Günler sonra ilk defa konuşan CHP İl Başkanı Av. Çağatay Karaahmet hükümete ağır yüklenirken Bozüyük Belediyesi’nin anahtarını 1 Nisan günü alıp Ankara’ya Kılıçdaroğlu’na götüreceklerini söyledi.


Önceki gece Bozüyük İlçe binasında Bozüyük belediye başkan adayı Metin Torun’un a adaylığının kesinleşmesinden sonra partiler ile bir araya gelindi. Bilecik merkez olmak üzere tüm Belediye Başkan adaylarının da katıldığı gözlenen toplantıda kalabalık ve coşkulu partililere seslenen CHP il başkanı Av. Çağatay Karaahmet günler sonra sessizliğini bozdu ve hükümete ağır yüklendi.

“İnce eleyip sık dokuduk”

Karaahmet konuşmasında şu görüşlere yer verdi;

“Seçim süreci başladı. CHP Bilecik il örgütü 11 seçim bölgesinde Belediye Başkan adaylarını belirledi. Bu süreç içerisinde uzun bir süreden sonra bu dönemde ilk kez partililerimle ve basın mensuplarıyla beraberim. CHP bu dönemde aday belirleme sürecinde gerçekten ince eleyip sık dokudu. Bozüyük halkının nabzını tuttu. Bilecik’in beldelerinde, ilçelerinde birden fazla aday olan yerlerde halka gitti, halka sordu, anket yaptı. Ve belirlenen arkadaşlarım onun yakını, bunun yakını, genel merezde kulis yaparak belirlenmiş şeklindeki söylentiler doğru değil. CHP’ye kendi yöresinde yapılan anketler sonucunda en fazla getiriyi sağlayacak, en fazla oyu alacak arkadaş çok aday olan yerlerde Belediye Başkan adayı olarak ilan edildi. Bu hassas çalışmanın sonucunda ben CHP’nin Bilecik’te seçime gireceği bölgelerde başarıyla çıkacağına inanıyorum. En geniş tabanlı, en akılcı yöntem uygulandı, bizim birbirinden kıymetli aday adaylarımız arasında yapılan anket çalışmasında ilk sırada çıkan arkadaşımız aday oldu.”dedi.


“Ben söylemiyorum, wikileaks belgeleri söylüyor”

Ak Parti’nin sürecini de değerlendiren Karaahmet, “Bu konuda hiçbir partilinin aklına bir şey gelmesin bunu net olarak söylüyorum ve bütün örgütlerimiz çalışamalarına başlamışlardır. Bugün gelinen noktada ciddi anlamda Osmanlı’nın son döneminden farklı bir durum yoktur. Ciddi anlamda gelişen iç ve dış borç, toplumda vatandaşlarda huzursuzluk, ezilenin daha fazla ezildiği, Güneydoğu’da şimdi bitti gibi gözüken ne olduğu belirsiz bir çözüm süreci ama yaşanan sert bir savaş, bütün komşularla uyuşmazlık gösteren bir dışişleri, ekonomisi batmış bir Türkiye ve aynı şekilde en kötüsü, en acizi, en çok zarar vereni çoluğunuzun çocuğunuzun rızkını alıp götüren iç eden hakkaten yürüten bir yürütmek organı. Tarih tekerrürden ibarettir. Bu hükümetin, bu siyasi partinin kuruluşunu, bu parti kurlurken nerelerden izinler alındığını, hangi odaklarla görüşmeler yapılarak bu insanların milli görüş gömleğini çıkarttık, biz merkez sağ partilere de kucak açıyoruz, biz çağdaş Türkiye’yi kuracağız diyen görüşün ne hale geldiğni görüyoruz. Bu şekilde kuruldu bu şekilde vatandaşları kandırdılar. Bakınız Başbakan 3 Y diyordu. Yoksulluğu yeneceğiz, yasakları kaldıracağız, yolsuzlukla mücadele edeceğiz diyordu hatırlayın 3 Y. Şimdi hep beraber değerlendirelim yoksulluk geriledimi daha mı arttı, asgari ücreti alıyor vatandaşım asgari ücretin yarısı kadar kira ödüyor geri kalanıyla da geçin bakalım bir ay. Yasaklar kalktı mı hani olmaz ama evetçiler vardı, hani referandum yapıldı, hani bu referandum gereği Anayasa’da değişiklik olacaktı hani bu Anayasayla beraber 12 Eylül’ün müşebbihleri yargılanacaktı. Bu kalktımı hayır daha beter yasaklar ülkesine döndük. El ele tutuşan kız ve erkekle, aynı evde kalanların ne şekilde kaldığına, vatandaşın içtiği sigaradan, içtiği içkiye, vatandaşın doğuracağı çocuk sayısından, aile düzenine 4 duvar arasına kadar özel yaşamınıza kadar, kılığınıza kıyafetinize kadar, parkta oturan üniversiteliye kadar, fabrikada çalışan insana kadar en mahrem evinizin içine kadar bu adam girmedi mi, yasaklar koymadı mı peki şimdi nerede kaldı bu yasaklar. Ve gelinen son kriz. Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu. Bakın akıllara zarar bir şey konuşulan paralar, iç edilen paralar akıllara zarar rakamlar. Türkiye’de kara para, altın ve imar yolsuzluğu yaşanıyor. Şuanda bu buzdağının görünen yüzü. Görünmeyeni ne yapacaksınız? Arkadaşlar bakınız bu insanlar bu üç ilkeyle geldiler. Ama kendileri özellikle yolsuzluk noktasında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdılar. Bakanları görüyorsunuz. Bakanların çocuklarını görüyorsunuz. Ben yırtık ayakkabıyla siyasete girdim diyen Başbakan wikileaks belgelerinde İsviçre’de 8 tane hesaba sahip bir başbakan. Dünyanın sayılı zengin başbakanlarından biri. Bunu ben söylemiyorum, wikileaks belgeleri söylüyor. Bakın banka müdürlerinden bakanlara biz gördük yıllar önce likit yumurta yapan Maliye Bakanı’nın evladı vardı onun yolsuzluklarını gördük. Onun için bir gecede değişen yasaları kaldırılan KDV’leri belgeleri gördük. Sustuk Mısır ithalatı yaptığını gördük.”dedi.


