Bugün gerçekten özel!

İlimizde kaç kurumda Müdürler koltuklarını “Devrediyor” bilmiyorum?

Ama tüm Belediye başkanları, Kaymakamlar, Vali hepsi koltuklarını bugün bırakıyorlar.(elbette salgın yüzünden her şey iptal edilmezse)

Ülkem genelinde sayarsanız tüm ilçeler, iller genelinde düşünürseniz sayı çok artar.

Üstüne Meclis Başkanı, Bakanlar, Cumhurbaşkanı da eklenirse…

Bi dünya koltuk devredilecek ve devir alınacak demektir.

Nedenini biliyorsunuz. Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.

23 Nisan 1920 günü meclisinin “Çocuk” olmasından kaynaklı bir düşünce sonucu bugünün adının çocuk bayramı olduğunu biliyor musunuz?

TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920 gününün akşamı, bir sohbette sorulan, “Paşam! Bugün Büyük Millet Meclisi’ni açtık. Bunu bütün milletimize ve İtilaf Devletleri’ne ilan ettik. Fakat bugünün adı ne olsun?” sorusuna Atatürk şu cevabı vermiş:

“Efendiler! Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıl bu milletin kaderine hâkim olmuştur.

Bugün Osmanlı İmparatorluğu kısmen dağılmış olmasına rağmen İstanbul’da bir hükümeti mevcuttur. Osmanlı İmparatorluğu’nun yanında, bugün bizim açtığımız meclis çocuk kalır. Onun için, bugünün adına çocuk bayramı diyelim. Bu çocuk büyüsün, kendi zaferini kendisi ilan etsin.”

Ve ilk Milli bayramdır.

1921 de çıkarılan bir kanunla “Hâkimiyet-i Milliye Bayramı” ilan edilmiştir.

Himaye-i Etfal Cemiyeti, 23 Nisan 1923’te cemiyet adına yardım toplamaya başlamış.” Yetim ve öksüz çocuklar için kurulan bir cemiyetin 23 Nisanlarda yardım toplamaya başlaması ve yardım amaçlı rozetlerin çocuklar tarafından satılması 23 Nisan’da çocukları daha da ön plana çıkarmıştır. “Reisi Cumhur Mustafa Kemal Paşa’nın da bu faaliyetlere destek vermesi ile” 23 Nisan 1925 yılında “çocuk günü” olarak, 1926’dan itibaren ise “çocuk bayramı” olarak görülmeye başlanmıştır.

Şimdi başa dönelim. 23 Nisanlarda çocuklarımızın temsili olarak bazı makamlara oturmaları uygulamaları da 1929’da başlatılmıştır. Bundandır ki bugün binlerle koltuk sembolik olarak bir günlüğüne devir edilecektir.

Şimdi koltuğu devir alan devir edene sorar mı dersiniz?

Egemenlik eyvallah. Baş göz üstüne, ulusun egemenliği bağsız ve koşulsuz olmazsa olmazımız ama ya bayrama adını da verdiğimiz çocuk?

Ne oldu da çocuğa bu kadar değer veren bir yönetim anlayışı farklı dönemlerde farklı iktidar anlayışlarıyla bir taraftan muhafazakâr yapısına sahip çıktığını iddia eden anlayışla değişime uğrayarak 100 yılda çocuklar üzerine gerekli ve yeterli politikaları oluşturamadı. Aileleri, toplumu ve kendini bu konuda yetiştiremedi.

Birçoğunu unutmadıysanız haberlerden biliyorsunuz.

Mert, 9 yaşında kaçırılmıştı. Tecavüze uğramış, boğularak öldürülmüştü.

6 yaşındaki Gizem, Cesedi 4 gün sonra ormanlık arazide bıçaklanmış, yakılmış halde bulundu.

4 yaşındaki Irmak; cinsel istismar ve tecavüz sonrası öldürüldü. Katili, suçunu bir televizyon programında itiraf etti.

3 yaşındaki Arda "Merdivenden düştü" denilerek hastaneye kaldırılmış, bağırsaklarında yırtık tespit edilmesiyle cinsel istismara uğradığı ortaya çıkmıştı.

4 yaşındaki Leyla, 8 yaşındaki Eylül öldürüldü.

Edirne, Bursa, Konya, Tunceli, Samsun, Ankara, İstanbul, Gaziantep, Van, Giresun, Karabük, Nevşehir, Adıyaman, Uşak, Bingöl, Bilecik…

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-44824367 adresine girin Türkiye çocuklarını koruyamıyor mu? Çağıl Kasapoğlu & Osman Kaytazoğlu haberini okuyun 2018 yılından haber veriyor ve diyorlar ki; Haritaya koyduklarımız; Türkiye'de öldürülen, istismara uğrayan, yıllarca devlet ve aile korumasından yoksun kalıp yaşam hakları ihlal edilen binlerce çocuktan yalnızca birkaçı.

