Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, ilimize gelerek Bilecik’te faaliyet gösteren basın kuruluşlarının temsilcileriyle buluştu. Gölpark Subaşı Restaurant’ta gerçekleşen toplantıda Bilecik basının bugünü ve yarınıyla ilgili görüşlerini belirten Atalay, ‘yük olmaya değil yük almaya’ geldiklerini söyledi. Kendilerine Bilecik’ten sık sık şikayet geldiğini ifade eden Atalay, her türlü şikayetin kendilerince değerlendirildiğini, Valiliğin ve
  Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nün görevini layıkıyla yaptığını söyledi. Bilecik basınının iyi yolda olduğunu belirten Atalay; “Ama birbirinizi inciterek, birbirinizin prestijini sarsarak  bunu yapamazsınız. Küçük olsun benim Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay olsun derseniz asla sizin olmaz, o pasta başkasına kalır. O zaman yapılacak şey; güç birliği yaparak, el ele vererek, daha iyiyi, en iyiyi kovalayarak, güçlü başarılı gazeteler haline gelebilirsiniz” dedi. Atalay basın mensuplarına hitaben yaptığı konuşmada şunları söyledi:


“Kıymetli meslektaşlarım, Basın İlan Kurumu olarak illerimizdeki ziyaretlerimizi devam ettiriyoruz. Türkiye’mizin merkezi illerinden biri, Osmanlı’nın merkezi, dünyayı 600 yıl yöneten medeniyetin doğduğu yer olan Bilecik’i en sonlardan birine bıraktık. Finali yapmak için böyle yaptık. Nüfusu az ama nüfuzu fazla olan bir ilimizde bugün sizlerle beraberiz. Teşrif ettiğiniz için teşekkür ediyorum.


“Yük olmaya değil yük almaya geldik”

Amacımız şu: Sloganımız; ‘Yük olmaya değil, yük almaya geldik.’ Bu vesile ile illerimizi dolaşıyoruz. Gittiğimizi illerde meslektaşlarımızla istişare ediyoruz. Sorunlarını dinliyoruz. Kendi görüşlerimizi söylüyoruz. Tekliflerini alıyoruz, sonra da ayrılıyoruz. Ama bağımızı kesmiyoruz. Gelmeden önce de hiçbir zaman bağımızı kesmiyorduk ama, sizleri en azından yüz yüze görme fırsatı buluyoruz. Yoksa Bilecik’le ilgili, burada şubemiz olmamasına rağmen bize intikal eden konulara yine bakıyoruz. Sizden de bu konuda sık sık sorunlar geliyor ve onlara da arkadaşlarımız detaylı bir şekilde bakıyorlar. Zaman zaman Valiliğimiz, Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğümüz vasıtasıyla bize görüş soruyor. Biz de onun için birtakım çalışmalar yapıyoruz. Bazen yerinde denetim, bazen de evrak üzerinde denetimde bunları sonuçlandırmaya çalışıyoruz. Ben şubemiz olmadığı illerimize bu işi kahramanca yürüten Valiliğimizin personeline ve başta müdüre hanım olmak üzere buradaki elemanlarımıza teşekkür ediyorum. Onlar hakikaten önemli görev yapıyorlar, sıkıntıları göğüslüyorlar. Üzerlerine bayağı bir yük bırakıyoruz, halbuki şubemiz olan yerlerde sadece şubemizde çalışanlar değil aynı zamanda kurumumuzun İlan ve kontrol müdürlükleri de direkt o ilerle temas halinde oluyor ama şubemiz olmasa bile ben arkadaşlarımızın hem kontrol müdürümüz hem de ilan müdürümüzün telefonlarını alarak her an ulaşabileceğinizi de söylüyorum. Ayrıca buradan size dost ve komşu iki ilimizin şube müdürünü de getirdik. Eskişehir ve Sakarya şube müdürlerimizle de temas kurarak buraya davet ederek görüşlerini alabilirsiniz, birlikte çalışma yapabilirsiniz, birlikte seminerler veya toplantılar planlayabilirsiniz. Biz bir telefon kadar yakın olduğumuzu buradan ifade etmek istiyoruz.


