Cafer Elmas 

MHP Bilecik Milletvekili Bahattin Şeker, partisinin Bayırköy seçim bürosunun açılışı ve Belediye Başkan adayı Hilal Subaşı’nın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, hükümete zehir zemberek açıklamalarda bulundu.

Diyarbakır’da Barzani-Erdoğan buluşmasından, Suriyeli mülteci sorununa kadar pek çok konuya değinen Şeker’in zaman zaman gözleri doldu. Konuşmasının sonunda Andımız’ı okutan Şeker’e çok sayıda Bayırköylü eşlik etti.

Konuşmasına, “Türkiye bugün olağanüstü bir dönemi yaşamakta, mantığın ve vicdanın asla kabul etmeyeceği günlerden geçmektedir” diyerek başlayan Şeker, şöyle devam etti:

“Ülkemiz, başbakanın marifetiyle bölünme bataklığına doğru hızla sürüklenmektedir. Cumartesi günü, Diyarbakır’da yaşanan son rezillikler, milletimize derinden üzmüştür. Habur’da yaşanan rezalette, savcıları ve hakimleri, PKK’nın ayağına yollayan bu hükümet; “Buraya gelirlerse kan gölünde boğarız” diyen, her zaman Türkiye’nin aleyhinde olan, Irak’taki Türkmen kardeşlerimize yönelik saldırılar yapan, Türk düşmanı Barzani’yi kırmızı halıyla karşılamıştır. Bölücübaşının ve PKK’nın çaputlarının bulunduğu bir ortamda, “Kürdistan” ifadesini kullanarak “hoş geldin” demiştir. Barzani’nin yanında da “Apo özgürlük savaşçısıdır. Terörist değildir. Terörist olan Türkiye’dir. Dağa çıkın, Kürdistan’ı kan emici Türklerden kurtarın” diyen şarkıcı bozuntusu Şivan Perver’le birlikte şov yapmıştır.


Başbakan, PKK’ya yardım ve yataklık eden, “vallahi Apo’yu özledik” diyen Ahmet Kaya’yı “kardeşim” diye hitap ederek korumuştur. Bir şehit annesini bile ziyaret etmeyen eşi Emine Erdoğan ise, Şivan Perver’in şarkılarına ağlamıştır. Milletin iyi niyetini istismar eden, ülkeyi bölünme noktasına getiren, bu zavallı, çürümüş ve bataklık içindeki iktidardan kurtulmanın vakti gelmiştir. “Ben Türküm. Türk milletinin ferdi olmaktan onur duyuyorum” diyen hiç kimsenin, bu olanlardan memnun kaldığını ya da kabul edebileceğini düşünmüyorum.

Bakınız, bu ülke, tarihin en büyük dönüm noktalarından birine gelmiştir. Bu tablo başbakanın ve yanındakilerin eseridir. Biz tarihi, kültürü, kimliği bir olanların ülkesiyiz. Bu ülkede yaşayanların memleketi, bölgesi, mezhebi ne olursa olsun, her birinin adı ne olursa olsun; bütünlüğümüzün adı Türk kimliğidir. Bu milletin “öznesi” Türk olduğu için; bütün insanlarımızın oluşturduğu bu birliğe Türk milleti diyoruz. Ve bundan asla vazgeçmeyeceğiz. Bu vatanı ve milleti böldürmeyeceğiz. Elin oğlu öyle istiyor diye, kimliğimizden vazgeçmeyeceğiz.

Türkiye’miz bölünme senaryolarının konuşulduğu, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimize hakaretler edildiği, rengini şehitlerimizden alan Ayyıldızlı Albayrağın bile tartışıldığı, “Ne mutlu Türküm diyene!” ifadesinden rahatsız olunup, bu ifadenin yazılı olduğu yerlerden söküldüğü ve en sonunda andımızın dahi kaldırıldığı bir noktaya gelmiştir.

Bayrağa sahip çıkmanın adı tahrik, Türk milletine saygı ve sevgi ile riayet etmenin adı faşizm, Türk milliyetçiliğine sahip çıkmanın adı kafatasçılık, andımızı okumak ilkellik; Bebek katili, terörist başı Apo ile görüşmek umut ve çözüm haline gelmiş...

Evet, buradan sormak lazım; sayın Başbakan, dağdakileri indirmek için, af mı çıkaracaksınız? Binlerce kişinin katili olan teröristlerle, bu devlete ve millete hizmet etmiş olan cezaevindeki komutanları aynı kefeye mi koyacaksınız? “Kürdistan” denilen yerin sınırını belirleyenler siz misiniz? BOP’un eşbaşkanı olduğunuzu söylerken, göreviniz bu kirli senaryoyu gerçekleştirmek mi?”


“GENÇLER ÇAPULCU DİYEREK TAHRİK ETMİŞ, HALK KİN VE NEFRET SÖYLEMİYLE KIŞKIRTMIŞTIR”

MHP Milletvekili Bahattin Şeker, 11 yıldır hükümet olan bu iktidarın yaptıklarını yeniden incelemek gerektiğini belirterek, gençlerin çapulcu denilerek tahrik edildiğini, halkın kutuplaştırılıp kin ve nefret söylemiyle kışkırtılarak ayrımcılık yapıldığını söyledi.

