MHP Milletvekili Bahattin Şeker, ülkemizin içinde bulunduğu zorlu döneme ilişkin açıklamalarda bulundu. Ülkemize gelen yabancı yatırımın durduğunu ve uzmanların 2015 yılı için kriz uyarısında bulunduğunu belirten Şeker, AKP hükümetinin göreve geldiği 2002 yılından bu yana ülkemizin ve vatandaşlarımızın borç yükünün katbekat arttığını rakamlarla ortaya koydu.” Lüks kamu binaları yok, halkla beraber yaşayacağız” diyenlerin bugün saraylarda yaşadığına dikkat çeken Vekil, ülkemizin en önemli sorununun Doğu ve Güneydoğu’da yaşanan içkarışıklık olduğunu belirtti. “Ülke iç savaşa, bölünmeye, federal devlete doğru gidiyor” diyen Şeker, “29 Ekim’de peşmergeyi ülkeye sokanlara, İmralı’yla muhatap olanlara yazıklar olsun” ifadelerini kullandı. Şeker, sözlerine Atatürk’ün gençliğe hitabesinin son bölümünü okuyarak son verdi. Bahattin Şeker, basın açıklamasında şöyle konuştu:

“2002’den beri borçlar katbekat arttı”

Zorlu, sancılı ve bunalımlı bir dönem içerisinde mücadele devam ediyor Türkiye'de. Her hafta bir gündem değişiyor. Ekonomide ve çözüm sürecinde her gün birtakım söylentiler çıkıyor. Ekonomide birtakım tutarsızlıklar, bu politikalarla bunalan Türkiye'de hedeflerinden uzaklaştırılıyor ve şuanda yatırımlar hem Türkiye içinden, hem Türkiye dışından yatırım yapacaklar yatırım olaylarını durdurmuş gözüküyor. Siyasi risk artıyor, bu karışıklıklar Türkiye'nin huzurunu kaçırıyor. 12 yıllık pozisyonda ekonomide nereye geldiğimizi ufak rakamlarla açıklamak istiyorum. AKP'nin geldiği 2002 yılında büyüme oranı 6.6 iken, bu senenin ilk ayında %3'lere geldi. 2002 yılında toplam borcumuz 242.002 milyar iken bu senenin Eylül ayı itibariyle 603 milyara çıktı. İç borcumuz 2002'de 155 milyar iken Eylül ayı itibariyle 408.002 milyara çıktı. 2002 yılında kredi kartı borcu olanlar 4.3 milyar iken bugün yani 2014 yılı itibariyle 74 milyara çıktı. Şöyle bir hesap ettiğinizde 20 kat civarında oluyor. 2002 yılında kredi kartı borcunu ödemeyen kişi 277 bin kişi iken bugün 745 bin kişi kredi kartı borçlusu. 2002'de her açılan firmaya karşılık ortalama kapanan firma sayısı 6 iken bugün 35'lere kadar çıktı esnaf zor durumda. Önümüzdeki 2015 yılı sizlerde okuyup bakıyorsunuz, hakikaten düzgün ekonomi yazarlarına baktığınızda 2015 yılının zor geçeceği tahmin ediliyor. Dar gelirli vatandaşlarımız, işçilerimiz, memurlarımız, esnafımız bu tabloyu görüyorlar ve isyan ediyorlar. Evet bu tablonun bedelini de bütün millet olarak ödüyoruz. Her taraf bina, binalar çoğalıyor, televizyonu açtığınız zaman, gazeteleri açtığınız zaman apartmanlar, satılık yerler ama üretimle ilgili hiçbir şey olmuyor. Üretim olmayan bir yerde bir devleti geliştirmeniz, büyütmeniz mümkün değil.

