İlimizin önde gelen işadamlarından Cihan Saral, Bilecik’te bir ilke imza atarak Osmaneli’de süsü bitkisi üretimine başladı. Bilecikli Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanlığı görevini de yürüten başarılı işadamı, Sakarya nehri kıyısında bulunan 400 dönüm arazisinde 2 yıldır şeftali, ayva ve zeytin üretimi yapmak yerine, mavi selvi, leylandi, mazı, gold rider, smargat ve şimşir bitkileri ekiyor. “Eskiden ağaç, meyvesi için dikilirdi. Artık meyve manavdan alınıyor, ağaç ise güzelliği için dikiliyor” diyen Saral, toplumun bu değişen algısını keşfettiklerini ve yatırımlarını bu yönde yaptıklarını söylüyor.

‘Sarallar Peyzaj’ adında yeni bir marka oluşturan Cihan Saral, 2 yıl boyunca yaptığı yatırımın karşılığını almaya hazırlanıyor. Bu yıl 15 bin fidanı satışa çıkartacak olan Saral, sadece 6 çeşit bitkiyle yola devam edeceklerini, amaçlarının üretim adedini arttırmak olduğunu belirtiyor. Cihan Saral’la süs bitkisi üretim sahasında bir gezinti yaptık. Bu yatırıma nasıl karar verdiğini ve gelecekten beklentilerini konuştuk.

Cihan Bey Bilecik’te bir ilke imza atarak süs bitkisi yetiştiriciliğine başladı. Öncelikle bu yatırımın hikayesini öğrenelim. Cihan Bey, bu yatırımı yapma fikri aklınıza nereden geldi?

“Biz bu arazide uzun süredir şeftali, ayva, zeytin gibi ürünler üretiyorduk. Bunları aileler kendi başlarına yetiştiriyordu. Arazimiz büyük olduğu için ve fazla iş gücü gerektirdiğinden birim alandan gerekli verimi alamıyorduk. Bu alandan nasıl daha kazançlı ürün elde edebiliriz diye düşünürken, ilaç sektörü için tıbbi bitki üretimi konusunda araştırma yapmaya başladım. Araştırmalarımız sonucunda Adapazarı ve Düzce’de süs bitkisi üretimi yapıldığını ve sektörün gelecek vaat ettiğini, bu sektöre yatırım yapmanın gelecekte ciddi geri dönüşleri olacağını gördük. Süs bitkisi sektörüne girme kararı aldık.

Bu sektörde 3 ayrı kalem var. 6 ay ile 1 yıl arasında yetişen çiçek ve gül gibi, daha kısa sürede yetişen ama ömrü daha az olan bitkiler. Bir de ibreli dediğimiz, bizim de üretimini yaptığımız çeşitler var. Bunlar 3 ila 4 yıl arasında, iyi bakım olursa 2 yılda yetişen bitkiler. Bir de ağaç türleri var. Bunlar da 3 yıldan başlayarak 5-7 yıl gibi daha uzun sürelerde yetişen bitkiler. Bunların yatırım süresi ve geri dönüşleri uzun olduğundan dolayı biz burada ilk olarak ‘ibreli’ dediğimiz orta sınıf olarak nitelenen, 3 yılda geri dönüşü olan bitkiler yetiştirmeye başladık. Bunlarla ilgili de 400 dönüm arazimizin tamamını yavaş yavaş bu ibreli bitkilere dönüştürmeye başladık.”


Şu an ne kadar bitkiniz var?

“Şu an 150 dönüm arazide yaklaşık 180bin adet bitkimiz mevcut. Yaklaşık 1 buçuk 2 yıl gibi bir sürede bu noktaya geldik. Şu anda firmamız adına İzmir’de 320 bin ila 350 bin adet arasında bitki yetiştirilmektedir. Hedefimiz, inşallah yıl sonuna kadar bu 400 dönümlük arazinin tamamını süs bitkisine dönüştürmeyi ve 500 ila 550bin adet arasında bitkiye ulaşmayı düşünüyoruz.”