“Bilecik’le övünebilirsiniz”

Ben Bilecik’i şahsen çok sevenlerden biriyim. Ailecek fazla tatil yapmaya vaktimiz hiç olmuyor ama gezerken görürken iki görev yaptığımız şehirler arasında ilk uğradığım şehirlerden biridir. Şeyh Edebalı ve Söğüt, çocuklarımızın tanıması için bilmesi için uğranılacak bir yerdir diye düşünüyorum. Gençlik ve Spor Genel Müdürü olduğumda da ‘’Her Türk Gencinin Yolu Mutlaka Çanakkale’den Geçmeli’’ diye bir sloganla bütün gençleri, Anadolu’nun her yerinden Çanakkale’ye yollamaya başladık. İlk Çanakkale’ydi ama hemen peşinden Söğüt’ü ilave ettik yani sizin Bilecik şehrini ilave ettik. Hemen peşinden Anıtkabir’i ilave ettik, hemen Taceddin Dergahı’nı, İstiklal Marşı’nın yazıldığı mekanı ve sonra da tüm Anadolu’ya değişim programları uyguladık. Ama en önemli, en görülmesi gereken yerlerden birisinin sizin sınırlarınız içinde olduğunu ben düşünüyorum siz de buna inanıyorsunuz. Felsefi olarak ancak bu kadar güzel ifade edilebilir, sadece Türkiye’yi değil Türkiye’yi yönetenleri değil bütün dünyada liderlerin, yöneticilerin ders kitabı olarak başucunda tutabileceği sözler buradan fışkırmıştır, sizin topraklarınızdan fışkırmıştır. Bu kadar önemli sözler herhalde bu yörenin de görülme ihtiyacını hissettiren bir sözdür diye düşünüyorum. O açıdan da bugün Mevlana buluşmaları yapılıyorsa Konya’da, burada da Şeyh Edebali’nin özel bir turizmi olması gerekir diye düşünüyorum. Gelen aşağı yukarı turist sayısını sordum çok azmış. Halbuki bunu katlayarak artırmak sizin elinizde. Burada çalışan, çalışacak olan yöneticilerimizin elinde hem siyasilerimizin hem burada görev yapan valimizin, belediye başkanımızın, sivil toplum kuruluşlarının, kamu yöneticilerinin ama özellikle tanıtımı en iyi yapacak olan insanlar medya mensuplarıdır ve sizlersiniz. Bu açıdan da önemli görevler düşüyor. Ben burayı hiç bilmezdim, geldik bir de burada Bilecik’in denizi olduğunu gördük. Yani hiçbir eksiği yok Abant’tan ve diğer güzel göllerimizden, böyle zengin taraflarınız da var. Çok şükür bununla da övünebilirsiniz.


“Bilecik’te tatlı bir rekabet başladı. Ama bunu ne olur tatsızlığa çevirmeyin.”

