31 Mart yerel seçimlerini geride bıraktık. Ülke geneli ve ilimizde beklenenin yanısıra sürpriz sonuçlar da ortaya çıktı.

Bilecik Merkezinde CHP, İYİ Parti ittifakı ile15 yıl önce kaybettiği kalesini Semih Şahin ile geri kazandı. Bu sonuç Bilecik sokaklarında yüzlerin gülmesine neden oldu. Seçim sonrasındaki Pazartesi gününün sabahı kimi gördüysem tebessüm ediyordu, kazanmanın sevincini adeta yüzlerine yansıttıklarını hissettim, artık çarşıda, esnafta korku imparatorluğu kalmamışçasına gülümseme ile gösterilen bir haykırıştı.

Bilecik’te korku imparatorluğunun, baskının, zulmün, insanların ekmeği ile oynamanın, rantın, yandaş ve candaş olarak ikiye ayrılan bir toplum olduğunu gören yeni Belediye Başkanı Semih Şahin, kazandığı akşam yaptığı ilk konuşmasında da bunu dile  getirerek, “artık Bilecik’te korku imparatorluğu kalmayacak” dedi.

Bu seçimlerde AK Parti’nin adayı Nihat Can kaybetmedi, Selim Yağcı kaybetti. Bunu sadece ben değil sokaktaki birçok kişi, hatta çok fanatik AK Partililer dahi söylüyor. Bu seçim adeta 2009 seçimlerine döndü. Halk o zaman da Selim Yağcı’ya karşı kenetlenmişti, Av. Faik Akarkarasu ile girilen yerel seçimlerde sandıklara sahip olunamayıp 111 oy farkı ile kıl payı kaybedilen Belediye, bu defa sandıklara sahip olunup Semih Şahin ile 2.802 oy farkı ile kazanıldı.

Uzun yıllardır memleketinden işi dolayısıyla uzak kalan Semih Şahin, seçim çalışmaları sırasında Bilecik’teki en önemli sorunun ayrışma ve korku imparatorluğu olduğunun, candaş ve yandaş olduğunun farkına vararak seçim vaatlerinde sadece iki önemli noktayı vurgulayarak “benim uçuk, pahalı projelerim ve  vaadlerim yok. Birincisi şeffaf olacağım, ikincisi de adaletli olacağım” demişti.

Çünkü insanlar Bilecik’te yaşayanlar adaletsizlikten, yapılan hatalardan, yapılan zulümlerden ve kapalı kapılar ardından yönetilen Belediye’den usanmıştı. Güç zehirlenmesi yaşayan, insanlara tepeden bakanlara bir ders verme zamanının geldiğinin farkındaydı, kararsız seçmenin ve dip dalgasının önemli olduğunu yazılarımda dile getirmiştim. İnsanların artık yola,   parka, göstermelik açılışlara ihtiyacı yoktu. Nefes almaya ihtiyacı vardı, 3. Selim döneminden ve onun oğlu Emin Yağcı’dan insanlar artık bıkmıştı, kendi partilileri bile açıkça artık bunu dile getiriyorlardı.

Hatta yazılarımda Selim Yağcı ve Emin Yağcı’ya  olan tepkilerden dolayı, bir de bunlara ülke genelinde de AK Parti’ye olan bıkkınlık ve tepki, ekonomik kriz eklenip kutuplaşmalar yapılınca seçimin kazanılmasının zor olmayacağını belirtmiştim. Fakat temayül yoklamasının ardından CHP’deki rehavet beni endişelendirmiş ve uyarı anlamında yazdığım yazı, sadece internet sitemizde 46 bin okunma alırken, bu yazım başkalarını da kızdırmıştı, ben gerçekleri yazmıştım.