Kaç çeşit bitkiniz var?

“Sarallar Peyzaj olarak şu anda 6 çeşit üzerine çalışıyoruz. Araştırmalarımız neticesinde, bu 6 çeşidin bu bölgede en sağlıklı yetişecek bitkiler olduğunu öğrendik. Gelişim süresi 3 yıl olan bitkileri zamanından önce yetiştirmeye müsait bir saha burası. Dolayısıyla çeşit artırmak yerine üretim adedini arttırma hedefi koyduk kendimize. 2 yıldır bu işe yatırım yapan bir firma olarak, ibreli sınıfında şu anda Marmara Bölgesinde üretim adedi olarak 3’üncü durumdayız.”


Şehir dışından gelen fideler Bilecik’in iklimiyle kolay uyum sağlıyor mu?

Fideler alım yaptığımız şehirlerden geliyor, burada ilk aşamada onları rehabilite için ayrı bir kaba alıyoruz. Belli bir süre bekledikten sonra da araziye dikiyoruz. Örneğin kara selvi fidanlarımız var. Biz bu fidanlarımızı Edirne’den devletin üretim çiftliğinden aldık. Belli bir büyüklüğe, kalınlığa ulaştıktan sonra mavi selvileri bunların üzerine aşı yapıyoruz. Kara selvinin kökü sağlam olduğundan dolayı selvi ağacı daha canlı, daha gür, daha uzun süre sağlıklı bir şekilde hayatını sürdürüyor. Mavi selvinin kökü biraz daha zayıftır.

Fidenizi kendiniz üretmeyi düşünüyor musunuz?

“Kurduğumuz seramızda elimizdeki smargat, top, piramit, mazı fidanlarının fidesini de yetiştirmek istiyoruz. Yani, sıfırdan tarlaya dikim aşamasına kadar bitkinin tüm aşamalarını burada gerçekleştirmek için çalışlar yürütüyoruz. Tabi bu daha çok deneme yanılma şeklinde çalışmalar. Seramızda bu bölgede fide üretiminin olup olmayacağını görmek için denemeler yapıyoruz.”


Cihan Saral’ı Saral Kum Ocağı ile biliyoruz. Bu tesisi de kum ocağının yanına kurdunuz. Bu üretimde Sakarya nehrinin çok büyük faydası var zannedersem.

“Biz kum ocağı faaliyeti yaparken, bu bölgede bir kısmı atadan dededen kalma, bir kısmı da benim faaliyetlerim sonucu aldığım arazilerimi var. Araştırmalarımız, bu arazilerin Sakarya kıyısında olması nedeniyle bu bitkilerin çok daha kolay ve çabuk yetişeceğini ortaya çıkardı. Sebebi de şudur; Sakarya nehrinden dolayı burada sıcaklık farkları fazla olmuyor. Sakarya, rutubet ve nem seviyesini yükselterek havanın aşırı soğuk veya aşırı sıcak olmasını engelliyor. Bundan dolayı bitki, gece-gündüz, yaz-kış arasındaki büyük sıcaklık farklarına maruz kalmıyor. Bitki de bunu seviyor. Gündüz 35 derece, gece ise 10 derece olması bizim bitkilerimiz için negatif bir durum. Bu durum bitkinin formunu da etkiliyor. Yani bitkinin dallarındaki yaprakların şekilleri çok daha düzgün ve güzel oluyor. Bununla birlikte, buralar çok eski nehir yatakları olduğu için bu topraklar alüvyonlu, verimli topraklar. Bu da bitkilerin daha çok kökleşmesine ve büyümesine sebep oluyor. Buralarda böyle toprakların olması bize Allah’ın bir lütfudur tabiki.”

Sulamayı nasıl yapıyorsunuz?