Söğüt’ü Pazar günü sayın Başbakanımız da geliyor, muhalefet liderlerimizden de gelen var sanıyorum. Bu açıdan Söğüt’ü ile beraber bir bütün olarak düşünürsek ve bizim bilmediğimiz pek çok zenginliği de vardır diye düşünürsek sizin önünüz açıktır diye düşünüyorum. Dolayısıyla çok fazla büyümek istemeyen belki nüfus olarak bir şehir ama çok fazla yatırım alabilir, çok fazla canlılık yaşayacağı için gelir seviyesi en üst düzeye çıkabilir. İşçi ithal eder duruma gelebilir ve burada huzur içinde yaşayabilirsiniz. Bütün bu parlak geleceğinizde size başarılar diliyorum. Allah yolunuzu açık etsin. Böyle bir Bilecik’e medyamızı hazırlamak için de bizler elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Sizin daha güçlü olmanız, daha başarılı olmanız, daha çok gazeteci çalıştırmanız, görevinizi daha iyi tanıtabilecek teçhizata teknolojiye sahip olmanız, o donanımda muhabirler yazarlar kadrosu bulundurmanız hepimizin temennisi. O açıdan da size başarılar diliyorum, gazetelerinizi yakından tanıyordur zaten. Dediğim gibi sık sık bize başvurular olduğu için gazetelerinizi görme fırsatı bulduk. Hakikaten güzel bir yarış başladı. Tatlı bir rekabet başladı. Ama bunu ne olur tatsızlığa çevirmeyin. Hakkınızı ararken bir başkasını şikayet ederek yapmayın. Hiçbir şekilde, hiçbir gazeteciye başkalarını şikayet etmek, kendi var oluşunu birilerinin yok olmasına bağlamadan yapmak lazım. Herkese ekmek var bu ülkede. Bu bir gerçek. Eğer birbirinizle uğraşırsanız, itibarınızı kaybedersiniz. Gelip kimse sizi okumaz. Size yaklaşamaz, reklam vermek istemez. “Bırak onlara bulaşmayalım” derler ve uzak dururlar. Kendi elinizle kendi reklamcınızı kaçırmayın. Kamu ilanları zaten var. Siz iyi gazetecilik yaptıktan sonra, kriterlere uyduktan sonra kamu ilanlarını almaya devam edersiniz. Ama kamu ilanlarından çok daha fazlasını reklam olarak alabilirisiniz. Ona doğru gidiyorsunuz. Ama birbirinizi inciterek, birbirinizin itibarını beş paralık ederek, birbirinizin prestijini sarsarak bunu yapamazsınız. Küçük olsun benim olsun derseniz asla sizin olmaz, o pasta başkasına kalır. O zaman yapılacak şey; güç birliği yaparak, el ele vererek, daha iyiyi, en iyiyi kovalayarak, güçlü başarılı gazeteler haline gelerek, o büyük reklam pastasından, Bilecik’e gelecek reklamlardan pay almanız.


“Şikayet etmeden birbirinizi yücelterek yücelmeye çalışmanızı temenni ederim.”

Her tarafta gelişmeler görüyoruz. Bu otoban gibi yol yapılınca ulaşım çok daha kolay olacak. Her zaman söylüyorum, Bilecik’in bildiğimiz yolu çok keyifli bir yoldur. Ben özellikle bazen yolunu bu taraftan çevirip ‘şu güzel coğrafyayı görerek seyahatimi tamamlayayım’ dediğim oldu. Bu yoldan geçtim. Ben inanıyorum, şehrin içine girerek de, o yoldan geçerek de insanlar seyahat edecektir. Onu da bir keyif haline getirmek lazım. Ama vakti az olanlar için şu otoban gibi muhteşem yolunuzla şehrinize, ilinize ulaşım hepten kolaylaştı. Bunu bir fırsat bilerek sizin daha iyiyi, en iyiyi kovalamamız gerekiyor. O gayret var ama birbirinize karşı biraz daha hoş görülü olmanız şikayet etmeden birbirinizi yücelterek yücelmeye çalışmanızı temenni ederim. Bize intikal eden konuları arkadaşlar inceliyor. O konular sonuçlandırılacaktır. Sağ olsun valiliğimiz hakikaten çok hassas davrandı. Bu konuyu uzmanına soralım diye bize gönderiyor. Burada oturup kendi de karar verebilir.