'Kanunların koruyamadığı çocuklar'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı Gülsüm Kav, "Bütün şiddet ve suç tipleri, kanunun korumayacağı düşünülen kişilere uygulanır çocuklar böyle bir evrede" diyerek, çocukların devlet yasaları ve yasaların uygulanması sürecinde yeterince korunamadığına dikkat çekiyor.

Devletin gözetiminde, denetiminde olan yerlerde Yurt, Tarikat yuvaları, Okullar, Camiler Cemaat vakıfları ve birçok yerde çocuklara yönelik cinsel istismar haberleri can sıkıyor, küfür ettiriyor, elime geçirsem dedirtiyor ve bekli farklı kızgınlıklar, bilemiyorum.

Belki “Bunlar bizden” diye ses çıkarmayan gruplarda var.

Kimimiz bağırıyor; Hadım edelim, İdam edelim veya cezaları ağırlaştıralım diyor.

Çözüm ağırlaştırılmış cezalar mı?

TÜİK’e göre, 2014-2017 yılları arasında 7 bin 466’sı erkek, 51 bin 818’i kız olmak üzere toplam 59 bin 284 çocuk cinsel istismara maruz kalmış.

2017 yılı ile 2018 yılının ilk 6 ayında, 21 bin 957 çocuk gebe kayıtlara geçirilmiş.

2019 yılında en az 16 çocuk mültecinin denizlerde ya da kara sınırlarında yaşamını yitirdiği bilinmekte. Aylan bebeği hatırlarsınız.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2019 yılı ilk 10 ayında 18’i 15 yaş altında olmak üzere 61 çocuk işçi yaşamını yitirmiştir.

2017 yılında ise iş kazası/iş cinayeti sonucu yaşamını yitiren çocuk işçi sayısının en az (18’i 15 yaş altında) 60 olduğunu açıklanmıştı.

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yüzde 44’ü mevsimlik işçi olmak üzere 893 bin tarım işçisi çocuk bulunmakta.

Çocuk işçiliği konusunda Türkiye’ye dair erişilebilen verilere göre, 6-14 yaş grubunda 292 bin olmak üzere 18 yaşın altında 1 milyon 185 bin çocuğun çalışma yaşamında yer aldığı tahmin edilmekte.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/gizlenen-gercek-1714786 Mahmut Ilıcalı haberine göre; Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) her yıl düzenli olarak açıkladığı suça sürüklenen çocuklarla ilgili istatistikleri 2019 yılında açıklanmazken kurumun 2020 yılı istatistik takviminden de çıkarıldı. Kurumun açıklamadığı istatistiklerde Türkiye’de çocuklar arasındaki uyuşturucu kullanımı ve çocuklara yönelik cinsel istismar gibi kamuoyunda yankı uyandıran veriler bulunuyordu.

Resmi verilere göre, Türkiye’de 3-17 yaş Aralığında 422 bin engelli çocuk bulunmaktadır. Yetişkin engelliler gibi çocuk engellilerin de neredeyse tümünün hak mahrumiyetlerine maruz kaldığı söylenebilir.

Ne yapılmalı?

İşte tam bugün iş koltukları devir alan cumhurbaşkanı, bakanlar kim varsa onlara düşüyor.

Bir kanun hükmünde kararname veya yasa teklifi veya her neyse;

Çocuk bayramında çocukların korunması için "çocuk hakları “ başlıklı bir öncelik başlatmak.

"Eğitim, sağlık, sosyal hizmetler, adalet ve ne varsa çocuklarla ilişkili, sistemi değil çocuğu koruyan bir yaklaşımın ön alacağı bir çalışma.”

Bakmayın aslında koltukları 23 Nisan’da devir alanlar yapsın dediğime elbette yapması gerekenler yani işin esas sahibi koltuklarını devir edenler.

Elbette her iktidarın çocuklara yönelik politikaları vardır, olmazsa çocukların hayatın her alanında şiddete, sömürüye maruz kalabilmesi, neredeyse hiçbir alanda korunur olmaması, geleceğimiz dediğimiz çocuklarımız için ve gelecek için kötü sonuçlar doğuracaktır.

Bugün 23 Nisan neşe dolmak istiyor insan.

Bayramımız kutlu olsun.

Hoşça Kalın. Dostça Kalın. Evde Kalın. Saygılarımla…