DİSK Birleşik Metal İş Sendikası DEMİSAŞ Fabrikası İşyeri Baştemsilcisi Recai Büyükbeyhan, 150 bin civarında işçiyi ve ailelerini ilgilendiren metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinin 60 günlük müzakere aşamasının sonuna yaklaşıldığını belirterek, kazanılmış haklarına yönelik teklifler geri çekilmedikçe bu sözleşmenin bitmeyeceğini belirtti.

17 Ekim Cuma günü işveren sendikası MESS ile üçüncü görüşmeyi gerçekleştirdiklerini ve bu görüşme gerçekleşmeden önce MESS’in teklifleri ile ilgili olarak diğer sendikanın açıklamalarıyla bilgi sahibi olduklarını belirten Büyükbeyhan, MESS’in tekliflerinin detaylarının metal işçilerinden gizlenmeye çalışıldığının bu görüşmelerde ortaya çıktığını vurguladı.

“Metal işçileri insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyorlar. Bu çerçevede çalışma sürelerinin kısaltılmasını, çalışma süresinin içinde dinlenme molaları verilmesini ve yıllık izin sürelerinin uzatılmasını talep ediyorlar. İşçinin sağlığından devlet ve sermaye sorumlu olduğundan, SGK’nın ödemediği 2 günlük kesintinin işveren tarafından ödenmesini talep ediyorlar. Ücretlerden yapılan vergi kesintilerinin yüzde 15 ile sabitlenmesini talep ediyorlar” diyerek isteklerini dile getiren Recai Büyükbeyhan, “işin rengi belli olmuştur. MESS hangi ücret teklifini verir ise versin; kazanılmış haklarımıza yönelik teklifler geri çekilmedikçe bu sözleşme bitmeyecektir” görüşlerine yer verdi.

         Büyükbeyhan, basın açıklamasında şu görüşleri dile getirdi:

“Basın ve kamuoyuna!

150 bin civarında işçiyi ve ailelerini ilgilendiren metal işkolu grup toplu iş sözleşmesinin 60 günlük müzakere aşamasının sonuna yaklaşıldı.

Metal işkolu grup toplu iş sözleşmesi, sendikal geleneğin en köklü olduğu işkolu olması ve sektörün özellikleri nedeniyle tüm diğer işkollarının toplu iş  sözleşmelerini etkileme özelliği taşıyor.

Bu nedenle, bir toplu iş sözleşmesi olmasının ötesinde iki sınıf arasında yani sermaye ile emek arasındaki mücadelenin önemli arenalarından bir tanesi.

Birleşik Metal İş sendikası olarak biz teklifimizi işyeri toplu sözleşme kurullarımızla gerçekleştirdiğimiz toplantılar sonucunda oluşturduk. TİS kurullarımız üyelerimizin yüzde 15 oranında temsil ediyor.

Toplu sözleşme müzakerelerine son 3 dönemdir işyeri temsilcilerimiz yüzde 25 oranında katılıyorlar.

Birleşik Metal İş sendikası toplu sözleşme süreçlerini üyelerinin katılımı ile ve onların bilgisi ve onayı olarak sürdürür. Müzakerelerde yaşananları üyelerine temsilci ve TİS kurulları aracılığı ile ulaştırır, kamuoyu ile paylaşır.

Gizli, saklı müzakere yürütmeden, açıklık ve şeffaflık yaklaşımları ile süreci sürdürür.

17 Ekim Cuma günü işveren sendikası MESS ile üçüncü görüşmemizi gerçekleştirdik.

Bu görüşme gerçekleşmeden önce MESS’in teklifleri ile ilgili olarak diğer sendikanın açıklamalarıyla bilgi sahibi olduk.

Ancak, gelin görün ki, MESS tekliflerinin detaylarının metal işçilerinden gizlenmeye çalışıldığı, bu görüşmelerde ortaya çıktı.

Kıdem ve ihbar tazminatlarında sözleşmedeki hakların yasa düzeyine geriletilmesi, devamlılık primlerinin kaldırılması, güvencesiz çalışma süresinin 4 aya çıkarılması gibi teklifler metal işçilerinden gizlenmiştir.

Sermaye örgütünün tekliflerinin niye gizlenmeye çalışıldığını biz çok iyi anlıyoruz.

Hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar tüm metal işçilerini uyarmak bizim görevimiz.

MESS’in sendikalara vermiş olduğu teklif küçümsenecek, “öylesine verilmiş bir teklif” diye değerlendirilecek bir teklif değildir.

Teklif, sadece kazanılmış haklara saldırı değildir. İnsanlık onuruna aykırı, çağın koşullarına bağdaşmayan bir tekliftir.

MESS’in teklifi her türlü izin kullanımında belirli şart ve süreleri aşan işçilerin ikramiye ve yakacak gibi çalışmaya bağlı olmayan yan ödemelerinin kısıtlanması ve bu paraların bir fonda biriktirilerek devamsızlık yapmayan işçilere dağıtılmasıdır. Sadece aşağıdaki 4 şarta uyanlar devamsızlık yapmamış sayılacaktır.

a) iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle istirahat raporu alan işçiler,

b) hastalık sebebiyle bir defada 20 günün üzerinde istirahat raporu alan işçiler,

c) analık hali nedeniyle İş Kanunu hükümleri uyarınca doğum öncesi ve sonrası toplam 16 hafta (çoğul gebelikte toplam 18 hafta) çalışmayan kadın işçiler,

d)   işveren tarafından verilen izinleri kullanan işçiler

Burada kritik olan madde 20 günün altında istirahat alan işçilerdir ki, bu büyük bir çoğunluğu kapsamaktadır.