“Yırtık ayakkabıyla siyasete girdi, şimdi gemicikleri gemileri var”

 “Ondan sonra ne oldu, Başbakanın çocuğu zenginleşti. Yırtık ayakkabıyla siyasete giren başbakanın Kasımpaşalı delikanlının şu anda çocuğunun gemicikleri gemileri var.  Ve o gemi ticareti yapıyor diye işçinin mazotundan alınan vergi aynı ama geminin mazotunun vergisi daha düşük, pırlantanın vergisi kaldırılmış. Arkadaşlar gelinen noktada artık bir nokrtaya kadar geldi ve bu iş bitti. Yargıya müdahale zaten yıllardır var. Yıllardır yürütmeyi, yasamayı elinde tutan bu iktidar, kendisini denetleyecek olan yargıyla uğraşıyor. Diyeceksiniz ki neyle uğraşmadı? YÖK’le uğraştı, orduyla uğraştı, üniversitelerle uğraştı, her yerle uğraştı, büyün bu bağımsız kurumları yok etti. Kendine bağladı. Medyayı dahi kendine uşak yaptı, kendine bağladı. Aydınlardan ordu mensuplarına kadar, gazetecilerden üniversite öğrencilerine üniversite rektörlerine kadar konuşan düşünen kesimi hapse tıkmadı mı? Tıktı. Aynı şekilde gelinen noktada dediğim gibi elinde yasama var nasıl olsa genelgesini gönderiyor, kanunu çıkarıyor, bir gecede vergiyi düşürüyor, yandaşı zengin ediyor, kendisi zengin oluyor, bakın hukuk garabeti bir genelgeyle ki dün savcı çıktı basın açıklaması yaptı savcı Akkaş, ama bir genelgeyle gizli soruşturma yürüten savcının elindeki gizlilik silahını aldı. Bakın polis savcı adli kolluktur. Adli kolluk savcıdan emir alır. Soruşturmalar gizlidir. Ne olacakmış genelgeyle polis amirine mülki amire haber verecekmiş, ancak öyle soruşturma yapabilecekmiş. Nerde kaldı hukuk. E tabi ne olacak, o amir arayacak sevgili yolsuzluk yapan kardeşim kaç, polis geliyor, böyle bir genelge yapılır mı arkadaş?. Neyse ki memlekette hukuk tükenmemiş de bugün danıştay şükürler olsun ki bu genelgeyi kaldırdı. İş işten geçti, soruşturma ne oldu? Soruşturma ne halde, şimdi ergenekon soruşturması yaparken savcılar kahramandı, ama şimdi iğne kendisine batarken yasa yakutukaka gelinen noktada bizler ama genel seçimlerin gündeminde elbette, yerel konular, ilçelerimizin beldelerimizin sorunları görüşülecek, projelerimiz anlatılacak.”dedi.


“Kente hizmet eden herkesi seviyoruz”

“Bilecik’in bütün bölgelerinde hizmet veren bir çivi üzerine bir çivi daha çakan, hakikaten temiz siyeset güden ve tabi ki kentin kalkınması için görünen işler yapan, tabi bunları da temiz yapan şeffaf yapan çalmadan çırpmadan zenginleşmeden yapan bu kente hizmet eden herkesi seviyoruz, kucaklıyoruz. Herkesin önünde buraya bir icraat gösteren bütün siyasi partilenin belediye başakanlarını meclis üyelerinin önünde saygıyla eğiliyoruz. Ama bizim farkımız şu, çok naif, çok kibar, CHP’lilere yakışır şekilde, net tabiri caizse kimsenin bel altı siyasetini yapmadan, kimseyle dalaşmadan, kavda etmeden, biz sizin yaptıklarınızdan daha iyisini yapacağız diyoruz. Siz Bozüyük’e bir çivi çaktıysanız biz de inanın on tane çakacağız.”