AK Parti’den, özellikle Selim Yağcı’dan en fazla zarar gören; işinden, ekmeğinden olan, aile şirketinin dükkanları yıkılan biri olarak, en çok kazanmak isteyen birini bile bazı CHP’liler yanlış anladı ve hakkımda birtakım laflar bile konuşuldu. Ben yazımda gerekli uyarının alındığı inancındayım çünkü birçok CHP’li beni arayarak tebrik etti, damarına bastıklarım ise arkamdan konuşmayı tercih ettiler. Hatta yazıma AK Parti İl Başkanı Fikret Karabıyık'ta tepki gösterdi. “Abi CHP'yi eleştirmişsin ama bu yazı bize zarar verir ve CHP'nin toparlanmasını sağlar” diyecek kadar profesyonel düşünen bir siyasetçi olmuş.

Sonuçta Muharrem İnce'nin gelmesi ile başlayan coşku ve son 15-20 gün CHP gerçekten vites yükseltti.

Özellikle Hürriyet ve Bahçelievler Mahallelerine verilen önem, seçimin zaferini hazırladı, onlara söylemek istediğim de zaten buydu, çarşıya bakıp aldanmayın, çarşı zaten AK Parti’ye karşıydı.

AK Parti’nin adayı Nihat Can’ın aldığı oyların birçoğu kendi oyudur bunu da bilsin, çünkü kimse bu seçim Nihat Can'a ve şahsına birşey söyleyemedi. Çünkü vatandaş herşeyin farkındaydı. Nihat Can kazansaydı Belediye’yi Selim Yağcı yönetmek isteyecekti, aslında eğer Nihat Can kazanabilseydi ilk testiyi de Nihat Can ile Selim Yağcı kıracaktı bence, ne demek istediğimi anlayan anlar.Gerçi bu seçim AK Parti'nin adayı Selim Yağcı bile olsa Semih Şahin seçimi kazanırdı.Hatta daha da fark bile atabilirdi.

Backgroundu yüksek akademisyen kimliği ile aday olarak gösterilen Semih Şahin’in özgüveninin gerçek nedenini, ona çok iyi yerlerden gelen anketlere bağlıyorum. Meclis üyesi listelerinde yaşanan krizlerin aşılmasının ardından CHP çalışmalarını hızlandırdı ve seçimi 2.802 fark ile kazandı. Burada elbette aday Semih Şahin’in emeği ve katkısı çok büyüktü. İl, İlçe Başkanlarının, Gençlik Kollarının, örgütün ve Milletvekili Yaşar Tüzün'ün de emeği unutulamaz.

Tüzün, bir ilin Milletvekili olarak hem seçim akşamı televizyonlarda haritada Bilecik'in kırmızı yanmasındaki gururu ve ilin en büyük ilçesini kazanmasının haklı gururunu elbette yaşayacaktır ama esas seçimi kazanan halk oldu, baskılardan yılmış vatandaş oldu, dip dalga oldu. Yüreklerini ortaya koyarak sokaklara inen, Semih Şahin’in şarkıları ile Bilecik sokaklarında soğuk havaya aldırmadan, Hürriyet Mahallesi’ni, Bahçelievler Mahallesi’ni inleten, bu işe gönülden inananların zaferidir.

Elbette ki bu başarının diğer sahipleri Semih Şahin’in babası tonton amcam Halil Şahin ve annesi Bahriye Şahin de unutulamaz. Onları o kadar çok seven, sayan ve hatırlarına Semih Şahin’e oy verenler oldu ki ben bizzat biliyorum.

Diğer tanık olduğum emeği geçenler ise ilimizdeki müteahhitler, inşaatçılar. AK Parti sayesinde yaptıkları binalar ile zengin olan müteahhitleri ayırırsak, Selim Yağcı baskısının ve müteahhitlerin sadece Belediye’yi para makinesi olarak görmesi ile illahlah eden inşaatçıların hemen hemen hepsi Semih Şahin’e oy verdi çünkü İnşaat Mühendisi kimliği ile kendilerinin derdinden anlayacak müteahhitler, sadece Belediye’yi para kapısı görmeyeceğini düşünen inşaatçılar ve doğu kökenli kardeşlerimizin yüzde 80’nin Semih Şahin’e oy verdiğini biliyorum. Bir müteahhit arkadaşım Bilecik Belediyesine 5 yılda 3 milyon 400 bin  TL yatırdığını bizzat bana söylemişti. Müteahhitlerden alınan paraları siz düşünün artık. Semih Şahin de bence bu kişileri gözardı etmeyecektir, gerektiği şekilde mesleği gereği de yardımcı olacaktır.