“Halkla beraber olacağız diyenlerin bugün 5 tane uçağı, 3 tane helikopteri…”

2002 yılında AKP geldiğinde lüks kamu binalarını yapmayız, savurganlığa son veririz, bizler fakirin garibin iktidarıyız diyerek iktidara geldiler. Bizler lojmanda oturmayız, halkın içinde oturacağız, biz halkla beraber olacağız diyenlerin bugün 5 tane uçağı, 3 tane helikopteri, 100'e yakın aracı, 1 milyar 400 milyonu bulan 1000 odalı saraylarda oturduğunu hepimiz görüyoruz. Bu saraylar yetmiyor İstanbul'da da Vahdettin Sarayı bunlara hazırlanıyor, yani bunlara AK Saraylar, kaçak saraylar deniyor Ankara'da ki kaçak bir saray. Sayın Cumhurbaşkanı'nın görevi bitiyor, görev daha önceki Cumhurbaşkanlarında da bitmişti. Bakın Süleyman Demirel evinde oturuyor, diğerleri evinde oturuyor, Sayın Gül şuan İstanbul'da bir sarayda oturuyor, evinin bitmesini bekliyor, bunu da Türk milletinin görmesi lazım. Bunun yanında işçi ve çiftçi kan ağlıyor, maden ocaklarında hepimizin içini burkan olaylar, inşaatlarda ölümler, polisimiz, askerimiz can derdinde bunlar sefa ve saltanatlarını sürüyorlar.

“Ulus devlet yapısı gidiyor, federal devlet yapısını kurmaya çalışıyorlar”

En önemli konu hepimizi ilgilendiren ve önümüzdeki günlerde Türkiye'nin en önemli konusu olacak şey Doğu ve Güneydoğu Anadolu meselesi arkadaşlar. Bu bölgelerde akrabanız varsa, arkadaşınız varsa, askeriniz varsa, polisiniz varsa, öğretmeniniz varsa belli bölgeleri Allah aşkına sorun. Kamu düzeni bitmiş, kamu düzeninin bittiğini ben Hacı'daydım ama orada internet üzerinde de takip ediyordum, sizlerde görüyorsunuz artık ne Valimiz, ne Kaymakamımız, ne polisimiz, ne askerimiz, ne savcımız, ne hakimimiz hiçbirisi görevini yapamıyor. Bugünlerde hükümetin istediği de kamu düzeni kanununu yeniden çıkarmak için ellerinden geleniyle uğraşıyorlar ama muhatap aldıkları İmralı buna izin vermediği için de birtakım sıkıntılar oluyor. Yollar kapanıyor, şehrin giriş çıkışlarında PKK kontrol yapıyor, basiretsiz ve acizlik hükümet bunu seyrediyor. 250 tane okul yakıldı, 40'a yakın insan öldürüldü, her taraf yandı, İstanbul'da, diğer bölgelerde birçok saldırılar oldu bundan sonrada hiçbir sonuç, hiçbir suçlu da yakalanmadı. Bu ihanet sürecini de sürdürüyorlar. Ulus devlet yapısı gidiyor, federal devlet yapısını kurmaya çalışıyorlar. Her gün okuyorsunuz bu milletvekillerinin neler söylediklerini ve neler yaptıklarını, bu iş Allah korusun iç savaşa mı gider, bölünmeye mi gider, federal devlete mi gider çünkü artık bunlardan çıkıp emperyalist devletlerin başında Amerika'nın da girişmesi ile ilgili büyük sıkıntılar var. Hepimizin çoluğu, çocuğu var, bizlerden geçiyor genç arkadaşlarımız görevlere gelecekler, ama Türkiye'nin belki ilerde hatırlarsınız bir Bahattin arkadaşımız vardı, söyledi dersiniz, Türkiye'nin en önemli noktası bugün bu arkadaşlar.

