Devrimci İşçi Sendikalar Konfederasyonu’na bağlı Birleşik Metal İş Sendikası yeni satın aldığı kendi binasına taşınırken, açılışa Genel Başkan Adnan Serdaroğlu katıldı.

Birleşik Metal İş Sendkası Gazipaşa Mahallesi Gülistan Sokak No: 9-A: 10’e (Sinema’nın üst katı) taşındı. Yeni binanın açılışına Birleşik Metal İş Sendikası Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Sendika Eğitim Daire Başkanı Seyfettin Gülengül, Eskişehir Şube Başkanı Ahmet Arı, Cumhuriyet Halk Partisi İl Örgütü, İYİ Parti İl Örgütü, Demokrat Parti İl Örgütü, Vatan Partisi İl Örgütü ve sendika üyesi birçok işçi katılım sağladılar.

“Sendikaları demokrasinin olmazsa olmaz yapıları olarak görüyoruz”

Bina açılışı kurdele kesim töreni ile gerçekleştirilirken, toplantı salonunda açıklamalarda bulunan Genel Başkan Adnan Serdaroğlu, “eğer bir ülkede sendikalar güçlü ise, emek örgütleri güçlü ise orada demokraside gelişmiş demektir. Dünyanın bütün ülkelerindeki göstergeler buna işaret eder”dediği konuşmasında şunları ifade etti:

“Şimdi bizler Birleşik Metal İş Sendikası olarak, Bilecik’teki demokrasi hareketine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi sendikalar demokratik kurumlardır. Eğer bir ülkede sendikalar güçlü ise emek örgütleri güçlü ise orada demokraside gelişmiş demektir. Dünyanın bütün ülkelerindeki göstergeler buna işaret eder. Gelişmiş ülkelerdeki sendikal alan,emek alanı çok daha gelişmiştir. Ama bazı yerlerde vardır ki, bizim gibi ülkelerde maalesef ki sendikal alan çok daraltılmış,emek hareketi kuşatılmış ve işçilerin hak ve çıkarları sürekli olarak aşağı çekilmeye çalışılıp, onların mücadelelerinin önü hep kesilmiş durumdadır. Onun içindir ki; bizim gibi ülkelerde de demokrasiler gelişemiyor. Şimdi Türkiye’deki sendikal alan, neredeyse yüzde 5’lere düştü. Belki bugün Türkiye’de yüzde 12 gibi gösteriliyor sendikalaşma oranı ama, yüzde 12 dediğimiz alanın bir kısmı kamu sektöründe geçmişten gelen örgütlülük, ama önemli bir kısmı da toplu sözleşme hakkına kavuşamayan işçiler. Yani bir ülkede yüzde 12 oranı var. Bunun sadece yüzde 5.5’i veya 5.6’sı, toplu sözleşme yapabiliyorsa, emek alanındaki bu görüntü gösterge aslında ülkedeki demokratik göstergeye de somut bir işarettir. Biz bunun için sendikaları demokrasinin olmazsa olmaz yapıları olarak görüyoruz ve güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ama maalesef ki her örgütlendiğimiz yerde, özellikle bizim gibi demokratik ve sınıf sendikacılığını savunan, sendikaların önüne önemli engeller çıkartılıyor. Giriyorsunuz bir fabrikaya, örgütlenmeye çalıştık burnumuzdan getirdiler. Bir sürü insanı işinden attılar, insanları istifa ettirdiler. Baş edemediler yetkimizi çıkarttık mücadelemizi sürdürdük olmadı gittiler bizim üyelerimizi ve diğerlerini de Sarı Sendika dediğimiz, o işveren sendikasına üye yaptılar. Şimdi bunlar tabi her tarafta başımıza geliyor. Bu işe direk müdahil olan birtakım siyasi yapılar var, birtakım Bakanlıklar var. Biz bunları teşhir ediyoruz elimizden geldiği kadar. Şimdi bizler tabi Türkiye’de bazı olumsuzlukların önüne geçmek için insanlara yenilgiden ziyade, karamsarlıktan ziyade cesaret aşılamaya çalışıyoruz. Son MESS ile yaptığımız görüşmelerde de bunu zaten somut olarak ortaya koyduk. Grevimiz yine yasaklandı yani Türkiye’de grev iyimidir, değimlidir bunu tartışmayacağım ama eğer demokratik bir haksa işçilerin kullanması gerek bir haksa, işverenleri bazı sözleşmelere zorlamak için uygulanması gereken bir durumsa ve buna hükümet müdahale ediyor ve erteliyorsa grevimizi. Biz bu yasağı tanımıyoruz diyerek ülkede bir cesaret dalgası yaratmaya çalıştık.

“Bu nedenle de bugün Bilecik’te kendi yerimizdeyiz”

Yani biz her şeyi kabullenen bir yapıdan ziyade, rüzgara karşı yükselmeye çalışan bir sendika görüntüsü ortaya koymaya çalışıyoruz. Birileri dedi, “sizin 1 Mayıs Taksim talebinizi kabul etmiyoruz. “Bize “başka yerde kutlayın” dediler. Hayır biz Taksim’de kutlayacağız dedik. Eğer bir emek örgütü, bir takım şeyleri kabul edecek duruma gelirse, o emek örgütü olmaktan çıkar, talimat örgü olur, yandaş olur.

Biz geçmişte emek mücadelesi veren saygın insanların sendikasıyız. Biz onların kültürlerini, bize bırakmış oldukları bir takım ilkeleri taşımak ve bizden sonrakilere teslim etmek zorundayız. Onun içindir ki; Türkiye’de ne yapmamız gerektiğini biz tarihimizdeki yapılan mücadeleleri önümüze koyarak yapıyoruz. Bu nedenle de bugün Bilecik’te kendi yerimizdeyiz. Daha rahatız,burada insanlara hizmet verebilecek geniş bir alana sahip olduk ve biz burada bütün demokrasi mücadelesi içerisine, özgürlükler mücadelesi içerisine bütün varlığımızla girmek istiyoruz. Burada sendikanın güçlenmesi için dostlarımızdan yardım bekliyoruz. Bilecik’teki her alanın güçlenmesi anlamına gelir. Bizde her emek alanına açığız. Onların ihtiyaçları varsa bu binamızın kullanılmasından tutun, onarlın bize ihtiyaçları varsa bu ihtiyaçları olan yerlere her zaman göstermeye de hazırız. Burada dayanışma içerisinde, daha güzel bir ülke, daha güzel bir yarın, işçilerin daha mutlu yaşayacağı, haklarının engellenmeyeceği bir aydınlık geleceği birlikte yaratacağımıza inanıyorum.”

Editör: TE Bilişim