Artık insanların özel hayatlarına, telefon görüşmelerine, kaç çocuk yapacağına, kimin kimle kalacağına kadar konuşulduğuna vurgu yapan Şeker,  zinayı suç olmaktan çıkaran kanunların bu hükümet döneminde çıktığının altını çizerek, suç oranlarının en çok bu dönemde yükseldiğini belirtti.

Şeker, “Bakın bu iktidar;

Çevrecilikle başlayan Gezi hadiselerini, üslubu ve yasaklarıyla sabote etmiş, kullanmış ve gençleri sokağa dökmüştür. Çapulcu diyerek tahrik etmiş, “%50’yi sokağa dökerim” diyerek, halkı kutuplaştırmış, kin ve nefret söylemiyle kışkırtmıştır. Ayrımcılık yapmıştır.

İnsanların özel hayatlarına, telefon görüşmelerine, kaç çocuk yapacağına, kimin kimle kalacağına kadar konuştun. Ancak zinayı suç olmaktan çıkaran kanunlar senin döneminde çıktı. Suç oranları en çok senin döneminde yükseldi. Adaletsizlik kol gezmeye başladı.

Atatürk’e ve silah arkadaşlarına “iki ayyaş” diyerek hakaretler ettin. Milli bayramlara müdahale ederek, adeta kuşa çevirdin. “Terör örgütüyle görüşmedik, asla görüşmeyiz. Bunu söyleyen şerefsizdir” dedin. Oslo’da ve İmralı’daki senin talimatınla yapılan görüşmeler ortaya çıkınca “biz değil, devlet görüşüyor” dedin. 2005’te ABD’deki Yahudi lobisinden “cesaret ödülü” aldın” dedi.

“ÜLKEYİ MAHVETTİN. MİLLETİ BÖLDÜN”

Bahattin Şeker, hükümetin dış politikasını da eleştirerek, “Gazze’ye yardım için yola çıkan Mavi Marmara gemisinde, 9 vatandaşımız İsrail tarafından öldürülünce sesini çıkaramadın. Libya’da Kaddafi’den ödül aldın. “NATO’nun Libya’da ne işi var?” dedin; sonra çark edip, NATO’nun müdahalesine destek verdin. Kaddafi’nin kellesini alanlarla birlikte hareket ettin. Mısır’da Hüsnü Mübarek’e ödül verdin. Ardından “artık çekil” dedin. Sonra da Mısır halkının yaşadığı ağır süreci ne kadar yanlış okuduğun ortaya çıktı. “Patriot” füze talebim yok, dedin. 2 ay sonra Türkiye’ye füzeler kuruldu. “Komutası biz de olacak” dedin. Komutasını Alman ve Hollandalı askerler üstlendi.

“Kardeşim Esad” diye hitap edip, Bodrum’da ailece tekne gezintisi yaptın. Ortak bakanlar kurulu düzenledin. Ardından “en büyük düşman Esed” dedin. BDP’lilerin dokunulmazlığın kaldıracağını söyledin. Polise tokat atan milletvekilleri ve kendisine küfür eden belediye başkanları ile el ele tutuştun. Ülkeyi mahvettin. Milleti böldün. “Yol yaptık” diyerek milleti kandırmaya, din ile istismar etmeye, yalanlarınla avutmaya devam ediyorsun” dedi.


“11 YILDIR DERSHANELER İYİYDİ DE ŞİMDİ Mİ KÖTÜ. 11 YILDIR HER ŞEY SÜTLİMANDI, ŞİMDİ Mİ RAHATSIZSINIZ?”

Bahattin Şeker, son günlerde dersaneler üzerindeki gelişmelerede değinerek, “11 yıldır hükümettesiniz. 11 yıldır Erdoğan Başbakan. Eğitim sistemini 11 yıldır kontrol ediyorsunuz. 11 yıldır dershaneler iyiydi de şimdi mi kötü. 11 yıldır her şey sütlimandı, şimdi mi rahatsızsınız? 8 Şubat 2007’de özel öğretim koruma kanununu siz çıkardınız.

Dershane kapatmak çözüm değil, eğitimde yeni reformlar yapmak önemli. Dershaneleri kapatmak demokrasinin gereği olamaz.

Denizli’deki kızlı erkekli olayından sonra bütün üniversite öğrencileri zan altında bırakılmış ve aba altından sopa gösterilmiştir. Biz diyoruz ki bu seçimde milli irade başını kaldıracaktır, sesini sandıkta duyuracaktır. Biz adaylarımızla beraber, Türkiye’deki bu olaylara dur demek içim yerel yönetimlere talibiz. Artık yeter diyoruz. Şimdi gelin hep beraber, bir kez daha, gür sesle andımızı okuyalım; unutmayalım ve unutturmayalım... Gelin, bu ülkenin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine hep beraber sahip çıkalım” dedi.

 

Editör: TE Bilişim