“Bizim arazimiz yaklaşık 2 kilometre boyunca nehir kenarında bulunuyor. Kum ocağımızın zaten mevcut bir elektrik sistemi var. Biz bu elektrik sistemiyle nehirden suyu çekerek elektrikli motorlarla, yerin altına döşediğimiz 2 kilometre uzunluğundaki borularla, farklı bölgelerde vana açmak suretiyle damla sulama şekliyle suluyoruz. Her köke damlatma şeklinde bitkiler sulanmaktadır. Belli günlerde, belli saatlerde, belli oranlarda sulama yapmaktayız. Örnek vermek gerekirse gündüz sıcak saatlerde sulama yapılmaz. Bu karnı tok bir insana yemek yedirmek gibi bir şeydir. Bunların belli saatleri vardır. Yetiştirici arkadaşlarımız bunları organizasyonunu yerine getiriyorlar.”


Ziraat Mühendisi Ebru Karadeniz ise bu işim görünmez kahramanlarından. Ebru hanım burada yetiştirdiğiniz bitkiler hakkında bize biraz daha detaylı bilgi verir misiniz?

“Öncelikle mavi selvileri anlatalım. Bitkilerimiz 6 aylık olduktan sonra saksıdan alarak toprağa dikiyoruz. Şu an boyları iki metreyi aştı ve satışa sunulmaya hazır hale geldiler. Üretim sahamızın Sakarya kenarında olması büyük bir avantaj. Burada aşırı soğuk havalarla karşılaşmıyoruz. Toprağın şu an geçirgenliği ve drenajı çok iyi olduğu için tüm bitkilerimizi normal büyüme sürelerinden çok daha çabuk büyüttük. Güneş müthiş bir şekilde bitkilerimize can veriyor onların daha çabuk büyümesini ve daha yeşil gözükmesini sağlıyor. Bu havanın, nemin, güneşin ve toprağın hepsinin bir araya gelmesiyle ürünlerimiz çok daha çabuk büyümekte.

Mazılarımız var. Bunlar da yine her dem yeşiller. Yaz ve kış yeşil olduklarını görebilirsiniz.

Leylandi üretimi de yapıyoruz. Kolay forma giren bir cins. Süs bitkilerinin hemen hepsi kolay form alabiliyorlar ve budamaya geliyorlar. Çit ve duvar bitkisi olarak elimizde en fazla leylandi var. En önemli sebebi de budama yapıldığında nefis bir ferahlatıcı kokusu olması. Bahçe düzenlemelerinde tercih edilen bir cins olduğu için elimizde çok fazla leylandi var. Bu bitki 2 ya da 3 sene içerisinde satışa hazır oluyor. Dediğim gibi arz ve talep meselesi. Leylandi her sene 60 ile 80 cm arasında uzama gösteriyor. 1,5- 2 metreye kadar da yanlara doğru genişleme yapıyor. Anlaştığınız kişiler geliyor, hangi boyda isterse o şekilde satışa sunuyoruz.


Gold Rider denen türümüz, güneş gördükçe sararan bir bitki. Kışın da kahverengi renk alıyor. Bunlar yine bahçelerde çit ve duvar olarak kullanabileceğimiz ürünler.

Smargat da yine süs bitkisi olarak ürettiğimiz ürünlerden bir tanesi. Doğal çit. Park, bahçe ve villalarda küllenmeye karşı yani zehirli gazlardan en az etkilenen ürünlerden bir tanesi.

Şimşiri de çit bitkisi olarak kullanıyoruz. Şu an elimizde fazlasıyla var. Bu da ürettiğimiz süs bitkilerinden birisi.”

Cihan Bey, üretim tesisinizle ilgili izinleri ve belgeleri aldınız mı?

 “Biz Bilecik bölgesinde Tarım İl Müdürlüğü’nden ihracat yetkisi ve ruhsatı almış tek üretici firmayız şu an. Dolayısıyla bizim zaten bu araziyi dönüştürme ve burada 550 bin adet fidan dikerken ilk amacımız ihracat yapmaktı. Asıl meselemiz Türkiye’nin dış ticaretine katkı sağlamak ve ihracattır. Bu yönde de tüm izinlerimiz alındı. Açıkçası bitkilerimizin büyümesini bekliyoruz.”


