Bilecik Kamu Hastaneleri Genel Sekreteri Mustafa Yılmaz için, dün ilimizden ayrılmadan önce çalışma arkadaşları ve sevenleri tarafından bir veda yemeği verdi. 2 Kasım 2012’de göreve başlayan ve 16 Haziran 2014’te ilimizdeki görevi sona eren Yılmaz bundan böyle Balıkesir’de görev yapacak. Çok sayıda kişinin katıldığı veda yemeğinde konuşma yapan Yılmaz, konuklardan helallik istedi ve kendisini seven sevmeyen herkese hakkını helal ettiğini söyledi. Zaman zaman duygusal anların yaşandığı konuşmada Yılmaz şu ifadeleri kullandı:


“2 Kasım 2012’de başladığımız hizmetleri, devlette var olan hizmetleri başka bir ilimizde devam ettireceğiz inşallah. 2 Kasım’da buraya geldiğimde kurucu genel sekreterlik olarak geldim. Çünkü biliyorsunuz genel sekreterlik yapılanması yeni bir yapılanma. Başlarken ve yola çıkarken, 3 kişi ve bir telefonla yola çıktık. Sizlerin de desteği ve gayretiyle güzel bir ekibimiz oldu. Öncelikle bana başladığım günden bu güne kadar desteğini esirgemeyen tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Hepsinin elerine sağlık, emeklerine sağlık.  Bugün oturdum, hani bir veda konuşması yazayım diye düşündüm, ama sonra gelirken hazırlıksız geldim, giderken de hazırlıksız gideyim dedim.”

“Kaplumbağa gibi olduk, evimiz sırtımızda…”

“Müsteşar yardımcımız giderken 1 Kasım’da telefon açıp “Hazır mısın?” demişti. Ben de dedim ki, “Sayın Müsteşarım biz kaplumbağa gibi olduk. Evimiz sırtımızda, bir valizimiz var alır gideriz. Yarın inşallah başlarız var mı bir isteğin; verirseniz bir karavan ödeneği ihtiyacım var hastanenin kapısına çeker yatarız” demiştim. İşleri daha hızlı takip ederim demiştik. Bunlar tabi işin latifesi, başladığımız günden bu zamana kadar iyi günlerimiz oldu, kötü günlerimiz oldu. Başladığımızda sevenlerimiz vardı, soru işaretleri ile birlikte bakanlar vardı. Giderken sevenlerimiz var, soru işaretlerinin cevaplarını bulmuş olanlar var. Veya bulamayanlar olduğu için de sevemeyenlerimiz oldu bizleri. Haklıdırlar, onlara göre eksilerimiz var her insanın olduğu gibi. Kul, beşer şaşmakla mükellef hepimizin hatası muhakkak oldu olacak. Öncelikle tabi ayrılırken helalleşmek lazım. Toprağın altı önemli, ben toprağın altına inanan bir insanım. Öldükten sonra hesap vereceğime inanıyorum. Öncelikle hepinizden hakkınızı helal etmenizi istiyorum, eğer benden taraf bir hak varsa yerden göğe kadar helal olsun. Üstat hazretlerinin söylediği gibi, “28 yıl peşimden koştular” dedi, “Sevenimden sevmeyenimden, hapishanede beni kovalayanından, hepsine hakkımı helal ediyorum” demişti. Ben de hepsine hakkımı helal ediyorum.”


“Kızımın parmağı kırıldığında yanında olamadım…”

“Tabi ben bu yola çıkarken 3 yıl önce müdür olacaksın dediklerinde Eşimle, sevgili eşim burada. Kendilerine de teşekkür ediyorum. Bu arada yola çıkarken, “Bir ayrılık var, kabul eder misin?” dedik. “Tabi” dedi, “Hizmet varsa olur” dedi. Kastomonu'ya giderken de ben yalnız gitmiştim, Bilecik'e gelirken de yalnız geldim, çocuğumun okul durumundan dolayı.  Tabi 40 derece ateşle yanında olamadığım, parmağı kırıldığında yanında olamadığım kızlarım bu helalliğe katılır mı bilmiyorum. Kızlarıma yalnız başına bakmak zorunda kalan, elinde ingilizanahtarı ile musluk tamir etmek zorunda kalan eşim bu helalliğe katılır mı bilmiyorum. Onlar adına bir şey söyleyemiyorum. Ama benim bir hakkım varsa hepinize, Bilecik'te tanıdığım tanıştığım, hakkımda yazan çizen,  hakkımda konuşan, hakkımda iyi veya kötü söyleyen herkese hakkım helal olsun. Bilecik Genel Sekreterliği olarak başladığımız yerden çok iyi bir yerde genel sekreterlik bırakıyoruz. Başladığımızda 4.5 trilyon borcu olan bir genel sekreterliğimiz vardı. Elhamdülillah bugün teslim ederken, kasasında artı para olan bir genel sekreterlik devrediyoruz. Yatırımları yapması gerekenin üstüne yapmış bir genel sekreterlik devrediyoruz. Sıfırdan kurulmuş bir genel sekreterlik devrediyoruz. Peşimizden giderken ağlayan arkadaşlar devrediyoruz. Elhamdülillah tabi sevinenler vardır, Allah onların da haklarında hayırlısını versin, ben hastanelerinde veda konuşmaları yaparken, ağlayan arkadaşlar gördüm. Bu bizim için en büyük kazanç. Bir yerde arkamızdan dua eden kişiler bırakabildiysek, giderken birileri arkamızdan “Allah razı olsun, eline sağlık” diyorsa, inanın devlet adına başka beklediğimiz hiç bir şey yok.”


