elektronik Defter Genel Tebliği” ile gerekli düzenlemeleri yapmış bulunmaktadır.
Fakat bu düzenlemeler yeterince anlaşılır olmadığı için konuya ilişkin bir de sirküler yayımlandı. “58 numaralı Vergi Usul Kanunu Sirküleri” ile tebliğler yani “e-defter ve e-fatura” uygulaması anlatılmaya çalışıldı.
Uygulama o kadar kapsamlı ki aslında kimler kapsama giriyor, geçiş ve uygulama nasıl olacak konuları halen açıklamaya ihtiyaç duymaktadır.

Kapsama giren mükellefler dört başlık altında incelenmektedir;

1) 4/12/2003 tarihli ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu kapsamında madeni yağ lisansına sahip mükellefler,

2) 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eden mükellefler,

3) Birinci maddedeki mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanlar, satın aldıkları malın türüne, fiyatına, miktarına veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın, 2011 yılı gelir tablolarındaki brüt satış hasılatı rakamları 25 milyon lira veya daha yüksek ise elektronik fatura ve elektronik defter uygulamalarına dahil olacak. Lisans sahibi mükelleflerden alış yapanların, madeni yağ sektöründe veya başka bir sektörde faaliyet göstermesi zorunluluk karşısındaki durumlarını etkilemeyecek.

4) 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eden mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanlar, satın aldıkları malın türüne, fiyatına, miktarına veya herhangi bir özelliğine bakılmaksızın 2011 yılı gelir tablolarındaki brüt satış hasılatı rakamları 10 milyon lira veya daha yüksek ise elektronik fatura ve elektronik defter uygulamalarına dahil olacaklar. Bu kapsamda alış yapanların tütün, alkol, kolalı gazozlar sektörlerinde veya başka sektörlerde faaliyet göstermesi zorunluluk karşısındaki durumlarını etkilemeyecek.

Görüldüğü üzere 3. ve 4. Başlıklarda belirtilen ifadeler son derece önemlidir;

Madeni yağ lisansına sahip olanlardan her ne türden olursa olsun 2011 yılında herhangi bir mal alışı yapanlar 25 milyon liranın üzerinde ciroya sahiplerse e-fatura ve e-defter uygulamasının kapsamına giriyorlar. Bu da ciro şartını sağlayan tüm mükelleflerin bu kapsama gireceği anlamına geliyor. Çünkü madeni yağ lisansına sahip olanlar 58 numaralı sirküler ekinde yayımlanmış. Her gün akaryakıt alımı yaptığımız şirketlerin hepsi bu lisansa sahip olduğuna göre akaryakıt alımı yapan bir mükellef, 2011 yılı cirosu 25 milyon liranın üzerindeyse bu zorunlulukların kapsamına giriyor. 

Aynı durum, Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eden mükelleflerden 2011 takvim yılı içinde mal alışı yapanlar için de geçerli. Bilindiği üzere mahallelerimize kadar yayılmış olan büyük zincir marketler (III) sayılı listedeki malları imal, inşa veya ithal eden mükellefler arasında. Yani bir zincir marketten 2011 yılında bir ekmek almış mükellefin aynı yıl cirosu 10 milyon liranın üzerindeyse e-defter ve e-fatura uygulamasına geçmesi gerekecek. 
Uygulama ilk planlandığında bu kadar kapsamlı olacağını belki de kimse düşünmemişti. Bu nedenle zorunluluk kapsamını yeniden gözden geçirip geçiş aşamasında bazı sınırlamalar yapmakta fayda var.

Bu kapsama giren mükellefler 1 Eylül tarihine kadar gerekli başvuruyu yapıp elektronik altyapılarını tamamlamak zorunda. E-fatura uygulaması bu yıl içinde, e-defter uygulaması ise 2014 yılı içerisinde başlayacak. İşin elektronik altyapısı ciddi bir yatırım gerektiriyor. Bu durum mağduriyetin ilk aşamasını oluşturuyor.
İşin kötüsü, yapılan düzenlemelerde, e-fatura uygulamasına başlamayanların, fatura düzenlememiş ve e-defter uygulamasına başlamayanların ise defter düzenlememiş sayılacaklarının belirtilmiş olması. İşte asıl mağduriyet burada başlıyor. Bu durum, özel usulsüzlük cezalarının uygulanması, KDV indirimlerinin reddedilmesi gibi çok büyük mağduriyetlerin ortaya çıkması anlamına geliyor. 

Aslında bu uygulamalar ile temelde amaçlanan ÖTV kayıp ve kaçağına engel olmak. Gerek madeni yağ sektörü gerekse ÖTV Kanunu’nun III sayılı listesinde yer alan tütün ve tütün mamulleri ile alkollü içecekler sektörü ÖTV kayıp ve kaçağının yoğun karşılaşılabileceği sektörler. Oysa amaç ÖTV’yi kontrol altına almak ise sadece bu sektörlerde faaliyet gösteren firmaların e-fatura ve e-defter uygulamasına dahil edilmesi yeterli olur. 

Bu sektörlerde ticaret yapmayan, ÖTV mükellefi ve yüklenicisi kesinlikle olmayan mükelleflerin zorunluluk kapsamına alınması, yukarıda özetlediğimiz mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olacak. 2011 yılı cirosu 10 milyon liranın üzerinde olan, zincir marketlerin birinden 1 adet ekmek satın alan, madeni yağ ve ÖTV III sayılı listedeki malları ticari hayatı boyunca hiç satın almamış olan bir mükellefin bu mağduriyetlerle baş başa bırakılmasını anlamak mümkün değil.
Uygulamanın yasal ve idari altyapısı tamamen oluşturulmadan, karşılaşılacak sorunlar ve çözümleri üzerinde herhangi bir tartışma ve idari açıklama yapılmadan adım atmak yanlıştır. Aynı şekilde, elektronik altyapı maliyetleri düşürülmeden ve tahrip edici miktarlara ulaşabilecek cezai müeyyideler sınırlandırılmadan belli bir ciroyu aşan tüm mükellefler için e-fatura ve e-defter uygulamalarının zorunlu tutulması kimseye yarar sağlamaz. 

Oluşacak zararların önüne geçmek için, son günü beklemeden yeni bir düzenleme yapılması ve en azından geçiş sürecinde bu uygulamanın kapsamının  daraltılması uygun olacaktır.

              24/08/2013
Hüseyin ŞENSOY
SMMMO Başkanı