“29 Ekim günü PKK’nın yoldaşı peşmergeyi yurda soktular”

29 Ekim günün de PKK'nın beraber hareket ettiği Peşmergeleri Türkiye'ye soktular. Sevinç gösterileri içerisinde Türk milletinin gözüne sokarcasına getirdiler, baktılar, yedirdiler, içirdiler, mazotlarını doldurdular ve Kobani'ye yolladılar. Kobani'den başka yer yok muydu, nerede bizim Türkmen kardeşlerimiz, Araplarımız, diğer arkadaşlar, orada yaşayan insanlar ölürken, ama Türkiye üzerinde büyük bir oyun oynanmakta ve hala da buna devam ediliyor ve buna da diyorlar ki evet AKP büyük bir başarı getirdi, barış süreci devam ediyor bunu devam ettirmek istiyoruz. Alınan buradaki muhatap hepinizde biliyorsunuz ki İmralı'ya göre, artık İmralı muhatap olmuş, bununla birlikte yürüyorlar, bizlerin söyleyeceği yazıklar olsun diyoruz başka söyleyeceğimiz yok. Meclis'te bizler, arkadaşlarımız, Genel Başkanımız, MHP ile ilgili, CHP ile ilgili arkadaşlar herkes bunları söylüyor ama anlamazlık devam ediyor.

Gençliğe Hitabe hatırlatması

Benim bunlara söyleyecek tek bir şeyim olabilir basında burada olduğu için, bunu 87 yıl önce büyük Atatürk, Genliğe hitabesinde söylemiş ve ben bunu okumak istiyorum bir paragraf olarak. "Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bir fiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde iktidara sahip olanlar gaflet, delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleri ile tevhid edebilirler. Millet fakru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk İstikbalinin evladı; işte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur."

“Herkes suçunu paralele atıyor”

Bunlar olurken demokrasi, demokrasi diyenler, demokrasiyi Türkiye'de nereye götürdüğünü hep beraber görüyoruz. 17 ve 25 Aralık yolsuzluğu çıkmış ve kapanmak üzere. Nasıl bir ülke olduk, nasıl bir adalet sistemi olduk. Geçen gün gazetede bir olay vardı bunu size anlatayım da biraz güldüreyim. Adam bir lokantadan bir bayanı ayarlıyor ve onunla beraber çalışmaya başlıyorlar, sonra sevgilisi oluyor, otelde münakaşa ediyorlar ve bunu kesiyor. Hakikaten olmuş bir olay, kestikten sonra bunu alıyor bavula koyuyor, götürüyor ormanlık bir alanda gömerken oradan birisi geçiyor. Bunu görünce yakalıyorlar, gidiyorlar Adliye'ye ve buna ömür boyu ceza veriliyor. Adamın söylediği söz, "ya bu paralel yapıdan oldu bu iş bana bundan dolayı bu cezayı veriyorsunuz. Bunu ben paralel yapıya bağlıyorum' diyor. Türkiye'de paralel yapı, kumpas, darbe herkes bir şey uyduruyor. Böyle bir ülke olabilir mi arkadaşlar. Evet neden oluyor, adam haklı bana göre koskoca büyük adamlar hırsızlık yapıyorlar, namussuzluğu yapıyorlar, paralar havada uçuşuyor, yazar kasalar havada uçuşuyor, milyon dolarlar odalarda, telefon kayıtları var, her şey ispatlanmış evet diyorlar ki bunu paralel yapı bize yaptı. Şimdi adamda doğru söylüyor bunu paralel yapı yapıyor diyor. Böyle bir ülke, böyle bir adalet sistemi olabilir mi?

“Adalet sistemini değiştirdiler”

Şöyle geriye dönüp bakarsanız, bizim bulunduğumuz şu 4 sene içerisinde yalnız adalet sistemi ile ilgili kaç tane kanun değiştiğini Türkiye'de görürsünüz. Her şeyi bir yere bağlıyorsunuz, her şeyi bir yerle ilgilendiriyorsunuz. Evvelsi gün adam diyor ki 30 tane saat alıyordu benden 1 milyar dolar diyor. Öbür adam diyor paraları ben götürdüm Ankara'ya kime verdiğimi unuttum diyor, bu sözler bile bir savcının, bir yetkilinin kapanan bu dosyayı yeniden açması lazım geldiğini gösterir. Ama maalesef burası Türkiye, ha bugün olacak bunlar, bitmeyecek, ömür boyu kimseye kalmamış Sultan Süleyman'a kalmamış bu dünya, bir gün bunların hepsi gözükecek ve bunlarla olan herkes bundan cezasını görecek.” 

Editör: TE Bilişim