Daha önce, 2013 yılı içerisinde, Kerkük ve çevresinde  yaşananların bir tehdide dönüştüğünü ve hükümetin bu konuda ne gibi önlemler aldığını Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na sorduğunu ve cevap alamadığını belirten Bahattin Şeker, güncelliğini muhafaza ettiğini hatırlatarak, sorusunu yineledi ve IŞİD tehdidine yönelik hükümetin cevap vermesini istedi.

Şeker’in Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak açıklanmasını istediği soru önergesi şöyle:

"1-Tarafınıza yazılı olarak 26.11.2013 tarihinde verdiğimiz, 30.12.2013 tarihi onaylı, 2013/1553 sayılı önergemize cevap verilmemiştir. Bu önergemizde Irak'taki Türkmen varlığına ve Kerkük'ün statüsü ne yönelik olarak, yaşanan tehditlere karşı önlem alınıp alınmadığı tarafımızdan sorulmuştur. Yaşanan gelişmelerin ardından,önemine,güncelliğine ve içeriğine binaen, bu önergemizdeki soruyu bir kez daha hatırlatmak isterim: “Irak'taki gelişmelerin Türkiye'yi yakından ilgilendirdiği, bu bölgedeki hareketliliğin ya da yakın, orta ve uzun vadede “harita değişikliklerinin” Türkiye açısından bir “beka sorunu” olduğu, Kerkük ve çevresinin statüsünün veyahut Kerkük'te yaşanacak herhangi bir “oldu-bitti” girişiminin ülkemiz ve milletimiz için hayati öneme sahip olduğu bilinmektedir. Bu anlamda, Kerkük'te yaşanan bombalı saldırıların, bölgedeki Türkmen varlığına kastettiği görülmektedir. Bakanlığınızın bu konudaki faaliyetleri ve girişimleri ne olacaktır? Bundan sonraki süreçte, yaşanan saldırıların önlenmesi adına TBMM'nin hükümete verdiği yetkiler kullanılacak mıdır? Haklarımızın ihlali gibi bir durumda, Türkiye Cumhuriyeti hükümeti olarak bölgedeki hassasiyetlerin ve uluslararası hukukun göz önünde bulundurulmasının dışında “var olma mücadelesi” veren Türk nüfusuna yönelik endişelerin giderilmesine ilişkin adımlar atılacak mıdır?”   

2-Barbarca katliamlarla varlığını sürdüren IŞİD unsurlarının, Kerkük,Musul ve çevresindeki işgalinin ardından; rehin alınan vatandaşlarımızla ilgili gelişmeler ne durumdadır? IŞİD unsurlarının Türkmeneli'ndeki işgali sonrası, Türkmen soydaşlarımızın can,mal, toprak ve otorite güvenliği adına uluslararası anlaşmaları gündeme getirmek, uluslararası hukuku aktif hale getirmek ve uluslararası kamuoyu yaratmak üzere bakanlığınızın yürüttüğü çalışmalar nelerdir? Bu anlamda konunun başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi gibi uluslararası platformlarda duyurulması, Türkiye'nin “silahlı müdahale seçeneği” de dahil olmak üzere,her olasılığın gündeme getirilmesi konusunda yakın,orta ve uzun vadede stratejik planımız var mıdır? 

3-IŞİD işgali sonrası, Türkmeneli bölgelerinde, Türkmen nüfusunun ve otoritesinin hakimiyetinin “Peşmerge” unsurlarına geçmesi ve Türkmeneli toprağının bu şekilde el değiştirmesi gibi bir oldu-bittinin gündeme gelmesi konusunda, hükümetinizin yaklaşımı ne olacaktır?

4-Petrol, para ve ticaret temelinde sürdürülen bölgeyle ilişkilerde; Türkiye Cumhuriyeti'nin Türkmen varlığını kaderine terk etmesi gibi bir görüntü vermiş olması ya da böyle bir algının ortaya çıkması,Türkiye Cumhuriyeti'nin bekasını tehdit eden bir noktaya gelmiştir. Türkmen varlığının, can,mal,hak ve toprak güvenliğinin sağlanması adına öncelikli olarak hangi adımlar atılacaktır?”       

Editör: TE Bilişim