Cafer Elmas

Görevden alınan Bozüyük eski Belediye Başkanı Ahmet Berberoğlu’nun başımıza musallat ettiği Fevzi Bubilik, Bilecik’in üstüne karabasan gibi çöktü. Önceleri Berberoğlu’nun fahri danışmanı olarak tanıdığımız, fakat sonra görevi Berberoğlu tarafından bıraktırılan ve daha önce kendisine sahip çıkan Berberoğlu’nun bile  arkasından sallamaya başlayan  ve herkese sataşan sayın Fevzi Bubilik’in son sataştığı kişi ise benim.

Kendisini bir şey sanan, sıfatının ne olduğunu dahi halen çözemediğim ne sıfatla bizleri aradığını bilemediğimiz Bubilik, haddini bilmez bir şekilde beni korkak gazetecilik yapmakla suçluyor. Önceki gece MHP Milletvekilimiz Bahattin Şeker’in davetlisi olarak, bir gazeteci arkadaşımız ile Eskişehir Bilecikliler Derneği’nin yemeğine katıldık. Burada sayın Şeker ile çekindiğimiz resmi, gazeteci arkadaşımız o anda kendi facebook hesabından paylaşmış. Ardından facebook’ta Kafkas Kartalı takma adını kullanan Fevzi Bubilik, fotoğrafa yorum yazarak beni ve o gazeteci arkadaşı korkak gazetecilik yapmakla suçlayan bir mesaj göndermiş. Sayın Şeker’in de üstüne alınmamasını istemiş.

Bu durumdan haberdar olur olmaz kendisini aradım ve ne demek istediğini sordum. Benim yazılarını gazetemde, haber sitemde ve temsilcisi olduğum DHA’da kullanmadığım için korkak olduğumu söylüyor. Telefonda kendisi ile tartıştık. Ona neyi yazıp yazmayacağımın kararını kendimin vereceğini, onun tetikçiliğini ve çığırtkanlığını yapmayacağımı söyledim. Telefonda tehditler savuran Bubilik’e elinden geleni ardına koymamasını ve bir daha da benimle muhatap olmamasını söyledim.

Şimdi sayın Bubilik’e soruyorum: Beyefendi, sen neyin peşindesin? Seni fahri danışman olarak tanıdık. Artık o görevin de bitti. Kamera karşılarına geçip Berberoğlu’nu yere göğe sığdıramazken, ne oldu da arkasından atıp tutmaya başladın?

Ona hır, buna hır, her gün gündeme gelme peşindesin. Ahmet Berberoğlu cezaevine girdi, senin açıklamaların yüzünden adam sıkıntıya düştü. Bu yetmedi, bir gazeteci arkadaşımızın gündeme getirdiği ve idarenin yanı sıra Savcılığın da müdahil olduğu halı davasına bile atladın. O da yetmedi, AK Parti aday adayı olan İbrahim Yılmam’ın savunuculuğuna başladın. Ona basın açıklaması hazırladığın dahi iddia ediliyor. Fahrettin Poyraz’a saldır, Selim Yağcı’ya, Ramazan Kurtulmuş’a saldır, Müftülüğe saldır, Bozüyükspor Başkanı Cengiz abiye saldır, Savcıya saldır, hakime saldır. Şimdi de tetikçiliğini, çığırtanlığını yapmadığım için bana saldırmaya başladın. Sizin haberlerinizi ulusala taşırken Aslan gazeteci Cafer’dik, Haberlerinizi yapmayınca korkak gazeteci Cafer mi olduk Neymiş? Berberoğlu ve Berberoğlu’nun avukatı ile ilgili açıklamalarını yazmamışım, çalındığı iddia edilen Halılara ilişkin açıklamalarını neden yazmıyormuşum. Neymiş? İbrahim Yılmam’ın AKP İl Başkanı ile ilgili iddialarını neden yazmıyormuşum.  

1’incisi; halı olayını başka bir gazeteci arkadaşımız ortaya çıkardı. Özel bir haber. Benim gazetecilik anlayışımda başkasının haberine musallat olma ve başkasının başarısından nemalanmak yoktur.

2’ncisi; İbrahim Yılmam arkadaşımız Bilecik Belediye Başkanlığına aday adayı oldu. İlimize geldi, bazı gazeteleri ve mantar gibi türeyen internet sitelerini dahi ziyaret etti, 47 yıldır günlük çıkan ve Bilecik’in gerçek gündemini belirleyen gazetemize uğramadı bile. Sonra Yılmam, işler karışınca “Açıklama gönderiyorum Cafer bunu yazın” diyor. Kusura bakmayın bizi adam yerine koymayanı biz de koymayız. Ben bunu açık açık İbrahim Yılmam arkadaşın yüzüne de söyledim. Ardından AK Parti İl Başkanı Ramazan Kurtulmuş’un onun hakkında yaptığı basın açıklamasını da yayınlamadım. Bu girdabın içerisine girmek zorundamıyım? Gazetemde ne yazıp yazmayacağımı size mi soracağım beyefendi?