Şuna da değinmeden geçemeyeceğim yaptığım görüşmeler ve araştırmalar sonucunda Semih Şahin'in yanlış bir işe imza attırılamayacağı bilinmelidir. Kanun çerçevesinin dışına babası gitse bile çıkaramazsınız. Tanıdığım ve gördüğüm kadarı ile herşeye teknik olarak yaklaşmaya çalışıyor ve işi ehillerine yaptırma arzusunda.

Seçimin kazanılmasındaki en önemli faktör de  daha önceki yıllarda yapılamayan bu seçimde yapıldı. CHP’liler sandıklara müthiş derecede sahip çıktı, oylar sayılmaya başlandığında, her gezdiğim sandıkta en az 10 CHP’li veya Semih Şahin’e gönül vermiş insana rastladım. Bu defa herkes oyuna ve adayına sahip çıktı.

“Martın sonu bahar” diyerek çıktıkları yolda önemli bir zafere imza atan CHP ve adayı Semih Şahin’i şimdi çok da kolay günler beklemiyor. Semih Şahin’in yapısı çok farklı, çok iyi bir dinleyici ve gözlemci, herkesi dinliyor, fikirlerini alıyor ama çalışma stratejisinin nasıl olacağını ben dahil kimse şuan için kestiremiyor.

“Birlikte yöneteceğiz” diyerek çıktığı bu yolda iyi bir ekip kurması gerekiyor. Ben 15 yıl önce Belediye’de çalışırken tüm idari personel dahil 123 kişi vardı, şimdi öğrendiğim kadarı ile taşeronların da kadroya girmesiyle sözleşmeli kadrolu 430 civarında Belediye çalışanı var. Seçimden önce yaptığım araştırmalarda benim dönemimde çalışan 40 kişiyi sayabildim, yani 390 kişi Belediye’ye yeni alınmış ve bunların yaklaşık 50 -100 kişiye yakınının da Cumalı Köylü olduğu veya Selim Yağcı’nın yakını, tanıdığı, akrabası olduğu iddia ediliyor.

Bilecik Belediyesi Cumalı Köylüler Derneği kurulsa yeri var. Cumalı Köylüler, 15 yılda adeta Belediye’de saltanat sürdüler, en önemli ve güzel yerlerde görev aldılar, müdürlüklere getirildiler.

Semih Şahin bir araştırsın 15 yılda kaç tane Özel Kalem Müdürü değişti ve kaç kişi oradan Müdürlük kadrosu kazandı ne demek istediğimi anlar, hatta kamuoyuna bile açıklarsa sevinirim. Belediye’de işlerin nasıl döndüğünü görsün herkes.

Benim bildiğim 6 ya da 7 Özel Kalem Müdürü değişti  ve oradan Müdürlük  kadrosu aldı. Belediye’de Müdür kadrosu almanın en kolay yolu Özel Kalem’den geçer. Şimdi Belediye’de 430 çalışan var dedik ve bunların çoğu da Selim Yağcı zamanında işe girdi. Şimdi izleyin, hepsi en iyi CHP’li olur. Selim Yağcı fanatikleri bile Selim Yağcı’yı kötülemeye başlarsa şaşırmayın, hatta duyduğuma göre birçoğu sosyal medyalarını temizlemiş, Selim Yağcı'nın, Cumhurbaşkanının, Rabiaların resimlerini silip Atatürk resimleri koymaya başlamışlar. 

