Andımız’ı Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızdan Reşit Galip Bey kendi çocukları için Cumhuriyeti, Atatürk’ü ve ilkelerini sevdirmek ve saydırmak için kaleme almıştır.1932’de Milli Eğitim Bakanı olan Reşit Galip’in yazdığı Andımız ilk defa Cumhuriyet’in 10’uncu yılında 23 Nisan 1933’de çocuklara okutuldu. Ve ardından da bütün okullarda okutulmaya başlandı.1972 ve 1997 yıllarında yapılan değişikliklerle metin son halini aldı.

İşte bu Andımız 2012’de Ortaokullardan, 2013 yılında da İlkokullardan kaldırılmıştı.2009 yılında Mazlum-Der’in başlattığı bir kampanya kapsamında Diyarbakır’da Mehmet Rauf Çiçek adlı kişi; Andımız’ın okullarda okutulmaması için Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine dava açtı. O zamanki Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş (Çubukçu) Bakanlık görüşü olarak Andımız’ın Anayasa’mızın 2’inci maddesine ilişkin olduğunu, kaldırılmaması gerektiğini açıklayan bir savunma yapmıştı.

Fakat AKP’li hükümetler,çözüm süreci diye emperyal güçlerin dayatması sonucu terör örgütüne taviz veren uygulamalara başlamış,bu çerçevede okullarda yapılan milli bayram törenlerinin yasaklanması,törenlere öğrencilerin katılımının zorunlu olmaktan çıkarılması,dil birliğini parçalayacak ‘Ana Dilde Eğitim’ dayatmaları,milli bayramlarda toplu çelenk koyma yasağı gibi milli değerlerimizi yok edecek uygulamalara birde “ırçı-kafa tasçı” olduğu gerekçesi ile Andımız’ıda kaldırmıştı.

Bunun üzerine tüm ülkede Atatürkçü, Milliyetçi, Vatansever kişi ve kurumlar ayağa kalktı. Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği(ADD) Andımız’ın kaldırılmasının iptali için konuyu yargıya taşıdılar. Neticede Danıştay 8’inci Dairesi konuyu inceledi ve 2018’in Ekim ayında Andımız’ın kaldırılmasında hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmamaktadır dedi. Bu karar Atatürkçü bütün siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütleri ve vatandaşlar tarafından sevinçle karşılandı. Ancak 2009’da AKP’li Milli Eğitim Bakanının savunduğu Andımız yasaklanamaz kararını bugün Adalet Bakanı olan Abdülhamid Gül, Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop Danıştay’ın bu kararını idareye müdahale olarak görüyor ve kabul edilemez bulduklarını söylüyorlar. Ayrıca Eğitim-Birsen Sendikası da tüm yurtta eşzamanlı bir karar ile Bilecik’te de Danıştay’ın kararını protesto etmişlerdir. Hâlbuki Milli Birlik ve beraberliğimizi pekiştiren ve 80 yıldır tüm okullarda içten ve inanarak söylediğimiz Andımız’ın hangi sözü bu kişi ve kurumları rahatsız etmiştir? “Türküm, doğruyum, çalışkanım” demek mi ırkçılıktır? “Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu milletimi özümden çok sevmek” kimi rahatsız edecek sözlerdir. “Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir” bu sözlerin neresi yanlış. Her toplumun ileri gitmek ülküsü vardır. Her ülkenin Andımız benzeri yeminleri vardır. Bizler “Ey büyük Atatürk açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğimize” and içmiş vatanseverleriz. Yasağın ilk konduğu günden bu yana Atatürkçü Düşünce Derneği başta olmak üzere,Türkiye Gençlik Birliği(TGB),Türkiye Liseliler Birliği(TLB),Cumhuriyet Kadınları Derneği(CKD),Eğitim-İş,Türk Eğitim-Sen üyeleri her ortamda Andımız’ı okuya gelmişlerdir.Danıştay’ın aldığı kararda bu kişi ve kurumların katkısı büyüktür.Bizler, Danıştay 8’inci Dairesi’nin vermiş olduğu kararı sevinçle karşılıyor Milli Eğitim Bakanlığı’nın 30 gün içinde okullarda Andımız’ı okutmayı başlatmasını bekliyoruz.

Bu görüşümüzü;yıllarca Yargının en üst kademelerinde görev yapmış örneğin;Yargıtay Cumhuriyet eski savcısı ve Av.Dr.Mehmet Ruşen Gültekin “Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin Türk olduğunu anlatan bu metin,bu ülkeyi birleştirmeye yönelik bir metindir” demiştir.Yine eski Danıştay Başkanı Nuri Alan,Danıştay 8’inci Dairesi’nin kararını doğru bulmuştur.Tarihçi Prof.İlber Ortaylı “ Andımız’ın kalkması yanlıştı ve küstahlıktı” demiştir.Bunun yanı sıra MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Cumhur İttifakına rağmen yaptığı güzel açıklama, Vatan Partisi Lideri Doğu Perinçek’in açıklamaları ve Oda Tv’de Müyesser Yıldız’ın müthiş açıklamaları bizlere güç vermiş beka sorunu yaşayan bir vatan savaşı içinde olan ülkemizin milli birlik ve beraberliğine giden yolda umutlanmamızı sağlamıştır.Bizler bu duygularla: “Varlığım Türk varlığına armağan olsun”

“Ne Mutlu Türk’üm Diyene” diye haykırıyoruz.