Biz yazmayınca temsilcisi olduğum DHA’yı arıyorsun. Ne fark edecek? Müdürlerimiz de bize soruyorlar, biz de senin ne karakterde olduğunu ve yazılarının içeriğini gerektiği şekilde anlatıyoruz. Benim ajans temsilciliğimi ve arkadaşlarımızın ajans temsilciliklerini aldıracağını söylüyorsun. Ona senin de, sülalenin de gücü yetmez be Bubilik.

Bizim kendi gazetemiz var, 47 yıldır da dimdik ayakta yayın hayatımıza devam ediyoruz. 10 yıllık gazetecilik hayatımda 28 dava geçirdim. Valisinden tut da, Belediye Başkanlarına, Emniyet Müdürü’ne kadar herkes bana dava açtı. 1 tanesi hariç hepsini de ben kazandım. Yazdığım eleştiri haberine karşılık daha geçtiğimiz hafta Emniyet’in açtığı yeni davada takipsizlik kararı geldi.

Benim yazdığım haberleri, olayların üzerine nasıl cesaret ile gittiğimi Bilecik kamuoyu yakından biliyor. Bana korkak gazeteci demek senin haddin değildir. Neymiş, ben Bilecik Belediyesi’ne dava kaybetmişim, bu yüzden Belediye’ye AKP’ye yağdanlık yapıyormuşum. Benim Bilecik Belediyesi’ne kaybettiğim bir tane dava olduğunu kanıtla, Bilecik sokaklarında eşek gibi anırarak gezeceğim. Ama kanıtlayamazsan sen gezecek misin Bubilik? Onun bunun gazı ile bana racon kesme. Sen delikanlıysan, facebook’ta kendi adını kullan. Kafkas Kartalı diye takma isimlerle ona buna sallama. Neymiş beni ve diğer arkadaşımı parçalayacakmış… Çok Türk Filmi seyrediyorsun galiba Bubilik. Parçala Behçet, ama yavaş parçala da kendini parçalama. Sen neyin peşindesin kendine siyasi bir yer veya toplumda kendine bir yer edinme çabasında mısın?

Bilecik’in polisi var, Jandarması var, Savcısı var, Hakimi var, Siyasetçisi var, Valisi var… Sana mı düştü Bilecik’in hakkını korumak? Ankaralı değil misin sen kardeşim? Bak Ankara’da işine gücüne… Bilecik kendi yanlışlarını, gazetecisi, savcısı, hakimiyle gerektiği şekilde yargılamasını bilir. Bir defa kardeşim, senin sıfatın ne? Siyasetçi misin, bürokrat mı, sanayici mi? Ne sıfatla bu açıklamaları yapma gereği duyuyorsun? Ama suç sende değil, reyting yapacağım diye haberlerini yapan bazı meslektaşlarımızda. Adama sorarlar; arkadaş bu adam bu açıklamaları yapıyor ama, ne sıfatla? Bazı senin haberlerini yazanlarda yazmaz olduk artık onlarda öğrendi seni. Ben önce bakarım adama adam mı diye sonra konuştuğu lafa bakarım laf mı diye neymiş, Ahmet Berberoğlu cezaevinden çıkınca ona demişim ki, “Bubilik bana bir sürü yazı gönderdi, ben yazmadım.” Bubilik, bunu da sana söyleyeni karşıma getirip yüzleştirmezsen müfterisin. Bu ifadelerimi Berberoğlu’na değil, ama senin yüzüne karşı söyledim.

Bak sayın Bubilik, ben 42 yaşındayım ve bu ilden hiç ayrılmadım. 10 yıldır, 47 yıldır yayın yapan gazetemizde çalışıyorum ve 5 yıldır da DHA il temsilcisiyim. Ben senin gibi Bubilikleri çoook gördüm. Tehditlere pabuç bırakacak adam değilim. Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka kimse alamaz. Elinden geleni ardına koyma. Senden korkan senin gibi olsun. Benim gayri meşru işim yok, başım dik,alnım ak. Çocuk yok karşında senin. Ben başka gazetecilere benzemem haddini bil Bubilik, onlarında seninle ne menfaati olduğunu da merak ederim, senin ispiyoncunun da kim olduğunu iyi biliyorum o da kendisini bildiğimi iyi biliyor. Bana yaptığın tehditleri ve hakaretleri, yazdığın mesajları da avukatıma gösterdim. Pazartesi ilk işim Savcılığa senin hakkında suç duyurusunda bulunmak olacak. Seninle yargıda hesaplaşacağım. Sen daha beni tanımamışsın. Tanırsın daha zamanımız çoooook.
Sorarım sana, sen neyin peşindesin Bubilik?

Editör: TE Bilişim