Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü Fazilet Durmuş ve Bozüyük İlçe Milli Eğitim Müdürü Halis Çelik’in Watsapp üzerinden referanduma ilişkin paylaştıkları “Son Savaş” başlıklı bildiri, büyük yankı uyandırırken, konu CHP Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzün’ün soru önergesi vermesiyle birlikte TBMM gündemine taşındı. 

6 CHP Milletvekiliyle birlikte Meclis’te kameralar karşısına geçen Tüzün, yaptığı açıklamada Milli Eğitim Müdürlerinin paylaştığı “Son Savaş” bildirisi için “neyin savaşı… İç savaşmı çıkarılmak isteniyor” diye sordu.

Konuşmasının devamında Tüzün, bunun açıkça halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmek olduğunu belirterek, “bu kişiler, vakit geçirilmeden görevden alınmalı ve haklarında soruşturma başlatılmalıdır” dediği açıklamasında şunları söyledi:

“Bugün sizlere, skandal kelimesinin yetersiz kaldığı bir olayı paylaşmak aktarmak için bu basın toplantısını düzenledim. Geldiğiniz için öncelikle ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

       Meclis’ten geceli, gündüzlü, İçtüzük de ayaklar altına alınarak geçirilen Anayasa değişikliği, onay için Cumhurbaşkanı’nda bekliyor.

       Artık kesin gibi; Nisan ayında referanduma gideceğiz.

       Daha referandum kampanyaları başlamadan akıl almaz uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz.

       Örneğin dün gece yayınlanan bir Kanun Hükmünde Kararname ile  seçim yasalarında da bir değişiklik yapıldı. Buna göre, özel radyo ve televizyonlar, kampanya sırasında Yüksek Seçim Kurulu’nun kararlarına aykırı yayın yaparsa yayın durdurma ve para cezaları verilemeyecek.

       Bir başka örnek, geçen hafta İstanbul’da bir camide yaşandı. Ümraniye’de bir imam camide “evet” propagandası yaptı.

       Camiye, okula, kışlaya siyaset olmaz sokulmaz deniyordu ya, hepsini yaptılar.

       Bugün sizlere anlatacağım olay da seçim bölgem Bilecik’te yaşandı.

       Bilecik Milli Eğitim İl Müdürü Fazilet Durmuş ile Bozüyük İlçe Milli Eğitim Müdürü Halis Çelik, okul müdürleriyle haberleşmek için kurdukları WhatsApp grubunda “evet” için kampanya başlatmış.

       15 yıldır iktidarda olan AKP hükümetinin bürokrasiyi nasıl kadrolarla doldurduğu hepimizin malumu…

       Ancak eğitimcilerin, çocuklarımızı yetiştirmesi için emanet ettiğimiz öğretmenlerin, okulları yöneten müdürlerden çağdaş, donanımlı, bilgili, gerekli formasyona sahip insanlar olması tartışılmaz bir gerçek.   

Bu iki bürokratın paylaştıkları metni burada okumayacağım, saçma sapan, ipe sapa gelmez iddialar.

       Bir defa başlığı felaket…

       “Son Savaş…”                                  

       Neyin son savaşı… İç savaş mı çıkarılmak isteniyor?

       Öncelikle bu bir seçim değil, referandum, partiler arası bir yarış söz konusu değil.

       Bu metinde siyasi değerlendirmelerin ötesinde ‘hayır’ oyu verecekler için “namussuzlar, hırsızlar, Amerikan çocukları, darbeciler” gibi inanılmaz suçlamalar var.

       Bu açıkça halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik etmektir.

       Bunun Türk Ceza Yasası’nda karşılığı var.

       Bunun adı bölücülüktür.

       Açıkça suçtur.

       Elbette suç duyurusunda bulunacağız.

       Ama metni paylaşanların, çocuklarımızı emanet ettiğimiz okulların yöneten bürokratlar olması vahim bir durum.

       Bu kişilere “eğitimci” diyemiyorum.

       Eğitimciler, öğretmenler öncelikle sevgiyi, insan sevgisini öğretir.

       Bu kişiler belli ki eğitim için hiçbir formasyona sahip değil, düşmanlık aşılıyorlar.

Kin ve nefret ifadeleriyle bölücülük yapan bürokratların bu cesareti nereden buldukları belli…

Cumhurbaşkanı ve Başbakan hayır oyu verecek vatandaşları FETÖCÜ, terörist ilan ederse alttakilerde yaranmak için sınır tanımıyorlar.

Bu kişilerin özür dilemesi, istifa etmesi yetmez.

Hükümeti, özellikle Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’ı göreve davet ediyoruz.

Bu kişiler, vakit geçirilmeden görevden alınmalı ve haklarında soruşturma başlatılmalıdır.

Hükümeti, okula siyaset sokulmaması için kampanyası öncesi eğitimcilerin dikkat etmeleri gereken hususlar konusunda genelge yayınlamaya çağırıyoruz.”

Editör: TE Bilişim