Satışa hazır ürününüz var mı şu an?

“Hali hazırda mavi selviler yetişmiştir. Şu anda yurt içi ve yurt dışı satışa hazır 15 bin adet fidanımız mevcuttur. Bunlar yaklaşık 2 ila 2,5 metre arasındayken sökülmektedir. Yağmur yağmasından sonra sökmek ve yerine dikmek daha kolay olduğu için, biz bunları bir ay sonra söküp satışlarını yapacağız. Peyzaj uygulaması yapılan yere buradan söküp kökünü muhafaza edip toprağıyla birlikte ulaştırıyoruz. Kökleri zedelenmesin diye dış cephesi sarılıyor. Zedelendiği zaman yerine uyum sağlaması da sorun oluyor. Karşı taraf nasıl isterse, bazen saksıyla bazen de etrafını ve köklerini çevirerek istenilen yere ulaştırıyoruz.

Burada iki amaç var. Birincisi kendi yetiştiği toprağın bir kısmıyla alıp yerine götürme ikincisi de kök söküldüğünde hava almaması. Yerinde sağlam tutması ve form tutması hava almamasıyla mümkündür. Bu fidanların en fazla istediği şey su ve gübre. Daha çabuk ürün almak istiyorsanız zamanla yarışıyorsunuz burada. Bunun için de su ve gübre zamanını geçirmemeniz gerekiyor. Üçüncü bir şey de otla mücadeleyi iyi yapmanız gerekiyor. Bitkinin tarlada rahat bir şekilde olması lazım. Eğer bakımsız olursa otun içinde bitkiyi ararsınız. Ot mücadelemizi daha çok bayan personelle gerçekleştiriyoruz. Bay personelimiz sulama gübreleme ve diğer mücadeleyi yapmakta.”

Kaç kişi çalıştırıyorsunuz?

“Bayan personelin sayısı değişmekle birlikte, her gün servislerimiz vasıtasıyla 10 ile 15 arasında personel gelmekte. 4 ile 5 arasında da erkek personelimiz var. 4-5 diyorum çünkü bir personelimiz zaman zaman kum ocağında zaman zaman burada çalışmakta. Toplamda 15 civarında personelle 400 dönüm arazide 550 bin hedefine koşuyoruz.”

Sarallar Peyzaj’ın yatırım maliyeti ne kadar?

“Dediğim gibi, şu anda 180 bin adet fidana ulaştık. Yılbaşına kadar ki hedefimiz 550 bin adet. Bu güne kadar yaklaşık 3 milyon liralık bir fidan maliyetimiz oldu. Bunun yanında sulama, mücadele ve bakım gibi gider kalemlerine 1 milyon lira harcadık. Bu sene sonuna kadar 4 milyon liraya yakın bir yatırım maliyetimiz olmuş oluyor. Bu yıl itibariyle 15 bin fidandan satışımız başlıyor. Gelecek yıl 100 – 150 bin bandında satış yapmayı takip eden 3 yıl boyunca bu bant üzerinden satış gerçekleştireme hedefimiz mevcut.

Bir de şunu söylemek istiyorum. Türkiye’mizde değişen bir algı var. Bizim kültürümüzde fidanı alır bahçeye dikersin. Hem görüntüsü hem de onun yemişinden yararlanırsın. Değişen algıya göre insanlar diyorlar ki ben erik yemek istiyorsam gider pazardan alırım bahçeme de süs eriği dikerim. Daha önce 5 liralık bir fidandan görüntü hem yemiş alınıyordu. Ama ateş renginde süs eriği fidanının tanesi ise 80 ile 100 lira arasında. Biz bu değişen algıyı keşfedip bu yönde yatırımlarımızı gerçekleştirdik.”

Editör: TE Bilişim