Yalnız Selim Yağcı döneminde Cumalı Köylülerin hüküm sürdüğü Bilecik Belediyesi’nde yine Cumalı Köylülerden kurtulunamadı çünkü Semih Şahin’in Başkan Yardımcısı olarak görevlendirdiği İYİ Parti İl Başkanlığı’ndan Başkan Yardımcısı olan Ahmet Gürses de Cumalı Köylü. Hatta duyduğum kadarı ile Cumalı Köylü bir akrabasını Zabıta Müdürlüğü için Başkan Semih Şahin’e önermiş.

Şimdi Belediye’deki işçilerin de tedirgin olacakları endişesi ile uykuları kaçıyor. Özellikle Selim Yağcı döneminde sefa sürenlerin, işçi olarak girdikleri Belediye’den memur hatta Müdür olanlar, memur maaşı ile son model lüks arabalara binenlerde sanırım korku bacayı sarmıştır. 

Selim Yağcı, Bilecik’te bir gelenek başlattı. Belediye’de toplu işçi kıyımı yaşattı, onlarca kişinin sorgusuz, sualsiz siyasi düşüncesinden dolayı işine son verdi. Şimdi herkes Semih Şahin’den de böyle bir hareket bekliyor ama korkmayın Semih Şahin bunu yapacak kadar vicdansız biri değil. Daha önceki röportajında da bunu bana dile getirmiş ve yazmıştık. Çalışan, işine bakan, gerçekten performansını Belediye için, Bilecik için harcayan işçilerle uğraşmaz, tabi kendisine göre birtakım değişiklikler yapacaktır, bu da çok doğaldır ama Semih Şahin davayı kazanıp işe geri dönen bayanlara dereden taş taşıttıracak kadar vicdansız değildir. Başkan Danışmalığı Özel Kalem’de çalışan birini çöpe verecek kadar vicdansız değildir, Hesap İşleri ve Yazı İşleri Müdürlerini köpek barınaklarına gönderecek kadar vicdansız değildir, bir şoföre mobbing uygulayıp 1 yılda 9 işyeri değiştirecek kadar vicdansız değildir.

Semih Başkan, işin pek de kolay değil, şimdi herkes sana bir tanıdığını işe aldırmak için gelecek, içeride çalışanları da daha iyi bir makama getir diye önerilerle gelecekler, Allah kolaylık versin şimdiden.

Duyduğum kadarı ile Semih Hoca, İstanbul’dan bir Bilecikli olan finans uzmanını ekibine dahil etmiş ve Başkan Yardımcısı yapıyormuş, çok yakında bir de Dubai'den önemli birisi geliyormuş, bencede iyi yapar. Meclis Üyeleri kızmasın ama ona bu kapsamda çok fazla verimli olabilecek, yardımcı olacak birkaç isimden fazlası yok, iyi bir ekip kurabilirse çok başarılı olabilir. Vizyon ve misyon sahibi kişiler ile yola çıkmalıdır yoksa birileri gibi benim İmam Hatip’ten sınıf veya okul arkadaşım diye Başkan Yardımcıları atamamalıdır.

Diğer bir konu da benim öğrenebildiğim Belediye’nin 93 Milyon TL borcu olduğu yönünde. AK Partililere göre bu 63 Milyon ama konuşulan bu rakamın 100 bini bile geçebileceği yönünde. Semih Şahin bunu tam olarak öğrenip kamuoyu ile paylaşmalıdır, millet bilsin ne kadar borç ile Belediye’yi aldığını. “Belediye işçilerinin maaşlarını ödeyemiyorsun”, “bilmem ne kadar borçla aldık Belediye’yi”, “bilmem ne kadar bütçeye çıkardık” diyerek hava atanların geride bıraktıkları borçları kamuoyunun bilmesi lazım. Zaten duyduğuma göre Semih Şahin, hesapları inceletmek için tarafsız bir denetmen isteyecekmiş.