Sosyal demokrat belediyeciliği, bölgemizde ‘Gölpazarı’ yaşadı”

“Dolayısıyla sosyal demokrat belediyeciliği Bilecik’te bölgemizde Gölpazarı yaşadı, bundan sonra diğer on ilçemiz beldelerle beraber onlar da yaşacayaklar. Siyaset yapmak zor, siyasi partilerde görev almak zor. Ama çok temiz iş, eğer bu işi alnının akıyla yapıyorsan çok güzel bir iş, eğer elini taşın altına koyuyorsan, eğer kendinden ailenden çevrenden eşinden dostundan ödün vererek, çocuklarından ayrı kalarak Bozüyük için birşeyler yapmaya çalışıyorsan, Türkiye için birşeyler yapmaya çalışıyorsan senden mutlusu yoktur, bu görevden de daha kutsalı yoktur. İşte sizler ve bizlerden bir adım daha önde olan, şimdi elini taşın altına tamamen koyan değerli aday arkadaşlar, sizler çok kutsal bir göreve, yarışa soyundunuz.”


“T.C.’nin bu iktidara tokadını indirme günü”

 “Değerli arkadaşlar, Türkiye kan ağlıyor. Bu coğrafyanın insanının bu coğrafyada yaşayan halkın bu milletin öncelikle bu coğrafyaya borcu var. Bu insanların, yıllarca PKK töreleriyle şehit düşmüş toprak altındaki gençlere borcu var. Bu insanların bu adayların bu partinin bu vatana bu millete borcu var, içerde yatan aydına genel kurmay başkanına, borcu var, içerde yatan gazeteciye borcu var, bu insanların bu partinin bizim, hepimizin söz veriyoruz ki kuvay-i milliye şehitlerine borcumuz var, bizim Mustafa Kemal Atatürk’e borcumuz var. Arkadaşlar yıllar önce, şunu diyor, bu günleri görüyor, gençliğe nutkunda gençliğe seslenişinde   bu şeriatten daha elim ve vahim olmak üzere memleket dahilinde iktidara sahip olanlar, gaflet, delalet, ve hatta hıyanet içinde olabilir diyor. Arkadaşlar, hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerinin münsevilleri siyasi emellerini tehdit edebilirler diyor. Bu günleri görmüş, Bunlar başına gelebilir diyor. Yürütme organı yürütmeye devam eder, Seni bir şekilde parsel parsel bu coğrafyayı bu toprakları satar diyor. Dolayısıyla gün işte bunu durdurma günü gün emekçinin tokadını bu iktidara vurma günü, gün T.C.’nin bu iktidara tokadını indirme günü, gün Amerika’ya İsrail’e oraya buraya Avrupa’ya bu tokadı indirme günü, çünkü bunlar zaten onun tezgahıyla geldiler.”


“Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk”

“Değerli belediye başkanı aday arkadaşlarım. Dediğim gibi hepinize çok büyük bir görevler düşüyor. Sizler bizden bir adım önde, vitrinde olan insanlarsınız. Parti kimliğiniz sizleri zaten bir noktaya getirmiş, zaten bu parti sizleri seçmiş, bir noktaya taşımış. Ve ben hepinizin başarılı olacağına inanıyoruz. Bu akşam tanıtımını yaptığımız değerli ilçe başkanım Metin Torun, yolun açık olsun Allah bizi güçlü kılacaktır. Kardeşim taşın altına elini koymuş, bir yola çıkmış, bu kavga elbette öncelikle Bozüyük kavgası ama unutmayın ki daha kutsalı bu kavga Cumhuriyet kavgası bu anlamda değerli arkadaşım yola çıkmış başını koymuş, ben diyor Bozüyük’te büyüdüm Bozüyük’te yetiştim benim Bozüyük’e borcum var kimse ondan hesap istemiyor senin bana borcun var ver demiyor. Çıkıyor, işini gücünü ailesini herşeyini öteliyor ve ben bu yarışta varım diyor ve bu yarışı kazanacağım hem de yüzde elli ile kazanacağım diyor. Bozüyük değerli Metin Torun arkadaşımdan, değerli eski ilçe başkanımdan değerli başkan adayımdan çok şeyler bekliyor ve hiç merak etme Bozüyük, üstesinden gelecek bir kadro, üstesinden gelecek bir adayın var senin, bekle bizi bozüyük, 2014 bozüyük bizim yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi, yaşasın Mustafa Kemal Atatürk.

Değerli arkadaşlar 1 Nisan günü Bozüyük’ün anahtarını alacağız, 2 veya 3 Nisan’da genel başkanımıza götüreceğiz, oradan da Anıtkabir’e çıkacağız. Gelecek bizim hiç merak etmeyin.”dedi. 

Editör: TE Bilişim