Daha sonra şikayet üzerine bize yönelebilirdi. Ama kafadan bize yolladılar. Biz onu sonuçlandıracağız. Biz hem valiliğimize teşekkür ediyoruz. Hem de bu konuda emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Ama şunu bilin ki, hak arama merciiniz Basın İlan Kurumu olarak biz en adil bir şekilde davranıp bu konuları sonuçlandıracağız. Hakkaniyete uyarak yapacağız. Ama yüzde yüz tiraj ölçümünü, yüzde yüz içerik ölçümünü de, yüzde yüz personel sayısını da incelerken, belli eksikleri tamamlamanızı da isteyebiliyor. Bu konuda, gazeteler belki pastadan pay alırken geçiş süreçlerinde farklı muameleler asla görmez ama, farklı ücretler alıyorlarsa o da o günkü verilen kararlarla ilgilidir. Hiçbir şekilde herhangi birisini kayırma mülahazası hiçbir zaman olmamıştır. Olmayacaktır. Biz sizden bu yeni Bilecik’in, yeni misyonunun, geleceğe hazırlanmasının gazetecileri olmanızı, televizyoncuları olmanızı, internet medyası olmanızı arzu ediyoruz. Bu konuda her türlü omuzu da vermeye hazırız. Destek olacağımıza da söz veriyoruz.


“Adımlarınızı daha hızlı atarak, birbirinize faul yapmadan…”

Bu efsane yöreye özel seminer de yaparız belki, toplantı da yaparız. Sizin daha önce geldiğiniz İstanbul’daki tecrübe paylaşım seminerlerinin bir benzerini ufak ölçekli olarak burada da yapabiliriz. Ama şunu bilin ki, paha biçilmez topraklarda yaşıyorsunuz. Hakikaten her karış toprağı ata yadigarı. Herkesin hamurunun yoğrulduğu ve belki de Osmanlı’nın 600 yıl sürmesini sağlayan o sağlam hamurun yoğrulduğu bir yöredir. Bunun da kıymetini bilmek lazım. Bu açıdan buraya geldik. Ben size başarılar diliyorum. Allah yardımcınız olsun. Bu güne kadar basından sorumlu bakanımız Sayın Bülent Arınç’tı biliyorsunuz. Artık dümende Sayın Yalçın Akdoğan var. Onun da yarın medyanın bir kısmıyla toplantısı var. Biz de sabah ona katılacağız. Sanıyorum hem eski Bakanımızın olağanüstü çabaları vardı. Daha önce biliyorsunuz, Sayın Beşir Atalay döneminde Türkiye’nin gelmiş geçmiş, Avrupa’da da en çok kabul gören en özgürlükçü basın yasalarından biri hazırlanmıştı. O günden bu yana Bakanlarımız, siyaset ciddi olarak bu konu üzerine çalışıyor. Bundan sonra da çalışmaya devam edecek. Mecliste bekleyen, daha doğrusu komisyonda kabul edilip genel kurula inen ve inşallah önümüzdeki yasama sezonunda da kanunlaşmasını beklediğimiz internet medyasıyla ilgili bir kanunumuz var. İnşallah o yasalaşırsa da internet medyasıyla ilgili çok güzel gelişmeler olacak. Bunun dışında da ne yapmak gerekiyorsa, hükümet muhalefetle el ele vererek bu adımları atmaya hazır. Basınla ilgili bir konu gündeme geldiğinde güzel bir uzlaşma oluyor. Son internet yasasında da öyle oldu. Ciddi bir çalışma oldu mecliste. Yani hükümet, basının güçlenmesi gelişmesi için gerek teknolojik olarak, gerekse yeterli personeli, donanımlı personelin oluşması açısından elinden geleni yapacaktır. Bunu burada ifade ediyorum. Biz yanınızdayız. Siz de bu güne kadar attığınız adımları biraz daha hızlı atarak, birbirinize faul yapmayarak aynı takımın oyuncuları olduğunuzu bilerek, bu yürüyüşte el ele kol kola birlikte olalım. Hep beraber kendi geleceğimizi de inşa edelim. Hepinize teşekkür ediyorum.”


Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Atalay toplantının ardından ilimizden ayrıldı. 

Editör: TE Bilişim