Semih Şahin, aday olduğunda Belediye’nin çok borcu olduğunun söylendiğini sorduğumda çok rahat bir şekilde bunun önemli olmadığını ve uluslararası  hazırlayacağı birkaç proje ile bunun üstesinden geleceğini söylemişti.

Şimdi  Semih Şahin'in en önemli avantajı da Ankara’yı, İstanbul’u ve büyükşehirleri CHP’nin kazanması (İstanbul’u İmamoğlu kazanmıştır ve mazbatasını en kısa sürede vermek zorundadırlar.) Eskişehir büyükşehirdir, yine Büyükerşen’in kazanması Semih Hoca için gerçekten çok önemli bir avantaj, zaten seçim öncesi hem İmamoğlu, hem de Büyükerşen videolu görselleri ile destek olacaklarını bizzat duyurmuşlardı.

 Bu seçimi CHP ve adayı Semih Şahin kazanmıştır.  AK Parti ve adayı Nihat Can kaybetmemiştir, Selim Yağcı kaybetmiştir.

AK Parti’nin adayı Nihat Can’ın aldığı oyların bir çoğu kendi oyudur bunu da bilsin, çünkü kimse bu seçim Nihat Can'a ve şahsına birşey söyleyemedi, çünkü vatandaş herşeyin farkındaydı. Nihat Can kazansaydı Belediye’yi Selim Yağcı yönetmek isteyecekti aslında eğer Nihat Can kazanabilseydi ilk testiyi de Nihat Can ile Selim Yağcı kıracaktı bence, ne demek istediğimi anlayan anlar.

Sonuçta seçim bitti, geçim derdi başladı ve CHP 15 yıl sonra kaybettiği kalesini geri aldı.

Sokaklarda insanların yüzü güldü. Mart’ın sonunda bahar geldi, şimdi herkes elbirliği ile yeni Belediye Başkanı Semih Şahin’e destek olmalı ve Bilecik için güzel çalışmalara, projelere imza atılmalıdır.

CHP, Bozüyük’te de önemli bir başarıya imza atarak uzak farkla Belediye eski Başkanı Mehmet Talat Bakkalcıoğlu’nu yeniden Belediye Başkanı seçmiştir.

Benim çok merak ettiğim bir konu daha var. 15 yıldır Selim Yağcı ve AK Partili Belediyelerin sayesinde ihya olan, yıllarca yazılarında CHP’yi ağır bir şekilde eleştiren, CHP’yi diktatörlükle suçlayan, CHP'lilere dinsiz diyen, CHP’lilere FETÖ’cülük yaftası yapıştıran,  Makarios heykelini Beylikdüzü ilçesine diktirmiş diye Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gösterilmesini eleştiren, CHP’yi HDP ile işbirlikçi gösterip PKK’lı diyen, “iktidarı hayalinizde görürsünüz” diyen, “saçımız ak mı kara mı seçim akşamı televizyon kanallarından kaçacaksınız” diyen (isteyen olursa bu yazıların tüm linkleri elimde hemen atabilirim) bazı basın kuruluşlarının bu süreçten sonra nasıl bir yayın akışı sürdüreceklerini, CHP’nin kazandığı Belediyelere yanaşmaya mı çalışacaklarını, diğer yandan CHP’den kazanan Belediye Başkanlarının da bu tür yayınlar sonrası bu basın kuruluşlarına karşı bundan sonraki süreçte nasıl bir davranış içinde olacaklarını gerçekten çok merak ediyorum.

Hep birlikte izleyip göreceğiz.

Mart’ın sonu bahar oldu, yüzler güldü, korku imparatorluğu bitti, kazanan Türkiye olsun, kazanan Bilecik olsun, ilçelerimiz, belediyelerimiz ve halk olsun.

Kazanan tüm Belediye Başkanlarına başarılar diliyorum, zaman buldukça hepsini ayrı ayrı kaleme almaya çalışacağım.

Kalınız sağlıcakla.

Sivri kalem, Mikser

Cafer Elmas

Editör: TE Bilişim