“Kimsenin vatan sevgisini, bayrak sevgisini, helalini haramını tartmaya kalkmayın…”

“Yaptığımız her hizmet insan içindi. Ne demiş Edebali Hazretleri, “İnsanı Yaşat ki Devlet yaşasın” tek düsturumuz bu oldu. Devletimize, bayrağımıza hiçbir şekilde halel getirecek bir şey yapmadık. Ne bu salondaki bir kimsenin beni, nede benim bu salondaki bir kimsenin vatan sevgisini, millet sevgisini, dini inancını, bayrak sevgisini, helalini haramını tartacak kantarımız yoktur arkadaşlar. Bu terazi bu kantar, ancak Yaratanın kantarı. İnşallah bu kantarda tartıldığımız zaman, Rabbim iyilerimizin ağırlıkta olduğu günleri nasip etsin hepimize. Ne olur bu dünyada birbirinizi tartmaya kalkmayın. Birbirimizi tartmaya kalktığımız sürece huzur içinde yaşanabilecek küçücük Bilecik’te, maalesef nifak tohumu ekmeye çalışan insanlara fırsat veriyorsunuz. Bu güne kadar çok güzel işleri başardı bu ekip. Allah’ın izni ve fırsatıyla bundan sonra da Bilecik’e ve insanımıza çok güzel hizmetler edeceğiz. Bakanlığımızın politikalarını, hükümetlerimizin politikalarını olduğu yerden daha yukarı götürmek için hep çalıştık. Bundan sonra neredeysek, ama başhekim yardımcısı, ama doktor, bulunduğu yerde işini en iyi yapsın. Biz de bulunduğumuz yerdeki işimizin ne olduğuna bakmadan en iyi hizmeti yapmaya çalışacağız. Bundan sonra Balıkesir’de yaşayacağım. Ne kadar olur bilemiyorum, Rabbim ne kadar nasip etmiştir orada yaşamayı bilemiyorum ama, ola ki bir gün aklınıza düşersek, Balıkesir’den geçecek olursanız, aklınıza gelirsek, çayımız kahvemiz vardır, gönlümüzde yeriniz her zaman mevcuttur. Eğer gelip gönül hanemizi şenlendirirseniz sizlere duacı oluruz. Allah yarınınızı dününüzden çok daha güzel eylesin inşallah. Dualarınızda bizleri de unutmayın diyorum. Hepinize sonsuz şükranlarımı ve saygılarımı sunuyorum. Haklarınızı helal edin. Allah yar ve yardımcınız olsun.”

Yılmaz’ı son gününde Bilecik Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Yaşar ve Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Azmi Özcan da yalnız bırakmadı. Kısa bir konuşma yapan Rektör Özcan, kamu görevinde görev değişikliklerinin her zaman yaşandığını, önemli olanın samimiyetle görevini yerine getirmek olduğunu söyledi. Özcan şu ifadeleri kullandı:


“Biz de kıymetli Doktor Beye Bilecik sağlığına yaptığı katkılardan dolayı teşekkür ediyoruz. Kamu görevinde görev değişiklikleri her zaman olur. Önemli olan çalıştığınız yerde samimiyetle hüsnüniyetle çalışıp çalışmadığınızdır. Arkadaşlarının dostlarının şahadetiyle, Mustafa Bey gönül rahatlığıyla bu emaneti yeni arkadaşımıza devretti. Bundan sonraki hayatında ona başarılar diliyorum. Hepimiz bir gün geldik, hepimiz bir gün gideceğiz. Allah hepimize hayırlı gelmeler ve hayırlı gitmeler nasip eylesin. Mustafa Bey’e burada yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür ediyorum. Balıkesir’de de başarılı olmasını diliyorum. Allah iki cihanda da bahtını açık eylesin.”

 

 

Editör: TE Bilişim