İşçilerin aldıkları istirahatlerin arkasında yatan neden ağır çalışma koşulları ve uzun çalışma süreleridir.

Kapitalist sağlık sistemi işçiyi bir an önce işe döndürecek biçimde, istirahat sürelerini kısa tutacak biçimde düzenlenmiştir.

İşçilerin sık istirahat almalarının nedeni günlerinin (yolda geçen sürelerde dahil edilirse ve uykuda geçen süreler düşülürse) yüzde 75’ini yani dörtte üçünü geçirdikleri işyerlerindeki ağır çalışma koşulları ve uzun çalışma süreleridir.

Dolasıyla işçinin sağlığını bozan bizzat sermayedar sınıfın kendisi olmasına rağmen, sermayenin teklif “sağlığın bozuk da olsa, çalış” biçimindedir. Çalışamaz durumda olanlar da gelir kaybına razı olmaya zorlanmaktadır.

Teşbihte hata olmaz! Nazi toplama kamplarının kapısında da “Çalışmak özgürleştirir” sloganı yer alırmış.

MESS teklifinin ikinci çağdaş ve insani olmayan boyutu, işçileri sadece ceplerine giren parayla ilgilenen, dayanışma, arkadaşlık, sağlık, güvenlik vb. konuları önemsemeyen bir kitle olarak görmesi, küçümsemesidir.

İşçileri insani değerlerle değerlendirmeyenlere işçilerin insan onuruna yakışır iş ve ücret mücadelesi temelinde tepkilerin vakit geçirmeden ortaya koymaları gerekiyor.

Hangi sendikaya üye olurlarsa olsunlar tüm metal işçilerine sesleniyoruz:

Önümüzdeki haftadan itibaren uyuşmazlıklar tutulacak. Uyuşmazlık tutulmadan eylem ve etkinlik yapılmaması genel bir kural haline gelse de, bu kural içinde bulunduğumuz koşullarda geçerliliğini yitirmiştir.

İşin rengi belli olmuştur.

MESS hangi ücret teklifini verir ise versin; kazanılmış haklarımıza yönelik teklifler geri çekilmedikçe bu sözleşme bitmeyecektir.

O nedenle uyuşmazlıkların tutulacağı bu ve önümüzdeki haftayı işyerlerinde protestolarımızı ve tepkilerimizi yükselteceğimiz haftalar haline getirmeliyiz.

MESS teklifi, işçileri daha uzun sürelerle çalışmaya zorlama, çalışma koşulları nedeniyle oluşan sağlık sorunları nedeniyle istirahat alan işçileri “kaytaran, tembel, diğer işçinin emeğini sömüren” biçiminde

yaftalayan, işçileri birbirine karşı kışkırtmayı hedefleyen, ödüllendirme adı altında çalışamayacak kadar rahatsız olsa dahi ekonomik kayıp yaşamamak için çalışmaya zorlayan bir tekliftir.

Metal işçileri insanca çalışmak, insanca yaşamak istiyorlar.

Bu çerçevede çalışma sürelerinin kısaltılmasını, çalışma süresinin içinde dinlenme molaları verilmesini ve yıllık izin sürelerinin uzatılmasını talep ediyorlar.

İşçinin sağlığından devlet ve sermaye sorumlu olduğundan, SGK’nın ödemediği 2 günlük kesintinin işveren tarafından ödenmesini talep ediyorlar.

Ücretlerden yapılan vergi kesintilerinin yüzde 15 ile sabitlenmesini talep ediyorlar.

Metal işçileri işyerlerinde ücretler arasındaki uçurumun kapatılması için ücret tamamlaması (iblağ 5,58 TL/saat); ardından iyileştirme (8,97 TL/saate kadar 40 kuruş); ardından yüzdeli artı maktu ücret zammı(yüzde 5 artı yüz beş kuruş) biçiminde yapılmasını istiyorlar.

MESS, geçtiğimiz sözleşme süreciyle birlikte yönetsel anlamda değişim yaşadığını, bunun endüstri ilişkilerine de yansıyacağını iddia ediyor.

Biz işin özüne bakarız! Şu ana kadar yaşananlar öze ilişkin bir değişimin işaretlerini ne yazık ki vermiyor.

Kritik bir sözleşme süreci daha yaşıyoruz.

Metal işçileri vakit geçirmeden sürece dahil olmak zorundalar.

Birleşik Metal İş’in toplu sözleşme teklifi metal işçilerinin etrafında birleşip mücadele edebilecekleri tek tekliftir.

Onları birleşmeye, mücadeleye, insan ve işçi onuruna sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Gün bugündür.

Yaşasın işçilerin birliği!”                                          
Editör: TE Bilişim